İnönü Üniversitesi Battalgazi Kampusu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen, ‘Yeni Süper Güç Çin’de Tarım Sektörü’ başlıklı seminerde, ‘Anavatanından Anadolu’ya Kayısı’ başlığı altında konuşan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, “Araştırıcılara göre kayısının anavatanı Orta Asya’dan Kuzey Çin’e kadar uzanan oldukça geniş bir alandır. Bu alanda halen doğal kayısı ormanları mevcuttur. Bu alan Türklerin ilk anayurdu olarak bilinen Doğu Türkistan’ı da kapsar. Rus botanikçi Vavilov’a göre kayısının üç gen merkezi; Kuzeydoğu, Orta ve Batı, Orta Asya (Afganistan, Tacikistan, Özbekistan), Yakın Doğu’dır” dedi.
Çin’de Kayısı Tarımı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Murat Asma şunları söyledi:
“Çin’de kayısı tarımı oldukça eskidir. M.Ö. 406-250 arasında Çin’de oldukça kaliteli kayısıların yetiştirildiği bildirilmektedir. Çin’de kayısı ağaçlarının aşı ile çoğaltılmasının geçmişi M.S VI. yüzyıla dayanır. Kayısı meyvesi yaş ve kuru olarak değerlendirilmesinin dışında, salamura yapılarak ve tütsülenerek de saklanmıştır. Çin Bahçe Topluluğuna göre 2003 yılı üretimi bin 9 bin tondur.”
Doç. Dr. Ergün Doğan ise, “Çin’de Tarım ve Teknoloji Üniversiteleri” konusunda konuşarak, “Çin de yaklaşık 2 bin 500 üniversite bulunmaktadır. Araştırmalara ayrılan bütçe 36 milyar dolardan fazladır. Dünya işlenebilir tarım alanlarının sadece yüzde 10’una sahip olan Çin, bununla birlikte toplam üretimin yüzde 20’sini tek başına yapmaktadır. Çin tarım sektörü 300 milyon insanı istihdam etmektedir. Üretimde birçok üründe dünya lideridir: Özellikle pirinç, patates, sorgum, çay, arpa, bezelye, kayısı, pamuk, yağlı tohum, beyaz et (kanatlılar) ve domuzda” dedi
Çin’de bulunan Tarım ve Teknoloji Üniversiteleri ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Doç. Dr. Ergün Doğan, Pekin’de ziyaret ettikleri Çin Tarım ve Teknik Üniversitesindeki izlenimlerini aktardı.
Yrd. Doç. Dr. Joanna Cross da, Tarımsal Biyoteknoloji konusunda konuşarak, “Genetiği değiştirilmiş organizmalar biyoteknolojinin temelini oluşturmaktadırlar. Günümüzde, bitkilere yeni fonksiyonlar eklemek amacıyla bir geni değiştirerek bu geni bir bitkiye aktarabiliyoruz. Ayrıca yabancı genleri de bitkilere aktarabiliyoruz. Gelişmiş bitkilerde DNA, 26 bin ile 36 bin genin toplamı kadar genetik bilgi içermektedir. Genler proteinlerin kodlandığı mRNA’lara kopyalanır. Proteinler belirli oranlarda bileşik ya dametabolit hâline dönüşmektedir. Çok önemli olarak tüm genler aynı zamanda kopyalanmamaktadır.. Son 5 yılda dizileme teknikleri ucuzlamıştır. İnsan genomu için bin ile 2 bin Dolar arasındadır. Bu nedenle kayısı da dâhil olmak üzere birçok türden değişik çeşitleri kapsayan farklı organizmalar için dizileme projeleri yoğun olarak yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.