SAĞLIK - 22 Ekim 2016 Cumartesi 17:25

İdrar kaçırma lazer tedavisi ile son buluyor

A
A
A
İdrar kaçırma lazer tedavisi ile son buluyor

Kadınların en büyük sorunlarından biri olan idrar kaçırma lazer ile ameliyatsız ve acısız bir şekilde tedavi edilebiliyor.

Kadınların yaklaşık yüzde 40'ında idrar kaçırma problemi olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tamer Erel, çoğu kadının bu sorundan utandığı ve yeterince önemsemediği için tedavi olmaktan kaçındığını dile getirdi. İdrar kaçırma sorunu yaşayan kadınlara önerilen tedavilerin çoğunun cerrahi olduğunu belirten Erel, ameliyat korkusu olan kadınların tedaviden vazgeçtiklerini belirtti.

İdrar kaçırma psikolojik ve sosyal sorunlara yol açıyor

Bazı kadınlara verilen ilaç tedavisi veya egzersizler ise uzun süreli tedavilerdir. Yine çoğu kadın hayat boyu ilaç kullanmak veya egzersiz yapmak istemiyor. Diğer taraftan kullanılan ilaçların da ciddi yan etkileri var. Bu durumda hasta ümidini yitiriyor ve durumunu kabullenmeye başlıyor. Bunun sonucunda hayat kalitesi düşüyor kişiler günlük işlerini yapamaz hale geliyor, aile yapısının bozulmasının yanı sıra psikolojik ve sosyal problemler yaşamaya başlıyorlar. Yaş ilerledikçe daha çok artan idrar kaçırma şikayetleri, kişileri ameliyat olmaya mecbur kılıyor.

İdrar kaçırma nedeni
İdrar kaçırma şikayeti, sıklıkla mesane kasının ya da pelvis (leğen kemiği) kaslarının ve bağ dokusunun çeşitli nedenlerden dolayı yetersizliğinden kaynaklanıyor. Bunlar arasında, hatalı yaptırılan normal vajinal doğumlar, iri bebek doğurmak, şişmanlık, menopoz, sigara içmek, spor yapmamak, rahimde miyom veya yumurtalık kistlerinin olması gibi nedenler idrar kaçırma sorununu artıyor. Bunun sonucunda zayıflayan pelvis kaslarının en zayıf yeri olan vajinal açıklıktan mesane, rahim ve rektum gibi organlar aşağıya doğru fıtıklaşıyor. Böylece mesanenin fıtıklaşması ile idrar tutukluğu veya idrar tutamama gibi idrar şikayetleri, rahimin sarkmasıile cinsel ilişkinin yapılamaması veya ağrı olması, rektumun sarkması ile kabızlık ve tam dışkıyı boşaltamama gibi şikayetler meydana geliyor.

İdrar kaçırma teşhisi

İdrar kaçırma tiplerinde teşhis için ayrıntılı bir sorgulama ve dikkatli bir muayene çoğu zaman yeterli oluyor. Çok nadir olarak idrar basınç ve akım hızını ölçmek ve fikir vermek için bazı testler yapılıyor. Şişmanlık, menopoz ve vajinal doğum en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Bunlardan özellikle vaginal doğum esnasında vakum ya da forseps kullanılması, çok genç yaşlarda doğum yapılması, doğumun uzaması ve iri bebek (4000 gr ve üzeri) doğurmak ilerideki yaşlarda stres tipinde idrar kaçırma olasılığını artırıyor.

İdrar kaçırma sorunu lazer tedavisi ile son buluyor

İdrar kaçırma şikayeti yaşayan kadınlar için doktorların yakın zamana kadar birçok ameliyat çeşitlerinden uygun olan birini hastalarına tavsiye ettiğini belirten Prof. Dr. Erel, bu problemin lazer ile ameliyatsız ve acısız bir şekilde tedavi edilebildiğini söyledi. Özel bir yöntemle kullanılan Lazer cihazının vajinal uygulaması artık idrar kaçırma şikayeti olan kadınlar için kesin çözüm olduğunu ifade eden Erel, yöntemin uygulanışı hakkında şu bilgileri verdi:

"Özellikle erken yaşlarda olup gecikmeden doktora başvuran hastalarda 1 veya 2 seans lazer uygulaması sayesinde sorun yok edilebiliyor. Stres tipi idrar kaçırmanın lazerle tedavisi yaklaşık 20-25 dakika sürüyor genellikle bir ay ara ile yapılan en fazla 2 seansta başarı elde ediliyor. Lazer uygulaması, anestezi, kesi ve dikiş olmadan idrar kaçırma problemine yeni ve etkin bir çözüm getiriyor. Lazer, üretral bölgede ve mesanenin dayandığı vajen ön duvarında bağ dokusundaki kollajen liflerde, ısı etkisi ile yenileşme oluşturarak sıkılığı artırıyor. Damarlanma arttığı gibi beslenme zenginleşiyor. Sonuç olarak doku eski esneklik ve kuvvetini kazanıyor. Böylece bu bölgede kaybedilen desteği ve kontrol gücünü geri kazandırıyor. Karışık tipte olan idrar kaçırmalarda genellikle kombine tedavi yaklaşımları uygulanıyor. En kolay ve risksiz olanı lazer uygulaması ile birlikte uygun ilacın beraber kullanılması oluyor."

Lazer ile idrar kaçırma tedavisi avantajları

Lazer ile idrar kaçırma tedavisini avantajları şöyle:
Yüksek başarı oranı, muayene ortamında yapılıyor olması, uygulama sırasında ağrı, acı ve kanama olmaması, günlük yaşama hemen dönülebiliyor olması, uygulama 15-30 dakika sürmesi, uygulama öncesi bakım ve hazırlık yapmaya gerek olmaması, komplikasyon riski olmadığı için güvenli bir yöntem olması, genelde problemin tek seansta çözülmesi.

En yaygın idrar kaçırma tipleri

Stres tipi idrar kaçırma; en fazla görülen idrar kaçırma tipi. Genellikle genç hanımlarda (40-60 yaş arasında) görülüyor. Öksürmekle, aksırmakla, hapşırmakla, gülmekle, hareket ve eforla birlikte idrar kaçırma sorunu oluşabiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırma; İkinci sıklıkta görülen idrar kaçırma tipi. Yaşı 55-60’ın üzerindeki kadınlarda en sık görülüyor. Aniden sıkıştığını hisseden kadın tuvalete yetişmeğe çalışırken idrar kaçırdığı görülüyor. Karışık tip idrar kaçırma; bazı kadınlarda stres ve sıkışma tipi idrar kaçırma birlikte görülüyor. Taşma tipi idrar kaçırma; Genellikle ileri yaş idrar kaçırmalarda mesane kapasitesini geçen hacimlerdeki idrar mesaneden taşarak dökülüyor. Psikojenik idrar kaçırma; Sıklıkla çocuk ve gençlerde görülen idrar kaçırma bu tipte yer alıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.