GÜNDEM - 22 Mayıs 2017 Pazartesi 16:33

İslam alimlerine hakaret eden imamı Diyanet korumuş

A
A
A
İslam alimlerine hakaret eden imamı Diyanet korumuş

Kırşehir’de imamlık yapan ve yöneticisi olduğu internet sitesinde İslam alimlerine hakaret eden haberler yazan Yasin Kılınç’ın Diyanet tarafından korunduğu ortaya çıktı.

‘Kutlu Doğum’un bir FETÖ projesi olduğunun İhlas Medya Grubu tarafından gündeme getirilmesinden sonra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ‘tarihi değişecek’ demesine rağmen sadece ismini değiştirerek konunun üstünü kapatmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığının, bu sefer de İslam alimlerine dil uzatan Diyanet çalışanını koruduğu ortaya çıktı.

Kırşehir’de imamlık yapan kişinin, yöneticisi olduğu ‘dinihaberler.com’ sitesinde İslam alimlerine yönelik hakaret içerikli haberler yaptığı tespit edildi. İmam Yasin Kılınç’ın yazdığı ‘Akıl hocası İmamı Rabbani olanın vay haline’ başlıklı haberde İmam Rabbani Hazretlerine ve onun yazdığı eserlerden olan Mektubat kitabına dil uzatılıyor.

Konuyla ilgili Türk Diyanet Vakıf Sen bir rapor hazırlarken, raporda, ‘Haber sitesinde yapılan gayriahlaki ve siyasi haberleriyle hizmet içinde dışında bu pervasız tavırları devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğu gibi din görevliliğinin saygınlığına pervasızca zarar vermekte olduğu bilinmesine rağmen korunması izah edilemez’ denildi. Raporda, Yasin Kılınç’ın asli görevi yerine editörlük yaparak gelir elde ederek ticari faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla şikayet edilmesine rağmen bugüne kadar bir işlem yapılmadığına dikkat çekildi. Sendikanın raporunda, Yasin Kılınç ile ilgili şikayetin önce Kırşehir Valiliğine, ardından da Kırşehir Müftülüğüne intikal ettiği, ancak bu durumun gizlenerek haksızlığın korunduğu iddia edildi. Türk Diyanet Vakıf Sen tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına gönderilen raporla ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı, vatandaştan Diyanet İşleri Başkanlığına gelen şikayetlerin değerlendirmeye alınmadığı, ayrıca Diyanet’in söz konusu siteyi desteklediği ileri sürüldü.

İslam alimlerine hakaret eden imamı Diyanet korumuş

İlgili şahıs hakkında hazırlanan raporun Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu tarafından iki kez sümenaltı edildiği iddia edildi

NUMAN KURTULMUŞ’U MAHMUT PAŞA’YA BENZETTİLER

Dinihaberler.com sitesindeki skandallar bununla da bitmiyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar’ın görev süresinin sonlandırılmasına ilişkin yapılan haberlerde, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, üstü kapalı olarak Payitaht Abdulhamit dizisindeki Mahmut Paşa’ya benzetildi. Üstü kapalı olarak Numan Kurtulmuş’tan Mahmut Paşa olarak bahsedilen haberlerde skandal ifadelere yer veriliyor.

“Mehmet Emin Özafşar’ın kararnamesinde bitmek bilmeyen skandallar” başlıklı haberde “Kutlu Doğum Haftası ile ilgili beklentisi karşılanmayan bir el kurum amiri Mehmet Görmez’in görüşüne ve bilgisine başvurmadan Özafşar’ın görev süresini sonlandıran bir kararname hazırlattı. Başbakan Binali Yıldırım’ın kararnameyi imzalaması sonrasında skandal belge Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gitti. Mehmet Görmez ve Başbakan Binali Yıldırım’ın ayrıntılarından haberdar olmadığı o belge, Cumhurbaşkanı’nın onayına sunuldu ve neticede lazım olan üçüncü imza da bir şekilde alındı” ifadelerine yer verilirken, “Özafşar’ın görev süresinin uzatılmaması alimlere gözdağıdır” başlıklı haberde ise, “Görev süresinin uzatılmaması şeklinde yapılan işlem, kamuoyunda Özafşar’dan ziyade Mahmut Paşa’nın ehli bid’ate verdiği sözün yerine getirilmemesi üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve Genişletilmiş İstişare Kurulu üyelerine bir mesaj olarak algılandı. Aradan geçen iki güne rağmen Özafşar’ın görev süresinin neden uzatılmadığına dair Diyanet’ten ve bağlı olduğu bakan Numan Kurtulmuş’tan her hangi tatmin edici bir cevabın gelmemesi Özafşar’ın kurban edildiğinin en açık delili” şeklinde ifadeler kullanıldı.

İslam alimlerine hakaret eden imamı Diyanet korumuş

SKANDAL İFADELER DEVAM EDİYOR

“Diyanet’e İhanet”, “Özafşar’ın görevden alınmasını teşkilat nasıl gördü” başlıklı haberlerde de Numan Kurtulmuş, üstü kapalı olarak Mahmut Paşa olarak lanse ediliyor. “Kutlu Doğum ile başlattıkları kaosu, vati-kan-ın harlaması, Mahmut Paşanın gümlemesiyle başaracaklarını sandılar” gibi skandal ifadelerin yer aldığı sitedeki haberlerde Özafşar’ın görev süresinin sözde Kutlu Doğum Haftası üzerinden yapılan tartışmalar nedeniyle uzatılmadığı iddia ediliyor. Sitede yer alan haberlerde şu ifadelere de yer veriliyor:

“Diyanet’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da bu konuyla ilgili olarak, önümüzdeki yıldan (2018) itibaren Kutlu Doğum Haftası’nın Mevlid Kandili haftasına göre tanzim edilerek icra edileceğini, bu kararın da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yakın zamanda cereyan edecek olan önemli bir toplantının ardından açıklanacağını söylemişti. Diyanet İşleri Başkanlığı, Sayın Kurtulmuş’un bahsettiği o toplantıyı bir kaç gün önce Sayın Özafşar’ın da katılımıyla gerçekleştirdi ve toplantı sonunda Sayın Kurtulmuş’un vurguladığı Kutlu Doğum Haftası ile ilgili kararını açıkladı. Karar, Kurtulmuş’un açıkladığı gibi değildi. Açıklanan karara göre, Kutlu Doğum Haftası her yıl icra edildiği tarihte kutlanacaktı. Değişiklik sadece haftanın ismine ilişkin idi. Tarih aynı yani 14-20 Nisan idi. Haftanın ismi ise "Kutlu Doğum Haftası" değil "SİRET HAFTASI" idi. Bu değişiklik, daha önce siyasilerle (Sayın Kurtulmuş ile) Diyanet yetkilileri arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ardından değerlendirildiğinde karar yetkisini elinde bulunduran siyasi merciler nezdinde adeta bir göz boyama olarak algılandı muhtemelen. Yani aslında değişen bir şey yoktu. Karar mercii, Diyanet İşleri Başkanlığına kutlama tarihinin değişikliği yönünde alenen-direkt olmasa da zımnen veya işareten talimat vermiş olmasına rağmen Diyanet bu talimata uymamıştı. Sonuç itibarıyla da Diyanet’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş nadasa düşmüş oldu. Bu durum ise mealesef şık bir durum olmadı. Ya Kurtulmuş o açıklamayı yapmayacaktı veya Diyanet (yetkilileri) yapılan o açıklamaya muvafık tavır sergileyerek Kutlu Doğum Haftası’nın icra faaliyetlerini Mevlid Kandili haftasına alacaktı. Ama olmadı. Sorumluluk açısından kurumun en tepesindeki kişinin zımni (belki de aleni) talimatına uyulmamış oldu. Bu durum elbette ki siyaset ve siyasetçi açısından sıkıntılı bir durum. Bu tür durumlarda ise siyaset otoritesinin, siyasetçinin imaj ve karizmasının muhafaza edilmesi adına bu tür durumlarda müdahale etmek lüzumu ortaya çıkar”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.