EKONOMİ - 14 Mart 2023 Salı 13:03

'EYT konusunda arabuluculuk tutanakları, işveren ve çalışan için bağlayıcı olacaktır'

A
A
A
'EYT konusunda arabuluculuk tutanakları, işveren ve çalışan için bağlayıcı olacaktır'

EYT konusunda hem işveren hem de çalışanların nasıl yol izlemeleri konusunda açıklamalarda bulunan Avukat Arabulucu Filiz Metin, “Arabuluculuk tutanaklarının her iki taraf için de bağlayıcı nitelikte olması gerekiyor. Tarafsız olan arabulucuların sürece dahil edilmeleri ile süreç yazılı ve resmi hale geleceği gibi, sürecin doğru yürütülmesi ile, anlaşma ve çalışma ilişkisinin istikrarı sağlanabilecektir” dedi.

Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili hususları düzenleyen kanun 3 Mart 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yaklaşık 5 milyon çalışanı etkileyen düzenleme kapsamında, 2023 yılında 2 milyon 250 bin kişi emekli olabilecek. Kanunun aradığı koşullara sahip olanlar, herhangi bir süre sınırı olmaksızın, SGK ve e-Devlet'ten başvuru yapabiliyor. EYT kapsamında emekliliğe hak kazananların bir kısmı emeklilik ardından çalışmaya devam etmeyi, bir kısmı ise gerçek bir emeklilik hayatına geçişi seçmeyi planlıyor. Hem işveren hem de çalışanların izlemeleri gereken yol ve haklarının neler olduğu konusunda bilgi veren Avukat Arabulucu Filiz Metin, emeklilik sürecinde tarafların haklarının korunması gerektiğine vurgu yaparak, “Alacağın belli bir rakama bağlanması, tarafların birbirini kırmasına, üzmesine neden olabilecek iletişim kazalarının giderilmesi gerekiyor. Ödemenin taksitlendirilmesi, kıdem tazminatını almadan çalışmaya devam edilmesi halinde, çalışanın bir hak kaybı yaşamaması, taraf iradelerinin ne şekilde olduğunun Adalet Bakanlığı Lisanslı arabulucularca resmi olarak kayıtlanması her iki tarafın da menfaatinedir. Tarafsız olan arabulucuların sürece dahil edilmeleri ile süreç yazılı ve resmi hale geleceği gibi, sürecin doğru yürütülmesi ile, anlaşma ve çalışma ilişkisinin istikrarı sağlanabilecektir” dedi.

“Söz uçar yazı kalır”

Emeklilik sürecinde işverenlerin ve çalışanların süreci arabuluculuk yolu ile yazılı ve taraf iradelerini net şekilde ortaya koyan arabuluculuk tutanakları ile ihtilaftan ari hale getirilmesine vurgu yapan Metin, “Zira arabulucular aynı zamanda avukat olduklarından, hukuki konulara vakıf olmalarının yanında, tarafların yukarıdaki şekilde farklı çalışma versiyonlarını tercih etmeleri halinde, bu ortak iradelerinin arabuluculuk tutanakları ile yazılı ve resmi hale getirilmesi her iki taraf bakımından da huzur ve hukuki güvenlik alanı sağlayacaktır. Söz uçar yazı kalır. Taraflar iradelerini arabulucu huzurunda ifade ederken, hiç konuşulmayan ya da mutabık kalınmayan konular veya ihtilaf halindeki konular netlik kazanacak, içeriği her iki taraf içinde uygun olan arabuluculuk tutanakları ile süreç yazılı ve resmi hale gelecektir. Arabuluculuk tutanakları her iki taraf için de bağlayıcı nitelikte olduğundan, ileri de aksine davranış söz konusu olamayacaktır” şeklinde konuştu.

“İhbar tazminatı çalışana ödenmez”

EYT kapsamında kıdem tazminatına da değinen Metin, “İşten istifa sureti ile ayrılıp, emekli olduktan sonra, yeniden aynı işyerinde işe devam etmek isteyenler kıdem tazminatlarını alma ya da almadan ikinci dönemde çalışmaya devam etme hususunda serbestler. Kıdem tazminatını almak isteyenlerin emeklilikle birlikte son giydirilmiş brüt ücrete göre hesaplanan kıdem tazminatlarını ve varsa diğer işçilik hak ve alacaklarını elde edecekler. İhbar tazminatı çalışana ödenmez. Bu durumda çalışanın emekli olduktan sonra, ikinci dönemdeki çalışması yeni bir iş ilişkisi gibi olacaktır. İkinci dönemde 5 yıl çalışırsa, işten ayrıldığında son giydirilmiş brüt ücreti üzerinden 5 yıllık kıdem tazminatı ve varsa diğer işçilik hak ve alacaklarını alacaktır. İlk dönemde almış olduğu kıdem tazminatı, ikinci dönem sonunda avans niteliğinde sayılmayacak ve iki dönemde ayrı ayrı hesaplamaya konu olacaktır” diye konuştu.

“Çalışanın yıllık izin hakları toplam çalışma süresine göre kullanılacaktır”

Çalışan emekli olup çalışmaya devam ettiğinde ise, yıllık izin süresi birinci dönemi de kapsayacak şekilde hesaplandığını belirten Metin, “Zira yıllık izin ihtiyacı, çalışanın yıllara yayılan yıpranması ve zamanla izin ihtiyacının artması sebebiyle, ilk dönem ve ikinci dönem bir bütün sayılarak toplam ne kadar izin hakedişi doğuyorsa çalışan bu kadar süre izin kullanacaktır. Çalışanın emekli olup kıdem tazminatını almadan işe devam etmek istemesi halinde de, ikinci dönem sonunda hesaplanacak olan kıdem tazminatı birinci ve ikinci dönem çalışma yılları toplamı üzerinden hesaplanıyor. Çalışan birinci dönemde 5 yıl, ikinci dönemde 3 yıl çalışmışsa, çalışana ödenecek olan kıdem tazminatı toplam 8 yıl dikkate alınarak, hiç çıkış, giriş yapılmamışçasına hesaplanıyor. Çalışanın çalışması karşılığı hak ettiği başkaca alacaklar varsa ayrıca kendisine ödenecektir. Yıllık izin hakları hiç çıkış ve giriş yapılmamış gibi düşünülerek, birinci ve ikinci dönem toplam çalışma süresi dikkate alınarak kullanılmaya devam edilecektir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.