POLİTİKA - 25 Şubat 2017 Cumartesi 13:39

Gökçek: "Ankara’da yüzde 55 ‘Evet’ çıkıyor, yüzde 44 küsur ‘Hayır'"

A
A
A
Gökçek: "Ankara’da yüzde 55 ‘Evet’ çıkıyor, yüzde 44 küsur ‘Hayır'"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, anayasa referandumuyla ilgili yeni bir anket yaptırdığını belirterek, "Evet oyları yüzde 55 çıktı. Bu oranın yüzde 57-58’in altında çıkacağını düşünmüyorum" dedi. "FETÖ'cüler hapishanelerde isyan çıkartmayı ve kaçmayı düşünüyorlar" diyen Gökçek, yeni darbe iddialarının kendi kitlesini ayakta tutmak için FETÖ tarafından yayıldığını söyledi.

Bir televizyon programında konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gökçek, kendisine yöneltilen referandum sonuçlarına yönelik soruya "Ben Ankara’yı Türkiye için ölçü kabul ederim. Ankara’da ne çıkarsa, Türkiye ortalaması bir rakam aşağı, bir rakam yukarı aşağı çıkar. Ankara’da 10 gün olmadı daha yeni bir anket yaptırdım. 10 bin kişi katıldı. Kararsızlar dağıldıktan sonra Ankara’da yüzde 55 ‘Evet’ çıkıyor, yüzde 44 küsur ‘Hayır’. Ben daha üstte bekliyorum. Propaganda dönemine yeni başlanıyor. Türkiye genelinde ‘Evet’in 57- 58 altında çıkacağını düşünmüyorum" cevabını verdi.

"Herhangi bir subay darbeye gidiyoruz dese önce bu asker bunlara karşı çıkar"

Son günlerde yeni bir darbe girişimi olacağı yönünde söylentiler olduğuna ilişkin ise Başkan Gökçek, Türkiye’de artık darbenin tarihe karıştığını söyleyerek, "Türkiye’de artık darbe tarihe karışmıştır. Nereden olursa olsun gerçekleşmez. Bu tamamen kendi kitlesini ayakta tutmak için FETÖ tarafından yayılıyor. Dikkat ederseniz, sürekli tarihler vererek o tarihlerde bir şeyler olacağını söylüyor. Şimdi yeni bir propaganda başlattılar. İşte 'Mart ayıyla Nisan ayını bekleyin, Türkiye’de acayip bir darbe olacak' diyorlar. Bu lafı kendi tabanı vasıtasıyla yaymaya çalışıyor. Herhangi bir darbe olamaz, neden olamaz? Birincisi şu; şu anda askeriyenin içerisinde 15 Temmuz darbesine karşı çıkan en az 100-200 bin civarında genç var. Yani herhangi bir kıtada herhangi bir subay ‘darbeye gidiyoruz dese’, önce bu asker bunlara karşı çıkar. Direkt olarak Halisdemir’in yaptığı gibi, çeker kafadan vurur. Dolayısıyla bunların tek çaresi suikast. Suikast her zaman olabilir ama darbe yapamazlar. Çünkü güçleri yetmez. İkincisi de şu; Türkiye’de inanılmaz silahlanma oldu. Bu bir realite. Ben bunu kesinlikle tasvip etmediğimi söylüyorum. Özellikle bu silahlanmanın meşru hale gelmesi için tıpkı Amerika’da olduğu gibi herkesin ruhsat alması gerektiğini düşünüyorum. Bunlara geçmişte bir suçu yoksa, silahın resmi olarak verilmesi, her şeyin kontrol altına alınması için iyi olur. Ama çoluk çocuk pompalı tüfek aldı. İnsanların silahları ruhsatlı olmalı" şeklinde konuştu.

"Hapishanelerde isyan çıkartmayı ve kaçmayı düşünüyorlar"

Gökçek, tehdit alıp almadığı ile ilgili sorulan soru üzerine ise, FETÖ’cülerin son çare olarak hapishanelerde isyan çıkaracağını belirterek şöyle konuştu:

"FETÖ'cüler hapishanelerde büyük bir hazırlık içinde. Müebbet hapis cezası almış kişileri yanlarına alarak adli bir tepki içerisine girecekler güya. Bir anda hapishanelerde isyan çıkartmayı, aileleri hapishaneye doğru yüklemeyi, yüklenince hapishanelerden kaçmayı düşünüyorlar. Yatakları yakacaklar, insanlar bahçeye alınacak. Dışarıdan diğer FETÖ'cüler hücum edecek, diğer FETÖ'cüler de kaçacak. Böyle bir teşebbüste bulunmak istiyorlar. Çünkü mahkum olacaklarını biliyorlar. Davalar açıldıkça görüyorsunuz, neler yapmışlar neler tabii ki devlet de biliyor, önlemini alıyor."

Gökçek, siyasetçiler içinde FETÖ'cülerin özel haberleşme programı ByLock’u kullananların bulunup bulunmadığına ilişkin de, "AK Parti milletvekilleri ve bakanlar arasında Bylock’cu olduğunu düşünmüyorum. Olduğu yönündeki düşünceler de AK Parti’yi karıştırmak için öne sürülüyor" ifadesini kullandı.

"Meral Akşener ve avanesinin tamamen FETÖ ile irtibatı olduğunu bilmeyen yoktur"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisini FETÖ'cülerden temizlediğini kaydeden Gökçek, "Bu sadece MHP’de oldu. Sayın Bahçeli çok dik durdu. Hepsini tespit edip tavsiye etti. Meral Akşener ve avanesinin tamamen FETÖ ile irtibatı olduğunu bilmeyen yoktur. Elbette var, sloganlarına bir bakın, söylemlerine bakın. FETÖ kötü filan demedi. 'Beni ilişkilendiriyorlar, yanlış' dedi, geçti. Anadolu'da hangi mitinglerini FETÖ'cüler organize etmedi? Bir sual soruyorum. Ben bunları ifade ettim, beni dava etti. Davayı da kazandım. Takipsizlik aldım" açıklamasını yaptı.

"CIA ile yarışırlar"

CHP'de de FETÖ ile ilişkili olan vekillerin bulunduğunu ifade eden Gökçek, "Bunu televizyonlarda söyledim. Beni dava edemediler. Ben kitap yazdım bu konuda, yakında piyasada olacak. Beni mahkemeye versinler. Bu kitabın içindeki her şey belgeli" diyerek kitabı gösterip, içeriğinden de örnekler verdi.
"Öyle bir organizasyon ki şunu kabul etmek lazım" diyen Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CIA ile yarışırlar. Bunlar sadece bizim için tehlikeli değil. FETÖ’nün söylediği ifade var; 'Bizim için Türkiye elden giderse gitsin, bizim bütün dünyada teşkilatımız var. Bir gün Amerika’yı da ele geçireceğiz' diye."

"Türkiye, önümüzdeki yılların flaş devleti"

Bazı ülkelerin, FETÖ’cüleri teslim etmemesi yönünde açıklama yapan Gökçek, Trump’ın edip etmeyeceğini bilemediğini söyleyerek, "İnşallah eder. Yunanistan ilk başta vermeye niyetliydi. Avrupa Birliği’nin baskısından dolayı teslim etmedi. Almanya’nın durumu değişik. Almanya gerçekten Türkiye’nin dağılmasını, bölünmesini, parçalanmasını istiyor. Türkiye, önümüzdeki yılların flaş devleti. İnanılmaz bir kalkınma var. Türkiye, masum milletlere yardım ediyor. Dünyada hiçbir ülkenin yapmadığı yardımları yapıyor. Böyle bir ülkeden korkmaz mısınız?" değerlendirmelerinde bulundu.
Gökçek, bundan sonra siyasi hayatına nasıl devam edeceği ile ilgili de, "Kariyerime belediye başkanlığı olarak devam etmek istiyorum. Partim, Cumhurbaşkanım, önümüzdeki süreç için diyorum eğer Devlet Başkanımız isterse, devam etmek istiyorum" diye konuştu. 

Goncagül Özcan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor’da Ntcham hariç sakatlığı bulunan futbolcular çalışmalara başladı Samsunspor’da sakatlığı bulunan futbolculardan Olivier Ntcham hariç Bedirhan Çetin, Afonso Sousa, Tanguy Coulibaly ve Celil Yüksel, salon veya saha çalışmalarına başladı. Samsunspor, uzun süredir sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyen futbolcular hakkında bilgilendirmede bulundu. Bu kapsamda AEK Atina maçında sakatlanan Ntcham’ın tedavisinin devam ettiği açıklanırken, Bedirhan Çetin, Afonso Sousa, Tanguy Coulibaly ve Celil Yüksel’in saha veya salon çalışmalarına başladığı ifade edildi. Kulüpten futbolcuların sakatlıklarıyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Oyuncularımızın sağlık durumlarıyla ilgili tedavi ve rehabilitasyon süreçleri, sağlık ekibimizin kontrolünde planlandığı şekilde devam etmektedir. Olivier Ntcham’ın sol uyluk arka kas grubunda (hamstring) tespit edilen evre 2 yaralanma nedeniyle tedavi ve rehabilitasyon süreci sürmektedir. Tanguy Coulibaly’nin sol diz iç yan bağında (Medial Collateral Ligament) oluşan evre 3 tam kat yırtık nedeniyle rehabilitasyonu devam etmekte olup, salon ve saha çalışmalarına kontrollü şekilde devam etmektedir. Celil Yüksel’in sol el 4. tarak kemiğindeki (metakarp) kırık nedeniyle uygulanan alçı sonlandırılmış, thermoplast atel ile saha çalışmalarına başlanmıştır. Afonso Sousa’nın sol ayak bileğinde Anterior Talofibular Ligament ve Deltoid Ligament’i kapsayan çoklu bağ yaralanması ile birlikte kemik ezilmesi ve kemik ödemi (bone bruise) tespit edilmiş olup, tedavi ve rehabilitasyon süreci devam etmektedir. Salon çalışmalarına başlanmıştır. Bedirhan Çetin’in sağ diz ön çapraz bağında (Anterior Cruciate Ligament) oluşan total rüptür nedeniyle geçirdiği operasyonun ardından tedavi ve rehabilitasyon süreci devam etmekte olup, salon çalışmalarına başlanmıştır." Kırmızı-beyazlılarda Olivier Ntcham 16, Tanguy Coulibaly 7, Bedirhan Çetin ile Celil Yüksel 6’şar ve Afonso Sousa da 3 maçta süre almıştı. Yakın zamanda sakatlıklarını atlatan Lubo Satka ve Eyüp Aydın kısa süre önce takıma katıldı.
Kastamonu "Sazan sarmalı" oyununu eksperin dikkati bozdu Kastamonu’da 390 liraya otomobil alacağına inan ve 600 bin liraya aracını satacağını sanan vatandaşı "sazan sarmalı" yöntemiyle dolandırılmaktan durumu anlayan eksper kurtardı. O anlar ise cep telefonuyla görüntülendi. Kastamonu’da internet üzerinden otomobilini satmak isteyen bir vatandaş ile aracı satın almak isteyen kişiyi ağına düşüren dolandırıcı, "sazan sarmalı" yöntemiyle dolandırmaya çalıştı. Sosyal medya üzerinden aracını satmak isteyen vatandaşın ilanını kendisinin aracıymış gibi paylaşan dolandırıcı, Kastamonu’da bir vatandaşı ağına düşürdü. 600 bin TL değerindeki araç için 390 bin TL isteyen dolandırıcı, aracı başkasının kendisine teslim edeceğini belirterek yalanına inandırdı. Araç satıcısına da ulaşan dolandırıcı, aracı 600 bin TL’ye almak istediğini söyledi. Daha sonra araç sahibi ve aracı satın almak isteyen vatandaş, dolandırıldıklarını anlamadan ekspertiz firmasında buluştu. Araç satıcısının ve alıcısının tavırlarından şüphelenen eksper Ümit Muhammed Sağdıç, aracın kaç liraya satıldığını öğrenmek istedi. Durumu anlayan Sağdıç’ın ısrarı üzerine araç satıcısı aracı 390 bin liraya alacağını, araç satıcısı ise 600 bin liraya sattığını söyledi. Bunun üzerine iki vatandaş da dolandırılmaya çalışıldığını anladı. Eksper Ümit Muhammed Sağdıç, daha sonra dolandırıcıyı telefonla aradı. Başta kendisinin araç satıcısı olduğunu söyleyen dolandırıcı, Sağdıç’ın kendisinin vatandaşları dolandırmaya çalıştığını söylemesi üzerine hakaret ederek telefonu kapattı. O anlar ise cep telefonuyla kayıt altına alındı. "Hakaretler etmeye başladı, küfürler etmeye başladı" Yaşanan olayı anlatan Ümit Muhammed Sağdıç, "Olaydan bir gün önce müşterimiz bizden randevu istedi. Arkadaşımız vasıtasıyla bize ulaştı. Ertesi gün sabah için randevu verdik ve bize bir araç bulduklarını ve 390 bin TL civarında ücreti olduğunu ve aracın markasını söyledi. Biz de başta olabilir diye düşündük. Ama arabanın hatasız olduğu söylenince piyasa fiyatından 200-250 bin TL aşağında bir rakam olduğunu anladık. Satıcı bunu, daha sonra öğrendiğimizde 600 bin liraya sattığını, alıcı bunu 390 bin liraya aldığını sanıyor. Daha sonra alıcı da satıcı da ekspertiz için geldi. Satıcı daha önceden müşterimiz, tanıyoruz. Alıcı babasıyla geldi, satıcı tek başınaydı. Aracı, ekspertize soktular. Arabada yaptığımız kontrollede problem yoktu, daha sonra yol testine çıktım. Ben, yol testine çıkarken alıcıyı da satıcıyı da yanıma alırım, bir sıkıntı olursa ikisi de görsün diye. Bu sırada tekrar aracın fiyatını sordum. Bunları sürekli yaşadığımız için, televizyonlarda gördüğümüz için bu konulara dikkat ediyoruz. ’Satıcıya bu arabanın fiyatları nerelerde’ diye sordum. Alıcı hemen lafa girdi ve ’biz iş karşılığı alıyoruz, fiyatı karıştırmayalım’ gibisinden bir laf söyledi. Ben konuyu kapattım. Dükkana geri geldiğimizde alıcının sürekli telefonla görüştüğünü fark ettim. Alıcının babası da arabayı sormaya başlayınca satıcıyı yanıma çağırdım. ’Sen bu arabayı kaça satıyorsun’ dedim, ’600 bin TL dedi’, alıcının babası da 390 bin liraya aldıklarını söyledi. Alıcı yine telefonla konuşuyordu, ’ben de dolandırılıyorsunuz’ dedim. Alıcıdan telefonu aldım ve ’sen hiç karışma, ben konuşurum’ dedim. Satıcı, ’telefondaki arkadaşın alacağı varmış, iş karşılığı alacağını söyledi’ dedi. Telefondaki şahsı aradım, ’bu aracı kaça satıyorsunuz, parayı IBAN’a atmayacak mıyız’ dedim. Alıcının kardeşiymişim gibi konuştum. Sonra hakaretler etmeye başladı, küfürler etmeye başladı. ’Seninle görüşeceğiz’ dedi. Biz, burada arkadaşın dolandırıldığını anladık" dedi. "Öyle bir güven vermiş ki alıcının basireti bağlanmış" Dolandırıcının güvenli ödeme yöntemini kullanmamak için hem alıcıyı telefonda ikna ettiğini belirten Sağdıç, "’Ekspertizden notere gitmeden güvenli ödeme yapacaksın, bin lira atacaksın’ diyor. Bunu da Notere gitmeden isteyecekti. Adama öyle bir güven vermiş ki alıcının basireti bağlanmış. Allah kimsenin başına vermesin. Alıcıyı uyarmasaydım 390 bin TL parası dolandırıcı adama gidecekti ve mağdur olacaktı, aracı da satın alamayacaktı. Kaydı alsa dahi kayıt sahibi parayı almadığı için kayıt işi de iptal edilecekti. Burada mağdur olan alıcı olacaktı" diye konuştu. "Her iki tarafın da kafasını karıştırıyor" Dolandırıcının hem alıcı hem de satıcıyı sürekli telefonla aradığına dikkat çeken Sağdıç, "Alıcının telefonunu kapatıyor, satıcıyı arıyor, satıcıyı kapatıyor, alıcıya arıyor. Her iki tarafın da kafasını karıştırıyor. Allah kimsenin başına vermesin. Biz de buna engel olduk" şeklinde konuştu.