GÜNDEM - 02 Mart 2016 Çarşamba 16:30

Gündüz Atlası dergisini özel ekip hazırladı

A
A
A
Gündüz Atlası dergisini özel ekip hazırladı

Gündüz Hastanesi, Atlas Dergisi ve Janssen Türkiye ile birlikte çok özel bir projeye imza attı: Gündüz Atlası.

Atlas dergisinin Mart sayısı ile birlikte okurlara sunulacak olan Gündüz Atlası dergisi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (BRSHH) bünyesinde faaliyet gösteren Gündüz Hastanesinin üyeleri tarafından hazırlandı. Janssen Türkiye, Gündüz Atlası Ekinin basım ve dağıtım sponsorluğuna koşulsuz destek sağladı.

Proje kapsamında öncelikle Gündüz Hastanesinde Atlas Yazı İşleri ekibi tarafından eğitim toplantıları düzenlendi. Ekip BRSHH Gündüz Hastanesi’nde tedavi gören şizofreni hastalarına haber yazma, röportaj yapma, fotoğraf çekimi gibi konularda eğitim verdi. Ardından eğitimlere katılan hastalardan Gündüz Atlası yazı işleri ekibi oluşturuldu. Bu ekip derginin başlıklarını belirledi, araştırmalar yaptı, yazılar hazırladı. Merkezin üyeleri, Gündüz Atlası dergisi ile yeteneklerini bir kez daha ortaya koydu. Üyeler, Gündüz Atlası için kendi ürettiği başlık ve yazılarla doğaya farklı bir pencere açtı, doğanın zenginliğini ve insanın doğayla ilişkisini inceledi; “Doğa ve İnsan”, “Doğa ve Müzik”, “Doğa ve Şiir” temalarıyla süsledikleri dergilerinde Sapanca, Taraklı gibi gezi yazıları ve fotoğrafları ile özel bir yayın hazırladı. Proje sürecinde Atlas’ın ofisini de ziyaret eden Gündüz Atlası ekibi bir derginin baskıya geçirdiği tüm hazırlık aşamalarını tanıma olanağı buldu.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, Gündüz Atlası için duygularını şöyle ifade etti:
“Bu proje basit bir amaçla başladı, hâlâ aynı basit amacı taşıyor; hastalarımızın herkes gibi olduğunu, onlardan farklı olmadığını göstermek. Bizim hastalarımız da herkes gibi duygulanır, sanatla uğraşır, şiir yazar, yazı yazar, fotoğraf çeker. Hedefimiz, ruhsal hastalığı olan bireylere karşı var olan ötekileştirmeyi önlemeye katkı sağlamaktır. Toplumumuzda ruhsal hastalığı ve özellikle şizofreni hastalığı olan bireylere karşı bir önyargı vardır, 'deli' der geçeriz. Oysa bu tamamen haksız bir damgalamadır. İşte biz bu damgalamayı hafifletmek amacıyla böyle bir sosyal sorumluluk projesi yapmak istedik. Artı Değer’in fikir babalığı ve organizasyonu, Atlas ekibinin katkıları, Janssen’in desteğiyle hayata geçirdik. Hastalarımızın yeteneklerini ve yaratıcılıklarını göstermek, ruh derinliklerini bir sanatçı duyarlılığı ve arkeolog titizliğiyle ortaya çıkarmak için canla başla çalışan ve bunun için “ya bir yol buluruz, ya bir yol yaparız” şiarıyla hareket eden Gündüz Hastanesi ekibini kutluyorum.

KLASİK YÖNTEMLE TEDAVİ
Basın toplantısında Gündüz Hastanesi ve şizofreni hastalığını anlatan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Mehtap Arslan Delice de şunları söyledi:

“2006 yılında BRSHH bünyesinde hizmet vermeye başlayan Gündüz Hastanesi, kısa zamanda ülkenin bu en büyük psikiyatri hastanesinde klasik yöntemle tedavi edilen pek çok şizofreni hastasının hayatında yeni bir sayfa açmayı başarmış, hizmet alan hastaların hastaneye yatış sıklıklarının azalmasından, bağımsız yaşama becerilerinin kazanılmasına, kişiler arası ilişkilerin düzelmesinden, istihdam edilmelerine değin pek çok hedefi gerçekleştirme konusunda yüz güldürücü sonuçlara yol açmıştır.”

Dr. Mehtap Arslan Delice, toplumdaki yanlış algı nedeni ile şizofreni hastalarından korkulduğuna, bu kişilerden uzak durulduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Şizofreni hastalığı neden korkulan, uzak durulan, görmezden gelinen bir hastalık? Diğer hastalıklara benzemiyor. Zekayla ilgili bir problem değil, görünen fiziksel bir araz yok. Özellikle hastalık yeni başladığında hasta yakınları sıklıkla şunu söyler: Hocam aklında bir şey yok, her şeyi anlıyor, kafası çalışıyor, sapasağlam ama bizimle konuşmuyor, kendi kendine konuşuyor, hiçbir şey yapmıyor, kendine bile bakmıyor. Hastalık tıp açısından da karmaşık bir hastalık. Gerek oluş sebepleri, gerek beynin işleyişindeki bozukluğun heterojen olması, klinik görünümlerin başka başka olması gibi pek çok faktör hastalığı karmaşık hale getiriyor. Ama şunu biliyoruz bu durum kesin olarak bir hastalık başka bir şey değil. Konuyla ilgili binlerce çalışma ve bunlardan elde edilen bilimsel veriler hastalığın pek çok yönünü aydınlatmış durumda."

Hayatın tüm insanlar için bir sınav olduğunu anlatan Delice, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her insan başka bir şeyle sınanır. Kimi yoksullukla, kimi zenginlikle, kimi mesleğiyle, kimi evladıyla. En zor sınavlardan biridir belki de ruhsal bir hastalığının olması. Zira hastalığın doğasından kaynaklanan zorlukların yanı sıra bir de toplumun bu hastalık grubuna ilişkin önyargıları ve tutumlarıyla sınanmaktadır bu insanlar. Oysa kulak verildiğinde duyulacak olan yine bir insan sesidir, diğerlerinden farkları yalnızca sınavın farklılığındandır. Bu proje Gündüze devam eden bir grup “ağır ruhsal hastalığı olan” insanın zorlu bir sınav olan hastalıkla mücadele ederken ortaya çıkardıkları eserleri gözler önüne sermektedir. Olanak tanındığında, hastalığa rağmen neler yapabildiklerini, hastalıkla örtülse de özde insan oluşa ait tüm ihtişamın saklı olduğunu haykıran bir sesleniştir bu proje.”

Atlas Dergisi Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Mustafa Türker Erşen de, proje sürecini anlattı:
“Atlas her zaman doğa ve kültür varlıklarını belgeleme, korunmaları için duyarlılık oluşturma amacıyla hareket etti. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ortak projesi Gündüz Atlası’nda da aynı amacı taşıdık.

Gündüz Atlası dergisi, BRSHH bünyesinde faaliyet gösteren Gündüz Hastanesi üyeleri tarafından hazırlandı. İçerik onlar tarafından belirlendi, tüm yazılar onlar tarafından kaleme alındı. Atlas projesinin başında gerekli eğitimleri verdi; yazı, haber, röportaj atölyeleri yaptı. Ardından editöryel takibi yaptı ve koordinasyonu sağladı ama sonuçta Gündüz Atlası, Gündüz Hastanesi üyelerinin eseridir."

Proje çerçevesinde yaklaşık üç ay boyunca Gündüz Hastanesine konuk olduğunu anlatan Erşen, şunları söyledi: "Biz, yani Gündüz Atlası ekibi, birlikte uzun saatler geçirdik, bir işin etrafında toplandık, çalıştık, iyi bir dergi yapmanın yollarını araştırdık. Orada tekrar gördüm ki olanak bulduğu takdirde herkes kendini ifade edebilir, bir iş üretebilir, dünyaya katkıda bulunabilir. İnsanı insan yapan cevherler ve onların peşinden gitme azmi herkesin, hepimizin ortak özelliğidir.”

Gündüz Atlası’nı hazırlayan ekipte yer alan Gündüz Hastanesi Üyesi Gözde Ünlü de basın toplantısında Gündüz Hastanesi ile tanışma sürecini Gündüz Atlası projesinin hazırlık aşamaları hakkında bilgi verdi.

1975 İstanbul doğumlu olduğunu anlatan Ünlü, şöyle konuştu: "Boğaziçi Üniversitesi Biyoloji Bölümü 1. sınıfta öğrenciliği bıraktım. 2009 yılında takip edilme şüphesiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ne geldim. Paranoid şizofreni tanısı konuldu ve doktorumun yönlendirmesi ile 2010 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine bağlı Gündüz Hastanesi ile tanıştım. Gündüz Hastanesini çok beğendim, iyi bir rehabilite ortamı sağlandığı için beklentilerimi karşılayabileceğini düşündüm. Gündüz Hastanesi ve Bakırköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde psiko-eğitim gruplarına katıldım. Çok iyi arkadaşlıklar olduğunu, yalnız olmadığımı gördüm. Burada arkadaşlarım dostlarım oldu. Bu süreçte, tedavi ekibi ve öğretmenlerimiz bana sürekli destek oldu. 2008 yılından bu yana çalışmıyordum ancak 2011-2013 yılları arasında korumalı iş yeri modeli olan ve hastanemiz bünyesinde bulunan Tomruk Kafe’de çalıştım. Gündüz Hastanesinde resim atölyesi, bilgisayar ve spor atölyelerindeki çalışmalara katıldım, halen de bu atölyelere devam ediyorum. "

Yaklaşık 3 ay önce Atlas Dergisi projesine katılması için teklif geldiğini anlatan Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu projede sadece eğitim alacağımı düşünüyordum. Çok fazla bir beklentim yoktu ama beklediğimden fazlasını gerçekleştirdik. Atlas süreci benim için iyi bir tecrübe ve iyi bir rehabilitasyon oldu. Bu eğitim sayesinde yeteneklerimi geliştireceğimi ve yazı yazabileceğimi gördüm. Çalışarak insanların başarılı olabileceğini anladım. Amatör yazarlık deneyimi benim için başarılı ve keyifli bir çalışma oldu. Tabi ki keyifli olduğu kadar çalışma sürecinde zorlandığım noktalar da oldu. Bu zorluklar duygularımı ve düşüncelerimi yazıya dökmekti. Bizler için yazılarımıza yer verilmesi, bizi seçmeleri, bize değer vermeleri çok anlamlıydı. Benim için ise Atlas dergisinde yazımın çıkması onur verici ve bütün Türkiye’de yayınlanması beni çok heyecanlandırıyor, bu sebeple çok mutluyum. Duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. Bu çalışma bizim damgalanmaya karşı gösterdiğimiz bir başarıdır.”

Janssen Türkiye Medikal Direktörü Dr. Nilüfer Çetin ise Gündüz Atlası için yaptığı konuşmada, "Janssen Türkiye olarak vizyonumuz daha sağlıklı Türkiye için yenilikçi çözümleri paydaşlarımızla geliştirmek. İnsan sağlığını iyileştirmek için paydaşlarımızla iş birliği içinde çalışıyoruz. Gündüz Atlasının ortaya çıkmasında da paydaşlarımız Atlas dergisi ve Bakırköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ile çalışarak şizofreni hastalığı olan kişilerin ortaya çıkardığı eserleri tüm ülkeye dağıtılacak bir dergide paylaşmak istedik” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri AUS Zirvesi’nde ‘KAYBİS’ ilgi odağı oldu Ankara’da Uluslararası Akıllı Ulaşım Sistemleri Zirvesi’nde (AUS) Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. tarafından geliştirilen Akıllı Bisiklet Paylaşım Sistemi KAYBİS, ilgi odağı oldu. Akıllı Ulaşım Sistemleri alanında sektöre liderlik edenler başta olmak üzere birçok kamu ve özel sektör kuruluşunca desteklenen Uluslararası AUS Zirvesi’nde bisiklet paylaşım sistemi KAYBİS, dikkatleri üzerine çekti. Ankara Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve 3 gün süren zirveye, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. tarafından katılım sağlandı. Türkiye Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği (AUS Türkiye) tarafından düzenlenen etkinlikte, start-uplarla, sektör uzmanlarıyla buluşma, görüş alışverişinde bulunma, ülkemizdeki başarılı AUS projelerini ve saha uygulamalarını yerinde görebilme imkânı sağlandı. Türkiye’nin ilk bisiklet paylaşım sistemi olma unvanına sahip KAYBİS, burada sergilenirken, birçok kamu ve özel sektör kuruluşlarının dikkatini çekti. Tüm kesimin yoğun ilgi gösterdiği KAYBİS, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, bisiklet paylaşım sistemi hakkında bilgiler aldı. KAYBİS’in zirvedeki bu başarılı performansı, Akıllı Ulaşım Sistemleri alanındaki yenilikçi çözümler arayan şehirlerin dikkatini çekti ve sektördeki lider konumunu pekiştirdi.
İstanbul Sultangazi’de çay ısmarlatıp 30 bin lira değerindeki 2 cep telefonunu böyle çaldılar Sultangazi’de bir telefon mağazasına müşteri gibi giren biri kadın 2 hırsız, 30 bin lira değerindeki 2 cep telefonu çaldı. İş yeri sahibinin çay bile ısmarladığı 36 suçtan aranan hırsızların, cep telefonlarını çaldıkları anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 17 Mart’ta Sultagazi Yunus Emre Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, cep telefon mağazasına müşteri gibi gelen biri kadın 2 hırsız, tezgahta bulunan cep telefonlarını incelemeye başladı. Dükkana daha önce müşteri olarak gelen kadını tanıyan iş yeri sahibiyle muhabbet etmeye başlayan hırsızlar, telefonları incelerken kendilerine ısmarlanan çayları içtiler. Toplam 30 bin lira değerindeki 2 cep telefonunu beğenen hırsızlar, üzerlerinde nakit paralarının olmadığını belirterek IBAN ile ödeme yapacaklarını söylediler. IBAN paylaşan dükkan sahibini yaklaşık 20 dakika oyalayan hırsızlar, iş yerinde telefon çekmediğinden dolayı dışarı çıktılar. Dükkandan dışarı çıkan hırsızlar, iş yeri sahibinin dalgınlığından faydalanarak kapının önünde bulunan araçlarına binerek uzaklaştılar. Olay anı kamerada Telefon mağazasına müşteri gibi gelen 2 hırsızın cep telefonlarını çaldıkları anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, dükkan sahibinin ısmarladığı çayları içen hırsızların daha sonra telefonlarla birlikte iş yerinden çıktıkları ardından kapının önünde bulunan araçla olay yerinden uzaklaştıkları görülüyor. “Güvendiğim için telefonları verdim” Yaşanan olayı anlatan iş yeri sahibi Emre Kaynak, “Biri kadın, biri erkek 2 kişi dükkanıma geldiler. Benden 2 tane telefon istediler. Ben de 2 adet telefon verdim bunlara. Bayan eski müşterimdi, kontör falan yüklüyordum. Güvendiğim için telefonları verdim. Bir de tanıdığım bir insanın ismi söylediler. Nakit paralarının olmadığını belirterek İBAN istediler. Whatsapptan ibanı attım. Burada şebeke çekmediğinden dolayı dışarıya çıktılar. Dışarıya çıkınca arabaya binip bir anda kaçtılar. Bende telefon numarası olduğu için bunları aradım. Nereye gittiklerini sordum. Onlarda acil bir işleri çıktıklarını, parayı ibana göndereceklerini söylediler. Telefonu kapattım 5 dakika kadar sonra tekrar aradım. Bu defa ulaşamadım. Ulaşamayınca dolandırıldığımı anladım. Direkt suç duyurusunda bulundum. Şahısların 36 suçtan arandıklarını söylediler. Bunlar dolandırıcılık ve hırsızlık yapıyorlarmış. Bu nedenle suç dosyaları bayağı varmış. Bizde suç duyurusunda bulunduk zaten. Biz burada 200 - 300 TL ile dönen esnafız. Küçük esnaf olduğumuzdan dolayı 30 bin TL bizim için büyük bir meblağ. Bizim başımıza geldi başka kimsenin başına gelmesin’’ dedi.
Erzincan Erzincan’ın 59 köyüne gece görüş ve yapay zeka destekli kamera sistemleri kuruldu Erzincan Valiliği himayelerinde başlatılan “Huzur İçin Erzincan” projesi kapsamında Erzincan İl Özel İdaresi tarafından 59 köye gece görüş ve yapay zeka destekli kamera sistemleri kuruldu. Erzincan Valiliği Sosyal Medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımda; “ Sizin gözünüz ulağınız olmaya karalıyız. Gece, gündüz, uzak, yakın, yaz, kış demeden. Biz her şeyden önce sizin huzurunuz ve güvenliğiniz için varız. Proje kapsamında Erzincan il merkezine bağlı 59 köyün tamamında gece görüş ve yapay zeka destekli plato okuma yazılımını içeren kamera sistemi kuruldu. İlçelerde de kurulum devam ediyor. Teknolojinin tüm imkânları sizin için görevde. Can Erzincan’da asayiş Berkemal” denildi. Erzincan Merkez Hancı Çiftliği köyü Muhtarı Resul Çetin yaptığı konuşmasında; “Köyümüze Valimiz Hamza Aydoğdu’nun talimatları ile proje kapsamında yıllardır beklediğimiz gece görüş ve yapay zekâ destekli plato okuma yazılımını içeren kamera sistemi kuruldu. Valimize çok teşekkür ederiz. Malumunuz köylerimizde ki en büyük sıkıntı hayvan hırsızlıklarına karşı büyük bir önlem alınmış oldu. Bundan dolayı köylülerimiz çok memnun ve kendilerini daha iyi güvende hissediyorlar.” dedi. Saztepe köyü Muhtarı Talat Doğan ise kameraların takılmasından dolayı memnuniyetlerini belirterek, “Köyümüze giren çıkanı görüyoruz, hırsızlık olayı olduğu zaman onu belirleyebiliyor ve buluyoruz. Yola çıkan hayvanın kime ait olduğunu görüyoruz, çok güzel bir sistem. Allah devletimizden razı olsun” diye konuştu. Uluköy köyü Muhtarı Kenan Okumuş da köye kurulan kamera sistemlerinden dolayı teşekkür ederek, “Köyümüzde ki hayvan hırsızlıklarına karşı alınabilecek tedbirler açısından beklediğimiz bir projeydi. Projeyi tamamladıkları ve köyümüze getirdikleri için Valimiz Hamza Aydoğdu’ya Vali Yardımcımız ve İl Genel Meclisi Genel Sekreteri Mehmet Emre Canpolat’a birlik müdürümüze köyüm ve şahsım adına teşekkürlerimi iletiyorum” şeklinde konuştu.
Bursa Kütüphane müdavimleri ödüllerine kavuştu Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, 60. Kütüphane Haftası dolayısıyla özel bir etkinliğe imza attı. Kütüphaneyi en aktif kullanan akademisyen ve öğrencilerin açıklandığı törende, yarışmalarda dereceye girenlere de ödülleri dağıtıldı. 60. Kütüphane Haftası Ödül Töreni Prof. Dr. Fuat Sezgin Merkez Kütüphanesi’nde düzenlendi. Programa BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cafer Çiftçi ve Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer, fakülte dekanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. “En donanımlı kütüphanelerden birine sahibiz” Ödül töreninde konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kütüphanenin en önemli müdavimlerinden birisi olduğunu aktardı. İmkânların genişliğinden bahseden Prof. Dr. Yılmaz, “Kütüphanemiz, ciddi bir yazılı ve görsel kaynağa sahip. Yükseköğretim kurumları arasındaki en donanımlı kütüphanelerden birisine üniversitemizde bulunuyor. Bununla gurur duyuyoruz. Kütüphanemiz kampüsümüzün merkezinde yer alıyor ve bu her anlamda büyük kolaylıklar getiriyor. Geçtiğimiz hafta itibariyle 60. Kütüphane Haftası kutlandı. Daire Başkanlığımız da bu vesileyle mini yarışmalar ve eğlenceli etkinlikler düzenledi. Dereceye girenler başta olmak üzere tüm katılımcıları ve programı organize eden herkesi tebrik ediyorum. Sponsor olarak öğrencilerimize hediye takdim etmemize vesile olan tüm iş dünyası temsilcilerimize de teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. Dereceye girenler ödüllendirildi BUÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, 60. Kütüphane Haftası boyunca bol ödüllü çok sayıda yarışma düzenledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Merkez Kütüphanesi’ni konu alan “Kütüphanede Bir Gün Sessiz Vlog Yarışması”, “Kütüphanemi Tanıyorum Bilgi Yarışması” ve“Dudak Okuma Yarışması” finalistlerine, kütüphaneyi en çok kullananlara, talihli öğrencilere ve Kütüphane Haftası boyunca ödünç kitap alan 60. öğrenciye ödülleri takdim edildi. Kütüphaneden ödünç kitap alanların arasında çekilişin de yapıldığı program, toplu hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.