ASAYİŞ - 09 Ekim 2015 Cuma 10:32

Hapishaneden firar hikayesi!120 metre tünel kazıp...

A
A
A
Hapishaneden firar hikayesi!120 metre tünel kazıp...

Kırşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 arkadaşıyla 16 Eylül 1988’de 6 ayda ranza demiriyle kazdıkları 120 metrelik tünelden firar eden Veyis Sami Türkmen, çok ilginç olan kaçış hikayesini anlattı.

 Kırşehir Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 arkadaşıyla 16 Eylül 1988’de 6 ayda ranza demiriyle kazdıkları 120 metrelik tünelden firar eden Veyis Sami Türkmen, kaçış hikayesini anlattı. Hatıra fotoğrafı çektirdikleri tünelden takım elbiseyle çıktıklarını belirten Türkmen, yakalandıktan sonra tekrar cezaevine girdiğini, 2,5 yıl yine tünel kazıp kaçma planı yaparken tahliye haberiyle özgürlüğüne kavuştuğunu anlattı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından sol örgüte üye olan ve eylemlere katılan 18 genç yakalanıp 1988 yılında tutuklanarak Kırşehir Cezaevi'ne gönderildi. 18 arkadaş cezaevine girer girmez kaçma planı yapmaya başladı. Önce dışarıdan yardım ile kaçmaya çalışan gençler bunda başarılı olamayınca tünel kazarak kaçmaya karar verdi. Cezaevindeki bir tuvaletin taşını kaldıran gençler ranzaların da demirini çıkartıp levye gibi kullanarak tuvaletten girip tünel kazmaya başladı. Gece 4'er kişi tünele giren gençler levyelerle kazıp hava almak için de kendi yöntemleriyle körük yaptı. Bir kişi körük ile tünele sürekli hava basıyor diğerleri de kazıyordu. Tünelden çıkan kumları ise gençler avuçlarının içinde suyla yok ediyordu. Tünel kazarken gençler hatıra olsun diye ve propaganda yapmak için tünelde fotoğraf bile çektirdi.
6 ayda 120 metre tünel kazan gençler 16 Eylül 1988 günü ailelerinden istedikleri koyu eşofmanların altına takım elbise giyerek cezaevinden kaçmayı başardı. Ancak aradan 1 gün sonra 2 genç Mersin'de 4 genç ise İstanbul'da yakalandı. Tekrar yargılanan gençlerden yakalanan 6 kişi Malatya Cezaevi'ne gönderildi. Burada da kaçmaya karar veren gençler tünel kazmaya başladı. Tam 2 yıl boyunca tünel kazan gençler çıkışa 1-2 metre kala Yargıtay'ın tahliye kararıyla buruk bir sevinç yaşadı. Bu 18 gençten biri olan ve tüneldeki fotoğraf karesindeki 3 kişiden de biri olan CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in kayınbiraderi Veyis Sami Türkmen cezaevlerinde tünel kazarken neler yaşadıklarını anlattı.

"TUVALET TAŞINI SÖKÜP TÜNEL KAZMAYA BAŞLADIK"
Türkmen, Kırşehir Cezaevi'ne girdikten sonra özgürlük duygusu ve dışarıda mücadele eden arkadaşlara yardım etme duygusu ağır bastığından cezaevine girildiği ilk günden itibaren kaçış planı yapıldığını belirterek, "Firar etmek için önce dışarıdan içeriye doğru tünel kazılması fikri ortaya çıktı. Bunun için cezaevine yakın bir arsa satın alındı. Ancak bu plan ortaya çıkınca, kaçış rafa kaldırıldı. Devreye ikinci plan girdi. Bu plana göre tünel koğuştaki tuvaletten kazılmaya başlanacaktı. Demir ranzaların bağlantı yerleri söküldü ve bunlar levye gibi kullanıldı. Tuvalet taşı kaldırılarak buradan kazmaya başladık. Baya becerikli arkadaşlarımız vardı o konuda, her şey kendi çabamızla oldu kazmaya başladık. Tüneldeki en büyük sorun toprak sorunuydu yani çıkan toprağı nereye yerleştireceğimiz sorunuydu. Daha önceden E tiplerinden biliyorduk ve dışarıdan arkadaşların çabasıyla da malta diye tabir ettiğimiz cezaevinin ortasından geçen geniş bir koridor vardır. O maltanın altında tünel olduğunu öğrendik. Atık su borularının ve sıcak, soğuk su borularının geçtiği bir yer. Dar bir tünel ama borular üste monte edilmişti. Orayı bulmak için 12- 13 metre ters tarafa gittik önce orayı bulalım dedik. Uzun bir çaba sonucu tüneli bulduk ve patlattık orayı. O tüneli bulduktan sonra toprak sorunu olmuyor. Bulduğumuzda boruların etrafına sarılan elyaf ile karşılaştık çok kötü ve iğrenç bir şeydi, kalın giyiniyorduk ama sürtünme sonucu her tarafımız kızarıyordu. Elyaf çok kötü yakıyordu böyle bir sıkıntıyla karşılaştık ve elyafı temizlemeye başladık. O tüneli bulduktan sonra hedefimize doğru dışarıya kazmaya başladık. Yaklaşık 6 ay kadar sürdü, aslında daha çabuk biterdi ama başka cezaevlerinde yaşanan olaylardan uzadı" dedi.

"TAKIM ELBİSEYLE KAÇTIK"
Yaklaşık 6 ay süren çabadan sonra 120 metre tünel kazıp kaçtıklarına dikkat çeken Türkmen şöyle devam etti:
"Çok sansasyonel bir olaydı, bizim kaçışımız günlerce konuşuldu. 1.5 gün sonra Mersin’de yakalandık. Hedefimiz aynı gün ülke dışına çıkmaktı ama yetişemedik. İkinci randevu pazar günüydü seçim de vardı ikinci randevu oydu ama bir talihsizlik sonucu yakalandık. Mersin’de 4 kişi diğer 2 arkadaş da İstanbul’da yakalandı. Diğer 12 arkadaşımız hala yurt dışında. Tünelde nefes alma sorunu vardı cezaevinin altında bulduğumuz yer yüksekti kartal yuvası olarak tabir ettiğimiz yer. Orada körük yaptık biz, körüğün naylonundan borular yaptık ve diktik daha sonra da yapıştırma yoluyla hava sorununu çözdük. Tünel kazma aşamasında toprakları erittik, 17 metre kazdığımız toprağı suyla ıslatarak elimizde ovalama yöntemiyle erittik. Sonra cezaevinin altında bulduğumuz yere depoladık. Tünelden eşofmanlarla çıktık ailemizden siyah ya da koyu renkli eşofmanlar istedik. Eşofmanların altına takım elbiseleri giydik tünelden çıktık tabi çamur, toprak bulaşmıştı dere kenarına geldiğimizde eşofmanları çıkardık ve takım elbiselerle kaldık. Dikkat çekmemek için kravatlıydık. Yurt dışından arkadaşlar arabalar göndermiş bir kısmı İstanbul’a gitti biz de aynı gün gidecektik ama olmadı Mersin’e gittik orada da yakalandık."

"HEM VİDEO HEM FOTOĞRAF ÇEKTİK"
Türkmen, tünelden çıkış anlarını videoya çektiklerini, tünel içinde de fotoğraf çektirdiklerini ifade ederek, "Çıkışımızı videoya aldık tünel içinde fotoğraf çektirdik işin propaganda kısmı da var. Sadece kaçalım diye değil özgürlük tutkusu var ama biz siyasi devrimci insanlarız. Aynı zamanda anı olmasını da istedik. Bizim çektirdiğimiz fotoğrafa selfie diyenler var ama ben selfieden anlamıyorum şu an moda oldu gerçi, o an bizi bir arkadaş çekti ama onun kim olduğunu hatırlamıyorum 4 kişiydik zaten 1’i çeken arkadaştı. Fotoğraftaki bir arkadaşımız Adem Kütük öldü, diğeri ise Hatay'da Selman Altınöz isimli arkadaş" diye konuştu.

TÜNELİN BİTMESİNE 1-2 METRE KALA TAHLİYE KARARI
Veyis Sami Türkmen, Kırşehir Cezaevi'nden kaçışı 12 Eylül 1988 tarihine ayarladıklarını ancak o gün olaylar olduğu için tarihi 16 Eylül'e ertelediklerini belirterek şöyle devam etti:
"Biz çıkış için 12 Eylül'ü düşünüyorduk ama 12 Eylül protestoların olduğu güvenliğin arttığı günlerdi, 12 Eylül değil ama 16 Eylül’de çıktık. Yakalandıktan sonra 9 gün poliste kaldık. Mersin’de yasalar gereği suç mahalline gitmemiz gerekiyordu 9 günde Kırşehir’de kaldık, sonrasında Malatya’ya gittik, 1 ay hücre cezası vardı onu yattıktan sonra zaten arkadaşlar hazırlık yapmışlardı. 2.5 yıl da orada kazdık son metreler yaklaşıyordu Yargıtay’dan tahliye olduk. O an karışık duygular hissettik, sevindik yani Yargıtay bunların yattıkları yeter demiş. Arkadaşlar arasında espri konusu da oldu tam kaçacakken tahliye edilmemiz."

"BİZİM REKORLA İŞİMİZ OLMAZ"
Türkmen Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek gibi bir dertlerinin olmadığını söyleyerek, "Bir gazetede Guinnes bizim hakkımız gibi bir haber çıktı işte ama ben espri olsun diye söyledim olayı. Kurthan Fişek, köşe yazısında bizim çocuklara haksızlık yapılmış ben bu Guinness’i, mahkemeye vereceğim dünyanın en uzun tüneli bu diye espri olsun diye söylenmiş. Arşivlerde görünüyor Cumhuriyet gazetesi köşesinde cezaevinden çıktığımda böyle bir yazı görmüştüm onu örnek verdim, o da işte Guinness, istiyorlar demiş. Bizim öyle bir derdimiz yok madalya mı verecekler, Guinness’e girmek gibi derdimiz de yok aslında" dedi.
SSK'dan emekli Türkmen şimdi sessiz sakin bir hayat yaşıyor.

FATİH KEÇE-SERKAN ÇETİNKAYA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.
Sivas Muhabbet sofrası iftar programı düzenlendi Sivas Belediyesi tarafından şehirdeki okul idarecileri ve din görevlilerine yönelik ‘Muhabbet Sofrası’ iftar programı düzenlendi. İftara; TBMM Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mahalle muhtarları, okul müdürleri ve din görevlileri katıldı. Programda konuşan Başkan Bilgin, şehri bir bütün olarak gördüklerini ifade ederek okullar, camiler, hastaneler ve kamu kurumlarının talep ettiği her türlü hizmeti büyük bir hassasiyetle karşıladıklarını ifade etti. “Çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” Çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini belirten Bilgin, “Gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin hayata geçmesine vesile olan öğretmenlerimize, imamlarımıza ve muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. Toplumumuzu yakından ilgilendiren, pahada küçük ancak hizmette önemli olan çalışmalar gerçekleştirdik. Bunu yaparken bizim sizlerden tek istediğimiz dualarınızda yer almak oldu. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” şeklinde konuştu. İl Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de, “Eğitim camiasının sürekli yanında olan, okullarımızdan, öğrencilerimizden, öğretmenlerimizden giden her talebin yerine getiren, kurumlar ile çok uyumlu çalışan ve bizlere her konuda destek olan Belediye Başkanımız Hilmi Bilgin’e çok teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.
İstanbul Bağcılar’da kadın muhtar adayına 4 gün içinde ikinci kez silahlı saldırı Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi’nde 3 adayın yarıştığı muhtarlık sürecinde, adaylardan biri olan Münevver Adan büyük panik yaşadı. Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yere kimliği belirlenemeyen şahıslar tarafından ikinci kez silahlı saldırı düzenlendi. İlk seferde fiziksel bir zarar görmediğini belirten kadın aday saldırıların tekrarlanmasından endişe ediyor. Olay saat 22.00 sıralarında Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi 1063. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Yavuz Selim Mahallesi muhtar adaylarından biri olan Münevver Adan, seçim yarışının sonuna gelinirken 4 gün arayla ikinci kez silahlı saldırıya uğradı. Son yaşanan olaydan yaklaşık 4 gün önce gece saatlerinde yine aynı kişiler olduğundan şüphelenilen şahısların, Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yerin önüne gelerek 5 el ateş ettiği öğrenildi. Kadın aday Münevver Adan ve yakınları saat 22.00 sıralarında gerçekleşen silahlı saldırı nedeniyle büyük panik yaşadı. Plakasız bir motorla gelerek ateş eden yüzü kapalı şahısların kimliği belirlenemedi. Saldırının dört gün içerisinde ikinci kez tekrarlandığını ve kendilerini korkutmak amaçlı yapıldığını belirten Münevver Adan, “Yavuz Selim Mahallesi muhtar adayıyım. Çalışmalarıma devam ediyorum. Yaklaşık 4 gün önce büronun önünde havaya 5 el ateş ettiler. Bugün tekrar havaya ateş ettiler. Sanırım bizi korkutmak amacıyla yapıyorlar. Kim olduklarını bilmiyoruz. Benimle birlikte 3 aday var, bunu yapan adaylardan biri. Polis ekipleri geçen gün çalışma yürüttü ancak plaka yok ve kafalarında kask olduğu için bir şey bulamadılar. Tutanaklarımız var. Bugün de geldiler ve tutanak tuttular. Sözlü bir tehdit de ulaşmadı. Geçen sefer de saat 02.00 civarlarıydı, havaya 5 el ateş edip gittiler. Büroya bakarak havaya ateş edip gidiyorlar. Biz bunun nedenini anlayamadık, bir can güvenliğimiz yok” ifadelerini kullandı. Can güvenliğinden endişe ettiğini belirten Adan, şahısların bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyor. Polis ekiplerinin olayla ilgili çalışması devam ediyor.