SAĞLIK - 08 Ağustos 2017 Salı 14:44

Güneş gözlüğü seçimin de nelere dikkat edilmelidir?

A
A
A
Güneş gözlüğü seçimin de nelere dikkat edilmelidir?

Güneş gözlüklerinin göz sağlığı açısından çok önemli olduğunu belirten Prof.Dr. Ümit Beden, güneş gözlüğü seçimin de dikkat edilmesi gereken hususları olduğunu söyledi.

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ümit Beden, “Gerek güneşin zararlı ışınlarından korunmak, gerekse havadaki parçacıklardan gözü korumak ve göz yorgunluğunu azaltmak açısından, güneş gözlüklerinin göz sağlığımız açısından önemi yadsınamaz bir gerçektir” dedi.

Güneş gözlüğü seçimindeki en önemli kriterlerden birisinin, yeterli ultraviyole (UV) filtrasyonu olduğunu ifade eden Prof.Dr. Ümit Beden, “Güneşten gelen ultraviyole (morötesi) ısınlar özellikle ileri yaşlarda kanser oluşumundan sarı nokta hastalıklarına, katarakt oluşumundan göz alerjilerine kadar birçok hastalığın en önemli sebepleri arasındadır. Doğal şartlarda güneşli ortamlarda göz kapaklarımız kısılır ve göz bebeklerimiz küçülür. Bu şekilde zararlı ışınlardan gözü koruyan, doğal bir göz koruma mekanizması vardır. Güneş gözlüğü taktığımızda ise bu refleksler azalacaktır. Yani göz bebekleri ve göz kapakları daha açık duracaktır. Bu durumda gözlerimizi rahatlatarak açılmasına sebep olan güneş gözlüğü eğer UV ışınları iyi süzemiyor ise bu ışınların göz yüzeyine ve içerisine girişi ile zararlı etkileri tahmin edildiği gibi daha fazla olacaktır. Bu nedenle, alacağınız güneş gözlüğünün mümkün olan en fazla UV filtrasyonunu sağladığından emin olun. Mümkün ise yüzde 100 UV filtrasyonu sağlayan camları tercih edin. Ayrıca, UVB ışınlarının göz ve cilt açısından daha zararlı olduklarını, insan gözünün UVA ışınlarını zaten iyi filtrelediğini unutmayın. Alacağınız gözlüğün UV filtreli olup olmadığından emin olamıyorsanız veya sertifika alamıyorsanız başka seçenekleri tercih etmenizde fayda vardır” diye konuştu.

“Kahverengi, gri ve yeşil camlar açık güneşli ortamlarda kullanılmalı”
Gözlük camının rengini seçerken bunun görüntü kalitesi, kontrast algılama ve göze ulaşacak ışık miktarı üzerindeki etkilerinin bilinmesi gerektiğini kaydeden Prof.Dr. Ümit Beden, “Kahverengi, gri ve yeşil camlar nötral renkli camlardır. Bu camlar tüm ışık miktarını eşit olarak azaltırlar ve renk oranlarını değiştirmezler. Bu nedenle parlak ışık ortamında faydalıdırlar. Yani açık güneşli ortamlarda (plaj havuz vs) bu renk camların kullanılması faydalıdır. Sarı, kehribar ve altın renkli camlar ise ışık miktarını çok azaltmazlar fakat havadaki ışık saçılımını azaltarak mükemmel kontrast ve derinlik hissi sağlarlar. Bu nedenle, kayak ve avcılık sporları için alınacak olan güneş gözlükleri bu renklerde tercih edilmelidirler. Gül ve kırmızı renkli camlar ise, dünyayı daha parlak gösterirler ve kontrastı arttırırlar. Bu camlar doğal olarak düşük ışıklı ortamda ve bulutlu havalarda kayak yapan veya araç kullanan sporcular ve sürücüler için daha uygundurlar. Bu camlar ayrıca mavi ve yeşil zeminli görüntülerde kontrastı ve netliği arttırdıkları için gece sürüşünde ve doğa sporlarında avantajlıdırlar” açıklamalarında bulundu.

“Lens (cam) kaplamaları, gözlük fiyatının en önemli belirleyicilerindendir”
Polarize camların ışığın polarizasyon özelliğinden yararlanarak büyük avantaj sağlayabildiğini belirten Prof.Dr. Beden, “Özellikle ışığın yatay polarizasyonunu keserek çok daha net bir görüş sağlayan polarize camlar, görüş netliğini arttırarak ve göz yorgunluğunu azaltarak, su sporlarında ve araç kullanımında büyük kolaylık sağlarlar. Bir dezavantaj olarak, çocuğunuz için almayı planladığınız polarize camların LCD ekran netliğini kötü etkileyebildiklerini unutmamak gerekir. Lens (cam) kaplamaları, gözlük fiyatının en önemli belirleyicilerindendir. Bu tür kaplamalar arasında başlıca, hidrofobik su tutmayan kaplamalar, çizilmeyi önleyen kaplamalar, antirefle kaplamalar ve buharlanmayı önleyen kaplamalar sayılabilir. Alacağınız camın ne tür kaplamalarla donatıldığını bilmeniz fiyat kıyaslaması açısından doğru olacaktır. Özellikle çocuklarınız için alacağınız gözlüklerde çizilmeyi önleyen kaplamaların önemli olduğunu unutmamak gereklidir. Mineral camlar organik camlardan daha ağırdırlar ve daha kolay kırılırlar, fakat organik camlar kadar kolay çizilmezler ve optik görüntü kaliteleri organik camlardan daha iyidir. Organik camlar ise travma, darbe ve kaza gibi durumlarda kırılma riskleri daha düşük olduğu için göz açısından daha güvenlidirler. Polikarbonat camlar ise kırılmaya oldukça dayanıklı fakat ekonomik açıdan maliyetlidirler. Gözlüğünüzü aldıktan sonra, kullanım ömrünü uzatmak için de bazı şeylere dikkat etmeniz gerekir. Cam temizliği için mikrofiber kumaşların kullanımı, camlar kuru iken çok fazla silinmemesi, temizleyici olarak sprey veya sade su kullanımı ve gözlüğün sert kutularda muhafaza edilmesi bu detayların bazılarıdır” ifadelerini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ Ekonomi Zirvesi için ’BTSO Business School’ önerisi Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa’ya haksızlık olduğunu söyleyen Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, önümüzdeki yıldan itibaren zirvenin tekrar Bursa’ya dönmesi yönünde çağrıda bulundu. Ekonomi alanında pek çok kurum, kuruluş, uzman isim ve yetkilileri bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi, bu yıl 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılıyor. Adını Uludağ’dan alan zirvenin son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa için prestij kaybı olduğunu ifade eden Bursa Afyonkarahisarlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Duran, “Uludağ Ekonomi Zirvesi adını Bursa’mızın Uludağ’ından alıyor ama Sakarya Sapanca’da yapılıyor. Zirve neden asıl ait olduğu yer Uludağ’da yapılmıyor?” sorusunu yöneltti. Son 3 yıldır Sapanca’da yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, ait olduğu adrese geri dönmesi gerektiğini belirten Bursa AFSİAD Başkanı İlker Duran, “İş dünyasının dikkatle takip ettiği, ekonomi alanındaki tarafları bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi başladığı 2012’den 2019 yılına kadar adını taşıdığı Uludağ’da yapıldı. Daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci nedeniyle 2020’de ertelenen zirve, 2021 yılında ise kasım ve mart aylarında online olarak gerçekleştirilmişti. Sonrasında taşıdığı ‘Uludağ’ ismine rağmen zirve, alınan kararla 2022 yılından itibaren Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılmaya başlandı. Bu yıl da Uludağ Ekonomi Zirvesi yine ekonomi dünyasını Sapanca’da buluşturuyor. Bizler, Bursa iş dünyası olarak bu tezatlığın düzeltilmesini istiyoruz. Herhangi bir somut gerekçe gösterilmeden Bursa’dan koparılan bu büyük buluşma, tekrar ait olduğu şehre dönmeli. Önümüzdeki yıl Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, yine Uludağ’da gerçekleştirilmesi adına Bursa AFSİAD olarak, düzenleme komitesine çağrıda bulunuyoruz. Zirve için; Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Uludağ’daki tarihi Kirazlıyayla Sanatoryum binasını restore ederek şehre kazandırdığı “Bursa Business School” adres olarak değerlendirilebilir. Türkiye’deki tüm oda ve borsaların üst düzey eğitimlerinin verildiği, önemli toplantı ve eğitimlere ev sahipliği yapan Business School, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne layıkıyla ev sahipliği yapacaktır. Bu konuda tüm Bursa’yı, zirveyi organize eden taraflara çağrıda bulunmaya davet ediyorum. Uludağ Ekonomi Zirvesi ait olduğu şehre geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu. “iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz” Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.