DÜNYA - 31 Ocak 2023 Salı 21:28

Filistin Devlet Başkanı Abbas ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken bir araya geldi

A
A
A
Filistin Devlet Başkanı Abbas ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken bir araya geldi

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken görüştü.

 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Orta Doğu turunun son durağı Filistin’e geldi. Blinken, Ramallah’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. Abbas görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Uluslararası toplumu İsrail işgaline karşı çıkmamak ve yasa dışı yerleşim yerlerini engellememekle suçlayarak, iki devletli çözümü baltalayan, imzalanan anlaşmaları ihlal eden uygulamaları ve işgali ortadan kaldırmaya yönelik uluslararası çabaların eksikliği nedeniyle bugün olanlardan İsrail hükümetinin sorumlu tuttu. Filistin’in ve Birleşmiş Milletlere (BM) tam üyeliğinin tanınması çağrısında bulunan Abbas, “Filistin halkının uluslararası forumlarda ve mahkemelerde varlığını, meşru haklarını savunma ve halkımıza uluslararası koruma sağlama çabalarına karşı devam eden muhalefet, İsrail’in daha fazla suç işlemeye teşvik eden ve uluslararası hukuku ihlal eden bir politikadır" dedi. Bölgede barışın sağlanması için Abbas, İsrail'in imzalanan anlaşmaları ve uluslararası hukuku ihlal eden tek taraflı eylemlerinin tamamen durdurulması ile uluslararası referanslara uygun olarak işgalin sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı.

“Uluslararası meşruiyet, şiddet ve terörizmden vazgeçme ve imzalanan anlaşmalara her zaman bağlılık gösterdik”

Abbas, “Uluslararası meşruiyet, şiddet ve terörizmden vazgeçme ve imzalanan anlaşmalara her zaman bağlılık gösterdik. İsrail'in başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarına sahip Filistin devleti topraklarındaki işgalini sona erdirmek amacıyla siyasi diyaloğu yeniden tesis etmek için ABD yönetimi ve uluslararası toplumla birlikte çalışmaya hazırız” dedi. Filistin halkının işgale sonsuza kadar devam etmesine izin vermeyeceğini vurgulayan Abbas, “Kutsal mekanların kutsallığı ihlal edilerek, Filistin halkının onuru küçümsenerek, meşru özgürlük, haysiyet ve bağımsızlık hakları yok sayılarak bölge güvenliği güçlendirilmeyecek” dedi.

"ABD, kutsal yerlerin tarihi statükosunun bozulmasına karşı"

Blinken ise yaptığı konuşmada, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin evlerinde, topluluklarında ve ibadet yerlerinde artan bir güvensizlik ve korkunun hakim olduğunu aktararak, “Bu nedenle, ilk etapta, şiddeti azaltmak ve durdurmak için adımlar atmanın ve aynı zamanda ileriye dönük daha olumlu eylemler için temel oluşturmaya çalışmanın önemli olduğuna inanıyoruz” dedi. Atılacak adımların aynı zamanda yeterli olmadığının da altını çizen Blinken, “Sadece şiddeti azaltmak için değil, aynı zamanda İsraillilerin ve Filistinlilerin aynı haklara, aynı fırsatlara sahip olmasını sağlamak için çabalamaya devam etmek de önemli. Şu anda Filistinlilerden gördüğümüz şey, genişleyen değil, daralan bir umut ufku ve bunun da değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Sayın Devlet Başkanı, teröre karşı tutarlı ve kararlı duruşunuzu da takdir ediyorum” dedi.

Filistinlilerin ve İsraillilerin hayatlarında eşit ölçülerde demokrasi, fırsat ve haysiyete sahip olması hedefine doğru etkin bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Blinken, “Bunun iki devletin gerçekleşmesiyle sağlanabileceğine inanıyoruz. Başkan Biden bu hedefe bağlılığını sürdürüyor” dedi. İki devletli çözüme ulaşılması konusunda iki tarafında bu hedefi daha zor ve daha uzak hale getiren her türlü eylemine karşı olduklarını vurgulayan Blinken, söz konusu eylemlerin yerleşim yerlerinin genişletilmesi, ileri karakolların yasallaştırılması, yıkımlar ve tahliyeler, kutsal yerlerin tarihi statükosunun bozulması, şiddeti tahrik etme ve göz yumma olduğunu aktardı.

Her iki tarafın da mağdur veya fail ne olursa olsun her türlü şiddet eylemini kesin olarak kınamasını beklediklerini aktaran Blinken, “Bu nedenle, tüm bu hayati derecede önemli ve acil konuları tartıştık. Ayrıca Filistin’deki yönetimi ve hesap verebilirliğini geliştirmeye devam etmesinin ve Filistin yönetiminin kurumlarını güçlendirmesinin öneminden bahsettik. Bu da Filistin halkının refah seviyesini yükseltecek ve aynı zamanda demokratik bir Filistin devletinin zeminini hazırlayacaktır” dedi.

Muhammed Rabah
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."