SPOR - 23 Nisan 2017 Pazar 22:37

Igor Tudor: 'Oyuncularımla gurur duyuyorum'

A
A
A
Igor Tudor: 'Oyuncularımla gurur duyuyorum'

Fenerbahçe’ye son dakika golüyle mağlup olan Galatasaray’da Teknik Direktör Igor Tudor maç sonunda açıklamalarda bulundu. Tudor, “Oyuncularımla gurur duyuyorum. Oyunu resmen domine ettiler” dedi.

Fenerbahçe karşısında üstün bir oyun oynamasına karşın son dakikada yediği golle mağlup olan Galatasaray’da Teknik Direktör Igor Tudor, karşılaşma sonrasında düzenlenen basın toplantısında mücadeleyi değerlendirdi. Maçtan sonra oyuncularına soyunma odasında kendileriyle gurur duyduğunu söylediğini belirten Tudor, “Bugün onlarla gurur duyuyorum. Ellerindeki her şeyi verdiler. Tamamen bizim dominantlığımızda geçen bir maçtı. Rakibimize baktığımızda, 18’e girdikleri ilk pozisyon ve akabinde gelen gol. Futbol bu. Maç için söyleyeceklerim bu şekilde” diye konuştu.

“Şans mı, kader mi, bilemedim”

İyi bir oyuncu grubuna karşı oynadıklarını söyleyen Tudor, “Fenerbahçe’ye karşı oynuyorsunuz. Pozisyona girdik ama çok çok fazla net pozisyon beklemek yanlış olur. Ben hoca olarak performansa odaklanmak zorundayım. İyi bir performans var ama sonuç farklı olabiliyor. Tabii ki bireysel karakteristiğe sahip oyuncularımız var. Podolski ve Wesley’yi sayabiliriz. Onları oyuna adapte etmemiz gerekiyor. Bakıldığı zaman yüzde 100 dominant oynayan bir Galatasaray vardı. Futbolda buna şans mı denir, kader mi denir bilemem. Futbolcularım ellerinden geleni yaptı. Bugün bakıldığında dominant olan bizdik. Burada kaybettiğimiz Beşiktaş maçı ve bu maça baktığımızda iki maçı da kaybetmemize inanamıyorum” ifadelerini kullandı.

“Hoca olarak tercihlerimi bu şekilde kullandım”

Bruma değişikliğinin yanı sıra Eren’in 11’de başlamamasıyla ilgili olarak da konuşan Tudor, “Bruma değişikliğinin cevabı çok basit, bugün beklediğimiz performansı göstermediği için Garry’yi oyuna sokmayı düşündük. Eren’le başlayıp başlamama konusunda ise, takdir hakkımı bu şekilde kullandım. Hoca olarak hafta boyu oyuncularla beraberim ve takdir hakkımı bu şekilde kullandım. Sizin dışarıdan yorum yapmanız kolay. Hoca olarak bir karar almanız gerekiyor ve ben de bu şekilde kullandım hakkımı” dedi.

“2 ay önceki soyunma odasıyla, şimdiki arasında çok fark var”

Geldiği günden bu yana hayal kırıklıkları yaşadığı zamanlar olduğunu söyleyen Tudor, “Tabii ki hayal kırıklıklarım var. Benim de beklentim daha fazlaydı ve daha fazla puan almak istiyordum. Ama 2 ay önce geldiğim soyunma odasıyla şimdiki soyunma odası arasında büyük bir fark var. Yapmam gereken bu performansı daha da ileriye taşıyıp sonuçlara yansıtmak. Benimle ilgili herkesin düşüncesi olabilir. Ama bu futbol. Hepimizin bildiği gibi maç kaybedildiği zaman her zaman hoca sorumludur. Futbol dünyası bu şekilde. Mağlubiyet geldiği zaman hocaya yüklenilir ve belki daha sonra futbolcular konuşulur. Ama benim açımdan bakıldığında size göre daha karmaşık durum. Burada anahtar nokta sonuç. Ama bugünkü sonuçtan sonra bana ve oyuncularıma ne söyleyebilirsiniz. Sonuç her şey mi değil mi. Kendim de hoca olarak en iyi şekilde performansımı göstermeye çalışıyorum. Tabii sizin de gazeteci olarak bizi yargılama göreviniz var. Ben hoca olarak takımımın performansından memnunum. Hatalarım tabii ki vardır her hoca gibi, bundan sonra da olabilirim. Bazı problemler de var, siz benden daha iyi biliyorsunuz. Bu problemler geçen seneden gelen sorunlar” açıklamasında bulundu.

“Hayatım boyunca aynı şeyleri duydum”

3’lü savunmadan 4’lü savunmaya geçişin sebebiyle ilgili olarak da konuşan Tudor, “Tabii ki sizin en önemli argümanınız 3’lü defans ve 4’lü defans. Bütün hayatım boyunca bu tür şeyler duydum. 3’lü oynayıp kaybedince hemen sistemden dolayı kaybetmiş oluyoruz. Benim tecrübelerim bunu gösteriyor. Gazeteciler buna odaklanır. Adana maçında kendi sahamızda oynadık, Başakşehir maçıyla aynı sistemle oynadık. Mükemmel bir Adana maçı ortaya çıktı ve ardından Başakşehir maçı geldi. Bugün bu sistemi seçtim. Bu futbol. Sistem olarak takdir hakkımı bu şekilde kullandım. Kazandığınız zaman haklısınız ama kaybettiğiniz zaman gazeteciler haklı” diye konuştu.

“Aynı 11’le oynamayı istiyorum”

Takımda istikrara inandığını söyleyen Tudor, “Ama diğer taraftan haftaya nasıl bir 11’le çıkacağımızı göreceğiz. İstikrarı kesinlikle seviyorum. Ben de aynı 11’le oynamayı isterim. 2 ay önce geldim buraya. Bu nedenle en iyi sistem ve en iyi 11’i bulmaya çalışıyorum. Bu nedenle de bu tür değişiklikler normal. Sezon başında bir takımı kurmanız ve takımı tanımanız çok başka, sonradan bir takımı alıp problemlerin içine girip bu problemleri çözmeniz çok başka” dedi. 

Dursun Özbek’in “Önümüzdeki sezon da Tudor’la yola devam edeceğiz” açıklaması hakkında yorumunun ne olacağı sorusunu da yanıtlayan Tudor, “Başkanın söylediği bir şeyin üzerine yorum yapmaya gerek yok bence” diyerek sözlerini noktaladı. 

Bozhan Memiş - Uygar Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.