ASAYİŞ - 06 Eylül 2022 Salı 22:12

Güngör Arslan cinayetinin ilk duruşmasında 4 kişi tahliye edildi

A
A
A
Güngör Arslan cinayetinin ilk duruşmasında 4 kişi tahliye edildi

Kocaeli'de bir internet haber sitesinin imtiyaz sahibi Güngör Arslan'ın öldürülmesine ilişkin 14 şüpheli hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada sanıklar, Güngör Arslan'ı korkutmak amacıyla hareket ettiklerini, öldürme amacıyla hareket etmediklerini söyleyerek tahliyelerini istedi. Mahkeme heyeti tutuklu bulunan 10 sanıktan 4'ünün tahliyesine karar verdi.

Kocaeli’de Ses Kocaeli Gazetesi imtiyaz sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022 tarihinde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetti. Arslan'ı öldüren Ramazan Özkan, olaydan birkaç saat sonra yakalanarak tutuklandı. Yürütülen soruşturmada gözaltına alınan Burhan Polat, Can Yılmaz, Emrah Yıldırım, Ersin Kurt, Ferhat Yıldırım, Hasan Emre Çelik, Özgür Taşkıran, Kadir Yıldırım ve Ramiz Saatçi isimli toplam 10 şahıs çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanırken, A.Y., E.T., E.Y. ve Y.B.'nin tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Verilen ilk ifadede sanıklar Güngör Arslan’ın Ersin Kurt ve onun kullanmakta olduğu araç hakkında haber yaptığını, haberin altına aracı kullanan kişilerin 'torbacı', 'hapçı' olduğu gibi yorumlar yapıldığını, bu sebeple olayın gerçekleştiği ifade edildi.

Güngör Arslan cinayetinin ilk duruşmasında 4 kişi tahliye edildi

"Camlarını kırıp, gazeteye zarar verip, yakacaktık"

Olayla ilgili davanın ilk celsesi yoğunluk sebebiyle Kandıra Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesi içerisinde bulunan duruşma salonunda görüldü. Duruşmaya taraf avukatları, öldürülen Güngör Arslan'ın ailesi, tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı. İlk olarak konuşan sanık Ramazan Özkan, "Kasten adam öldürme suçunu kabul etmiyorum. Olaydan 10-15 gün kadar önce tutuklu sanıklar Burhan Polat, Hasan Emre Çelik ve Ferhat Yıldırım ile birlikte otururken haber altında yer alan yorumlar hakkında konuşuldu. Burhan Polat çok sinirlenerek 'Buna zarar vermemiz gerekiyor' dedi. Ben de kendisinin denetimli serbestliği olması sebebiyle 'Benim arkadaşlarım var onlara yaptırırız' dedim. Camlarını kırıp, gazeteye zarar verip, yakacaktık. İstanbul’dan iki arkadaşım geldi ancak gazetenin camları kırılmayınca olayı gerçekleştiremedik. Hatta Burhan Polat bana 'Sen sakın karışma, o çocuklar yapsın' dedi. O çocuklara da bunun karşılığında para verecektik" diye konuştu.

"Ayaklarına sıkarım diye düşündüm"

Ramazan Özkan ifadesinin devamında, "Olay günü Ferhat Yıldırım beni aradı. Ferhat bana, çocukların işi becerememesi sebebiyle Burhan'ın çok kızdığını söyledi. Ben de Güngör'ü korkutmak için 'Tamam ben yaparım' dedim. Fakat kendisi gazeteci olduğu için silah almamız gerektiğini söyledim. Bunun üzerine birlikte Ramiz Saatçi’nin yanına giderek silah aldık. Birlikte gazetenin yakınlarında indik. İnerken en kötü ayaklarına sıkarım diye düşündüm. Sonrasında da bu olay gerçekleşti. Olayın ardından da Ferhat Yıldırım’ı aradım, vurduğumu söyledim. Bana kızınca da gidip teslim oldum" dedi.

"Burhan Polat haberin altına gelen yorumlara çok kızdı, Ramazan’a gazete binasını kundaklamasını istedi"

Tasarlayarak kasten adam öldürme suçuna yardım ve yataklık suçundan tutuklu bulunan Ferhat Yıldırım ise ifadesinde üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Olaydan 15 gün kadar önce hep birlikte oturuyorduk. Burhan Polat haberin altına gelen yorumlara çok kızdı, öfkelendi. Ramazan’a gazete binasını kundaklamasını istedi, o da kabul etti. 3-4 gün sonra gazetenin camına taş atmışlar ancak kıramamışlar. Ondan sonra da Ramazan bir şey yapmadı. Olay günü Hasan Emre Çelik beni aradı onun iş yerine gittiğimizde Burhan Polat da oradaydı. Burhan, Hasan Emre’ye kızdı. ‘Bir işi beceremediniz. Ramazan’a sor yapacaksa yapsın, yapmayacaksa haber versin’ dedi. Bunun üzerine de Ramazan’ı arayıp onun olduğu eve gittik. Hasan Emre olanları Ramazan’a anlatınca o da 'Ne istiyorsanız yaparım. Ben gideyim tehdit edeyim, gözünü korkutayım' dedi ve silah istedi. Ramazan'ı da alarak olay yerine yakın bir noktaya bıraktık. Olaydan sonra Burhan ile görüştük, hatta bize bayağı kızdı" şeklinde konuştu.

"Olayların bu noktaya geleceğini hiç tahmin etmemiştik. Talimatı veren kişi Burhan Polat’tır"

Tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım suçundan tutuklu bulunan Hasan Emre Çelik, "Evde hep birlikte otururken yorum konusu açıldı. Burhan Polat, haberin altına gelen yorumlara çok kızmıştı, 'Buna bir gözdağı vermeyelim mi’ diye sordu. Ramazan da bunu kabul etti. Ramazan’ın talebi üzerine de silah bulduk. Olaydan sonra Ramazan bizi arayıp 'Vurdum' deyince ona kızdım. 'Biz sana vur mu dedik' deyince bize kızgınlığından ilk ifadesinde bizi suçladı. Burhan da yine bize kızarak ‘Ben size öldürün mü dedim' dedi. Bunun üzerine avukat Ersin Kurt’un yanına gittik ve avukatımız olmasını istedik. Ancak kendisi bu dosyada isminin geçtiğini söyleyerek bunu kabul etmedi. Olayların bu noktaya geleceğini hiç tahmin etmemiştik. Talimatı veren kişi de Burhan Polat’tır. Burhan Polat haberin altına yapılan yorumları kendi üzerine aldı. Burhan ayrıca bize eski kız arkadaşına Güngör Arslan tarafından şarap ve çiçek gönderdiğini söylemişti. Bu sebeple ben sadece silah temin ettim, pişmanım" ifadelerini kullandı.

"Güngör Arslan’ın kışkırtıcı ve yalan haberler yaptığını biliyordum"

Tasarlayarak adam öldürme suçuna azmettirme suçundan tutuklu bulunan Burhan Polat, "Şahsen Güngör Arslan’ı tanımam. Bunları ailesinden özür dileyerek söylüyorum ama kendisinin kışkırtıcı ve yalan haberler yaptığını biliyordum. Güngör Arslan, Ersin Kurt ve onun kullanmakta olduğu araç hakkında haber yaptı. Haberin altına aracı kullanan kişilerin torbacı, hapçı olduğu gibi yorumlar yapıldı. Arabayı ben de kullandığım için yapılan yorumları üzerime aldım ve gücüme gitti. Bunun üzerine avukat İbrahim ile görüşerek şikayetçi olacağımı söyledim. Avukat, Güngör'ün de bana dava açacağını söyleyince şikayetten vazgeçtim. Fakat sürekli olarak o yorumlar bana atılmaya başlanınca merak edip Güngör Arslan’ı araştırmaya başladım. Ortak bir kişiden onun kendi yaşından çok küçük kişilere şarap ve çiçek gönderdiğini öğrendim. Kim olduğunu sorduğumda da Tuğba U. olduğunu söyledi. Ben de Tuğba U.'yu tanıyorum. Sonrasında evde otururken yeniden bir haber yapıldı ve altına yine birçok yorum geldi. Hatta Hasan’a 'sen de yorum yap' dedim. Fakat Hasan’ın yaptığı yorumlar onaylanmadı" dedi.

"Ramazan’a söyleyin yapacaksa yapsın, yapmayacaksa bıraksın"

Çok sinirlendiğini ve Arslan'ı dövmek istediğini arkadaşlarına söylediğini ifade eden Burhan Polat, "Ben kimsenin ayakçısı falan değilim, ben iş insanıyım. Arkadaşlarım bana, 'senin denetimli serbestliğin var' dedi. Bunun üzerine Ramazan bana, ‘Benim arkadaşlarım var, onlar yapar’ dedi. Bana da mantıklı geldi. En son 'Yapalım' dedim. Ramazan'a, 'Sen karışma, onlar yapsın, başını belaya sokma' dedim. Fakat Ramazan'ın arkadaşları gazetenin camını kıramadılar ve olayı gerçekleştiremediler. Olay günü gazeteyi yakamadıkları için Ferhat ile tartıştık. Hatta 'Ramazan’a söyleyin yapacaksa yapsın, yapmayacaksa bıraksın' dedim. Sonrasında kız arkadaşım ile buluşmak için Körfez’e gittim. Beni arayarak Güngör Arslan’ın yaralandığını söylediler. Keşke böyle olmasaydı. Ben araç alım satım işi yaparım, geri dönüşüm fabrikam var. Ben ne kimseden talimat aldım ne de kimseye talimat verdim. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.

"Bildiğim ve yaptığım bir şey yoktur, beraatimi istiyorum"

Yardım etme suçundan tutuklu bulunan Emrah Yıldırım ise savunmasında "Haber sitesinde olayı öğrendim, sanık Ramazan yıllar önce benimle birlikte çalışmıştı bu sebeple kendisini tanırım. Ramazan'ın annesini arayarak geçmiş olsun' dedim. Başka bildiğim ve yaptığım bir şey yoktur, beraatimi istiyorum" şeklinde konuştu.

"Olayın olduğu gün Hasan Emre beni aradı ve silah istedi"

Olayda kullanılan silahı sattığı belirlenen ve tasarlayarak kasten adam öldürme suçuna yardımdan tutuklu bulunan sanık Ramiz Saatçi, "Olayın olduğu gün Hasan Emre beni aradı ve silah istedi. Ölen arkadaşımdan kalan bir silahım vardı. Daha önce kahvede otururken kredi borcum sebebiyle paraya ihtiyacım olduğunu ve silahımı satmak istediğimi söylemiştim. Silahı gelip aldılar ancak kendilerinden para almadım" ifadelerini kullandı.

"Güngör Arslan ile aramızda bugüne kadar hiçbir husumet olmadı"

Tasarlayarak kasten adam öldürme suçuna azmettirme suçundan yargılanan ve suçlamaları kabul etmeyen Ersin Kurt, "Haberim bile olmadığı suçtan dolayı uzun süredir tutukluyum. Çok uzun yıllardır avukatlık yapan birisi olarak hiçbir zaman şiddet uygulamadım ve şiddeti tasvip etmedim. Şu an ise çok ağır bir ithamla yargılanmaktayım. Güngör Arslan ile aramızda bugüne kadar hiçbir husumet olmadı. Haberler incelendiğinde de infial oluşturmadığı ortadadır. Haberler sebebiyle kendisine öfke duymadım. Hatta bana atılan haberlerin linklerine gülücük ya da kısa cevaplar verdiğim de ortadadır. Fakat haberin altına atılan yorumların büyük çoğunluğu çok çirkin ifadelerdi" dedi.

"Güngör Arslan’ın bana karşı husumeti olmadığını biliyordum"

Haberin içeriğinin engellenmesi için dava açtığını söyleyen Kurt, "En çok yorumların kaldırılması için dava açılmasını istedim. Yapılan başvuruda mahkeme haklılığımızı gördü ve haberin altındaki yorumların kaldırılmasına karar verdi. Haberden bu kadar ciddi rahatsız olsam dosyayı kendim hazırlardım ama ben hazırlamadım. Güngör Arslan’ın bana karşı husumeti olmadığını biliyordum, ortak arkadaşımız Tahsin Keskin de bana bunu söylemişti. Zaten ben hayatımın hiçbir noktasında kimseye talimat vermedim. Burhan Polat çok eski müvekkillerimden biridir. Söz konusu araçla bir yıldır bir yere gittiğimi bile hatırlamıyorum. Aracın kilometresi çok gittiği için satması için Burhan Polat’a verdik" şeklinde konuştu.

"Dosyada hakkımda tek bir delil bile yoktur. Tamamen kurgu yapılmıştır"

Konuşmasını sürdüren Ersin Kurt, "Olaydan sonra Özgür ısrarla beni aradı anlamsız mesajlar atmaya başladı. Özgür bana, Ferhat ile Hasan Emre’nin Gölcük’te olduğunu ve konuşmamı istedi. Ben de gönülsüz bile olsa onların yanlarına giderek teslim olmaları gerektiğini söyledim. Benim onun avukatlığımı yapamayacağımı söyledim. Neler yapması gerektiklerini anlattım. Zaten onlar teslim olur olmaz da benim ofisimde arama yapıldı. Aleyhimde dosyada algı oluşturulmaya çalışmıştır. Dosyada hakkımda tek bir delil bile yoktur. Tamamen kurgu yapılmıştır, birçok şey de hukuksuz olarak elde edilmiştir. Tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Bir şeyden haberim yoktu"

Suçluyu kayırma suçundan tutuklu bulunan Can Yılmaz da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Bir sabah kapım çaldı. Ferhat'ın gelip yardım istemesi üzerine 6.5 aydır tutukluyum. Ferhat'ı ve yanındaki şahsı alıp gideceği yere bıraktım. Yaşanan olayı oyun salonunda konuşulurken duydum. Bir şeyden haberim yoktu" dedi.

"Olayla alakam yoktur"

Suçluyu kayırma suçundan tutuklu bulunan Kadir Yıldırım ise ifadesinde, "Olay günü Burhan Polat'ın beni arayarak çalıştığım yerde yer ayırmamı ve gece kız arkadaşı ile geleceğini söyledi. Gece saatlerinde gelmeyince ben onu tekrar aradım ama açmadı. İlerleyen saatlerde Ersin Kurt gelerek çalıştığım mekanda eğlendi. Alkollü olduğu için kendisini eve bırakmamı söyledi. Ben de orada böyle şeylerden bahşiş aldığım için kabul ettim. Kendisini önce ofisine sonra evine bıraktım. Olayla alakam yoktur" diye konuştu.

"Hasan Emre Çelik benim kapımı çalmasa ben burada olmayacaktım"

Tutuklu bulunan Özgür Taşkıran hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, "Ben suçluyu kayırmadım. Emniyet bana ne dediyse yaptım. Hasan Emre Çelik evime geldi. 'Babamla sorunlarım var' deyince eve aldım. İçeride bana olayları anlattı. 'Güngör Arslan olayını biliyor musun? Teslim olmak istiyorum. Ersin Kurt diye bir avukat varmış, onunla görüşelim' dedi. Ersin ile görüştüğümüzde yardım edemeyeceğini kendi adının da olayda geçtiğini söyledi. Hasan Emre Çelik benim kapımı çalmasa ben burada olmayacaktım. Buradaki şahıslardan hiçbirini tanımam. Hasan Emre Çelik mahallemin çocuğudur. Ersin Kurt da avukattır. Burada en büyük mağduriyet yaşayan benim. Emniyette bana ne sordularsa söyledim, tahliyemi istiyorum" şeklinde konuştu.

"Bu cinayetin arkasında başka insanlar da var"

Sanıklardan şikayetçi olan Güngör Arslan'ın eşi Suna Arslan ise, "O sabah Güngör'de bir tedirginlik yoktu. Olay yaşandıktan sonra 7 aydır bir kurgu olduğuna inanıyoruz. Ersin Kurt'u tanımıyorum diye başlayıp bir yerde Ersin Kurt'la birileriyle bir araya geliyorlar. 21 yaşında bir katilin eline silah verip bu insanı öldür diyorsunuz. 2. gününde cinayetin bir kadın yüzünden olduğunu söylüyorsunuz. Sanıklar birbirini tanıyor. Kadın üzerinden olduğunu söylüyor. Gazeteci kadın yüzünden öldürüldü diye algı oluşturuluyor. Güngör Arslan sadece bir gazeteciydi. Bu kentteki tüm ilişikleri yazardı. Bu bir gazeteci cinayeti. Arkasında başka insanlar da var. Bu sadece Ersin Kurt değil. En azından bu sefer adil bir yargılama bekliyorum" ifadelerini kullandı.

"7 aydır her sabah işe giderken mezarına uğradığım babama senin katilin bu demek istiyorum"

Güngör Arslan'ın kızı Nazlıcan Arslan da şikayetçi olduğunu belirterek, "Ben sadece 2 şey istiyorum. 7 aydır her sabah işe giderken mezarına uğradığım babama senin katilin bu demek istiyorum. Burada bulunamayan kardeşime 'Baban yok çünkü sebebi bu demek istiyorum" dedi.

"Ramazan Özkan Güngör Arslan'la kısa bir süre konuştuktan sonra ayağa kalktı ve belinden silahını aldı"

Saldırının gerçekleştiği gazetenin çalışanı Tuana Yılmaz tanık olarak dinlendi. Olay anını anlatan Tuana Yılmaz, "Hafta sonu olduğu için temizlik yapıyorduk. İçeriye siyah maskeli, kapüşonlu kendini gizlemiş biri geldi. Ramazan Özkan olan bu şahıs haber yaptırmak istediğini söyledi. Ramazan Özkan'ı alıp yanına götürdüm. İşe girdiğimin 3. günüydü. Bu yüzden bu haberi bana vereceğini biliyordum. Bu sebeple merdivenlerde konuşmalarını dinledim. Ramazan Özkan Güngör Arslan'la kısa bir süre konuştuktan sonra ayağa kalktı ve belinden silahını aldı. Silahı gördükten sonra ilk silah sesi geldi. Ben Zerrin Hanım'ın yanına indim, tuvalete girip kapıyı kilitledim. Biz oradayken bile silah sesleri geliyordu. Güngör Arslan'ın 'Yardım edin' dediğini duyduk. Ramazan Özkan'ın beni de öldürebileceğinden korkarak dışarı çıkamadım. Tuvaletten çıktığımda her yer kandı. Arslan kanlar içindeydi" diye konuştu.

"Güngör Arslan beni taciz etmedi, Burhan Polat'ı tanımıyorum"

Tanık olarak dinlenen Tuğba U. ise, "Olayla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Sadece Erdal Yıldırım ve Erdal Tilki'yi tanıyorum. Burhan Polat'ı tanımıyorum. Köpeğim kaybolduğundan Güngör Arslan'ı arayarak haber yaptırdım. Erdal Yıldırım, Erdal Tilki, Y.B. yanıma geldiler. Bana Burhan'ı tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımadığımı söyledim. Güngör'ün beni taciz edip etmediğini sordular, etmediğini söyledim. Güngör'ün başka kızları taciz ettiğini, korkmamam gerektiğini, maddi ve manevi destek olacaklarını söylediler. Daha sonra Güngör Arslan'ın bana çiçek ve şarap gönderip göndermediğini sordular. Bunu nereden duyduklarına şaşırdım. Gönderdi ama beni taciz etmedi" ifadelerini kullandı.

4 sanık tahliye edildi

Tüm tarafları dinleyen mahkeme heyeti, sanıklardan Özgür Taşkıran, Can Yılmaz, Kadir Yıldırım ve Emrah Yıldırım'ın tahliye edilmesine karar verdi. Diğer sanıklar Ramazan Özkan, Burhan Polat, Ersin Kurt, Ferhat Yıldırım, Hasan Emre Çelik ve Ramiz Saatçi'nin ise tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Cihat Polat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan KDV oranlarının artırılacağı iddiası ile ilgili açıklama Hazine ve Maliye Bakanlığı, KDV oranlarının artırılacağı iddialarını yalanlayarak, bu konuda bir çalışma bulunmadığını açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, KDV ile ilgili tebliğ düzenlemesinden hareketle mal ve hizmetler itibarıyla KDV oranlarının belirlendiği listeler arasında kaydırma yapılarak oran artışları yapılacağı yönünde çıkan haberlere ilişkin açıklama yaptı. KDV Kanunu’nun verdiği yetki çerçevesinde KDV oranlarının günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği ifade edilen açıklamada, “Mal ve hizmetler itibarıyla halihazırda üç farklı oran uygulanmaktadır. Temel gıda maddelerinin yer aldığı 1 sayılı listedeki mallar için oran yüzde 1’dir. Yeme-içme, sağlık, eğitim, tekstil, konaklama gibi bazı mal ve hizmetlerin yer aldığı 2 sayılı listedeki mallar için oran yüzde 10’dur. Bu iki listede yer almayan mal ve hizmetler ise genel oran olan yüzde 20 oranına tabiidir” denildi. KDV Tebliğ düzenlemesine neden ihtiyaç duyuldu? Yeme içme sektöründe bulunan bazı lokanta ve kafeler ile ilaç dışında çeşitli ürünleri satan eczanelerin oran farklılığını istismar ettiği ve rekabet eşitliğini bozduğunun tespit edildiği belirtilen açıklamada, “Fiyatları KDV dahil olarak belirlenen ve ilan edilen lokanta veya kafelerde yeme içme hizmeti karşılığında yüzde 10 KDV hesaplaması gerekirken, bu hizmet yerine tıpkı bir market gibi et, su, meyve suyu ve benzeri ürünleri tek tek satmış gibi göstererek yüzde 1 oranında KDV hesaplandığı, vatandaştan aldığı yüzde 10 oranındaki KDV tutarını fiş veya faturada yüzde 1 olarak gösterdikleri görüldü. Aynı şekilde KDV oranı yüzde 10 olan ilaç ve benzeri tıbbi ürünlerin yanında KDV oranı yüzde 1 olan gıda takviyesi içeren ürünleri satan eczanelerin, KDV dahil belirlenmiş fiyatlar üzerinden satış yaptıkları halde tüm satışlarını gıda takviyesi içeren ürün gibi göstermek suretiyle yine vatandaştan aldığı yüzde 10 KDV’yi devlete vermedikleri görüldü. Bu örneklerin sürekli arttığı dikkate alınarak istismarın önüne geçmek ve bu konudaki tereddütleri gidermek maksadıyla konuya açıklık getiren tebliğ hazırlandı” ifadelerine yer verildi. Tebliğ ile KDV oranları artırıldı mı? KDV oranlarını artırma konusunda Cumhurbaşkanının yetkili olduğu hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Tebliğ ile KDV oran artışı yapılması mümkün değildir. Dolayısıyla tebliğ ile herhangi bir oran artışı yapılmamıştır. Yeme içme hizmeti sunan işletmeler, gıda maddelerini olduğu gibi satmamakta, bu ürünlerden hazırlanmış bir yemeği veya içeceği hizmet şeklinde müşterilerine sunmaktadır. Bu hizmetle beraber sunulan tuzun, karabiberin, peçetenin, ıslak mendilin veya ikram edilen çay ya da kahvenin ayrı fiyatlandırması söz konusu değildir. Tüm bunlar yeme içme hizmetinin bir parçasıdır ve bu nedenle hizmet bedeli tüm maliyetler dikkate alınarak belirlenir ve KDV oranı da yüzde 10’dur. Müşteriye sundukları menülerde KDV dahil fiyatlar yer alır ve müşterilerinden menüde yer alan tutarın içindeki yüzde 10 KDV’yi tahsil ederler. Düzenledikleri fiş veya faturada doğru KDV oranı belirtildiği takdirde vatandaşın ödediği vergi Hazine’ye intikal eder. Aksi halde ise işletmenin kasasında kalır. Yukarıda da belirtildiği gibi KDV oranlarında suistimalin önüne geçilmesi amacıyla yayınlanan tebliğ ile yeme içme hizmeti sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmelerin kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin ederek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacakları hususu açıkça belirtilmiştir. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışların da aynı mahiyette olduğu da açıklanmıştır." KDV oranları artırılıyor mu? Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in birçok kez genel KDV oranında artış olmayacağını ifade ettiğini ancak indirim, istisna ve muafiyetlerin gözden geçirileceğini, etkin olmayanların kaldırılacağını, kayıt dışılıkla mücadelede suistimale açık, vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet veren alanların yeniden düzenleneceğini belirttiği aktarıldı. Açıklamada, halihazırda KDV oranlarında artış yapılmasına yönelik herhangi bir çalışma bulunmadığının altı çizildi.
Aydın Koçarlı Belediyesi Ödüllü Logo Yarışması düzenliyor Koçarlı Belediyesi, kurumsal logosunu değiştirmek için ödüllü “Logo Tasarım Yarışması” düzenliyor. Koçarlı Belediyesi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından gelen talepler üzerine resmi amblem değişikliği için yeni bir adım atıyor. Belediye, logo değişikliği için Türkiye çapında bir yarışma düzenleyerek yeni logosuna kavuşacak. Yarışmada seçici kurul ilk üç logoyu belirleyecek ve belirlenen üç logo halk oylamasına sunularak en çok oyu alan tasarım Koçarlı Belediyesi’nin yeni resmi logosu olacak. Yarışmada birinci seçilen tasarıma tam altın, ikinci tasarıma yarım altın ve üçüncü tasarım sahibi ise çeyrek altın ile ödüllendirilecek. Koçarlı Belediyesi Kurumsal Kimliğinde kullanılmak üzere düzenlenen logo tasarım yarışması son başvuru tarihi 24 Mayıs 2024 olarak açıklanırken, 24.05.2024 Cuma günü saat 17:00’ye kadar Koçarlı Belediyesi adresine posta veya kargo yoluyla ulaştırmış olacak. Başvurular Koçarlı Belediyesi resmi web sitesi olan www.kocarli.bel.tr ’de yayınlanan şartname ve başvuru formu doldurularak gerçekleşecek. 27-28 Mayıs tarihleri arasında Seçici Kurul Değerlendirmesi yapılacak. Seçici kurulun ardından halk Oylaması 29-30 Mayıs 2024 tarihlerinde www.kocarli.bel.tr adresinde ve Koçarlı Belediyesi Sosyal Medya Hesaplarından yapılacak. Yarışmanın sonuçları ise 31 Mayıs 2024 Cuma günü sosyal medya hesaplarından ve kurumsal web sitesinden açıklanacak. Koçarlı’nın tarım ve kültürel zenginlikleri başta olmak üzere her yönüyle, güzel bir ilçe olduğunu belirten Başkan Arıcı, "Biz ilçemizi seviyoruz ve ilçemizin her şeyin en iyisine layık olduğunu biliyoruz. Marka ve kurumsal kimlik çalışmamızı da olabilecek en güzel şekilde yapmak için belediye meclisimizde logo tasarım yarışma düzenleme kararı aldık. Bu yarışma sonucunda karar kılacağımız logonun Koçarlımızı temsil eder nitelikte, tarihle ilgili, kültürel ve geleneksel simgelerinin modern yorumunu içermesini istiyoruz. Yarışma ile oluşacak tasarımların İlçemize artı değer katacağına inanıyoruz” dedi.