SAĞLIK - 29 Kasım 2016 Salı 12:12

Evlerdeki tehlikeye dikkat

A
A
A
Evlerdeki tehlikeye dikkat

Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Serkan Şener, "Kendimizi en güvenli hissettiğimiz yer olan evimizde hiç ummadığımız tehlikelerle karşılaşabiliyoruz. Özellikle çocuklu evlerde dikkatsizlik, geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açıyor. Evlerde çocukları bekleyen tehlikeleri önceden bilmek ise bu sonuçları değiştirebiliyor" dedi.

Çocukları ev kazalarına karşı koruyacak önerileri ve yapılacak ilk yardım müdahalelerini 9 ana başlıkta toplayan Şener, bunlardan önemlisinin bebek düşmeleri olduğunu ifade ederek, "Acil servislere yüksek bir yerden veya yataktan düşme vakalarıyla sıklıkla getirilmektedir. Bunun nedeni, anne, baba veya bakıcı bebeği çoğunlukla yatağın üzerinde uyutuyor ve güvenli olsun ve düşmesin diye yanına yastık koyuyor. Ancak bu doğru bir yöntem değil. Bu noktada bebeğin düşmesini engelleyecek yandan koruyuculu ve korkuluklu bebek yatağı kullanılmalı. Eğer illa yatak dışında bir yerde yatırılması gerekiyorsa bu koltuk değil halı üzeri olmalıdır. Anne babalar bebeğin alt değişimi esnasında da dikkatli olmalıdırlar. Bebeklerini yerden yüksek bir yere koymamalarını ya da mutlaka yanlarından ayırmamalarını gerekir" dedi.

Ocaktaki yemeklere dikkat
Anne ve babaların özellikle ocak üzerinde pişen yemeğe dikkat etmeleri gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Şener, "Yemek yaparken, herhangi bir şey kaynatırken, dört gözlü ocakların ön kısmı yerine arka gözleri tercih etmeye özen gösterin. Ayrıca yemeğinizi pişirdikten sonra soğuması için ocağın üzerine değil, çocuğun ulaşamayacağı bir yere koyun" dedi.

Deterjanları üst raflara koyun
Tuz ruhu, çamaşır suyu gibi kimyasalların orijinal şişeleri dışında su, meyve suyu ve süt gibi sık bilinen tüketilen ürün şişe ve kapları içinde saklamak ve erişilebilir yerde bulundurmanın sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de tehlikeli olduğuna değinen Doç. Dr. Şener, "Bu kimyasalları kazara içilmesi yemek borusunda ameliyatla onarılması gereken ve bazen de geri dönüşümsüz hasarlara yol açabiliyor. Çocuklar özellikle yürümeye başladıktan sonra her şeye daha kolay erişebiliyorlar. Ayrıca meraklı yapılarından dolayı temizlik malzemelerini kurcalayıp kapaklarını nasıl açacağını öğrenebiliyorlar" ifadelerini kaydetti.
Doç. Dr. Serkan Şener, o nedenle bu tür sıvıların saklandığı mutfak lavabosu altındaki dolaplardan mutlaka çocukların erişemeyeceği yerlere kaldırılması gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Şener, kimyasalları sık kullanılan bir içecek kabının içine koyma alışkanlığından kesinlikle vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Banyo paspasları kullanın
Banyoda kazaya neden olabilecek noktaların küvetin içi ve dışındaki ıslak zeminler ile seramik ve fayans kısımlar olduğunu belirten Doç. Dr. Şener, "Buralardaki kazalardan korunmak için kayganlığı engelleyecek plastik paspaslar ya da kuru tutmayı sağlayacak bez ve havlular kullanmak, çocuk ya da erişkinlerin düşmesine bağlı kafa travmalarını önlemede etkili oluyor. Banyosunda yüksek kenarlıklı küvet kullanan ailelerin de küvetin her iki tarafında da kullanılabilecek seyyar basamaklar veya tutamaçlı güvenlikli basamaklar kullanması öneriliyor."

Ufak cisimleri ortadan kaldırın
"Çocukların altıncı aydan itibaren başparmağını fonksiyonel olarak kullanmaya başlaması kıskaç hareketiyle ojeleri tutmaya başlaması, kavrama yeteneğini kazanması anlamına geliyor. Kavrama yeteneğinin kazanılması ile çocuk oral dönemde yani yeme içmenin daha ön planda olduğu dönemde her şeyi ağzına götürmek istiyor. Bu noktada evdeki her şeye onun gözüyle bakmaya ve etrafta ufak cisimler bırakmamaya dikkat edilmeli. Bebeklere özel sandalyelerle ve onların içi tarafına yerleştirilmiş yastıklarla etrafı korunaklı oyun parkları oluşturarak onlara güvenli oyun alanları oluşturulabilir" dedi.

Emzirdikten sonra hemen yatırmayın
Bebekleri emzirdikten sonra hemen yatırmak yerine gazını çıkarmanın, kusmuk veya mide içeriğinin hava yoluna kaçmasını engellediğini vurulayan Doç. Dr. Şener, "Çocuklarda ise solunum yolu tıkanmalarına yutulan yabancı cisimler neden oluyor. Örneğin 8 yaşın altındaki çocuklarda ses çıkmıyor, öksürmüyor ve morarma oluyorsa bu tam hava yolu tıkanıklığa işaret" açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Serkan Şener, bu durumda yapılacak ilk müdahaleyi açıkladı: "Sağlık ekiplerinin müdahalesini beklemeden 1 yaş altındaki bebeği karnının üzerine kolumuzun üstünde pozisyon verip çocuğu hafifçe öne eğip sırtına 5 kez sertçe vurmak gerekiyor. Yabancı cisim ancak ağız içerisinde görülüyorsa parmakla çekip çıkarmak gerekiyor. Eğer görünmüyorsa çocuğun ağzına parmak sokmak cismi daha da içeri ittirmeye sebep olabileceği için tehlikeli oluyor. Eğer yabancı cisim hala yoksa 5 kez daha aynı teknikle sırta vurup sonrasında Temel Yaşam Desteği uygulanmaya başlanabilir."

Yanıkları soğuk suya tutun
Yanıklarda, öncelikle yanığa sebep olan maddenin cilt üzerinden uzaklaştırılması ve yanan bölgenin 10 dakika soğuk suyun altında tutulması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şener, "Bunun tek istisnası eğer yanan madde cilde yapışmışsa uzaklaştırmaya çalışılmamalı. Sonra temiz bir bezle bölgenin üstü örtülmeli ve sağlık merkezlerine başvurulmalı. Sıcak gibi aşırı soğuk da yanığa sebep olacağından yanık bölgesine direk buz uygulamayın. Sık yapılan ilk yardım hatalarından biri; kırılan kemiği yerine oturtmaya çalışmak veya deri dışındaki kemik çıkıntılarını içeriye sokmaya çalışmak. Bu kişide daha fazla ağrıya sebep olacağı gibi yumuşak dokuda da hasarlara sebebiyet veriyor. Kırık eğer deri altında ise kapalı kırık olarak tanımlanıyor. Bu durumda torbanın içerisine yerleştirdiğiniz buzu temiz bir beze sararak soğuk müdahale yapabilirsiniz. Ancak açık yara bulunan kırıklarda, kişi yara üzerine temiz bir bez örterek sağlık merkezine ulaştırılmalı."

Başını arkaya atmayın
"Burun kanamalarında baş öne eğilmeli ve kemiğin bitip kıkırdağın başladığı noktaya başparmak ve işaret parmağı ile beş dakika bastırılmalı. Kemiğin başladığı yere soğuk uygulama yapmak, burun damarlarının büzüşüp kanama miktarının azalmasına yardım ediyor. Hala kanama devam ediyorsa buruna basılı tutarak, en yakındaki bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı" dedi.

Bayram Kılınçer 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 52 milyonluk para trafiği ortaya çıkmıştı: Zanlılar adliyeye sevk edildi Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilanlarla ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı dolandıran, hesaplarında 52 milyon TL para giriş çıkışı olduğu tespit edilen 56 şüpheliden 49’u adliyeye sevk edildi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin, siber suçların men ve takibine yönelik yürüttüğü soruşturmada, liderliğini Serkan Kınalı isimli şahsın yaptığı suç örgütü üyelerinin E-ticaret ve ilan platformlarına sahte ilanlar koyarak, kurulan çağrı merkezine ait açık hatlar üzerinden müştekiler ile güven verici ve aldatıcı görüşmeler yaptıkları belirlendi. Kaparo, kargo bedeli, nakliye bedeli ve sigorta bedeli gibi bahanelerle para alan örgüt üyelerinin elde ettikleri parayı kripto para platformlarına aktardıkları ve sanal kripto para birimlerine çevirerek izini kaybettirmeye çalıştıkları tespit edildi. 52 milyonluk para trafiği Belirtilen yöntemlerle yöntemlerle aralarında deprem mağduru aileler ile engelli vatandaşların da bulunduğu 37 şahsın dolandırıldığı, suç örgütü üyesi şahısların hesaplarına 52 milyon 675 bin 400 TL para giriş çıkışı olduğu tespit edildi. 5 ayrı bölgede çağrı merkezi oluşturan suç örgütü üyelerinden üçünün toplam 23 ayrı suçtan 25 yıl kesinleşmiş cezalarının bulunduğu belirlendi. Kocaeli merkezli 11 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 56 şüpheli yakalandı. 5 şüphelinin değişik suçlardan cezaevinde olduğu, 2 şüphelinin ise ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi. 49 şüpheli ise Kocaeli Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesine sevk edildi.
Gaziantep Enkaz altından şampiyonluğa Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Halter takımında yer alan Büşra Kayadibi, 6 Şubat depremlerinde 3 gün boyunca enkaz altında kaldı ama azminden hiçbir şey kaybetmedi, kısa süre içinde hem Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncü oldu hem de madalya kazandı. Büşra Kayadibi, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlere Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde ablasının evinde yakalandı. 3 gün boyunca enkaz altında kalan ve yeğenlerini kaybeden Kayadibi, azimle, hırsla halter sporuna devam etti. Çok değil kısa süre içerisinde 2016’da başladığı halter sporunda derece almayı sürdüren Kayadibi, Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncülük elde etti ve madalyalar kazandı. Büşra Kayadibi, depremde Nurdağı’nda ablanın evinde olduğunu belirterek, “3 gün enkazda kaldık. Yeğenlerimi kaybettim. Ablam için bizim için çok ağır bir şeydi bu. Tam olarak atlatabilir miyiz, bu atlatılabilir bir şey mi? Onu da bilmiyorum. Vali Mehmet Lütfullah Bilgin Spor Salonu benim ilk spor salonumdu. Yıkılan yerler arasında antrenman salonum da var” dedi. “Yaşadıklarım atlatılması zor şeyler” Halterin hayatının odak noktasında olduğunu dile getiren Kayadibi, “Yaşanan felaket nedeniyle haltere biraz ara vermek zorunda kaldım. Odaklanmamda, hayatımın akışında birazcık sıkıntı oluyor benim için. İster istemez tabi, yaşadıklarım kolay şeyler değil. Atlatılması zor şeyler. Şu an toparlanma aşamasındayım. Tekrardan hayatımın merkezine kendimi koymak için çabalıyorum" diye konuştu. Halterde 55 kiloda yarıştığını belirten Kayadibi, “2016’da haltere başladım. Büyükler Türkiye Şampiyonasında ikinciliğim, Ay Yıldızlarda ve gençlerde madalyalarım var. Haftada 5 gün antrenmanlara geliyorum. Ortalama 3’er saat antrenman yapıyorum” dedi. Ablasının uzuv kayıpları olduğunu anlatan Kayadibi, “Sol kol, sol bacak, kol tamamen omuzdan, bacak dizin biraz altından. Şu an toparlanma aşamasında. Hala onunla ilgileniyoruz. Tam olarak hayat normale geçmiş sayılamaz bizim için” şeklinde konuştu. “Azimle hırsla kaldığım yerden devam edeceğim” Halter sporunun biraz nankör bir spor olduğunu aktaran Kayadibi, “Ara verince çok çabuk geriliyoruz. Derecelerimizde çok çabuk düşüş oluyor. Azimle, hırsla kaldığım yerden devam edeceğimi düşünüyorum” diye konuştu. Ankara’da madalya almasının kendisi için çok güzel bir his olduğunu söyleyen Kayadibi, “Tarifi yok. Antrenmanlara gidiyorum. Bir şeyleri başarmak amacıyla gayret sarf ediyorum. Antrenörlerimle birlikte emek veriyorum. Bu yüzden emeklerimin sonucunu almak beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.