EKONOMİ - 28 Ocak 2021 Perşembe 16:33

Getir Yemek 2’nci yılında 81 ildeki kullanıcılara ulaşıyor

A
A
A
Getir Yemek 2’nci yılında 81 ildeki kullanıcılara ulaşıyor

Faaliyete geçişinin ikinci yılını kutlayan Getir Yemek, artık Türkiye’nin 81 ilindeki restoranlara ve kullanıcılara ulaşıyor. Hakkari’den Muğla’ya Bitlis’ten Çanakkale’ye her şehirde uygulama ve web adresi üzerinden yemek siparişi verilebiliyor.

Yeme içme sektöründe uzaktan sipariş yöntemi pandemiyle birlikte daha da önem kazandı. Sektöre getirdiği pek çok yenilik ile kısa zamanda restoranların en çok tercih ettiği platformlardan olan Getir Yemek, sektörde ikinci yaşını kutluyor. Türkiye’nin 81 ilindeki restoranlardan kullanıcılar, yemek siparişi verebiliyor.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Getir Yemek CEO’su Batuhan Gültakan, “İkinci yaşını henüz doldurmuş bir marka olarak, bugün Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet göstermekten son derece gururluyuz. Henüz online yemek siparişi ile tanışmamış 11 şehrimize Getir Yemek ile ulaşmayı başardık. Bundan sonraki süreçte de ülkemizin dört bir köşesindeki 20 binin üzerindeki üye restoranımızla, şimdiye kadar olduğu gibi güvenle ve samimiyetle, kol kola yürümeye, restoranlarımıza ve sektörümüze katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

Getir Yemek şu anda 20 binin üzerinde üye restoran ile çalışmalarını sürdürüyor. Verilen bilgilere göre Ardahan, Artvin, Bayburt, Bitlis, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Kilis, Muş, Şırnak ve Tunceli’deki restoran ve müşteriler ilk kez online bir yemek platformu ile tanışmış oldu.

Hem Getir uygulaması üzerinden hem de getir.com/yemek/ adresinden 81 ildeki lezzet tutkunlarına ulaşmayı sürdüren şirket, şu ana kadar birbirinden lezzetli milyonlarca siparişi kullanıcılarına teslim etti. 2 yılın çok sipariş verilen bölgeleri İstanbul'da Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar, Şişli, Ankara’da ise Çankaya olurken, kullanıcılar en çok lahmacun kebap, burger, pizza ve tatlı çeşitleri siparişi verdi.

Bi Mutluluk Hareketi
Pandeminin en çok sekteye uğrattığı sektörlerin başında gelen yeme - içme sektörü için harekete geçen şirket, 10 Aralık itibarıyla siparişlerdeki yönlendirme hizmeti komisyonunu kaldırmıştı. Proje çerçevesinde kaldırılan komisyona ek olarak üye restoranlara verilen reklam destekleri ve indirimlerle birlikte doğrudan ve dolaylı olarak sektöre tam 50 milyon TL değerinde destek sağlandı.

Konuya ilişkin toplumsal farkındalık sağlamak amacıyla hayata geçirilen ‘Bi Mutluluk Hareketi’ reklam filmiyle herkesi restoranlara desteğe davet eden şirketin çağrıları yanıt buldu ve 10 Aralık’tan bu yana restoranların siparişleri iki katına çıktı.

Pandeminin başında kapanan ve bir süre kapalı kaldıktan sonra ikinci dalgada sokağa çıkma kısıtlamaları dolayısıyla açılamayan ve paket servis ile yeniden faaliyete başlayan yaklaşık bin 500 restoran ise sipariş sayılarını geçtiğimiz döneme göre 6 katına çıkardı.

Getir Yemek hizmete başladığı günden bu yana restoranların talep ve hassasiyetlerine kulak veriyor.

Restoranlar için nakit akışının önemini dikkate alan şirket, restoranların günlük kazançlarını ertesi gün öğlene kadar hesaplarına gönderiyor.

Restoranların platforma listelenmeleri ve kampanyalara katılmaları gibi süreçler için herhangi bir ek ücret alınmazken, siparişlerin artması için kampanya desteği de sağlanıyor. Bu kampanyalarda, restoranların verdikleri indirim kadar ek indirim sunuluyor.

Ek olarak restoranların kazançlarını artırmaları için milyonlarca TL değerinde reklam yatırımı yapan şirket, sektöre getirdiği yeniliklerle restoranların tercih sebebi olurken, sürdürülebilir iş birlikleri kurmaya odaklanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."