SAĞLIK - 05 Mart 2022 Cumartesi 12:57

'Göğüs kafesi şekil bozukluklarında erken farkındalık tedavi başarısını artırıyor'

A
A
A
'Göğüs kafesi şekil bozukluklarında erken farkındalık tedavi başarısını artırıyor'

Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, göğüs kafesi şekil bozuklarının, kaburgalar ve iman tahtası arasında bulunan kıkırdakların aşırı gelişmesi sebebiyle meydana geldiğini belirterek, "Hastalarda; nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı olabilir. Göğüs kafesi şekil bozukluklarının tedavi edilmemesi kişinin psikolojisini ve sosyal yaşantısını etkilemektedir. Kunduracı göğsü (içe çöküklük) ve güvercin göğsü (dışa çıkıntı) olarak adlandırılan iki temel şekil bozukluğu tipi bulunur" dedi.

Medicana Ataşehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, göğüs kafesinde oluşabilen şekil bozuklukları hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, göğüs kafesi şekil bozuklarının, kaburgalar ve iman tahtası arasında bulunan kıkırdakların aşırı gelişmesi sebebiyle meydana geldiğini belirterek, "Göğüs kafesinin şeklinden duyulan rahatsızlık mevcuttur. Nadiren nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı olabilir. Göğüs kafesi şekil bozukluklarının tedavi edilmemesi kişinin psikolojisini ve sosyal yaşantısını etkilemektedir. Kunduracı göğsü (içe çöküklük) ve güvercin göğsü (dışa çıkıntı) olarak adlandırılan iki temel şekil bozukluğu tipi bulunur" ifadelerini kullandı.

Göğüste oluşan içe çöküklüğe değinen Prof. Dr. Kocatürk, "İman tahtasının içeriye doğru çökük olmasından kaynaklı olan bir şekil bozukluğudur. 300 canlı doğumda bir görülür. Erkeklerde 4-6 kat daha sıktır, ailede bireylerinin birinde varsa diğerlerinde görülme sıklığı yüksektir. Çocuklukta başlayıp, yaş ilerledikçe belirgin hale gelir. Omurga eğrilikleri, kamburluk ya da diğer kemik, kas anormallikleri eşlik edebilir. Ne kadar erken fark edilirse tedavi başarısı da o kadar yüksek olmaktadır" dedi.

Prof. Dr. Kocatürk, kunduracı göğsü problemi bulunan kişilerin sosyal olarak kendilerini iyi hissetmediklerini söyleyerek:

"Yazın denize girmek ve spor yapmak istemezler. İman tahtasının içeriye çökük olması, hastaların yüzde 1-2’sinde kalbe ve akciğerlere bası yapmaktadır. Hastaların geri kalanlarında şekil probleminden kaynaklanan şikayetler vardır. Her yaşta ameliyat yapılabilse de ameliyat için ideal yaş genellikle 13-16 yaş arasıdır. Erken dönemdeki hastalarda ameliyat dışı yöntemlerle de tedavi mümkündür (Vakum yöntemi). Eskiden bu kişilere göğsün ön tarafından büyük bir kesi ile yapılan "Ravitch Ameliyatı" göğsün ön tarafında ciddi bir iz kalması, uzun sürmesi, kanama gibi problemler nedeniyle günümüzde popülerliğini yitirmiştir" diye konuştu.

Prof. Dr. Kocatürk, sözlerine şöyle devam etti:

"Son yıllarda göğsün her iki tarafından iz kalmayacak şekilde yapılan "Nuss Yöntemi" tercih ediliyor. Ameliyat yaklaşık 40 dakika sürerken, hastalar 4 günlük hastane yatışı sonrasında taburcu olabiliyor. Güvercin göğsü (dışa çıkıntı), kaburgalar ve iman tahtası arasında bulunan kıkırdakların iman tahtası kemiğini dışa doğru itmesi nedeniyle oluşur. Güvercin göğsü bin doğumda bir görülür, erkeklerde 4 kat daha fazladır ve ergenlik döneminde şekil bozukluğu daha belirgin hale gelir. Hastaların yüzde 25’inde aile öyküsü vardır, hastalığa en sık eşlik eden bozukluk skolyozdur. Bu ameliyat türleri mümkün olduğunca göğüs kafesi sertleşmeden yapılırsa başarı oranı daha da artıyor. Erken dönemde tanı konulan hastalarda, göğüs kafesinin esnek olduğu dönemde ameliyat dışı yöntemlerle de (ortez) yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Bazı hastalara ise kapalı bir yöntem olan Abrahamson Metodu ile ameliyatla düzeltme yapılmaktadır. Ameliyat yaklaşık 40 dakika sürmektedir. Nadiren açık ve kapalı yöntemler birlikte uygulanabilir. Tüm yaşlarda ameliyat yapılsa da ideal yaş 14-17 aralığıdır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’nın ‘Su’yu masaya yatırıldı Muğla İl Su Kurulu toplantısı, bu yıl ilk kez İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Muğla Valisi İdris Akbıyık başkanlığında düzenlenen toplantıda, Muğla genelindeki su miktarı, kalitesi, kullanım durumu, su kaynaklarının mevcut kapasitesi ile yeni kaynakların oluşturulması ve suyun verimli kullanılması ile ilgili projeler ele alınarak, sunumlar eşliğinde görüş alışverişinde bulunuldu. Muğla’da su kaynaklarının etkin ve doğru yönetimi amacıyla düzenlenen İl Su Kurulu Toplantısı, Muğla Valisi İdris Akbıyık başkanlığında ve İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda, Muğla’nın su kaynaklarının mevcut durumu değerlendirilerek suyun verimli kullanımı ile ilgili strateji ve planlamalar görüşüldü. Toplantının açılışında konuşan Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de yer aldığı Akdeniz havzasında, küresel ısınma etkilerinin yoğun bir şekilde hissedildiğini, bunun sonucunda yağış rejiminde farklılıklar yaşandığını belirtti. Saylak, “İklim değişikliğine uyum çerçevesinde mevcut kaynaklar ile en az etkilenen üretim ve bu üretimin devamlılığını sağlamak maksadı ile 2023 yılında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde ile İl Su Kurulları kurulmasına ve bu kurulun çalışmalarını Bakanlığımız koordinasyonunda gerçekleştirmesine karar verilmiştir” dedi. Saylak, İl Müdürlüğü olarak Muğla’da tarımsal faaliyetlerden kaynaklı su kirliliğinin önlenmesi konusunda yapılan çalışmalar ve eylem planları hakkında bilgi verdiği konuşmasında, “İyi Tarım Uygulamalarımız kapsamında, çiftçilerimizin bu konudaki farkındalığının artırılması amacıyla eğitim ve yayım faaliyetlerine devam etmekteyiz. İl Müdürlüğümüz, tarımsal çevre ile ilgili çalışmalarını, Büyük Menderes ve Batı Akdeniz Havzaları Su Yönetim Kurullarının aldığı kararlar doğrultusunda sürdürmektedir” dedi. Saylak, ülke genelinde başlatılan Su Verimliliği Seferberliği kapsamında Muğla’da gerçekleştirilen faaliyetler ile ilgili de kısa bir sunum yaptı. Muğla Valisi İdris Akbıyık da kentin su kaynaklarının korunması ve verimli bir şekilde kullanılması için tüm kurumların katılımı ile gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek “Su hayatın vazgeçilmez unsurudur. Bu kaynağı doğru şekilde korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak, bizim en asli sorumluluklarımızdan biridir” dedi. Su yönetiminin sürdürülebilirliği ve kaynakların etkin kullanımı amacıyla üst düzey koordinasyon ve işbirliğini öngören “Ulusal Su Kurulu”nun kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2023 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Akbıyık, “Çeşitli havzalar açısından değerlendirilen ülkemizde, her bölgedeki koordinatör illerin öncülüğünde Ulusal Su Kurulu adına çalışmalar yapılacak” ifadelerini kullandı. Muğla İl Su Kurulu Toplantısında, mevcut su tüketim alışkanlıkları, su kaynaklarının potansiyeli, yeni kaynakların oluşturulması, suyun arıtılması ve dağıtımı gibi konular ele alınarak, gelecek dönemde uygulanması düşünülen proje ve stratejiler değerlendirildi. Kurul üyesi kurum ve kuruluş temsilcilerinin birer sunum yaptığı toplantı, görüş, soru ve önerilerle devam etti. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Yakup Karaaslan’ın yanı sıra, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve ilgili kurumların temsilcileri de katıldı.