MAGAZİN - 23 Haziran 2017 Cuma 19:46

Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

A
A
A
Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

25 yılı aşkın süredir ekranlarda izlediğimiz oyuncu Simge Selçuk, pozitif ve sevgi dolu hayatının kapılarını Türkiye Gazetesi'nden Kübra Şafak'a açtı. Ferhunde Hanımlar’ın Yoncası, Ayrılsak da Beraberiz’in Serpil’i, Küçük Kadınlar’ın Tezer’i, Avrupa Avrupa’nın Matmazel’i, Güzel Köylü’nün Nihal’i ve şimdilerde Kalbimdeki Deniz’in Raşel’i olan Simge Selçuk, sorulara içtenlikle cevaplar verdi...

İŞTE KÜBRA ŞAFAK'IN RÖPORTAJI;

25 yılı aşkın süredir ekranlarda izlediğimiz oyuncu Simge Selçuk, pozitif ve sevgi dolu hayatının kapılarını gazetemize açtı. Ferhunde Hanımlar’ın Yoncası, Ayrılsak da Beraberiz’in Serpil’i, Küçük Kadınlar’ın Tezer’i, Avrupa Avrupa’nın Matmazel’i, Güzel Köylü’nün Nihal’i ve şimdilerde Kalbimdeki Deniz’in Raşel’i olan Simge Selçuk, sorularıma içtenlikle cevaplar verdi...

Günleriniz nasıl geçer? Bir rutininiz var mıdır?

Aslında öyle rutin düzenlerim yok. Çünkü set başladığı zaman kafanızda planladığınız gibi olmuyor Yani setin belirlediği günlere göre hareket ediyorum. Şimdi sezon tatiline girdik. O yüzden çok rahat. Tatil planları yapmaya başladım. Kendime zaman ayıracağım.

Bu hayattaki amacınız nedir?

Bu hayattaki amacım ilk başta bu dünyaya gelmişim bu bana bir ödül diye düşünüyorum. Bunu en güzel şekilde hem kendime hem dışarıya faydalı. Mesleğimin dışında insan olarak içime sinen şekilde vicdanımla çok fazla karşı karşıya getirecek olaylar yaşamadan güzel bir şekilde yaşamak istiyorum. Tabiki bütün hayatımız boyunca hayattaki amacımızı hepimiz sorguluyoruz.

Olaylar karşısında nasıl tepkiler verirsiniz?

Zaman zaman sinirleniyorum. Eskiden daha çok sinirlenirdim. Şuanda daha ılımlı ve anlayışlıyım. Empatimin biraz daha güçlendiğini hissediyorum. Her geçen yıl olgunlaşıyor insan bu doğru. Belli kurallarım var. Kuralsız, havai, hovarda yaşayan bir değilim. Hippi tarzı yaşayan biri değilim. Hiç uyuşmaz öyle insanlarla da elektriğim pek.

En önemli kırmızı çizginiz nedir?

Herkesin birbirine karşı dürüst olması en baştada kendine karşı dürüst olması. Şu dönemde hele ki insanlar kendi menfaatini düşünüyor.

Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

25 yıla yakındır ekranlardasınız. Neden hiç sinemada göremedik sizi?

Sebebi yok kısmet. Dizi kadar yoğunlukta bir teklifte gelmedi. Onu mu seçsem bunu mu seçsem durumuda olmadı. Malum çok fazla film çekilmediği için. Bana gelen teklifleride beğenmedim. Sinemaya daha hassas bakıyorum. İyi bir şey olsun istiyorum.

Kalbimdeki Deniz gibi başarılı olmuş bir diziye sonradan dâhil olmak risksiz mi?

Keşke başından itibaren dâhil olsaydım. Başlayan bir diziye sonradan dâhil olmak biraz tedirgin edici. İnsanlar kişileri çok benimsiyor. Sevmediklerini dahi. Artık evlerinin bir misafiri oluyor. Ben sonradan girdim seyircinin kabul etmesi birazcık zaman istiyor. Ekipte herkes birbirini tanıyor. Bu anlamda gerçekten çok şanslıyım. Çok güzel bir ekip. Hiç yabancılık çekmedim. 

Şuan bir bakıma şans sizin için dizi tutacak mı kaygınız yok.

Yani bu reytingler çok değişebiliyor. Yeni diziler başlıyor. Seyirci ona kayabilir. Senaryonun her zaman sıcak ve canlı yürütülmesi gerekiyor. Bu anlamda Raşel karakteri daha önceki bölümlerde işleniyordu. O bakımdan birazda kabul ettim. Konu kısıra gidiyor ve şuraya bir karakter sokalım değildi. Zaten vardı gelecekti o yüzden güvendim senaryoya.

Raşel karakteri nasıl biri?

Raşel çok duygusal. Duygularını tam yaşayamamış. Ailesi yüzünden duygularını bastırmış.18 yaşında Mirat ile bir ilişki yaşamışlar. Ailesi onaylamamış. Daha varlıklı bir aileymiş. Zoraki olarak ayırmışlar. Seneler boyunca evlenmiş olsa da içinde yaşamış. Mecburiyetten bir hayat yaşamış. Hep Mirat’ı aramış. Bu anlamda acıdığım üzüldüğüm bir karakter.

Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

Siz böyle bir durum yaşadınız mı hiç?

Yok yaşamadım. Duygularımı çok fazla bastırmam.

Sete girmeden önce veya sonra mutlaka yaptığınız bir şey var mı?

Girmeden önce dua ederim.

Müzik ve Sahne Sanatları okumuşsunuz.

Bilkent’te Tiyatro bölümü Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi olarak geçiyor.

Müzik eğitimi aldınız mı?

Bütün oyuncular müzik eğitimi alır konservatuarda.

Sesiniz nasıl?

Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Hep söylerim. Ama ortamda söylemişliğim yok heyecanlanırım. İnanılmaz mutlu olurum. Şarkı söylemeyen insana çok garip bakarım. Müzik bize verilmiş bir hediye. Ama ablam hep nolursun sus sana para vericem der. O yüzden bilmiyorum sanırım sesim kötü.

Bir enstrüman çalıyor musunuz?

Kemana başlamıştım. Kemanı dinlemeyi çok seviyorum. Çalmayı da çok istiyordum. Dedim başlayayım. 7 yaşından başlanıyor aslında o tutuşu öğrenmek için. Zarar verebiliyor aksi takdirde. Güzel gidiyordum. Parmağımın tendonunu kopardım. Parmağım kopma noktasına gelmişti. Baya takmıştım. 6-7 saat durmadan keman çalışıyordum. Bir şeye takınca sonuna kadar yapmak isterim. Parmağımı baya eğemiyordum. Şuan hareket ettirebiliyorum. Tekrar başlayacağım. 

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

Bir kere herkes oyuncu doğuyor çocukluktan itibaren. Oyunlarla başlıyoruz. Herkesin içinde bir oyunculuk dürtüleri var. TRT’nin 1982’de Çocuk Saati vardı. Oraya girmiştim. Radyo tiyatrolarında kullanmak üzere çocukluktan itibaren eğiten bir birimdi bu. 7 yaşından beri dublajla başladım. Küçüklükten itibaren çocuk rolleri. Zaten hep tiyatrocuların içinde büyüdüm. Ankara radyosunda büyüdük. Hep emelim ya tiyatro ya resimdi. 

Resim şimdi çiziyor musunuz?

Yani kendimce bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Resim yaptıkça gelişen bir şey. Yani yeteneğim yok diyenler bir yapmaya başlasa. Okul zamanlarında senelerce bütün sınıfın resimlerini ben yaptım. Herkesin seviyesine göre yapmaya çalışırdım.

Tiyatroyu bıraktınız mı?

Yok, bıraktım diye bir şey söz konusu değil. Vodvil tarzını severim ama sıkıldım oynamak istemedim. Hep aynı vodvilde ilişkiler hep karmaşık. Ben böyle daha klasikleri oynamak istedim. Sonradan da dizi ile beraber çok zor oluyor. Tiyatroda 3 ay falan ciddi bir prova yapmanız gerekiyor. Ekip işi olan bir şey. Dizi gibi değil sahnem çekildi gideyim diye bir şey yok.

Tiyatro kökenli olmanın bir artısı var mı?

Tiyatro yapan insanlar daha disiplinli oluyor. Orda bir emek var bekliyoruz çalışıyoruz falan. O rolle konsantre olmak dingin sakin beklemek. Gençler içinde söylüyorum o disiplini almak gerek. Hamurunuz mayanız daha sağlam oluyor. Bir anda gelen bir şöhret olmuyor. Amacınız sadece oyunculuk oluyor. Aman TV çıktım aman fanlarım durumları olmuyor. Ekip olarak o sahneyi oyunu kaldırmaya çalışıyoruz. Tiyatro insanın kişiliğini sağlamlaştırıyor.

Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

DİZİ BİTİNCE OYUNCU UNUTULUR

İlk ünlü olduğunuzu ne zaman anladınız?

Ah ben ünlü oldum artık diye uyanmadım hiç. Ne zaman izlenen bir dizi olsa o zaman dönüp herkes bakar. Gözlükler şapkalar falan takılmaya başlanır. Dizi biter herkes unutur. Popülarite dizinin dönemine göredir. 

Sabun köpüğü gibi olmamak için izlediğiniz bir yol var mı?

Şöhret dünyası içinde ben zaten öyle bir insanım yaşantıma dikkat ediyorum. Gece hayatım yoktur. Hep iyi işler tercih etmek. Sabun köpüğü gibi olanlar bir anda parlayıp söneneler var. Sansasyonel bir şey ile gündeme gelirler sonra biter. Öyle bir hayat istemiyorum. Ay parlayayım herkes benden konuşsun gibi bir şeyim yok. Ben daha içe kapanık utangaç bir insanım. 

Şöhret için mi? Para için mi? Sadece oyunculuk aşkı ile oynayanlardan mısınız?

Ben böyle kendimin beğenmesine takığım. Kendimi izlerken içime sinecek böyle hakikaten seyirci beni görsün sevsin beğensin diye değil. Oturur izlerim keşke şurasını şöyle oynasaydım derim. Hep onları düşünürüm. Kendimi izlemeyi hiç sevmem heyecanla izlerim. Hep eleştiririm. Ama izlemek zorundayım. Şöhret için bir şey yapmıyorum. \%70 oyunculuk için \%30 para için. 

Yüksek bir ücret teklif edildiğinde ne yapıyorsunuz?

Eğer ki içime sinmiyorsa. Parasız kalırım oynamam daha iyi diyorum. Rolleri kabul ederken parayı düşünmüyorum.

Bu aralar dizilerde bir eskiye dönüş var. Eski dizilerinizden biri tekrar çekilmesini ister misiniz?
İsterim.

Hangisi?

Hepsi özel hepsi kıymetli. Ferhunde Hanımlar’da mesela en eskisi. Onda anne rolünde olurum şimdi çekilse.

Size gelen rolleri geçirdiğiniz bir süzgeç var mı?

Bir komedi oynayıp sonra dram olsun istiyorum. Bu diziden sonra bir komedi gelse çok güzel olur. Bu sıralamayla gitmek daha iyi oluyor. Komediyi seviyorum. Doğal diziler böyle daha canlı. Dönem dizisinde hatta aksiyon dizisinde oynayayım. Biz oyuncular doymayız.

Güzel oyuncu Simge Selçuk: Şöhret için çabalamıyorum

Çocukluğunuz nasıl geçti?

Yaramaz bir çocuktuk. Ablamla birlikte evden bile kaçtık. Aşağı sokağa kaçtık. Çok uzaklaşamadık. Ağaçlardan ağaçlara tırmanırdım. Bacaklarım hep yara bere içinde olurdu. Komşunun bahçesinden meyve çalma taş yemek diye bir olay vardı.

Sosyal medya ile aranız nasıl?

Instagram kullanıyorum. Her özel anımı paylaşmam. Bazıları her anını paylaşıyor. Benim öyle selfielerle falan aram iyi değil.

Etrafınızda olmasına katlanamayacağınız insan tipi var mı?

Çok laubali insanları sevmem. Çok konuşan bencil. Fırsat vermeden makineli tüfek gibi konuşan. Negatif her şeyden söylenen. Dert yakınan. Ben hep negatifin ardından pozitif düşünürüm. Kötü şeyler karşısında hep bir hayır olduğuna inanır. Şükür eder dua ederim. Bir şey olmuyorsa o Allah’ın iradesidir. Bir yerden sonra Allah’ın iradesine teslim olmak gerekiyor.

Hayaliniz var mı?

Bir çocuk sahibi olmak anne olmayı isterdim. Çünkü o bir hediye. Bir tiyatro ödülü almak isterim.

Yaptığınız bir çılgınlık var mı?

Gece dalışı yaptım. Aşağıda böyle nefesinin sesini duymak. Suyun altı üstünden daha güzel. 20 küsür metreye kadar daldım. Gençken motoru ve sürati çok seviyordum. Geçenlerde yine bindim bu sefer yavaş yavaş dedim. Anladım ki yaşlanmaya başlamışım. 

Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bugünlerde TV’de rastladığım tartışma programlarında rahatsız olduğum bir şey var. Oyuncu bu oyuncu tiyatro yapma diyorlar. Yalancı kelimesinin karşılığında oyuncu kelimesinin kullanılmasına o kadar rahatsız oluyorum ki. Oyuncular yalan söylemez. Yalancıya yalancı deyin. Oyuncular kandırmaz ki.
Çok sinirleniyorum görünce.

TV’de takip ettiğiniz diziler var mı?

Kalbimdeki Deniz, Vatanım Sensin, İçerde ilk 3 bu. Bütün dizileri takip ederim.

 

FOTOĞRAFLAR: AHMET MÜNİR EREN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.