2015 GENEL SEÇİM - 04 Haziran 2015 Perşembe 14:00

İl Başkanlarının gözü bu ilçenin oylarında

A
A
A
İl Başkanlarının gözü bu ilçenin oylarında

AK Parti, CHP ve MHP Balıkesir İl Başkanları, partilerinin Dursunbey ilçesinde patlama yapacağını iddia etti.

AK Parti, CHP ve MHP Balıkesir İl Başkanları, sandıktan beklentilerini seçime 3 gün kala İhlas Haber Ajansı'na (İHA) değerlendirdi. 3 partinin il başkanı da Balıkesir'de birinci olacaklarını iddia ederken, Dursunbey ilçesine vurgu yaptı.
AK Parti Balıkesir İl Başkanı Dinçer Orkan, "Bizim bu seçimlerde rakamsal olarak yüzde 45 ile 50 arasında arasında oy almayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi 2007 yılında 5 milletvekilimiz vardı. Ama 2011 yılında bu 4'e düştü. Bu sayının 4'e düşmesinde de en büyük sebep CHP'nin oy oranının yüzde 25'den yüzde 33'e çıkması. Biz 2007 yılında yüzde 41.47 ile 5 milletvekili çıkarttık. Hedefimiz olan 5 milletvekillini çıkartmaya çalışıyoruz. Bu seçimlerde hedefimiz en az 5 milletvekili" dedi.
Orkan, "Ben merkez ilçelerimiz başta olmak üzere Kepsut ve Dursunbey'den yüksek oranda oy bekliyorum. Sahil kesimlerinden Edremit ve Ayvalık'tan ise belki düşük oy alabiliriz diye düşünüyorum. Ayvalık'ta da çok çalışma yaptık. Biz orada da 1. olalım. Ama oranında körfez bölgesinin değişik bir yapısı var, onu kırmaya çalışıyoruz. O yöreyle ilgilide yapacağımız çok yatırımlar var. Bizim bunu halka anlatabilmemiz gerekli. İnşallah orada da daha iyi, daha güzel sonuçlar alacağız. Artık son 3 gündeyiz, bundan sonraki süreçte Allah nasip ederse ben oy verecek seçmenimizle ilgili sadece şunları söylemek istiyorum. 2001 unutulmasın. Bazıları 2001'de ne yaptı şu anda bir çok vaatlerde bulunanlar. Daha bir yıl görevleri olmasına rağmen bu gemiyi terk edip kaçıp gitmediler mi? Neden? Çünkü hem bu gemiyi duvara tosladılar, bir de utanmadan kaçıp gittiler. Madem memleket sevdalısıydın, madem bu kadar milletini düşünen insandınız, şu an hani diyorlar ya asgari ücretliye şu kadar vereceğiz, bu kadar vereceğiz diyorsunuz, o zaman neredeydin. Bunlar gene memleketimizi akılları sıra alacaklar koalisyonla hükumet olup yine duvara toslayacaklar. Bu insanlara bu memlekete yazık değil mi? 13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde memleketimiz nereden nereye geldi. Bizler piyade tüfeğini yapamayan, memuruna maaş ödeyemeyecek, IMF'e borcu olan bu durumdaki olan bir ülkeden, şuan IMF'e borcu olmayan bırakın piyade tüfeğini tankını, helikopterini yapan bir ülke durumuna geldik. Batmış, karaya vurmuş bir devleti alıp buralara getirdik. Dünya bazında da G20'nin içine aldık. Daha güzel bir Türkiye için, insanların refah içinde yaşanılması isteniyorsa AK Parti'ye oy vermelerini istiyoruz" şeklinde konuştu.
CHP Balıkesir İl Başkanı Mete Erol ise seçimlerde 350 bin oy alacaklarını söyleyerek, "CHP olarak biz 2011 seçimlerinde 258 bin oyumuz vardı ve yüzde 33.7 oranımız vardı. Ben şu anda 350 bin oyumuzun olacağını düşünüyorum ve buna da net olarak ulaşacağımızı görüyorum. Bu seçimlerde yüzde 38-40 çıkacağımızı düşünüyorum. Bu oy oranları bize en az 4 milletvekili getirir ve Balıkesir'de 1. parti oluruz. En yüksek oyu aldığımız yerler daha öncede belliydi. Ayvalık'ta uzak ara önde olduğumuzu ben gözlemliyorum. Bandırma'da da uzak ara farkımız var. Edremit'te öndeyiz, Manyas'ta aynı şekilde" dedi.
AK Parti ile Altıeylül ve Karesi ilçelerinde kafa kafaya oy oranı olduğunu söyleyen Başkan Erol, "Size çok ilginç bir değerlendirme yapayım 2011 yılında bizim esas sıkıntımı merkez ilçelerdeydi. Malum zihniyetle oy farkımız yarı yarıyaydı. Ama bugün öyle izliyorum ve görüyorum ki hem Altıeylül'de hem de Karesi'de kafa kafaya durumdayız. Buda çok önemli bir sonuç diye düşünüyorum. CHP olarak 7 Haziran seçimlerine giderken çok önde başladık. 56 ilde ön seçim yaptık. Balıkesir'de de yapılan ön seçim sonucunda 34 adayımızın gitmedikleri köy kalmadı. Seçimlerden çok önce çalışmaya başladık. Hemen arkasından seçim bildirgesi yayınladık. Bu seçim bildirgesi adeta vizyon belgesi gibi. Tüm seçimlerle anlaşarak, konuşarak uzlaşarak hazırlanmış bir seçim bildirgesi ve herkese dokunan bir seçim bildirgesi hazırladık ve sunduk. Bu da çok olumlu tepkiler aldı. Malum zihniyetin 13 yıldır yapamadığı, bizim bu söylediklerimizi yapmaya çalışıyor ama yapamadı. Onun için söyleyecek fazla sözü kalmadı. Ama bizim çok söyleyecek sözümüz var. Bütün bu seçim bildirgesinin ardından asrın projesini açıkladık. Merkez Türkiye ve megakent projemiz, bu da çok ses getiren ve olumlu tepkiler aldığımız bir projeydi. Bütün bunlardan sonra biz şunu söyledik bu seçim kampanyasında hangi parti olursa olsun onların yaptıkları ilgilendikleri konular değil, biz projelerimizi insanlara anlatmaya çalıştık. Yaşanacak bir Türkiye için yola çıktık ve bunu hep birlikte başaracağız. En düşük oy aldığımız ilçe Dursunbey idi ve 2 bin civarında oyumuz vardı. Bu seçimlerde o ilçemizde dahi yine oylarımızı yüzde yüz arttırarak 4-5 bin civarında oy hedefliyoruz" şeklinde konuştu.
MHP'ye karşı Balıkesir'de çok büyük teveccüh olduğunu kaydeden MHP Balıkesir İl Başkanı Argun Atıcı ise "MHP Balıkesir İl Başkanlığı olarak 3 kademeli bir sistem uygulaması yaptık. 1. kademede Balıkesir'de daha kimse seçim çalışmalarına başlamadan evvel pazar yerlerini gezerek vatandaşlarla bir bütünleşme sağladık. 20 ilçemizin pazar yerleri gezildi ve vatandaşlarla irtibat sağlandı. 2. aşamada ise kendi milletvekillerimiz, adaylarımızla birlikte ben 20 ilçenin tamamını gezdim. Orada da esnaf, memur işçisi, köylüsüyle bir bütünleşme oldu ve onların görüşleri alındı. MHP'ye karşı bir ilgi olduğunu gözlemledik. Daha da önemlisi MHP'nin şuandaki milletvekili sırası mahalli, buranın insanı, tanınan insanlar. Haliyle buda o yörede MHP'ye teveccühünü gösteriyor. En ideal listenin MHP'de olduğunu herkes söylüyor, ulaşabilirlik çok önemli. 3 Mayıs'ta açıklanan seçim beyannamesi yaptığımız çalışmalar ve 8 Mayıs'ta yaptığımız mitingde gösteriyor ki vatandaşların MHP'ye ilgisi çok yüksek" dedi.
Başkan Atıcı sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar, sonuçlar MHP'nin Balıkesir'de 1. parti olduğunu gösteriyor. Şu anda oy oranımız yüzde 34-35 civarında. Bu yüksek bir rakam gibi gözükebilir ama MHP bu potansiyeli taşıyor. Bana göre ikinci parti AK Parti olabilir. Şu anki milletvekili sayımız 3 ile 4 arasında gidip geliyor. Seçim çalışmalarına başlamadan evvel açık ve net olarak söylüyorum AK Parti, CHP ve MHP ikiydi, yine 2 milletvekili dışarıda duruyordu, gider gelir noktasındaydı. MHP'nim 2014'de gösterdiği performansla ve 245 bin oyla ikinci parti konumuna geldi. Bizimde bunun üzerine koyma ihtimalleri de değerlendirildiği zaman MHP 30 Mart seçimlerinde 1. parti olmaya adaydı. AK Parti'ye oy vermeyecek olanın MHP'ye vereceğini biliyoruz. CHP'ye oy vermeyecek olanında MHP'ye vereceğini biliyoruz. Artık bu ülkede insanlar mutlu ve huzurlu olmalı. Bütün ilçelerden yüksek oy alacağımızı söyleyebilirim buna Dursunbey de dahil. Biz sürpriz bir partiyiz. MHP Balıkesir'de iyi bir sürpriz yapacak. Biz 20 ilçemizde de çok güçlüyüz. AK Parti'nin kelesi olan Dursunbey'de bile bize büyük bir teveccüh var." 

HÜDAYİ DEMİRHAN-OTAĞ FIRINCIOĞULLARI

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı İmamoğlu’dan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Bahçetepe’ye tebrik ziyareti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’ye tebrik ziyaretinde bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlerinden başarıyla çıkan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’yi tebrik etmek ve ortak değerlendirmelerde bulunmak için Gaziosmanpaşa Belediyesi’ni ziyaret etti. Beraberindeki heyetle birlikte başkanlık binasına gelen İmamoğlu’nu bina girişinde Başkan Bahçetepe, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve belediye çalışanları karşıladı. Bahçetepe ile başkanlık makamında görüşen Başkan İmamoğlu, “Başkanımız inşallah çok başarılı olacak. Hem Hakan başkanımıza hem ekibine, ilçe başkanımıza ve burada emeği geçen bütün vatandaşlarımıza seçimde yaşanan bu başarı için teşekkür ederiz. Ama tabii esas başarı şimdi oluşacak. O da hizmetle insanlarımızın mutlu olmasını sağlamak” dedi. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Bahçetepe ise, “Biz, uzun bir süredir burada muhalefette olan bir partideydik. Ama kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanımız ve İBB’nin ilçemize yaptığı kreşler, statlar, KİPTAŞ konutları dolayısıyla bizim vatandaşla barışık bir politika izlememiz, kent politikası oluşturmamız, bu belediyenin imkanlarından bütün memleketin, bütün mezheplerin, bu ülkede yaşayan bütün yörelerin yararlanabileceği bir politikayı hayata geçirmek istiyoruz. Bu belediyenin imkanlarından dün akşam Hıdırellez Bayramı’nı kutladık. İlk defa belediyenin önünde coşkulu, kalabalık, bütün kesimlerin kendini ifade edebildiği, saatlerce eğlenebildiği bir alanı oluşturduk. Dolayısıyla burada vatandaşıyla barışık, kentsel dönüşüm mağdurlarının sesi olabilecek, kent politikalarını vatandaşla barışık yapacak, onları sürecin içine katacak, muhtarların, STK’ların, spor kulüplerinin bir arada olabileceği bir politik anlayışı aslında burada hayata geçirmemiz lazım. İnşallah sizlerin katkısıyla, tecrübesiyle ilçemizi daha yaşanabilir, daha modern, daha yeşil bir ilçe haline getirmek için mücadele edeceğiz” diye konuştu. Tebrik ziyaretinin ardından İmamoğlu ve Bahçetepe, kurum kurmaylarının katılımıyla Gaziosmanpaşa’nın sorunlarına ve çözüm yollarına dönük ortak masa toplantısı gerçekleştirdi.
Çorum Hitit Üniversitesi’nden “Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele ve Türkiye’nin PKK terörizmiyle Mücadelesi” kongresi Hitit Üniversitesi ve Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “2. Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele ve Türkiye’nin PKK Terörizmiyle Mücadelesi (1984-2024)” konulu kongre başladı. Kongrede “PKK terör örgütünün eleman temin yöntemleri, medya stratejisi, terör eylemi yöntemleri, diğer ülkelerin PKK politikası, PKK’da kadın olmak” gibi farklı konuların yanı sıra PKK ile mücadele çerçevesinde “Geleneksel ve modern yaklaşımlar, istihbaratın rolü, radikalleşmeden dönüş, terör örgütünün ideolojisiyle mücadele, dijital dünyada mücadele, mücadelede kamu diplomasisi” gibi farklı konular akademik olarak tartışılacak. Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sami Kiraz, güvenlik ve terörizm çalışmaları alanında çalışan araştırmacıları bir araya getirmek suretiyle geleneksel ve güncel meselelerin tartışıldığı, alana yön verecek yeni bakış açılarının irdelendiği bir platform olma amacı taşıyan kongrenin bu yılki temasının “Türkiye’nin PKK Terörizmiyle Mücadelesi 1984-2024” olduğunu belirtti. Doç. Dr. Kiraz, “Kongremizin temel amacı PKK terör örgütüne odaklanarak Türkiye’deki terörizm olgusunu ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesini akademik olarak incelemektir. Kongre çerçevesinde akademisyenler, araştırmacılar, düşünce kuruluşu çalışanları, sivil toplum örgütü üyeleri ve kamu kuruluşu mensuplarını bir araya getirmek; Türkiye’de terörizm ve terörizmle mücadele konularında farkındalık oluşturmak ve konuyla ilgilenenlerin görüşlerini paylaşabilmelerini sağlamak ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesi konusunda ortak akılla çözüm üretilebilmesine katkıda bulunmak hedeflenmektedir” dedi. “PKK, başka örgütlere ve başka devletlere taşeronluk yapan bir hale büründü” Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Derneği Başkanı Erol Başaran Bural ise, PKK terör örgütünün 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh, Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde ilk planlı, eş zamanlı ve kapsamlı terör eylemini düzenlediğini ifade etti. İlk saldırıdan itibaren geçen 40 yıllık süre içerisinde PKK terör örgütünün her açıdan kendisini dönüştürdüğüne dikkat çeken Bural, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu’da yapılandığını, bir yandan uyuşturucu ticaretinin önde gelen parçası haline gelirken, diğer yandan başka örgütlere ve başka devletlere taşeronluk yapan bir hale büründüğünün altını çizdi. Terör örgütü PKK’nın defalarca yöntem, taktik ve strateji değiştirdiğine işaret eden Bural, “Hatta ilk ortaya çıktığı dönemdeki ideolojik eğilimlerini bir kenara bırakarak günümüzde çok daha farklı söylemlere yöneldi. Bununla birlikte Türkiye de PKK ile mücadelede büyük bir değişim ve dönüşüm geçirdi. Terörizmle mücadelenin dinamik doğası sürekli öğrenmeyi ve uyum sağlamayı gerektirdiğinden, devletin bu mücadeleye katkı sağlayan kurumları da değişen şartlara uyum sağladı. Ancak mücadelenin en önemli parçalarından birisi olan bilimsel alanda, yani akademik açıdan mücadele diğer mücadele boyutlarına göre biraz geride kaldı. Doğrudan PKK terör örgütünü odak noktasına alan oldukça az sayıda doktora tezinin bulunması bu durumu ispatlar nitelikte. Tam da bu nedenle PKK ile mücadelenin 40’ıncı yılında bu kongreyi düzenlemeyi ve akademik alana katkı sağlamayı düşündük. Kongremizin temel amacını da PKK terör örgütüne odaklanarak Türkiye’deki terörizm olgusunu ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesini akademik olarak incelemek şeklinde belirledik” dedi. Çorum’un barış kenti olduğunu ifade eden Çorum Valisi Zülkif Dağlı ise dünyanın ilk uluslararası barış anlaşmasının bu toraklarda imzalandığını hatırlattı. Gazze ve dünyanın birçok bölgesinde barışa nasıl ulaşılır diye çaba gösterilen bir dönemde olduğumuzu ifade eden Vali Dağlı, Gazze’de 40 bine yakın insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Artık terörün kavram değiştirdiğini anlatan Vali Dağlı, “Öğrencilik yıllarımızda bizim için en önemli konulardan birisi Türk dış politikası endeksi içerisinde Kıbrıs konusuydu. 1950’den 1990’lı yıllara kadar Kıbrıs’ı konuştuk. Dünya da Soğuk Savaş ve etrafında şekillenen iki kutuplu dünyaydı. 1990’lı yıllardan itibaren bunun da kaybolduğunu, çok kutuplu, çok bölgesel anlayışa doğru konunun evrildiğini görüyoruz. Terörizm 1984’lü yıllardan itibaren ülkemizin gündeminde. Biz o günleri göz önüne getiriyoruz. Nerden nereye geldiğimizi de karşılaştırma imkanı buluyoruz. Bu anlamda ne kadar ileri adım attığımızı görmüş oluyoruz. Terörizm vekalet savaşları yoluyla arttı. Ülkemizin etrafında da arttı. Bu manada PKK’yı ve terörizmi konuşmak son derece önemli” şeklinde konuştu. Açılış programına İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Naim Çetinkaya, İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Eşref Savaş Başcı da katıldı.
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.