GÜNDEM - 21 Şubat 2018 Çarşamba 09:49

Hamsi tescillendi, sıra Kırlangıç, Barbun ve Pisi’de

A
A
A
Hamsi tescillendi, sıra Kırlangıç, Barbun ve Pisi’de

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Tescil Komitesince hamsi, inci kefali ve doktor balıkları'nın geçtiğimiz günlerde tescillenmesinin ardından kırlangıç, barbun ve pisi gibi balık türlerinin tescilleneceği belirtildi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İlhan Aydın, TAGEM destekli proje kapsamında yaptıkları çalışmada Karadeniz ve Marmara Denizi'nde bulunan 67 balık türünü kataloglayıp bilgilerini derlediklerini belirterek bu çeşitlerin mutlaka tescillenmesi gerektiğini söyledi.
Hamsinin, tescillenmesinin ardından bu yöndeki çalışmaların sürdüğüne dikkat çeken Aydın, sırada kırlangıç, Barbun ve Pisi gibi balıkların bulunduğunu belirtti. Dünyanın artık biyo çeşitliliğini koruma altına alarak envanterini çıkartmaya çalıştığını kaydeden Aydın, “Dünya, biyo çeşitliliği koruma altına alıyor. Bunun içinde önce envanterini çıkartıyor daha sonra korumayla ilgili tedbirler alarak tescil çalışmaları yapıyor. Bunun sürdürülebilir kullanımı için olmazsa olmaz sınai mülkiyet hakları var. Elde ettiğiniz canlının biyolojik özelliklerini belirlediğinizde bu bölgenin ürünüdür, dolayısıyla bunun hakları tüm ulusun tüm ülkenin faydasınadır. Bunun için dünya bu konuda ciddi yol aldı. Mikroorganizmalarla ilgili çalışmalar ve çok yaygın devam ediyor. Ülkemizde bu kapsamda bu çalışmalardan geri kalmamak adına ciddi çalışmalar başlattı. Özellikle bununla ilgili Bakanlığımız, Su Ürünleri genetik kaynakların tesciline ilişkin bir yönetmelik çıkarttı. Gıda ve Tarım Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırma ve Politikalar Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarıyla kaç dönemdir bazı türlerin tescili yapılıyor. Bunlardan bir tanesi de hamsi. Enstitümüzün yürüttüğü çalışmalarla hamsinin özellikle vücuduna ait özellikleri, genetiğine ait özellikleri incelenerek bir çalışma yapıldı. Bu çalışma ulusal su ürünleri genetik kaynakların tesciline ilişkin komiteye sunuldu. Bu komitenin çalışması neticesinde de Resmi Gazete'de 16 Şubatta tescil edildi. Bu tescil aslında bir deklarasyon. Bu varlığımızın bize ait olduğunu ve gelecek her türlü sınai mülkiyet haklarıyla ilgili hak sahibi olduğumuzu iddia etme anlamında önemli" dedi.

"Balık tescil çalışmalarını Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü yapıyor"

"Bu tescillemeler hamsiyle başladı" diyen Aydın "Hamsiden sonra diğer türlerle devam etmesi gerekiyor. Kırlangıç, Barbun, Pisi gibi diğer türlerle bu tescil çalışmalarımız devam edecek. Bu noktada enstitümüze çok büyük görevler düşüyor. Bakanlığımız Resmi Gazete'de deklare ettiği üzere tüm diğer türlerle ilgili yapılacak çalışmalarda genetik çalışmaların sorumluluğunu enstitümüze yüklemiş durumda. Bizim son yaptığımız TAGEM destekli projede 67 türü Karadeniz ve Marmara’da katalogladık yani fotoğraflarını çekerek bilgilerini aldık. Dolayısıyla ilerleyen dönemlerde fırsat oldukça tescil ile ilgili çalışmalar yapılması lazım. Çünkü bu envanter bize geçmişimizden miras, aynı zamanda geleceğimize emanet durumunda. Bu değerli zenginliğimizi biyo çeşitliliğimizi korumamız lazım. Ülkemiz bu anlamda zengin” şeklinde konuştu. 

Bekir Koca - Ozan Köse
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.