GÜNDEM - 25 Ekim 2016 Salı 15:04

İslam Dünyasının En İyileri ödülünü alan ilk Türk Dr. Mustafa Aydın

A
A
A
İslam Dünyasının En İyileri ödülünü alan ilk Türk Dr. Mustafa Aydın

İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından bu yıl eğitim alanında “İslam Dünyasının En İyileri” ödülünü alan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın ödülü tüm Türkiye ve eğitim camiası adına aldığını söyledi.

Her yıl “The Muslim World Biz” fuarı ve konferansı ile eş zamanlı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı (Organization of Islamic Cooperation), Cidde Ticaret Kalkınma İslam Merkezi (ICDT), Fas-Arap Üniversiteler Birliği (AARU) ve Malezya Hükümeti katkılarıyla düzenlenen İslam Dünyasının En İyileri 2016 Ödülü’ne bu yıl İslam dünyasına katkılarından dolayı İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın layık görüldü. Dr. Aydın, Türkiye adına bu ödülü alan ilk Türk oldu.

Almış olduğu ödülle ilgili, “Bu bizim için büyük bir onur” diyen Mustafa Aydın, “Bu sadece bendeniz için değil aynı zamanda Türkiye’miz ve Türkiye’deki eğitim camiamız için de çok büyük önem arz ediyor” dedi.

“EĞİTİM DİPLOMASİSİ KAVRAMINI GELİŞTİRDİK”

İslam ve eğitim alanında yapmış oldukları birçok çalışma dolayısıyla ödüle layık görülen Aydın, “Bu ödül bize verilirken tabi birtakım nedenler ortaya kondu. Bu nedenlerin ilki, eğitim diplomasisi kavramını geliştirmemiz oldu. Eğitimin, siyasette, ekonomide, sosyal ve kültürel hayatta bütün problemleri çözmek için çok önemli bir kıstas olduğunu vurguladık. Bir ülkeyle ekonomik ve siyasi ilişkilerinizi geliştirmek istiyorsanız oradaki yol eğitimden geçiyor. Biz de bu mantığı ön plana çıkardık. Eğitim diplomasisi diye bir kavramı artık hayatımızın bütün alanlarında yer edinmesi için çaba gösterdik” şeklinde konuştu.

“MÜLTECİLERİN EĞİTİM PROBLEMLERİNİ ÇÖZMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YÜRÜTTÜK”

Diğer yapmış oldukları çalışmalara da değinen Aydın, mülteci problemleriyle yakından ilgilendiklerini ve özellikle eğitim problemleri için çözümler sunmaya çalıştıklarını da dile getirdi. Mülteciler için, “Bu insanların muhakkak ki eğitimle iç içe olması gerekiyor” diyerek sözlerine devam eden Aydın, “Mültecileri barındıran ülkelerin eğitim alanı için birçok çalışma yapması gerekiyor. Çünkü bu insanların eğitim problemleri başta tutulmak zorunda. Kendi ülkelerini ve evlerini terk eden insanlar ister istemez zaten bir tramva yaşıyorlar. Yarın başka bir problemle karşı karşıya kalmamaları ve bulundukları ülkede sosyal bir probleme neden olmamaları için eğitim almaları gerekiyor. Muhakkak ki o ülkenin dilini, kültürünü örf ve adetlerini bilmeleri gerekiyor. Aksi takdirde mülteciler kendi yurtlarından ayrılmalarından dolayı yaşamış oldukları tramvanın yanı sıra bulundukları toplumla entegre olamamalarının getirmiş olduğu başka bir tramvayla da karşı karşıya kalacaklardır. Bu anlamda biz İstanbul Aydın Üniversitesi ve bendeniz mülteciler için çeşitli projeler geliştirdik. Bunların bir kısmı meslek edindirme projeleri, bir kısmı da bulundukları ülkenin dilini öğrenmeleri için geliştirilen projeler. Farklı alanlarda kendimizi geliştirerek mültecilerin eğitim problemlerini en aza indirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“KIZ ÇOCUKLARIMIZ YÜKSEKÖĞRETİMDE DAHA FAZLA YER ALMALILAR”

Kız çocuklarının yükseköğretim alanında az yer aldıklarını ve bunun da İslam dünyası için çok büyük bir yanlış algı uyandırdığını söyleyen Dr. Aydın, “Doğumdan ölüme kadar kadın erkek ayrımı yapmaksızın dinimiz ilmi ve öğrenmeyi emrediyor. İslam ülkelerindeki, kız öğrencilerimizin yükseköğretim hayatında daha çok pay almaları için çaba gösteriyoruz. Kabul edilemez bir şekilde bir kısım ülkelerde bir kısım mihraklar, İslam dininin sanki kızların okumasına karşıymış gibi bir algı uyandırıyor. Oysaki kız öğrencilerimizin yükseköğretimde daha çok pay almaları için İslam dünyasının yapmış olduğu çabaları ortaya koyuyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÖDÜLÜMÜ ÖZELLİKLE 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ’NE İTHAF EDİYORUM”

Gelecek nesillere örnek teşkil edilmesi için ödülünü 15 Temmuz Şehitleri’ne ithaf ettiğini de dile getiren Mustafa Aydın bunun yanı sıra, “Biz bugün bu gök kubbe altında özgürce hayatımıza devam ediyorsak eğer bunu ülkemiz için seve seve kendilerini feda eden 15 Temmuz Şehitleri’mize borçluyuz. Aldığımız ödülü hak edecek olan çalışmalarımızı da yine bu ülkenin şartlarıyla birlikte yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Bize her zaman ilmin, bilimin ve ileri teknolojinin yanı sıra atasını, milletini, örf ve adetlerini unutmayan ve insan olabilecek bir nesil lazım. Bu anlamda da bu ödülümü her yerde de söylediğim gibi hepimizin adına aldım” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’dan şifa dağıtacak 7 ton mesir macununun duası yapıldı UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında 28 Nisan Pazar günü saçılacak olan 7 ton mesir macunu, yapılan dualarla çuvallara yerleştirildi. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılan tarihi Sultan Camisi’nden 28 Nisan Pazar günü saçılacak 7 ton mesir macununun duası yapıldı. Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği’nin mesir imalathanesinde yapılan dua öncesinde protokolün de katılımıyla Sultan Camisi’nde Hafsa Sultan, Merkez Efendi ve mesir macununun yapımında emeği geçenler için Mevlid-i Şerif okutuldu. Manisa’yı Mesir Tanıtma ve Turizm Derneği üretim atölyesinde Cuma namazı sonrası gerçekleşen mesir duasına; Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Manisa Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık ve STK başkanları katıldı. Manisa İl Müftü Vekili Mehmet Nurlu tarafından yapılan duanın ardından Vali Ünlü ve protokol üyeler sembolik olarak basın mensuplarına mesir macunu saçtı. 484. Uluslararası Mesir Macun Festivali kapsamında 7 ton mesir macunu 28 Nisan Pazar günü Sultan Camii kubbe ve minarelerinden binlerce vatandaşa saçılacak. Geleneğin tarihçesi Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan Manisa’da hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, sultan için baharat karışımıyla macun hazırladı. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, macunun her yıl aynı dönemde karılarak halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruzda hazırlanan mesir macunu, Manisa’daki Sultan Camisi’nin kubbe ve şerefeleri ile çevresindeki 40 noktadan halka saçılıyor. 484 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şu baharatlar bulunuyor: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile”
Bartın Adalet Bakanı Tunç’tan DEM Partili belediyelere terör uyarısı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, memleketi Bartın’ın Ulus ilçesinde yaptığı açıklamada DEM partili belediye başkanlarını belediye gelirlerinin teröre aktarılmaması konusunda uyarılarda bulunarak, ’’Bir belediye başkanı milletin kaynaklarını, millet düşmanlarına akıtırsa orada hukuk devleti devreye girer. Bu noktada devletin yetkili kurumları da her zaman bu konuda hassas ve teyakkuzda olacak’’ dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, memleketi Bartın’da seçimi kazanan Ak Partili belediye başkanlarını hayırlı olsun ziyaretlerine başladı. İlk durağı Ulus ilçesi olan Bakan Tunç, Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Ak Parti İl Başkanı Yaşar Arslan ile birlikte Ulus Kaymakamı Fırat Kadiroğlu’nu ziyaret etti. Ardından Ulus Belediyesine geçen Bakan Tunç, burada yaptığı konuşmasa DEM partili belediye başkanlarını uyardı. Tunç, konuşmasında belediyelerin önemine dikkat çekerek, ’Belediyeler, yerel yönetimlerimiz demokrasinin beşiği. Yerel yönetimler, vasıtasıyla vatandaşlarımıza doğumdan vefatına kadar her türlü hizmeti götüren kamu kurumlarımız aynı zamanda. Seçimle işbaşına gelen belediye başkanlarımız, milletten ve devletten aldığı desteği, devletin ve milletin kaynaklarını yine millete hizmet olarak akıtmak için görevlidirler. Onların yaptığı eserler, gerek ilçenin yeniden imarı, beldenin yeniden imarıyla ilgili, şehrin daha yaşanılabilir hale getirilmesi için gerçekleştirilen hizmetler tabii ki artarak devam etmelidir’’ dedi. Terör örgütleri ile bağlantısını sürdüren belediyelere yönelik kayyum uygulamasının devam edeceği sinyalini de veren Bakan Tunç, şöyle devam etti: ’’Hükümetimiz tarafından belediyelerimize gönderilen kamu kaynakların son kuruşuna kadar vatandaşa, millete hizmet edilmesi gerekir. İşte bunu yapan belediye başkanlarımız başarılı oluyor. Kamu kaynaklarının belediyelerimize gönderilen kaynakların son kuruşuna kadar vatandaşımıza ve milletimize hizmet olarak gösterilmesi lazım. Kamu kaynaklarını suç unsuru bulunan faaliyetlere harcayanlar, terörün finansmanı olarak kullananlar milletimiz tarafından cezalandırılmaktadır. Geçmişte bunun kötü örneklerini maalesef yaşadık, gördük. Bir belediye başkanı milletin kaynaklarını, millet düşmanlarına akıtırsa orada hukuk devleti devreye girer. Bu noktada devletin yetkili kurumları da her zaman bu konuda hassas ve teyakkuzda olacak. Belediye başkanları da bu bilinçle çalışacaklar ve halktan aldıkları, milletten aldıkları yetkiyi kötüye kullanmayacaklar.’’ Bakan Tunç, Ulus ziyaretinin ardından ise Abdipaşa beldesine hareket etti.