DÜNYA - 24 Aralık 2020 Perşembe 18:45

İngiltere ve AB, Brexit sonrası ticaret anlaşmasında uzlaştı

A
A
A
İngiltere ve AB, Brexit sonrası ticaret anlaşmasında uzlaştı

Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere, aylardır süren müzakerenin ardından Brexit sonrası ticaret anlaşmasında uzlaştı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, tarihi anlaşmanın her iki taraf için "dengeli ve adil" bir anlaşma olduğunu ifade etti.

Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere, aylardır süren müzakerelerin ardından Brexit sonrası ticaret anlaşmasına vardı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, gerçekleştirdiği basın toplantısında 2 bin sayfalık tarihi anlaşmayı duyurarak, "Bu anlaşma için savaşmaya değerdi. Artık İngiltere ile adil ve dengeli bir anlaşmamız var. AB çıkarlarımızı koruyacak, adil rekabeti sağlayacak ve balıkçılık topluluklarımız için öngörülebilirlik sağlayacaktır. Brexit'i geride bırakabiliriz. Avrupa şimdi yoluna devam ediyor" ifadelerini kullandı. Rahatladığını ve sevindiğini belirten Ursula von der Leyen, İngiltere'nin AB'nin güvenilir ortağı olmaya devam edeceğini vurguladı.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ise, "Geçtiğimiz yıllarda AB, İngiltere ile müzakerelerinde birlik ve kararlılık gösterdi. Aynı birliği sürdürmeye devam edeceğiz. Bunlar çok zorlu müzakereler oldu ama süreç bitmedi. Şimdi Konsey ve Avrupa Parlamentosu'nun yeşil ışık vermeden önce müzakereciler düzeyinde varılan anlaşmayı inceleme zamanı" dedi.

Anlaşmanın 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girmesi için AB üye devletleri, anlaşmanın geçici olarak uygulanması için bir prosedür onaylaması gerekiyor. AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde adil rekabetin sağlanması, ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği ve balıkçılık gibi sorunlu konular yer aldı.

İngiltere'de Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. AB'den resmen 31 Ocak'ta ayrılan İngiltere 1 Ocak 2021'e kadar geçiş sürecini tamamlıyor.

Melike Yazır

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Mis kokulu bahçelerle çevrili “Gül Yolu” açıldı Burdur Gölü kenarında dikilen ve hem renkli görüntüsü hem de mis kokularla çevrili Salda Gölü-İlyas Köyü yolu Valilik tarafından Gül Yolu olarak isimlendirildi. Gül Yolu’nun hem eko turizme hem de Burdur ekonomisine büyük katkı sağlaması hedefleniyor. Yaklaşık 15 yıl önce başlatılan ve Burdur Gölü’nün kurtarmak amacıyla başlatılan Lisinia Doğa Projesi çerçevesinde göl kenarında bulunan Karakent ve İlyas köyü arazilerine gül bahçeleri dikilmişti. Dikilen güller hem çıkarılan yağı hem de ziyarete gelen turistler nedeniyle Burdur ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Eko turizmin daha da canlandırılması amacıyla Salda Gölü’nden başlayıp İlyas Köyü’ne kadar olan Lavanta Yolu Burdur Valiliği, İl Özel İdaresi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Lisinia Doğa’nın ortak çalışmasıyla aynı zamanda Gül Yolu olarak isimlendirildi. Yıllardır Salda Gölü’ne gelen ziyaretçilerin Lavanta bahçelerini gezmek amacıyla kullandığı yol artık gül bahçeleri için de kullanılacak. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı. Açılışta konuşan Öztürk Sarıca, “Yaklaşık 15 yıldan beri Lisinia Doğa olarak burada projeler yürütmekteyiz. En önemli projelerimizden bir tanesi Burdur Gölü. Küresel ısınma nedeniyle gölümüzü kaybediyoruz. Gül aynı zamanda çok az su tüketiyor ve 1300 rakımın üzerinde susuz yetişebilen bir ürün. Gül kültürünün başladığı yerlerden birisindeyiz. İlyas köyünden Salda Gölü’ne kadar olan güzergah aynı zamanda doğal bir gül rotası. Biz iki yıldan beri bu rotayı gül ile ilgili eko turizmi canlandırmak amacıyla projeler yürütüyoruz” dedi. Vali Türker Öksüz ise, “Gül yolu projemiz için hepimiz bir aradayız bugün ilimize ekoturizm faaliyeti olarak Gül Yolu projesini başlatıyoruz. Amacımız yaylalarıyla doğal güzellikleri ile, Sagalassos Antik Kenti ile, Kibyra Antik Kenti ile Salda Gölü ile ve yaylalarıyla, hem doğal güzellikleri hem de kültürel mirası oluşturan kültürel turizme kaynaklık eden değerlerini tanıtmak ve turizm pastasından eko turizm ile fazlasıyla fazla pay almak. Bu bölge lavanta ile ünlü bir bölge. Lavanta yolunu aynı zamanda biz bugün bir gül yoluna da çevirmek istiyoruz. Amacımız bütün yerli ve yabancı ziyaretçilerin hakikaten eko turizmde çok önde olan şehrimizi tanımaları, buranın geleneksel kültürünü tanımaları ve şehrimize katkıda bulunmaları. Bunun için İl Özel İdaremiz, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte inşallah bu proje ile birlikte şehrimize katma değer sağlayacak, ekonomik katkı sağlayacak, yerel halkın kalkınmasına hizmet edecek projeyi uygulamak inşallah nasip olur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Umuyorum ki turizmi çeşitlendirme de bu önemli bir adım olur ve bunu daha büyüterek daha genişleterek projeyi devam ettirmiş oluruz. Bütün ziyaretçileri Türkiye’den veya dışarıdan yabancıları şehrimizdeki bu lavanta yolunu, gül yolunu görmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu. Törenin ardından Vali Türker Öksüz ve protokol üyeleri gül bahçelerine inerek gül topladı. Lisinia Proje Alanı’nda yapılan Gül Yolu açılış törenine Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekilleri Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav ve Lisinia Doğa Proje kurucusu Öztürk Sarıca ve protokol üyeleri katıldı.
Çorum 8 medeniyete ev sahipliği yapan Çorum Müzesi’nde fotoğraf sergisi açıldı Müzeler Haftası etkinlikleri çerçevesinde "Anadolu’nun Topkapı Sarayı" olarak ve 8 medeniyete ev sahipliği yapan Çorum Müzesi’ni anlatan fotoğraf sergisi açıldı. 1914 yılında hastane olarak inşa edilen ve ardından okul olarak hizmeti veren 110 yıllık bir geçmişe sahip Çorum Müzesi, Türkiye’deki sayılı mimari eserler arasında yer alıyor. Bir zamanlar yakalandıkları hastalıklara şifa arayanların akın ettiği, ardından öğrencilerin gelecek hayallerinin şahidi olan tarihi bina 1984 yılında çıkan yangında kül olurken 2003 yılında müzeye dönüştürüldü. Küllerinden yeniden doğan tarihi binanın hikâyesinin anlatıldığı fotoğraf sergisinin açılışına Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Naim Çetinkaya, İl Kütür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Keser ve öğrenciler katıldı. Programda bir konuşma yapan Vali Zülkif Dağlı, Çorum’un 7 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatarak, bunun kent için önemli bir değer olduğuna dikkat çekti. Hattiler, sonrasında Hititler ile diğer medeniyetlerin bu topraklar üzerinde önemli bir medeniyet kurduğunu anlatan Vali Dağlı, “Daha sonra Horasan’dan Türkler bu topraklara medeniyetleriyle birlikte geldik. Nasıl geldik, Hacı Bektaşı Veli ile geldik. Ahi Evran ile geldik. Somuncu baba ile geldik. Çorum’da bu konuda nasipli bir kentimiz. Çorum’da sağımıza bakıyoruz, koruyucu gibi Elvan Çelebi’yi görüyoruz. Kuzey’de Koyun Baba’yı görüyoruz. Güney’de Abdalata, Alaca’da Hüseyin Gazi’yi görüyoruz. Yüz yıllardır insanlarımızı aydınlatan bu değerlerle yaşıyoruz. Bu değerler bizim mefkuremizi, kültürümüzü, medeniyetimizi oluşturuyor. Anadolu ruhu bu. Anadolu medeniyeti bu. Çorum’da göreve başladıktan iki gün sonra müzemizi gezdim. Çok güzel ve çok önemli değerleri eserlere ev sahipliği yapıyor. Alacahöyük ve Boğazkale müzelerimizde aynı öneme sahip. Çorum’un sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerin tanıtımına önem vermeliyiz” dedi. Müze Müdürü Metin Çakar ise, 1914 yılında yapılan Çorum Müzesi’nin çeşitli kurumlara ev sahipliği yaptığını belirterek, "1988 yılında müze binası ciddi bir yangın geçirdi. Uzun süre virane olarak kaldıktan sonra yapılan restorasyon sonucu 2003 yılında müze olarak hizmet vermeye başladı. Müzemizin 1914 yılında yapıldığı yıl ilk çekilen fotoğrafından bugüne kadar geçirdiği süreci bir sergide birleştirdik. Tüm ziyaretçileri Müzeler Günü’nde sergimizi gezmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu. Programda Müze araştırmacısı Çiğdem Acar, "Müzede Eğitim Faaliyetleri” konulu bir sunum yaparken, Vali Dağlı Taş Mektep adlı kitabını yayınlayan metal sanatçısı Hasan Tuluk’a teşekkür plaketi verdi. Programda Osman Taşçı’da Hitit Gitarı adlı müzik dinletisi sundu.