GÜNDEM - 06 Nisan 2023 Perşembe 13:51

Ilıca Plajı beyaza büründü

A
A
A
Ilıca Plajı beyaza büründü

Türkiye'nin gözde tatil bölgelerinden İzmir Çeşme'de etkili olan dolu yağışı, Ilıca Plajı'nı beyaza bürüdü. Plaj kumunu kaplayan dolu, havadan görüntülendi.

İzmir'in turistik ilçesi Çeşme'de, sabah erken saatlerde fırtına ile birlikte dolu yağışı etkili oldu. İlçenin pek çok kesimi dolu nedeniyle beyaza bürünürken, Ilıca Plajı'nın kumu da dolu ile kaplandı. Soluğu plajda alan Çeşmeliler, hayatlarında ilk kez bu kadar büyük bir alanda dolu yağışı gördüklerini belirtti. Ilıca Plajı, dron ile havadan görüntülendi. Öte yandan Çeşme Germiyan’da etkili olan karla karışık dolu yağışı ve fırtına ilçe yolunun kapanmasına neden oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yolda kalan araçları kurtararak yolu yeniden trafiğe açtı.

"Çok şaşırdık"

Eren ve Elif Ölmezer isimli vatandaşlar, "Gece saatlerinde dolu yağışı başladı. Dolu taneleri çok büyüktü. Plajı böyle görünce çok şaşırdık. Normalde bu aylarda insanlar denize giriyordu" dedi.

"Kar zannettik"

Yurt dışından gelen Gal Ulukaya, Yurt dışından İzmir'e geldik. Deniz kenarına gelelim dedik ama plaja dolu yağdığını görünce arabayı kenara çektik. Kar yağdığını zannettik ama aslında dolu yağmış" diye konuştu. Akıl Ulukaya ise "Ilıca sahilinde böyle bir manzara görmek çok ilginç. Yoğun bir dolu yağışı olmuş. Bunun iklim kriziyle ilgili olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Ceren Atmaca Özden - Sinan Yeniçeri
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.