ASAYİŞ - 10 Ağustos 2017 Perşembe 11:30

İncirlik'te ABD uçağını düşürecekti! Yakalandı...

A
A
A
İncirlik'te ABD uçağını düşürecekti! Yakalandı...

Adana’da İncirlik Hava Üssü’nde ABD’ye ait bir uçağı drone ile düşürmeyi ve daha sonra Alevi derneğine bombalı eylem yapmayı planlayan Rusya vatandaşı DEAŞ'lı polisin yaptığı operasyonla keşif yaparken yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, olay, Seyhan ilçesi 5 Ocak Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Rusya vatandaşı Renat Bakiev bir süre önce Suriye'den Türkiye'ye Kilis üzerinden girerken yakalandı. Kilis Cumhuriyet Başsavcılığınca ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan işlem yapılan Bakiev sınır dışı edildi.

Ancak Adana Emniyet Müdürülüğü Terörle Mücadele, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve MİT Bakıev'in Suriye'den tekrar eylem yapmak için Türkiye'ye girdiğini bu sırada da Tekirdağ'da işlediği suçtan dolayı Sulh Ceza Hakimliğince tehdit suçundan arandığı belirlendi.

Terörle mücadele ekipleri İstihbarat ve MİT'in verdiği bilgiler doğrultusunda Bakiev'in Adana'ya geldiğini burada bir Alevi derneğine ve İncirlik Üssü'nde ABD askerleri ya da uçaklarını yönelik bombalı eylem yapacağını belirledi.

Şüpheliye yönelik yapılan teknik ve fiziki çalışmanın sonunda Bakiev’in kentte terör örgütü DEAŞ adına İncirlik Hava Üssü’ne ve Alevi derneğine eylem düzenlemek için keşif yaptığı bilgisine ulaştı. Bakiev, polisler tarafından yakın takibe alındı.

İncirlik'te ABD uçağını düşürecekti! Yakalandı...

Drone ile ABD uçağını düşürecekti

Renat Bakiev’in kiraladığı bisikletle birlikte 5 Ocak Meydan’ında bulunan Alevi derneğindeki vatandaşlara kanlı eylem yapmak için derneğin çevresinde keşif yaptığı belirlendi. Bakiev’in ilk eylemini İncirlik Hava Üssü’ne drone ile birlikte ABD’ye ait bir uçağa bombalı eylem yaparak düşürmeyi başaramadığı takdirdeyse üstte ABD’li askerlerin olduğu bir yeri patlatmak olduğunu tespit eden polis harekete geçti.

Rus yapımı olan anlık mesajlaşma programı Telegram üzerinden drone satın almak için diğer terör örgütü üyelerinden 2 bin 800 lira para isteyen Renat Bakiev Alevi derneğine yakın bir bölgede keşif yaparken, gerçekleşen operasyonla gözaltına alındı.

Tutuklandı

Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, yaptığı teknik ve fiziki takip sonucu gözaltına alınan Rus vatandaşı Renat Bakiev'in emniyetteki sorgulaması tamamlandı.
Adliyeye sevk edilen şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

İncirlik'te ABD uçağını düşürecekti! Yakalandı...

Suriye'de ABD Üssüne saldırıda başarılı olamamış

Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan Bakiev’in, DEAŞ terör örgütünü kabullendiği, Alevi vatandaşların Allah düşmanı olduğu ve hepsinin öldürülmesi gerektiğini savunduğu ayrıca DEAŞ dışındaki tüm Müslümanları kafir gördüğü öğrenildi.

Bir süre önce Suriye’de cihat adı altında Amerikalılara eylem yapmaya çalıştıklarını ancak başarısız olduklarını belirten terörist Renat Bakiev, DEAŞ terör örgütü adına eylem yapmak için Adana’da bulunduğunu söyleyerek İncirlik Üssü’nde Amerika’ya ait bir uçağı drone ile düşürmek için keşif yaptığını itiraf etti.

Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nda sohbetlere katıldı

Kentte bulunduğu süre içinde Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'ndan sohbetlere katıldığı tespit edilen Bakiev, sorgusunda buradaki sohbetlere katıldığını kabul ederek, "Onlarda hilafeti savunuyor o yüzden burada olduğum sürece onların sohbetine katıldım. Abdullah Kuytul'un sohbetlerini dinledim" dediği öğrenildi.
Anadilinin yanısıra İngilizce, Arapça ve Türkçe'yi çok iyi derece de kullandığı öğrenilen Renat Bakiev, 13 gün süren sorgusunun ardından bugün adliyeye sevk edildi. 

Fatih Keçe

İncirlik'te ABD uçağını düşürecekti! Yakalandı...

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.