POLİTİKA - 26 Ekim 2022 Çarşamba 23:48

Fuat Oktay: '2022 Eylül sonu itibariyle KKM uygulamasının bütçeye maliyeti 84,9 milyar TL’dir'

A
A
A
Fuat Oktay: '2022 Eylül sonu itibariyle KKM uygulamasının bütçeye maliyeti 84,9 milyar TL’dir'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “2022 Eylül sonu itibariyle KKM uygulamasının bütçeye maliyeti 84,9 milyar TL’dir ve bu zaten kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2023 Merkezi Yönetim Bütçe görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Oktay, burada yaptığı konuşmasında, “2023 yılı bütçemizde; sosyal harcamalar için ayırdığımız kaynak miktarını 258,4 milyar liraya çıkarıyoruz! Bu tutar 2023 yılı bütçesinin yüzde 5,8’ine denk gelmektedir. 2002 yılında bu oran yüzde 1,3 ve ayrılan kaynak ise sadece 1,6 milyar liraydı. 2023 Bütçemizde; 65 yaş üstü yaşlılardan, engelli vatandaşlardan ve engelli vatandaşların yakınlarından oluşan yaklaşık bir milyon 400 bin kişiye bağlanılan aylıklar için 31,3 milyar lira, 555 bine yakın engelli vatandaşımızın evde bakımına destek amacıyla 28,2 milyar lira, TOKİ Sosyal Konut Finansmanı için 10 milyar lira ve Aile Destek Programı için 7,5 milyar lira kaynak ayırdık. Sosyal devlet ilkesi gereği toplumun farklı kesimlerine 2023 yılı bütçemizde sağladığımız refah katkısı yaklaşık bir trilyon 200 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu tutar bütçenin yaklaşık yüzde 27’sine tekabül etmektedir” ifadelerini kullandı.

Oktay, yardımlarla ilgili olarak, “Bu kapsamda 2023 bütçesinde; doğalgaz ve elektrik sübvansiyonları için 600 milyar lira, asgari ücretin vergi dışı tutulmasıyla 300 milyar lira, yaşlı, engelli, emekli, dul ve yetimler gibi toplum kesimlerini korumak amacıyla yapılan vergi indirimleri kapsamında 51 milyar lira, vatandaşımıza destek sağlayacağız. Gıda güvenliği ve tarımsal kalkınma, milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz ve üzerine özellikle eğildiğimiz konuların başında geliyor demiştik. 2023 yılında bütçemizden tarıma 142,9 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 54 milyar sadece tarımsal destek programları için ayrılan ödenektir. Çiftçiden haberiniz var mı diye sorulmuştu, biz tarımsal üretim yapan tüm kesimlerle, küçük büyük ölçekli ayırmadan tüm çiftçilerimizle omuz omuzayız; biriz beraberiz” şeklinde konuştu.

Oktay, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasına ilişkin olarak, “Gazi Meclisimizin çatısı altında kahraman ordumuza iftira atan bir terör örgütü yanlısının ne yazık ki savunuculuğuna soyunanlar oldu. Ne hikmetse bazı hatiplerin 'insan hakları gönüllüsü' diye masum göstermeye çalışarak savunduklarının evinden, arabasından mermiler, fişekler, örgüt dokümanları çıkıyor. Şirin göstermeye çalıştıklarınız; milletimizin bağrından çıkan şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimizi akıldan, izandan uzak şekilde hedef alıyor. Terör propagandası yapan, hukuk çerçevesinde cezasına katlanır. Kimse kahraman ordumuzu, ordumuzun şanlı mücadelesini karalamaya cüret edemez. Gazeteci dediklerinizin de kim olduğunu, ne olduğunu gördük. Cebinde basın kartı var diye kimse kendini hukukun üzerinde göremez. Terörle arasına mesafe koymayan da sonucuna katlanır” dedi.

Oktay, Türkiye’nin azınlık politikasına değinerek, “Biz defaten 85 milyonun bütçesi dedikçe bazıları dini azınlık, etnik azınlık diyerek ayrışmayı beslemeye çalışıyor. Ülkemizde azınlıklara yönelik politika ve uygulamalar, Lozan Barış Anlaşması'nın ilgili hükümlerine uygun şekilde belirlenmektedir. Tüm azınlık cemaati temsilcileri gerek ilgili kurumlarımızla ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızla birebir yakın ilişki içindedir, istek ve taleplerini birinci elden ilettiklerine ben de bizzat şahidim. Müslüman-Türk azınlığın Yunanistan’da karşılaştığı zulümlere ses çıkarmanızı arzu ederdim. Din, dil, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden; Türk, Kürt, Çerkes, Abhaz, Zaza tüm kültürel zenginlikleriyle vatandaşlarımızın hizmetindeyiz. Cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunları çözüyoruz. Aynı şekilde cemevlerinde erkân hizmetlerini yürütmekten sorumlu Alevi-Bektaşi inanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde artık kadro veriliyor” şeklinde konuştu.

Oktay, şunları kaydetti:

“Sakarya doğal gaz sahasında keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervini 2023 yılı itibarıyla halkımızın kullanımına sunacağız. 2023'ün birinci çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon metreküp doğalgazı milli iletim sistemimize aktarmış olacağız. Yeni doğalgaz rezervi arama çalışmalarımız dördüncü sondaj gemimiz Abdülhamid Han’ın Akdeniz’de sondaj çalışmaları ile devam ediyor, olası yeni rezerv keşifleri ile çok daha fazla doğalgazı vatandaşlarımıza sunmayı amaçlıyoruz.“

Oktay, kur korumalı mevduat ile ilgili olarak, “Enflasyonla mücadelede en önemli sac ayaklarımızdan birisi finansal istikrarın sürekliliğidir. Aralık ayında uygulamaya aldığımız Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı uygulaması ve TL’nin cazibesini artırmaya yönelik diğer destekleyici tedbirler bu yönde atılan başlıca adımlardır. Küresel ve bölgesel zorlu koşulların yaşandığı son dönemde TL’de bir istikrar sağladık. Hem vatandaşlarımız hem de şirketlerimiz KKM uygulamamıza büyük teveccüh göstermiştir. 21 Ekim 2022 tarihi itibarıyla KKM’ye katılım sayısı 2,3 milyon kişiyi aşarken toplam tutar da 1,45 trilyon TL’yi geçmiş ve mevduattaki TL payı yüzde 50’ye yaklaşmıştır. Bu durum düşük gelir gruplarından toplanan vergilerin mevduat sahiplerine aktarıldığı iddialarının aksine, KKM’nin tabana yayıldığını ve tüm halkımıza hitap eden bir finansal ürün olduğunu ortaya açıkça koymaktadır. KKM ile döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payında 10 puandan daha fazla bir azalma olmuştur. Yine, bankaların döviz yükümlülükleri düşmüş ve 2021 Kasım ayında TL mevduatların ortalama vadesi 24 günken, 2022 Ağustos ayı itibarıyla 45 güne çıkmıştır. KKM uygulamasının döviz kuru oynaklığı ve diğer makroekonomik göstergeler üzerindeki olumlu etkisine kıyasla maliyeti sınırlı olmuştur. 2022 Eylül sonu itibariyle KKM uygulamasının bütçeye maliyeti 84,9 milyar TL’dir ve bu zaten kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmaktadır” dedi.

Oktay, ilk evim projesi hakkında bilgi vererek, “Vatandaşlarımızın alım gücünü desteklemek amacıyla İlk Evim İlk İş Yerim Projesi hayata geçirilmektedir. Proje kapsamında 5 yıllık dönemde 500 bin konut, bir milyon konut amaçlı arsa ve 50 bin iş yeri yapılacaktır. Toplam 360 bin bağımsız birimden oluşan ilk etap 2 yılda bitecektir. Yapılacak olan 500 bin konut, 240 ay vade ile satışa sunulacak olup; alt yapıları ve imarı hazırlanmış konut amaçlı arsalar, vatandaşlarımıza 10 yıl vadeyle faizsiz olarak verilecektir. Bu projeyle konut ve kirada fiyat istikrarının sağlanması da başlıca hedeflerimizdendir. Bu hayal satmak değildir; tam aksine gerçeğin ta kendisidir” ifadelerini kullandı.

Ahmet Umur Öztürk
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."