SPOR - 03 Aralık 2020 Perşembe 20:08

Gümüşhanespor Başkanı Vahit Olgun: “Gümüşhanespor’u güzel günler bekliyor”

A
A
A
Gümüşhanespor Başkanı Vahit Olgun: “Gümüşhanespor’u güzel günler bekliyor”

Gümüşhanespor Başkanı Vahit Olgun, kulübün kötü günleri geride bırakacağını söyleyerek, “Zor günleri yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Şimdi bir forma kampanyamız başlıyor. İnanıyorum ki 129 bin forma satılacaktır. Gümüşhanespor’u güzel günler bekliyor” dedi.

2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden ve sezona oldukça sancılı başlayan Gümüşhanespor, transfer yasağının kalkmasının ardından yaptığı takviyelerle sezona devam etmişti. Lige eksi 3 puanla başlayan Gümüşhanespor’da eylül ayında göreve gelen Başkan Vahit Olgun, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.

“Ligin ilk maçına başkansız ve yönetimsiz çıktık”

Sezon başında kulübün büyük sorunlarla uğraştığını söyleyerek sözlerine başlayan Gümüşhanespor Başkanı Vahit Olgun, “Sezon başında kulübün başkanı, sporcusu yoktu, kulüp kapalı bir haldeydi. 20 Eylül’de sezon başlamadan önce, hemşehrilerimizin talepleri neticesinde kulübe sahip çıkmak üzere Gümüşhane’ye gittik. Ligin ilk maçına 20 Eylül’de başkansız ve yönetimsiz bir takım çıktı. 21 Eylül’de kongremizi yaptık ve kulübü ileriye taşımak için yola koyulduk. Futbolculara 9 milyon TL civarında borç vardı. Sigorta ve maliyeye 2,5 milyon TL civarında borç vardı. Esnafa borç vardı. Toplamda 12-12,5 milyon TL arası bir borç vardı. Gümüşhanespor’un önünü açmak için yoğun bir çalışma içine girdik. Transfer yasağı vardı, bunun kaldırılması için adım attık. Kamp yapmadan lige başladık. Geçen yıldan kalan 10 oyuncu ve altyapıdan isimlerle lige başladık. Transfer yasağını kaldırdıktan sonra takviye yaptık. İstenilen düzeyde lige başlayamadık. Hoca değişikliğine gittik ve kan değişikliğiyle yola devam ediyoruz. Korona virüs bizi de etkilemişti. İlk 11’de oynayan 6 futbolcumuz, 2 kalecimiz ve teknik ekibimizden yoksun şekilde ilerlemek zorunda kalmıştık. Şimdi yeni bir soluklanmayla ligi iyi bir noktada tamamlamak istiyoruz. Bunun için de bir çalışma içindeyiz” diye konuştu.

“Eski günlere dönmek için çalışıyoruz”

Kulübün geçmişten önemli borçlarının olduğunu söyleyen Olgun, “Kongrede ‘Geçmişimizle hesaplaşmadan, geleceği inşa etmek adına buradayız’ demiştik. Tabii ki geçmişle hesaplaşmayacağız ama durumu da anlatacağız. Bu yükün altından sadece başkan ve yönetimin kalkamayacağını bütün şehir biliyor. Gümüşhanespor geçmişte marka değeri yüksek olan bir takımdı. Daha sonra adeta terk edildi. Bugün eski günlere dönmek için çaba sarf ediyoruz. Sportif başarı çok önemlidir ama bu sene kimseye böyle bir sözümüz olmadı. Yönetimsel başarı sağlayarak kulübün önünü açmak istiyoruz. Türkiye’deki ve dünyadaki bütün Gümüşhanelileri ortak noktada birleştirmek istiyoruz. Dünyanın her noktasındaki Gümüşhaneli, takımlarını takip ediyor. Biz bu ortak paydayı ortak enerjiye dönüştürmek istiyoruz ve bunun için çaba sarf ediyoruz” açıklamasını yaptı.

“Şehrin dinamiklerini düşünmeden hareket etmeyiz”

Yönetime gelmeleri için ciddi baskıların olduğunu söyleyen Gümüşhanespor Başkanı Vahit Olgun, “Profesyonel bir yönetim anlayışı olmadığı, sadece günü kurtarmak adına çalışıldığı için arkasından karanlık günler geldi. Kadro planlaması şehrin dinamiklerine uygun değildi. TFF 1. Lig’de oynamamız gerekiyor ama illa ki bu ligde oynamak için şehrin gücü aşılarak hareket edilirse, sonrasında karanlık günler gelir. Bu sene kongrede 'Aldığımız borç yükünün üzerine 1 TL dahi eklemeden görevi tamamlamak istiyoruz' dedik. Kendi dönemimizle ilgili yükün tamamını çekeceğiz ve geçmiş borçlar için de ödemeler yapacağız. Transfer yasağını kaldırmak için 2 milyon TL ödeme yaptık. Bu sene kurduğumuz takımın maliyeti 2.9 milyon TL. Geçmiş dönem ödemelerimiz olmasaydı, şu ana kadar takımın tamamının ödemesini yapmış olacaktık. Şehrin dinamikleri düşünülerek hareket edilseydi, bugün bu durum ortaya çıkmazdı. İsteğimiz tüm Gümüşhanelilerin el attığı, sahip çıktığı bir takım olması. Gümüşhane’de 180 bin kişi var. Ama Türkiye’nin ve dünyanın tamamını işin içine kattığımızda 750 bin Gümüşhaneli olduğunu görüyoruz. Aile bireylerinin hepsinin Gümüşhanespor etrafında kenetlenmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“129 bin forma, 129 bin taraftar sloganıyla yola çıkıyoruz”

Forma kampanyasıyla kulübe önemli bir katkı sağlanacağını ifade eden Vahit Olgun, “Gümüşhane’nin plakası 29. Tüm çalışmalarımızı bu eksen üzerinde yapıyoruz ama asıl yapmak istediğimiz kampanya tüm Gümüşhanelilerin sahip çıkacağı bir iş. 129 bin forma, 129 bin taraftar sloganıyla yola çıkıyoruz. İstiyoruz ki bütün aile bireyleri formalarını giyip bu bayrağı dalgalandırsın. Bu ortak paydayı tabana yaymak istiyoruz. 1 forma alan da bizim için kıymetlidir, 1000 forma alan da. 1000 forma, 10 bin forma alıp dağıtacak iş adamlarına da ihtiyacımız var. Forma dağıtmak da bir aidiyet bilinci oluşturacak. Adam çocuğunu Gümüşhane’ye hiç götürmemiş olabilir ama bu sayede bir aidiyet olacaktır. Ben aynı zamanda Gümüşhane Dernekler Federasyonu Genel Başkanıyım. Her ildeki derneklerden haberdarız. Sadece İstanbul’da 140 derneği var ve her derneğin en az 300 üyesi var. Her bireye 1 forma ulaştırmak istiyoruz. Ekonomik durumu iyi olan iş adamlarımızın Gümüşhane’ye sahip çıkmalarını istiyoruz. Gümüşhane iş adamlarımıza çok şey kattıysa, artık onların da Gümüşhane’ye bir şeyler katması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

“İyi bir planlamayla Süper Lig’e çıkabiliriz”

Şu ana kadar sorunlarla uğraştıklarını vurgulayan Olgun, “Gümüşhanespor’un sürekli sorunlarıyla uğraştık ama asıl hedefimiz ciddi bir altyapı oluşturup, burada bir futbol okulu kurarak oyuncu yetiştirmek. Hem şehri hareketlendirmek hem de şehrin ismini futbolla eşdeğer hale getirmek istiyoruz. 1. Lig’e yükselmek için çok yoğun çabamız olacaktır. Şu andaki kadromuz bunu başaracak kapasitede. Ancak sezon başında yaşanan sorunlar, kamp yapamamak olumsuz etkiye neden oldu. Ama şimdi sezon yeni başlamış gibi çalışacağız. İlk hayalimiz 1. Lig’e yükselmek ve ardından Süper Lig neden olmasın. Bugün iyi bir yapılanmayla semt takımları bu noktaya geldiyse, 700 bin Gümüşhanelinin olduğu bir noktada bu durum neden olmasın diyoruz” şeklinde konuştu.

Bozhan Memiş - Güven Mert Ercan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hitit’in “Anne Üniversitesi" başladı Hitit Üniversitesi Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Hitit Anne Üniversitesi başladı. Bu yıl Çorum Valiliği ile Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlıkları işbirliğinde hayata geçirilen Hitit Anne Üniversitesine 65 anne ve anne adayı katılıyor. Programa katılan kursiyerlere Hitit Üniversitesi kampüslerindeki derslikler ve laboratuvarlarda mikrobiyoloji, ev kazaları, ebru atölyesi, müzik atölyesi, bağımlılıkla mücadele, eşler arası iletişim, akılcı ilaç kullanımı, kültürümüzde kadın ve aile konularında eğitimler verilecek. Eğitimler sonrasında ise Hitit Anne Üniversitesi 2024 yılı öğrencileri için mezuniyet töreni düzenlenecek. İlk ders öncesi öğrencilerle bir araya gelen Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Anne Üniversitesi ile kişisel gelişime katkı sağlamak, aile içi iletişim, ebeveynlik gibi konularda farkındalığı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Önceki yıllardan farklı olarak Hitit Anne Üniversitesinin bu yıl Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin ilçelerinden 65 anne ve anne adayına yönelik gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Baykam, “Hitit Üniversitesi olarak topluma hizmet faaliyetleri çerçevesinde etkinlik ve programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu noktada en önemli programlarımızın başında da Anne Üniversitesi programı geliyor. Hitit Anne Üniversitesini bu yıl Çorum Valiliğimiz ile işbirliği içinde farklı bir konseptte düzenliyoruz. Valilik ve üniversite olarak ilçelerimizdeki kadınlarımıza da bir dokunuş yapmak istedik. 4 ilçemizden 65 anne ve anne adayımızı misafir ediyoruz. Yine mikrobiyolojiden akılcı ilaç kullanımına, ebrudan müzik atölyesine kadar farklı alanlarda eğitimler düzenliyoruz. Amacımız, kursiyerlerimizin hem kişisel gelişimlerine katı sağlamak hem de hafızalarda yer edinecek güzel bir anı bırakmak. Bu çerçevede başta Çorum Valiliğimiz olmak üzere Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlığına desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. 2024 yılında aramıza katılan değerli anne ve anne adaylarımıza keyifli ve faydalı bir ders dönemi diliyorum.” şeklinde konuştu. Anne Üniversitesi’nde dersler 13 Mayıs’ta sona erecek. Hitit Anne Üniversitesinden mezun olacak kadınlar için 14 Mayıs günü de mezuniyet töreni düzenlenecek.
İstanbul İbadete açılan Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti İbadete açılan Fatih’teki Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar 79 yıl sonra camide namaz kıldı. Tarihi yapı hakkında konuşan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile cami statüsüne çevrilen İstanbul’daki Kariye Camii düzenlenen törenin ardından ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan canlı bağlantıyla katıldığı törenle ibadete açılan camiye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar, 79 yılın ardından Kariye Camii’nde namaz kıldı. Duvarlardaki bezemeleri inceleyen yabancı turistlerden bazıları ise dürbün kullandı. Tarihi camiye giren yerli ve yabancı turistler, göz kamaştırıcı yapıda bol bol fotoğraf çekti. “Theodore Metokhites, Hz. İsa ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış” Kariye Camii’nin tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Kariye Camii, İstanbul’un en ilginç anıtlarından ve çok katmanlı yapılarımızdan biridir. Bizans devrinde, muhtemelen 6’ıncı yüzyıldan bu yana bu yapının varlığından haberdarız. Bu yapı, bütün Bizans döneminde 11’inci, 12’inci ve 14’üncü yüzyıllarda defalarca kez yenilenmiş. 1316-1321 yılları arasında Theodore Metokhites isimli bir devlet, bilim adamı ve edebiyatçı bu yapıyı büyük ölçüde yenilemiş. Çok etkileyici birçok ek ile genişletmiş. Bu yapının etrafına birtakım birimler de ilave edilmiş. İçinde bulunduğumuz bölümü kendisi için bir mezar anıtı olarak düzenlemiş. Yapının da içerisinde Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış. Bu anlamda Bizans dünyasının en ilginç anıtlarından biri. Fetihten sonra bir süre bakımsız kalan bu yapı 1509 yılında Atik Ali Paşa tarafından cami haline getirilmiş. Kendisi devşirme olan paşa, kendisinin kişisel dönüşümü gibi bu binayı da dönüştürmüş. Bizans manastırının kilisesi olan bu yapıyı cami haline getirmiş. Bu yapı Osmanlı Cihan Devleti dönemi boyunca cami olarak kullanılmış. Fakat yapının içindeki mozaikler ve freskolar yani eşsiz bezemelerinin bir kısmı Osmanlı Dönemi’nde de açık kalmış. Yapıyı ziyaret eden seyyahlar 16’ıncı ve 17’inci yüzyılda bu yapıda açıkta gördükleri bazı tasvirleri hep anlatmışlar. Uygarlık tarihi açısından önemlidir. Resimler nasıl Bizans kültürü açısından önemliyse bu yapının korunma süreci, eserlerin yaşayabilmesi de Osmanlı Devleti açısından enteresan” dedi. “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor” Kariye Camii’nin bir bölümünün ziyaret, bir bölümünün de ibadet için kullanılacağını söyleyen Yılmaz, “1945’te bir yeni karar alınmış ve yapı içindeki bütün mozaik ve freskoların açığa çıkarılması için büyük projeler yapılmış. Yaklaşık 12 yıl boyunca burada bir restorasyon yapılmış. 12 yılın sonunda tamamlanan restorasyonda sonra yapı bir müze olarak ziyarete açılmış. Aşağı yukarı yine restorasyon 12 yıl sürdü. 2012’den itibaren başlayan bir sürecin sonunda bu yapının restorasyonu tamamlandı. Şimdi de yine iki fonksiyonlu. Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi. O yüzden çok şanslıyız” ifadelerini kullandı. “Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına ‘amin’ demeyi nasip etti” Kariye Camii’ni ziyaret eden Şerafettin Şeker, “Daha evvel de gelmiştim. Restorasyonunu çok beğendim. Rahmetli eşimin mezarı için gelmiştim ama demek ki Rabbim bana nasip etti. Sur diplerinde bulunanlara Fatiha okudum. Sur dibinde bir çiçek açmış, ‘mutlaka bir şehit düştü galiba burada diye’ onun fotoğrafını çekmiştim. Şeker ailesine atacaktım. Buraya gelmem tesadüf olmaz, tabii ki tevafuk. Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına amin demeyi nasip etti” şeklinde konuştu. “Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin” Hatun Hafik ise, “Çok güzel. Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin. Çok iyi bulduk. Yapandan ve açandan Allah razı olsun” diye konuştu. “Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay” Nadir Koçak ise, “Dört gözle, sabırsızlıkla bekliyorduk. Açılacağını duyar duymaz koşa koşa geldim. Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay. Burası sadece bir cami değil, ayrıca kültürlerin birleşmesi. Eminim Hristiyan dünyası da bundan mutlu olmuştur. Onlara da ziyarete açık olacak zaten. Çok sevindik, hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.