EKONOMİ - 26 Ağustos 2021 Perşembe 10:40

İnternete erişim imkanı olan hane oranı yüzde 92 oldu

A
A
A
İnternete erişim imkanı olan hane oranı yüzde 92 oldu

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, 2021 yılında hanelerin yüzde 92’sinin evden internete erişim imkanına sahip olduğu gözlendi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2021 yılında hanelerin yüzde 92’sinin evden İnternete erişim imkanına sahip olduğu gözlendi. Bu oran geçen yıl yüzde 90,7 idi.

İnternet erişim imkanı olan hane oranı İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzeye göre, en yüksek yüzde 97,1 ile TR1 İstanbul (İstanbul) olurken bu bölgeyi yüzde 94,2 ile TR5 Batı Anadolu (Ankara, Konya, Karaman) bölgesi izledi.

İnternet kullanan bireylerin oranı yüzde 82,6 oldu

İnternet kullanım oranı 2021 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde yüzde 82,6 oldu. Bu oran, bir önceki yıl yüzde 79,0'dı. İnternet kullanım oranı cinsiyete göre incelendiğinde; bu oranın erkeklerde yüzde 87,7 ve kadınlarda yüzde 77,5 olduğu görüldü.

Genişbant ile İnternete erişim sağlayan hanelerin oranı yüzde 92,0 oldu

Genişbant ile İnternete erişim sağlayan hanelerin oranı 2021 yılında yüzde 92,0 oldu. Buna göre hanelerin yüzde 61,9'u sabit genişbant bağlantı (ADSL, kablolu İnternet (uydunet), fiber bağlantı vb.) ile İnternete erişim sağlarken yüzde 88,5'i mobil genişbant bağlantı ile İnternete erişim sağladı. Genişbant İnternet erişim imkanına sahip hanelerin oranı bir önceki yıl yüzde 89,9'du.

İnternet kullanan bireylerin yüzde 80,5'i İnterneti düzenli kullandı

16-74 yaş grubundaki tüm bireylerin yüzde 80,5'inin, 2021 yılı ilk üç ayını kapsayan dönemde İnterneti düzenli olarak (hemen her gün veya haftada en az bir defa) kullandığı görüldü. Düzenli İnternet kullanımı bir önceki yıl yüzde 76,5'ti.

E-devlet hizmetlerini kullanma oranı yüzde 58,9 olarak gerçekleşti

Özel amaçla kamu kurum ya da kuruluşları ile iletişime geçmek veya kamu hizmetlerinden yararlanmak için 2020 yılı Nisan ayı ile 2021 yılı Mart ayını kapsayan on iki aylık dönemde İnterneti kullanan bireylerin oranı yüzde 58,9 oldu. Bu oran daha önce aynı dönem için yüzde 51,5 idi. E-devlet hizmetlerini kullanım amaçları arasında, kamu kurum ya da kuruluşlarına ait web sitelerinden bilgi edinme yüzde 55,8 ile ilk sırayı aldı. Bireylerin yüzde 32,3'ü çevrimiçi form doldurduğunu bildirirken, yüzde 27,7'si resmi formları indirdiğini/yazdırdığını belirtti.

İnternet üzerinden mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranı yüzde 44,3 oldu

İnternet üzerinden özel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren ya da satın alan 16-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2021 yılında yüzde 44,3 olarak gözlenirken önceki yıl yüzde 36,5 idi.
Cinsiyete göre İnternet üzerinden mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranı erkeklerde yüzde 48,3 iken kadınlarda yüzde 40,3 oldu. Bu oran, bir önceki yıl sırası ile yüzde 40,2 ve yüzde 32,7 olarak gözlenmişti.

İnternet üzerinden mal veya hizmet satın alan ya da sipariş veren bireyler mal veya hizmet satın alma ya da sipariş verme zamanlarına göre incelendiğinde yüzde 32,4'ünün son üç ay içinde (2021 yılı ilk üç ayı) alışveriş yaptığı görüldü. Bu oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 23,9'du.

İnternetten en fazla yüzde 70,7 ile giyim, ayakkabı ve aksesuar satın alındı

İnternet üzerinden 2021 yılının ilk üç ayı içerisinde mal siparişi veren ya da satın alan bireylerin yüzde 70,7'si giyim, ayakkabı ve aksesuar satın aldı. Bunu yüzde 40,8 ile lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatlar, yüzde 33,4 ile gıda ürünleri, yüzde 28,7 ile kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri, yüzde 27,7 ile basılı kitap, dergi, gazete ve yüzde 27,6 ile temizlik ürünleri, kişisel bakım malzemeleri takip etti. İnternet üzerinden en fazla sipariş verilen ya da satın alınan mal türleri erkeklerde; yüzde 64,1 ile giyim, ayakkabı ve aksesuar, yüzde 42,7 ile lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatlar ve yüzde 33,4 ile gıda ürünleri iken kadınlarda yüzde 77,8 ile giyim, ayakkabı ve aksesuar, yüzde 40,6 ile kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri ve yüzde 38,8 ile lokantalardan, fast food zincirlerinden, catering şirketlerinden yapılan teslimatlar oldu.

En çok satın alınan veya abone olunan dijital içerik yüzde 30,6 ile film veya dizi izleme hizmeti oldu

İnternet üzerinden özel kullanım amacıyla 2021 yılının ilk üç ayında ürün satın alan ya da sipariş veren bireyler tarafından web sitesi veya uygulamaları kullanarak en çok satın alınan veya abone olunan dijital içerik yüzde 30,6 ile film veya dizi izleme hizmeti veya indirme olurken en çok satın alınan çevrimiçi hizmet yüzde 14,4 ile ulaşım hizmeti oldu.

İnternet üzerinden özel kullanım amacıyla 2021 yılının ilk üç ayında ürün satın alan ya da sipariş verenler içinde 1-2 defa ürün sipariş eden ya da satın alan bireylerin oranı yüzde 37,2 iken bunu 10'dan fazla yapanların oranı yüzde 17,4 olarak gerçekleşti. Bu oranlar, bir önceki yılın aynı döneminde sırası ile yüzde 45,6 ve yüzde 11,2 olarak gözlenmişti.

Çevrimiçi satın almama nedeni en çok yüzde 34,8 ile ürünü yerinde görerek almayı tercih etme oldu

2021 yılı ilk üç ayı içerisinde İnternet kullanıcısı olup aynı dönemde web sitesi veya mobil uygulama üzerinden mal ya da hizmet satın almayanların satın almama/sipariş vermeme nedenleri arasında; ürünü yerinde görerek almayı tercih etme, satış yapılan dükkana bağlılık ve alışkanlıklar yüzde 34,8 ile ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 28,8 ile son üç ayda İnternetten mal veya hizmet satın almaya gerek duyulmaması izledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."