EKONOMİ - 20 Aralık 2016 Salı 19:13

Gemi ve yatlar üzerindeki bazı vergiler kaldırılıyor

A
A
A
Gemi ve yatlar üzerindeki bazı vergiler kaldırılıyor

Maliye Bakanı Naci Ağbal, gemi ve yatlar üzerindeki yıllık harç uygulamasını, damga vergisi, harç, banka sigorta muameleleri vergisi gibi vergilerin kaldırılacağını söyleyerek, "Zaten almadığımız bir vergiden sadece ve sadece gemi ve yatları millileştirmek adına vazgeçiyoruz” dedi.

Maliye Bakanı Ağbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine sunum yaptı.

Ağbal, tasarının ekonomide kamu idarelerinin uygulamalarında veya kamu hizmetlerinin sunumunda zaman zaman ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, problemler, durumlar karşısında vatandaşa yeni imkanlar getirmek amacıyla yapıldığını belirterek, “Sayın Başbakanımızın EKK Toplantısının akabinde ekonomiyle ilişkin kararları açıklayan demeci olmuştu. Bu yasa tasarısıyla hükümet olarak açıklamış olduğumuz yeni kararların yasal düzenleme boyutunu hayata geçirmiş olacağız. İşletmelerimizin krediye erişimini sağlamak, piyasalar özellikle reel sektörün kredi alma imkanlarını genişletmek amacıyla düzenleme yapıyoruz bu tasarıda. Kredi garanti fonu yaklaşık 20 milyara kadar bir kredi garanti fonu limiti bankalara verebilmektedir. Yapmak istediğimiz yasal düzenlemede 2 milyar liralık olan limiti, 25 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu suretle işletmelerimize bu düzenleme sonrasında 250 milyar liralık kredi hacmini de oluşturmuş olacağız. Bu da ekonomide reel sektörün canlanması, kredi imkanlarının arttırılması, kredi piyasalarının geliştirilmesi anlamında önemli bir düzenleme olacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.

“OCAK ŞUBAT VE MART AYLARINA İLİŞKİN ÖDEMELERİ GEREKEN PRİM TUTARLARINI EKİM KASIM VE ARALIK AYLARINDA ÖDEYECEKLER"

"Küçük ve orta ölçekli işletmelerin başta olmak üzere hem nakit ihtiyaçlarına katkı sağlamak, hem de özellikle içinde bulunduğumuz koşullarla işletme sermayelerine destek olmak amacıyla Ocak şubat ve mart aylarına ilişkin sosyal güvenlik prim ödemelerini Ekim Kasım Aralık’a çekecek bir düzenleme yapıyoruz" ifadesini kullanan Ağbal, "Bu düzenleme neticesinde asgari ücret desteğinden yararlanan işletmelerimiz belli tutara kadar olan prim ödemelerini herhangi bir faiz alınmaksızın, Ocak Şubat ve Mart aylarına ilişkin ödemeleri gereken prim tutarlarını Ekim Kasım ve Aralık aylarında ödeyecekler. Dolayısıyla 6 aylık erteleme imkanı getiriyoruz. Bu sayede asgari ücret desteğinden yararlanan işletmelerimiz bu aylara ilişkin yükümlülükleri, bu tutarda azalmış olacak. Bu da işletmelerimize önemli bir nakit imkanı sağlayacak diye düşünüyorum. Burada önemli olan bu erteleme nedeniyle herhangi bir faizin alınmamış olması” açıklamasında bulundu.

2017 yılında özel sektör yatırım harcamalarını teşvik etmek amacıyla mevcut teşvik sisteminde 2017 yılına dönük olarak bir düzenleme yapıldığını da bildiren Ağbal, indirimli kurumlar vergisi uygulaması ve KDV iadesi uygulaması olduğunu hatırlatarak, “Burada yapmış olduğumuz düzenlemeyi sadece imalat sanayinde yatırım yapacak teşvik belgeli yatırımlar için getiriyoruz. Bu düzenlemeyi hayata geçirdiğimizde özel sektörün imal sektöründe yatırım yapan özel sektörün 2017 yılında bu kapsamdaki yatırım harcamalarına hız vereceğini ümit ediyoruz. Bu kapsamda gerçekten önemli teşvikler getiriyoruz. Her teşvik belgesinde yatırıma katkı oranı ve yatırıma katkı tutarı var. Burada yapmış olduğumuz düzenlemeyle imalat sektörüne yapılacak yatırım harcamalarında 15 puan yatırıma katkı oranını arttırıyoruz. Bir teşvik belgeli yatırımcı 2017 yılında imalat sektöründe yatırım yapıyorsa, normalde 100 milyarlık yatırım yaptığında 40 milyon lira indirim kurumlar vergisi elde edebilecekken şimdi onu yüzde 15’e arttırıyoruz. 40 milyon yerine 55 milyon lira yaklaşık 15 milyon ilave kurumlar vergisinden indirim hakkı getiriyoruz. 2017 yılında yapılacak yatırım harcamalarında asgari tutarın oranını 0 indiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“50 MİLYON LİRANIN ALTINDA OLSA BİLE KDV İADESİNİN UYGULANMASI MÜMKÜN HALE GELİYOR"

KDV iadesi düzenlemesiyle ilgili konuşan Ağbal, şunları kaydetti:

“İmalat sektöründe yatırım teşvik belgesine sahip yatırımcılar 2017 yılında yapmış oldukları inşaat yatırımları nedeniyle yüklendikleri ancak mahsup yoluyla indirim konusu yapamadıkları KDV’leri iade yoluyla alabilecek. Mevcut sistem buna imkan vermiyor. 500 milyonun üzerindeki sabit sermaye yatırımlarına sahip teşvik belgeli yatırımlarda KDV iadesi imkanı vardı. En son bir düzenleme yaptık. 500 milyonluk tutarı 50 milyon liraya indirme konusunda yetki almıştık. Burada yaptığımız düzenleme 50 milyon liranın altında olsa bile KDV iadesinin uygulanması mümkün hale geliyor. Eğer teşvik belgeli yatırımın sabit sermaye tutarı 50 milyonun üzerindeyse bu teşvik belgesi kapsamında yapılacak inşaat işlerinde 6 ayda bir KDV iadesi alabilecek. 50 milyon liranın altındaysa bu durumda 2017’nin tamamında indirim konusu yapamadığı tutarları 2018 Ocak ayında gelip indirimi konusu yapabilecek.”

“ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ UYGULAMASINA 2017’DE DEVAM EDİLECEK"

"EKK çerçevesinde olmamakla beraber bu yasada düzenlediğimiz önemli konulardan bir tanesi de asgari ücret desteği uygulamasına 2017’de devam edecek şekilde bir yasal düzenleme getiriyoruz" diyen Bakan Ağbal, "2016 yılında asgari ücretteki artıştan dolayı işletmelerimize asgari ücret desteği uygulamamız vardı. Biz bunu 2017 yılında da devam ettireceğiz. Bu konuda yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Bu desteğin 2017 yılında da verilebilmesine ihtiyaç sağlıyor” şeklinde konuştu.

Bakan Ağbal, KOBİ’lerin birleşmesine ilişkin, birleşen iki şirketin KOBİ olursa imalat sektöründe faaliyet gösterirse bu birleşmenin olduğu dönem dahil 3 dönem indirimli kurumlar vergisi uygulaması getirildiğini ifade etti.

“GEMİ VE YATLAR ÜZERİNDEKİ YILLIK HARÇ UYGULAMASINI KALDIRIYORUZ"

Gemi ve yatlara ilişkin yasal düzenlemelerle ilgili ise Ağbal, şöyle konuştu:

“Çok sayıda gemi ve yatın aslında vatandaşlarımız tarafından sahip olunmasına rağmen yabancı bayraklı olarak denizlerimizde bulunduğunu biliyoruz. Bu

gemi ve yatlar üzerindeki vergisel yükler nedeniyle vatandaşlarımızın yabancı bayraklı gemi ve yat edinim yolunu seçmiş olmaları. Vatandaşlarımız tarafından halihazırda sahip olunan veya ilerde sahip olunacak gemi ve yatlar üzerindeki çeşitli vergi uygulamalarını değiştiriyoruz. Gemi ve yatlar üzerindeki yıllık harç uygulamasını kaldırıyoruz. Gemi ve yatlar üzerinde damga vergisi, harç, banka sigorta muameleleri vergisi gibi vergileri de kaldırıyoruz. Bu maliyet farklılığı vatandaşlar tarafından yurtdışından almayı cazip hale getiriyor. Yapmış olduğumuz düzenlemeyle almış olduğumuz bir vergiden vazgeçiyor değiliz, zaten almadığımız bir vergiden sadece ve sadece gemi ve yatları millileştirmek adına vazgeçiyoruz. Yıllık harcı kaldırıyoruz. Gemi ve yatların Türkiye’ye getirilmeleri şartıyla gemi siciline kaydettirmeleri şartıyla veraset intikal vergisi ve ithal nedeniyle alınması gereken vergilerden vazgeçiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olarak düzenleme yaptık. Düzenlemeyle Türkiye’deki gemi ve yat edinimiyle, sahipliği üzerindeki yükleri dış ülkelerle aşağı yukarı benzen hale getirmek suretiyle bu gemi ve yatların millileşmesine katkı sağlamış olacağız.”

Tasarıda farklı ekonomik ihtiyaçlar çerçevesinde yapılan düzenlemeler de bulunduğunu söyleyen Bakan Ağbal, “Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantı sayısının mevcut yasada banka meclisinin toplantı sayısına paralel bir şekilde her ay 1 defa olmak üzere düzenlemiş durumda. Burada Merkez Bankasının talebi doğrultusunda yapılan düzenlemeyle yılda en az 8 defa olmak üzere tamamen banka yönetiminin kararına bağlı bir toplantı düzeni oluşturması amaçlanmıştır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı Maarif modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı Maarif modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.
Manisa Sarıgöl’de zemheri papatyaları açtı Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle aralık ayında papatyalar açtı. Zemheri soğuklarının başlamasına rağmen doğada yaşanan bu sıra dışı durum, çiftçileri endişelendirdi. Kış aylarının en soğuk dönemlerinden biri olarak bilinen zemheri günlerinde, bir yandan bağlarda örtü altı üzüm hasadı devam ederken, diğer yandan çevrede papatyaların açması Sarıgöl’de adeta "yalancı bahar" yaşanmasına neden oldu. Gündüzleri güneşli, geceleri ise soğuk geçen havaların, erken açan bitkiler açısından risk oluşturduğunu belirten çiftçiler, ilerleyen günler için tedirgin olduklarını dile getirdi. Çiftçi Mücahit Saraç, yaşanan durumu endişe verici olarak nitelendirerek, "Bir yandan bağlarda örtü altı üzümler hasat edilirken, bir yandan da ılık havaya aldanan papatyaların açması ilginç ve düşündürücü. Önümüzdeki günlerde meyve ağaçları da çiçek açarsa, ileride meyve almamız zor olur. Bu bölgede ocak ayından mart sonuna kadar şiddetli kış yaşanır. Erken açan ağaçlar soğuklara aldanır. Papatyaların açmasına biz ‘yalancı bahar’ deriz" dedi. Aralık ayında açan papatyalar, vatandaşların da dikkatini çekti. Güneşli günleri fırsat bilen Sarıgöllüler, yalancı baharın tadını çıkardı. Sarıgöl Yeni Sanayi Bölgesi’nde açan papatyalar ise sanayi esnafının ilgisini çekti. Sanayi esnafından Serkan Yılmaz, papatya demetleriyle bu durumu ilginç bulduğunu belirterek, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum" diye konuştu.