DÜNYA - 17 Ağustos 2022 Çarşamba 23:50

Fransa’da sahibinden köpeğine maymun çiçeği virüsü bulaştı

A
A
A
Fransa’da sahibinden köpeğine maymun çiçeği virüsü bulaştı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Fransa’da aynı evde yaşayan iki erkeğe maymun çiçeği teşhisi konmasının ardından evde bulunan köpeğe de maymun çiçeği virüsünün bulaştığının tespit edildiğini aktardı. Söz konusu vakanın insandan köpeğe bilinen ilk bulaş olduğuna inanılıyor.

Maymun çiçeği virüsü yayılmaya devam ederken, şu ana kadar yaklaşık 100 ülkede görüldü. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Fransa’nın başkenti Paris’te aynı evde yaşayan iki erkeğe maymun çiçeği teşhisi konmasının ardından evde bulunan köpeğe de maymun çiçeği virüsünün bulaştığının tespit edildiğini aktardı.

Söz konusu iki erkeğe geçtiğimiz haziran ayı başlarında Paris'teki bir hastanede maymun çiçeği teşhisi konduğu ve semptomların başlamasından 12 gün sonra, evde bulunan 4 yaşındaki köpeğinde semptomlar göstermeye başladığı aktarıldı. Genetik analiz sonucu köpeğe bulaşan virüsün erkeklere bulaşan virüsle tamamen aynı olduğu belirtilirken, söz konusu vakanın insandan köpeğe bilinen ilk bulaş olduğu üzerinde duruluyor.

DSÖ’nün maymun çiçeğinden sorumlu üyesi Dr. Rosamund Lewis yaptığı açıklamada, “Bu daha önce bildirilmedi ve bunun bir köpekte ilk enfeksiyon vakası olduğuna inanıyoruz. Daha önce köpeklerin enfekte olduğu bildirilmedi. Birkaç düzeyde, bu yeni bir bilgi. Bu şaşırtıcı bir bilgi değil ve bizim de dikkat ettiğimiz bir şey" ifadelerini kullanarak, enfekte köpeğin virüsü insanlara bulaştırıp bulaştırmayacağı konusunun net olmadığını belirtti.

DSÖ’nün Sağlık Acil Durumları Programı Direktörü Dr. Mike Ryan ise, söz konusu bulaşın "beklenmedik olmadığını" ifade ederek, bunun olmasını istemedikleri bir şey olduğunu vurguladı. Ryan, hastalığın bir türden diğerine geçmesi sonra o türde kalması ve yeni bir tür içinde hareket etmesinin virüsün mutasyona uğramasına ve adapte olmasına neden olacağını aktardı.

DSÖ'nün Küresel Bulaşıcı Tehlikeye Hazırlık Direktörü Dr. Sylvie Briand, “Bu vaka, ilk kez köpeklerin enfekte olabileceği anlamına geliyor ancak bu, köpeğin hastalığı diğer köpeklere veya insanlara bulaştırabileceği anlamına gelmiyor” dedi.

Sağlık uzmanları, enfekte olan evcil hayvanlarında tecrit edilmesinin önemli olduğunu dikkat çekerek, köpeklerin hastalığı diğer köpeklere veya insanlara bulaştırabileceğine dair bir kanıt olmadığını ifade etti.

Maymun çiçeği virüsü 92 ülkede görüldü

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada, maymun çiçeği virüsünün şu ana kadar 92 ülkede görüldüğünü ve dünya genelindeki vaka sayısının 35 bini aştığını belirterek, 12 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi ekibinden öğrencilerin eğitim hedefleri için TÜBİTAK projesi Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Büyük’ün yürüttüğü ’Türk Yükseköğretim Sisteminde Mikro-Yeterliliklerin Kredilendirilmesi İçin Gereksinimlerin Belirlenmesi’ projesi TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı. Projeleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Köksal Büyük, “Mikro-yeterlilikler ya da diğer bir ismi ile mikro krediler öğrenme kazanımlarını, iş yükünü ve kredi değerini içeren kısa süreli eğitim programlarıdır. Öğrenciler, kendi eğitim hedeflerine uygun yeterlilikleri seçebilir ve alacakları krediyi önceden bilebilirler. Yüksek öğretim kurumları, öğrenme kredisi karşılığı olmayan okul dışı eğitim faaliyetlerini akademik krediye dönüştürmek için bugüne kadar yeterince çaba sarf etmediler. Ancak, geleceğin başarılı üniversitelerinin okul dışı öğrenmeye imkan tanıyan kurumlar olacağını net bir şekilde ifade etmeliyim. Bu açıdan, mikro-yeterlilikler büyük bir fırsattır. Konu ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu, mikro-yeterlilikler için ortak tanımlar ve standartlar geliştirmeyi hedeflerken, Avrupa Birliği Konseyi ise hayat boyu öğrenme ve istihdam edilebilirlik adına bu yaklaşımı destekleyen kararlar almıştır. Türkiye’de ise, son zamanlarda bu yeterliliklerin yükseköğretim sistemine entegrasyonu ve uygulanması üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu süreçler, uluslararası öğrenci hareketliliğini destekler ve öğrenenlere kişisel ve profesyonel gelişimleri için esnek eğitim imkanları sunar" dedi. “Daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecek” Projenin kapsamına da değinen Prof. Dr. Köksal Büyük, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki mikro-yeterlilik uygulamalarının mevcut durumunu ve modellerini belirlemek, farklı ülkelerdeki benzer uygulamalarla karşılaştırmalı analiz yapmak, Türkiye’nin eğitim sistemi özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun mikro-yeterlilik ilke ve esaslarının oluşumuna katkı sağlamak önemli çıktılarımız arasındadır. Bu süreçte öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve iş dünyasının mikro-yeterliliklere bakış açıları ve beklentileri araştırılacak, böylece daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecektir. Yükseköğretimdeki tüm paydaşların yani Yükseköğretim Kurulu, üniversite yönetimleri, öğretim elemanları, idari personel, öğrenciler ve sektör temsilcilerinin mikro-yeterliliklere ilişkin hazır bulunma düzeyleri belirlenecek ve bu konudaki potansiyel direnç noktaları tespit edilecektir. Ayrıca, mikro-yeterliliklerin kredi değerlerinin belirlenmesi, kontrol edilmesi ve kabul süreçlerini içeren bir sistem tasarımı yapılacak, bu süreçlerin yükseköğretime entegrasyonu sağlanarak sistemin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Son olarak hem eğitim sistemimize hem de öğrencilerimize katkı sağlayacak olan proje ekibimizde Anadolu Üniversitesi’nden değerli araştırmacılarımız Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Doç. Dr. Murat Akyıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nurcan Deniz ve ASBÜ’den Doç. Dr. Ahmet Yusuf Yılmaz yer almaktadır.”