GÜNDEM - 26 Şubat 2017 Pazar 12:30

Hocalı katliamının üzerinden 25 yıl geçti

A
A
A
Hocalı katliamının üzerinden 25 yıl geçti

Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde yer alan Hocalı kasabasında Ermeni güçleri tarafından yapılan katliamın üzerinden tam 25 yıl geçti.

Tarihler 26 Şubat 1992'yi gösterdiğinde, Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında büyük bir vahşet yaşandı. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmi açıklamasına göre 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlının hayatını kaybettiği katliam, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirildi. Katliamın üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen, acılar tazeliğini koruyor.

"Biz soykırım olarak nitelendiriyoruz"

Olayın 25'inci yılında bir açıklama yapan Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Cavid Aydın, Hocalı'da yaşananların katliam değil soykırım olduğunu ifade etti. Hocalı'da insanların vahşice katledildiğini belirten Aydın, "Biz Azerbaycan tarafı olarak Hocalı'da 1992 yılında yaşanan olayı kesinlikle katliam olarak değil, soykırım olarak nitelendiriyoruz.

Katliam toplu bir kitlenin imhası olarak nitelendirilse de, soykırım ırka karşı yapılır. Özellikle Ermeni tarafının Hocalı'da yaptıkları olayları daha sonradan Türk ırkı üzerine yaptıklarını vurgulamaları üzerine veya anlatılan hatıratlar ve konuşmalarda bunu kesinlikle Türk ırkına bilerek yaptıkları için biz soykırım olarak nitelendiriyoruz.

Yaşanan bu olayda sadece Azerbaycan resmi kaynaklarına göre sadece defnedilen şehitlerimiz sayısı 613 gözükse de, aslında bu sayının çok çok üzerindedir. Çünkü bin 275 rehine veya kayıp olarak gözüken sayıdan halen hiçbir haber alınamamaktadır. Zaten Hocalı kasabasının savaş başlamadan önceki nüfusu 10 civarındaydı. Ancak olayın yaşandığı tarihler itibariyle Hocalı'da 2 bin nüfus kalmıştı. Tabii Hocalı'da saklanan insanlar, Ermeniler tarafından ele geçirildikten sonra vahşice katledilmiş" dedi.

"Faili meçhuller aslında bellidir"

Ermenilerin de yazdıkları hatıralarında olayı doğruladığından bahseden Aydın, hiçbir ayrım yapılmadan insanlara işkenceler yapıldığını sözlerine ekledi. Hocalı'da yaşanan olayın sorumlularının kimler olduğunun ortada olduğunu açıklayan Cavid Aydın, "Bu zaten Ermeni bir doktorun yazdığı hatıratlarında, soykırıma maruz kalan çocukların nasıl derilerini yüzdüklerini, nasıl paramparça edip, 'kendi ırklarından olan köpeklere attık' gibi ibareler kullanarak, bunları kendi kitaplarında birebir anlatmışlardır. Yani bu Hocalı'da yaşananlar bizim için bir kanayan yaraydı.

Bu sadece Azerbaycan Türklerini değil, tüm Türk Dünyasını etkileyen bir olaydı. Çünkü Türklüğe karşı yapılmış bir soykırımdır. Bizim Azerbaycan tarafı olarak her zaman temennimiz, faillerinin bir an önce yargılanmasıdır. Hocalı soykırımının gerçek anlamda soykırım olarak kabul edilmesi ve Azerbaycan Türklerinin çektikleri acıların son bulmasını da istiyoruz. Faili meçhuller aslında bellidir. Halihazırda Ermenistan Cumhurbaşkanı Hocalı soykırımının yapıldığı dönemlerde komutanlık yapmıştır. Yani oradaki çetelerin birisinin komutanıydı. Bunları artık Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler biliyor. Ama ne yazık ki cezalandıramıyorlar. Maalesef bir haçlı yürüyüşü niteliğinde Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu olayı cezasız bırakıyorlar" şeklinde konuştu.

"Ermenilerin aslında tarih boyunca Türk ırkına karşı bir düşmanlığı vardı"

Ermenilerin Türklere karşı tarihten gelen bir düşmanlıklarının bulunduğunu aktaran Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Cavid Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ermenilerin aslında tarih boyunca Türk ırkına karşı bir düşmanlığı vardı. Nankör bir ırka ve millete sahipler. Benim rahmetli bir babamın bir lafı vardı, 'güçlü olduğun sürece Ermeni senin uşağındır, en ufak bir zaafını gördüğü anda seni arkadan vuracaktır.' Yani benim babam Ermenistan Devlet Üniversitesi'nde Sovyetler döneminde okumuş, eğitimini almış ve tarihi Azerbaycan topraklarından 1948 yılında sürgün edilen bir ailenin çocuğudur. O yüzden her zaman bu sözü hatırlatırdı. Seni ne kadar hümanizm düşünceleri ile barıştırsalar da, barış süreci devam etse de, iyi geçinelim dense de seni zayıf buldukları ya da kendilerini güçlü buldukları bir anda kesinlikle senin üzerine çullanacaktırlar." 

Kadir Arslan - Mehmet Sıddık Yeşilırmak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.