Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, troit bezinin 25 gram ağırlığında, kendisinin küçük ama fonksiyonlarının büyük olduğunu ve halk arasında, ‘Adem elması’ olarak gırtlağın hemen önünde iki taraflı bir bez olduğunu söyledi.
Troit bezinin metabolizmanın yaşamsal fonksiyonu ve gelişimi için önemli hormonları salgılayan bir bez olduğunun altını çizen Yazıcıoğlu, “Türkiye’de guatrın görülme sıklığı yüzde 30’dur. Hastalığın farkında olmayan her 10 kişiden 3’ünde bu hastalık mevcuttur. O nedenle troit şikayeti olanların tarama yaptırması önemlidir” diye konuştu.
“TESADÜFEN TANI KONULUYOR”
Troitte farkındalığın az olduğunu aktaran Yazıcıoğlu, “Bu hastalığın genelde tanısı tesadüfen başka amaçlı yapılan tetkikler esnasında konuluyor. Ultrason veya rutin kan testleri sırasında tespiti yapılabiliyor” dedi.
“TROİT İLAÇLARINA DİKKAT”
Son zamanlarda troit ilaçlarının gereksiz kullanıldığına vurgu yapan Yazıcıoğlu, “Troit ilaçları uygun olmayan hastalarda kullanılıyor. Özellikle kemik erimesi ve katle ritim bozukluklarına yol açtığı için, riskli hastalarda kalp hastalarında, bayanlarda menopoz sonrası dönemde bu ilaçların gereksiz kullanılmaması gerekiyor. Kullanılırsa kişide kalp ritim bozuğu ve kemik erimesini artırıyor. O nedenle uygun olmayan hastalarda tiroit ilaçları kullanmamak gerekir. Uygun hastalarda kullanılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“TEDAVİNİN TAKİBİ ÖNEMLİ”
Troit hastalıklarının tedavisinin nedene yönelik yapıldığına değinen Yazıcıoğlu, “Bazı gurup hastalıklarında ilaç tedavisi gerekmez sadece takip yapılır. Bazı hastalıklarda zehirli guatrlarda ilaç tedavisi veya cerrahi tedavi, troit yetmezliğinde ise troit hormonları kullanılır. Troit kanserinin teşhisi oldukça kolay biopsi ile yapılabiliyor. Büyük bir çoğunluğunun tedavisi cerrahi ve iyot tedavisiyle gideriliyor. Önemli olan cerrahinin ardından tedavisinin ihmal edilmemesidir” diye konuştu.
İSA AKAR-ERTUĞRUL GÜN
ANTALYA
