GÜNDEM - 10 Şubat 2016 Çarşamba 16:12

Et fiyatlarından üretici dertli tüketici memnun

A
A
A
Et fiyatlarından üretici dertli tüketici memnun

Hükümetin, rekor seviyelere ulaşan et fiyatlarına sınırlama getirmesi üreticileri memnun etmezken vatandaşları sevindirdi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in et fiyatları konusunda dün yaptığı taban ve tavan fiyat açıklamalarına Trabzonlu kasaplar tepki gösterdi. Belirlenen fiyatlarla et satmanın imkansız olduğunu belirten kasaplar, bunun gerçekleşeceğine inanmak istemediklerini belirttiler. Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Kasaplar ve Celepler Odası Başkanı Temel Korkmaz, et fiyatları ile ilgili alınan böyle bir kararı kabul etmediklerini belirterek bunun emri vaki alınan bir karar olduğunu söyledi.
Korkmaz, “Böyle bir emri vaki ile fiyatların düşürülebileceğini zannetmiyorum. Uygulanması şu gün itibariyle mümkün değildir. Uygulanması için önce geçici olarak canlı hayvan ithalatının açılması, böylece fiyatların bu yönü ile aşağı çekilip kasaba etin 20-22 TL'ye gelmesi gerekir. Şu anda etin gerçek reel fiyatının 25 TL karkas olduğunu bildiğimiz için şu anda belirlenen taban ve tavan fiyatların uygulanması bir ütopyadan ibarettir. Sayın bakan bunu neye göre açıkladı, neyi göre yaptı onu bilen değilim. Ancak bu fiyatlar birer hayaldir" dedi.

Kasaplardan Şaban Kakışım da fiyatın kabul edilemez olduğunu belirterek tepki gösterdi. Kakışım, “Bu fiyat bizim için uygun değil. Karkas eti 26-27 TL'ye alıyoruz. Dükkana girişi 36-37 TL. Diğer giderlerle birlikte bakanlık bunu karşılarsa o dediği fiyata satalım. Benim zararımı kim karşılayacak. Bu fiyatı kabul etmemiz mümkün değil. Eğer bu fiyatlar uygulanırsa biz dükkanı kapatacağız. Bakan diyor ki 'ben aldım büyük marketleri yanıma siz ne yaparsanız yapın' Bunun açıklaması bu. Biz trabzon'da kıyamın kilosunu 38 TL'den, kuşbaşı etin kilosunu da 40 TL'den veriyoruz” diye konuştu.

Yaklaşık 50 yıldır kasaplıkla uğraşan Şahin Kölemenoğlu da bu duruma tepki göstererek hesabın çok iyi yapılması gerektiğini söyledi. Kölemenoğlu, “Bakan bize mal göndermedi. Eti, Et Balık Kurumu'na gönderiyor orada satış yaptırıyor. Biz köylü vatandaşla karşı karşıyayız. Devlet bizi de desteklesin biz de 25 TL’ye verelim. İndirim yapılsa biz de indirim yaparız. Bizde herhangi bir zorlama yok. Bizim kar hattımızda bir değişiklik yok. Bakanlığın aldığı bu fiyatı kasap olarak uygularız ancak bakanlık eti bize kadar ulaştırsın satalım o fiyattan sorun yok. Şu anda 26-27 TL kemikli hayvanı alıyorum, kemiğini sıyırıyorum kalanı kaça satacağım. Gelsin yapsın muhasebesini hatta maliye bakanı yapsın hesabını. Biz de ona göre satalım” şeklinde konuştu. 

BAZI KASAPLAR UYGULAMAYA GEÇSE DE PİYASADA FİYATLAR HALA OLDUKÇA YÜKSEK

Önceki gün kırmızı et sektörü temsilcileri ile bir araya gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, görüşmenin ardından karkas yağsız et tavan fiyatının 23,3 lira, yağlı et tavan fiyatının 21,8 lira, kıymanın tavan fiyatının 32 lira, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 lira olmasıyla ilgili fikir birliğine vardıklarını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından gözlerin çevrildiği kasapların bu fiyatları doğru bulduklarını belirtmesine rağmen piyasada fiyatlar henüz istenilen seviyeye çekilemedi. Fiyatların çok yüksek olmasından şikayetçi olan kasaplar, “Fiyatlar yüksek olunca vatandaşın alım gücü düşüyor. Bu da satışları etkiliyor” dedi.

“FİYATLARIN EN AZ 7-8 LİRA AŞAĞI İNMESİ GEREKİYOR”
Uzun yıllardır Fatih Kadınlar Pazarı'nda kasapçılık yapan Fikret Kurban, “Kırmızı et fiyatları günümüzde en yüksek noktaya ulaştı. Et lezzetli yemeklerin ham maddesidir ancak vatandaşın alım gücü çok düşük. Bugün kırmızı et fiyatları bir işçinin günlük yevmiyesine eş değer düzeydedir. Bir kilo kuş başı et 42 liradır. Bu para bir işçinin günlük kazancı demektir. Et fiyatlarının en az 7-8 lira aşağı inmesi gerekiyor. Biz toptan satış yaptığımız için piyasanın altında bir fiyat oranımız var. Kısacası çok satıyoruz ama az kazanıyoruz. Genel piyasada fiyatların yüksek olma sebebi ithal et konusunda yaşanan sıkıntıdır. Ancak ben bu sıkıntıların aşılacağını ve fiyatların bakanlığın açıkladığı tavan fiyata ineceğini umuyorum” dedi.
Piyasada dana kıymanın fiyatının 38 ile 40 lira arasında olduğunu belirten Fikret Kurban, “Bakanlık bunun tavan fiyatının 32 lira olacağını söyledi. Biz şuan 31 liradan veriyoruz ve bundan kazanıyoruz. Demek ki kırmızı et tavan fiyatın altında da satılabilir ve kazanç bırakabilir” diye konuştu.

“ŞUANA KADAR BİR DÜŞÜŞ OLDUĞUNU GÖRMEDİK”
Gaziosmanpaşa’da kasapçılık yapan Hasan Hüseyin Güler ise, “Et fiyatlarının düşeceği söyleniyor ancak şuana kadar bir düşüş olduğunu görmedik. Dün toptan et aldık 23 liraya, bugün aldık 24 liraydı. Bizim fiyatlarımız uzun süredir 35 lira civarındadır. Ancak genel piyasada fiyatlar dalgalı olunca vatandaşa da olumsuz yansıyor. Devlet bu noktada üzerine düşeni yapacaktır. Devletin her ilçede Et Kurumu olmalı ve satış yapmalıdır. Bu durum et fiyatlarını dengeler diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
 

EDİRNE'DE TÜKETİCİ MEMNUN ÜRETİCİ DERTLİ

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, kıyma ve kuşbaşı etin tavan fiyatlarını açıklamasının ardından Edirne'de, hayvan üreticileri duruma tepki gösterdi. Kazanacak olanın büyük market ve kasaplar olduğunu dile getiren hayvan yetiştiricileri, "Yine yük bizim sırtımıza binecek" dedi. Tüketici ise fiyatları memnuniyetle karşıladı. Bakan Çelik'in, "Kırmızı et sektörü temsilcileriyle aldığımız karar gereği karkas yağsız et tavan fiyatının 23,3 TL, yağlı et tavan fiyatının 21,8 TL, kıymanın tavan fiyatının 32 TL, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 TL olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık" açıklamasının ardından Edirne'de vatandaşlar, fiyatları olumlu karşıladı. Evlerine kıyma ve kuşbaşı eti almakta zorluk çektiklerini belirten tüketiciler, "Fiyatların düşmesi iyi olmuş çünkü hiç et yiyemiyorduk" diye konuştu.

"Kazanan büyük marketler olacak"
Edirne'de hayvan yetiştiriciliği yapan Yahya Hıncal, Gıda, Tarım ve Hayvanlık Bakanı Faruk Çelik'in açıkladığı kıyma ve kuşbaşı etin tavan fiyatlarında hesap hataları olduğunu belirterek, "Etin esas karkas fiyatlarının maliyetleri hesaplanarak ona göre fiyat söylemesi lazım. Şu anda yem 900, bin TL, eti canlı hayvan borsasından 11-12 TL'ye alması lazım ki üreticiye 32 TL'ye vermesi için. Orada bir yanlış hesaplamalar var. Neye göre bu hesapların yapıldığını bilmiyoruz. Burada muhakkak büyük marketler para kazanıyor, bizim para kazandığımız yok. Şimdi yarın canlı hayvan borsasında da fiyatları otomatik olarak düşürecekler. Bakan Çelik, bu fırsatı marketlerin eline verdi, olan yine bize olacak" şeklinde konuştu.

"Yine her şeyi üreticiye bindirecekler"
Edirne'de hayvan yetiştiriciliği yapan Serkan Gül ise "Bu durumda kazanacak olan yine kasaplar ve büyük marketler olacak. Bizim 18-20 ayda yetiştirdiğimiz bir hayvandan maksimum kazancımız bin 500 lira, o da kendi şartlarımızı kullanarak. Arpamızı, buğdayımızı, mısırımızı kendi tarlamızda ekersek bizler de bu paraları kazanıyoruz. Bunlar bizim sırtımızdan çıkacak, yine üreticiye bindirecekler her şeyi" dedi.

"Bize ulaşan bir fiyat tebligatı yok"
Edirne'de ailece yaklaşık 40 yıldır kasaplık yaptıklarına değinen Mustafa Öztürk de, dana kuşbaşı eti fiyatlarının şu an 40 TL, dana kıymanın kilosunun ise 38 TL olduğunu söyledi. Öztürk, "Bakanımız fiyatları açıkladı ama bize henüz gelen bir tebligat yok. Fiyatlarımız biraz yüksek ama bizim de etimiz kaliteli. Neler olacağını ilerleyen günlerde göreceğiz" ifadelerini kullandı.

"Kuşbaşı eti aldığımız yok zaten"
Kasap alışverişlerinde fiyatların yüksek olmasından dolayı kısıtlı imkanlarla alışveriş yapabildiklerini söyleyen Yusuf Evcil, "Bir Avrupa ülkesinde dana etinin kilosu 18 TL, ülkemizde ise 38 TL. Fiyatları biraz daha iyileştirirlerse daha iyi olur tabi ki. Bence iyi olmuş çünkü hiç yiyemiyorduk. İnşallah fiyatlar yürürlüğe girer. Şu anda kuşbaşı eti hiç aldığımız yok zaten. Kıyma alıyoruz arada bir o da yarım kilogram. Yani fazla bir şey aldığımız yok, alamıyoruz. Bu fiyatlar yürürlüğe girerse biraz daha fazla belki kıyma alabiliriz" diye konuştu. Öte yandan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin çift haneli gıda enflasyonunda etkili olan et fiyatlarını kontrol altına alabilmek için kıymada 32 TL, kuşbaşı ette ise 34 TL tavan fiyat uygulanması konusunda sektör temsilcileriyle mutabakata vardıklarını açıklamıştı.

GAZİANTEP'TE VATANDAŞ ET FİYATLARINDAN MEMNUN

Hükümetin rekor seviyelere ulaşan et fiyatlarının sınırlama getirmesi Gaziantepli üretici ve vatandaşlar tarafından olumlu karşılandı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ulusal Kırmızı Et Konseyi, Kırmızı Et Üreticileri Derneği, Türkiye Kasaplar Federasyonu ile yaptığı toplantıda yağsız et tavan fiyatını 23.3 TL, yağlı et fiyatını ise 21.8 TL olarak açıklamıştı. Bakan Çelik, "Kıyma fiyatı 32 TL ve kuşbaşı fiyatı 34 TL olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık. Et ithalatı meselelerini yoğun değerlendirmesini gerçekleştirdik” diyerek, aldıkları kararın üreticiyi, besiciyi koruma yönünde alınmış bir karar olduğunu söylemesi üzerine, Gaziantepli vatandaşlarda bunu olumlu karşılayarak, vatandaşların bundan sonra daha uygun bir fiyata et yiyeceklerini söyledi.

“Et fiyatları almış başını gidiyordu”
Gaziantepli vatandaşlardan Bilal Bakırel, bu fiyatla vatandaşın daha çok et yiyebilceğini ifade ederek, Bakan Faruk Çelik’e teşekkür etti. Bakırel, “Bakan tarafından et fiyatları konusunda yapılan açıklama çok güzel oldu. Vatandaşlar, hiç olmazsa ayda evine iki defa et götürebilir. 40-45 aşırı bir fiyat yani. Bu arada üreticinin de desteklenmesi lazım. Et fiyatları almış başını, gidiyordu yani karar alanlar güzel bir karar almış. Buna dur diyen yoktu” diye konuştu.

“Haftada bir yarım kilo et alıyordum”
Et fiyatlarının düşmesinden memnun kaldığını ifade eden bir diğer vatandaş Aliye Özyar da daha önce 2-3 kilo et aldığını ve et fiyatlarının artmasının ardından bir kilo et almak zorunda kaldığını söyledi. Özyar, “Çok güzel oldu. Böyle bir karar alındığı için teşekkür ederiz. Yani fakir fukarayı düşündükleri için iyi oldu. Tabi her insan et alıp yiyemiyor. Daha da düşse daha iyi olur. Haftada bir yarım kilo et alıyordum. Bundan sonra hafta 2-3 kilo alacağım” ifadelerini kullandı.

Et fiyatı ucuzlarsa daha fazla satış yapacaklarını belirten kasap Oktay Yanç ise “İnşallah ucuzlar biz de satış yaparız karımız olur, vatandaş et yer. Biz şu anda gram gram et satıyoruz. Fiyat düştüğünde ise vatandaş kiloyla et alır. Yani fiyatın 40 liradan 32 düşmesi herkes için iyi olur ama hayvan fiyatlarının düşmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.

Kebapçı Kazım Polat da Hükümetin et fiyatlarıyla ilgili aldığı kararın kendileri için olumlu sonuçlar vereceğini vurgulayarak, “Gayet iyi oldu. Bunun müşterilere yansıması, çok güzel olur. Vatandaş tavuk eti yemekten sıkıldı. Tavuk satışımız biraz daha aşağı düşer. Millet daha çok et yemeye başlar. Yani et satışlarının düşmesi, t satışlarımızı yükseltir. Çok yerinde bir karar oldu. İnşallah ilerdeki günler için daha güzel olur. Yani dediğimi gibi, gelen müşteriler, tavuk yemekten sıkıldı bıktı artık. Bunun haricinde, biz artık yoğunluk olarak kıyma çeşitleri et satmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

HALİL DAĞ - LİDER OLGUN-KORAY USTABAŞI-BEKİR KOCA-MEHMET ALTUNIŞIK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.