SAĞLIK - 25 Mart 2017 Cumartesi 10:54

Grip artık daha uzun sürüyor

A
A
A
Grip artık daha uzun sürüyor

18'incisi düzenlenen KLİMİK Kongresi’nde enfeksiyon hastalıkları masaya yatırıldı. KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, gribin artık antibiyotik direnci nedeniyle daha uzun sürdüğünü söyledi.

Grip virüslerin neden olduğu, en önemli enfeksiyon hastalıklarından bir tanesi. Özellikle de 65 yaş üzerinde, kronik hastalığı olanlarda ölümcül seyredebiliyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nce (KLİMİK) bu yıl 18'incisi gerçekleştirilen kongrede ele alına nen önemli başlıklardan biri de grip.
KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, gribin artık antibiyotik direnci nedeniyle daha uzun sürdüğünü kaydederek, Grip başlıyor sonra üzerine zatürre, bronşit gibi bakterili enfeksiyonlar ekleniyor, o çerçevede önemli bir sorun. Bir kısım insan da hastalıkların uzun sürmesinin nedeni antibiyotik direnci , direnç gelişmesi sonucunda antibiyotikler etki etmiyor. Bunun sonucunda da hastalığın ciddiye varması ve ölümlerle sonuçlanması bizim hala önemli bir sorunumuzdur" dedi.

Prof. Dr. Ergönül, belli bir yaşın üstünde olanlarda bu tablonun ölümcül olduğunu vurgulayarak, "Zatürre ve bronşit açısından daha riskli gruplar özellikle 60 ve üzeri. Hele hele 80’i geçtikten sonra gerçekten bir çok hastalık ciddi seyredebiliyor. Türkiye’de grip Kasım, Şubat sonu, Mart gibi tepe noktasına ulaşıyor" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ergönül, özellikle nöroloji,kalp,böbrek gibi kronik hastalığı olan 65 yaş üzerindeki kişilerin mutlaka aşı yaptırması gerektiğini ifade ederek, "Bu sayede ya grip olmazlar veya gribi daha hafif geçirebilirler.Türkiye henüz erişkinlerin aşılana bileceğine tam inanmış değil, grip olsun başka hastalıklar olsun Türkiye’de o kültür henüz tam gelişmedi, yetişkinlerinde çocuklar gibi aşılanmaları gerektiği tam yerleşmedi. Gripte bu durum daha da beter, bir takım uzmanların ters yönde konuşmaları beyanat vermeleri, sorumsuzca davranması buna yol açıyor. Türkiye’de grip aşısı yaptırma oranı yüzde 3’ün altında. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 50’nin üstünde" diye konuştu

Prof. Dr. Ergönül, aşı yaptırma oranının daha fazla olması halinde buna bağlı hastalıkların seyrinin de daha az olacağını kaydederek, Eğer bu yüzde fazla olsaydı, grip ve ona bağlı ciddi hastalık seyirleri daha az olurdu, insanlar hastaneleri dolduruyorlar mevsim boyunca ve bir sonraki mevsimde bunu unutuyorlar o yaşadıklarını hatırlamıyorlar.Eğer aşılanma olsaydı hastanelerde yatan hastalarda ciddi azalma olurdu, yarı yarıya daha az olurdu" ifadelerini kullandı.

"Antibiyotik direncinden her yıl binlerce kişi ölüyor"

KLİMİK Derneği Genel Sekreteri,Doç. Dr. Süda Tekin,anti mikrobiyallere, özellikle de antibiyotiklere dirençli infeksiyon hastalıklarının önemli bir sağlık sorununa dönüştüğünü ve toplum sağlığını tehdit eder hale geldiğini vurgulayarak, "Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl en az 2 milyon kişide anti mikrobiyal ilaçlara dirençli infeksiyon hastalığı geliştiği ve bunların en az 23 bin kişisinin kaybedildiği bildirilmektedir. Avrupa’da ise her yıl 400.000 kişide ant imikrobiyallere dirençli mikroorganizmalar ile infeksiyon geliştiği ve bunların 25 binin ininin kaybedildiği bildirilmektedir. Avrupa’da çok ilaca dirençli mikroorganizmaların neden olduğu infeksiyonların yıllık maliyeti 1.5 milyar Euro’yu bulmaktadır.Türkiye’de anti mikrobiyal ilaçlara dirençli infeksiyon hastalıkları sayısı ve buna bağlı ölümlere ilişkin kesin rakamları belirtmek mümkün olmamakla birlikte her yıl ortalama 130 milyon reçete yazılmakta ve her üç reçeteden bir tanesinde antibiyotikler yer almaktadır. Yıllık kişi başına ortalama 26 kutu ilacın tüketildiği ülkemizde bunların yaklaşık 9 kutusunu antibiyotikler oluşturmaktadır. Türkiye’de Avrupa ülkelerine göre antibiyotik kullanımı 2-3 kat daha fazla" dedi.

"Yoğun bakımlarda ölümler oluyor"

Doç. Dr. Tekin, hastanede başka nedenlerle uzun süre yatmakta olan, kanser tedavisi, şeker hastalığının komplikasyonları ve yoğun bakım ünitelerinde yatırılarak tedavi gören durumu ciddi hastalarda dirençli bakterilere bağlı ölümler görüldüğüne dikkat çekerek, "Küreselleşmenin sonucu olarak dünyanın bir bölgesinde saptanan dirençli bakteriler, hızla diğer ülkelere yayılmaktadır. Yakın bir gelecekte birçok infeksiyon hastalığı tedavi edilemez duruma gelecek, basit bir infeksiyon hastalığı bile ölümcül hale dönüşebilecektir. Eski karanlık günlere dönülecek, ameliyatlar, organ nakilleri, kanser kemoterapileri bile riskli hale dönüşecektir.Yeni antibiyotik araştırmaları söz konusu olduğunda da durum pek iç açıcı değil" şeklinde konuştu.

Doç. Dr. SüdaTekin, antibiyotiklerin reçete ile satılması ve beta testi uygulamasının olumlu gelişmeler olduğunu kaydederek, "Bütün hükümetler, bütün ülkeler, ciddi bir alarm vermiş durumda dünya sağlık örgütü dahil, gelecek en önemli sağlık sorunu olarak ifade ediliyor.Antibiyotiklerin reçetesiz alınması zorunluluğu Sağlık Bakanlığınca düzenlenmiştir. Bu çok olumlu bir adımdır.Antibiyotik direncinin önüne geçmek için, yapılacak en önemli şey, zaruri olanlar dışında antibiyotik kullanımına son vermek.Dünya Sağlık Örgütü, hayvancılıkta da infeksiyon riskine karşı hemen antibiyotiğe başvurulmaması, aşı, hijyen ve biyo güvenlik gibi alternatiflerin geliştirilmesi tavsiyesinde bulunuyor. Büyük ilaç şirketleri kanser ve kalp hastalıkları gibi daha kârlı alanlara yatırım yaptığı için ‘antibiyotik musluğu’ bir süredir kurumakla yüz yüze. Antibiyotik tedavisi 1000 dolara mal oluyorsa kanser kemoterapision binlerce dolar tutuyor, ya da kolesterol düşürücü ilaçları uzun süre kullanmak gerekiyor. Dolayısıyla elimizdekileri uygun ve akılcı kullanarak kendi sonumuzu hazırlamamız gerekmektedir" dedi.

"Antibiyotik yazmadığı için şiddete maruz kalan meslektaşlarımız var"

Doç. Dr. SüdaTekin , antibiyotik yazmadığı gerekçesiyle şikayet edilen, hakarete uğrayan, hatta darp edilen ve ciddi fiziksel şiddete uğrayan meslektaşlar olduğunu ifade etti. Tekin, Elbette bu konuda halkın bilgilendirilmesi, sağlık hizmetinin sağlık çalışanları tarafından sunulmasının desteklenmesi ve sağlık otoritelerinin de eczaneleri ciddi denetlemeleri gerekmektedir" dedi.

Kongre Başkanı Prof. Dr. Çağrı Büke ise, KLİMİK Kongresinde, enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji alanlarını ilgilendiren tüm hastalıklar, güncel tanı yöntemleri ve bunların yönetimiyle ilgili pek çok hastalığın tartışılacağını belirterek, "Toplumdan kazanılmış, sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonlar, dirençli bakteriler, hastanelerin temizliği, viral hepatitler, güncel tedavi ve korunma yolları, çağımızın vebası olarak nitelendirilen HIV/AİDS, eskide kaldığı düşünülen ancak kendini unutturmayan sıtma, tüberküloz gibi pek çok hastalık tartışılacak. Yine göçmenlik ve sağlık alanında getirileri sağlık bakanlığı otoritelerince tartışılacaktır.Kongremize kendi alanında uzman, hoca ve yayınlarıyla bilime katkı sunan pek çok bilim insanı katıldı" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu, FIBA Hall of Fame 2026 listesinde onurlandırıldı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu, Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. FIBA Hall of Fame; basketbola uzun yıllar boyunca sahada, özellikle milli takım düzeyinde sunduğu katkılarla iz bırakan, sporcu kimliğiyle uluslararası basketbol kültürüne değer katan isimleri onurlandıran prestijli bir yapı olarak kabul ediliyor. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. Türkoğlu, bu onura ilk kez bir Türk sporcunun, sporculuk kariyeri ve milli takım kimliği temel alınarak layık görülmesiyle Türk basketbol tarihinde önemli bir ilke imza attı. Türkiye’yi uluslararası basketbol sahnesine taşıyan öncü yöneticilerden Turgut Atakol, Türk basketbol tarihinde FIBA Hall of Fame onuruna, yöneticilik ve basketbolun kurumsal gelişimine sunduğu katkılarla 2007 yılında layık görülmüştü. Hidayet Türkoğlu’nun basketbolculuk kariyeriyle bu listeye dahil edilmesi ise, Ay-Yıldızlı formayla sergilediği istikrarlı performansın, liderliğinin ve Türk basketboluna kazandırdığı mirasın FIBA tarafından tescillenmesi anlamına geliyor. Listenin duyurulmasının ardından Hidayet Türkoğlu, "Dünya basketboluna iz bırakmış, farklı ülkelerden ve jenerasyonlardan değerli isimlerle birlikte FIBA Hall of Fame listesinde yer almak, benim için büyük bir gurur ve onurdur. Ay-Yıldızlı formayla çıktığım her maçta, bu ülkeyi en iyi şekilde temsil etme sorumluluğuyla sahadaydım. Bu yolculuk; sahada birlikte ter döktüğüm takım arkadaşlarımın, beni her zaman ayakta tutan ailemin ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Türk milletinin ortak emeğinin bir sonucudur. Basketbolu evrensel bir değer olarak büyüten, bu mirası gelecek nesillere taşıyan FIBA’ya, dünya basketboluna verdikleri katkılar için teşekkür ediyorum. Ay-Yıldızlı bayrağımızı böylesine seçkin bir platformda temsil etmek, tarif edilemez bir gururdur" değerlendirmesinde bulundu. Milli Takım formasıyla 1994-2014 yılları arasında 309 kez sahaya çıkan ve 3 bin 475 sayı kaydeden Hidayet Türkoğlu, uzun yıllar A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın kaptanlığını üstlenerek Türk basketbolunun en önemli lider figürlerinden biri oldu. Türkoğlu; 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan tarihi kadroların da parçası olarak önemli başarılara imza attı. NBA’de ilk 5’de maça çıkan ilk, 10 bin sayı barajını geçen tek Türk oyuncu olan Türkoğlu, 997 maçla "NBA’de en fazla maç oynayan Türk basketbolcu" ünvanını da elinde tutuyor. NBA’de Orlando Magic formasıyla 2008’de en iyi gelişme gösteren oyuncu (MIP) seçilen, 2009 NBA finali oynayan Türkoğlu, Magic’te yakaladığı istatistiklerle de kulüp tarihinde unutulmaz bir miras bıraktı. Hidayet Türkoğlu, 21 Nisan 2026 tarihinde gerçekleştirilecek resmi organizasyonla beraber Hall of Fame üyesi olarak Berlin’de onurlandırılacak.
Adıyaman Eşini, kızının yanında öldürüp kayıplara karıştı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde önceki gün bir şahıs, boşanma aşamasındaki eşini, kızının yanında bıçakladığı anlar kameralara yansıdı. Şahsın, elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşarak gitmesi dikkatlerden kaçmadı. Olay önceki gün Kahta ilçesi Recep Tayyip Erdoğan Caddesi üzerinde yaşanmıştı. Edinilen bilgilere göre, M.A., boşanma aşamasında olduğu 45 yaşındaki eşi Emine Aluç’u sokak ortasında yakalayarak göğsünden ve boğazından bıçaklamıştı. Olay sırasında çiftin yanlarında bulunan ismi öğrenilemeyen kız çocukları da saldırgan tarafından elinden yaralanmış ve küçük kız annesini kanlar içerisinde görerek sinir krizleri geçirmişti. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ile birlikte çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş Emine Aluç, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Kahta Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Emine Aluç, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Yaşanılan vahşet anlar ise bir vatandaşın cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşanan vahşet anlarda eşini çocuğunun yanında bıçaklayarak öldüren M.A’nın elini kolunu sallayarak soğuk kanlı tavırlarla olay yerinden uzaklaştığı görüntülere yansıdı. M.A.’nın olay yerinden kaçtığı, şahsın yakalanması için polis ekipleri tarafından geniş çaplı arama çalışması başlatıldığı bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.