EKONOMİ - 13 Ağustos 2021 Cuma 09:57

İstanbul Avrupa’nın Silikon Vadisi

A
A
A
İstanbul Avrupa’nın Silikon Vadisi

Financial Times gazetesi, teknoloji yatırımları açısından bu yılın sıcak fikirlerinin Silikon Vadisi’nden değil İstanbul’dan çıktığını yazdı.

‘Türkiye nasıl Avrupa teknolojisinin yıldızı oldu’ başlıklı gazetenin haberinde Getir gibi start-up’ların başarısının Türkiye’de dönüm noktası olduğu belirtildi. Haberde görüşlerine yer verilen Getir’in kurucu ortağı Nazım Salur, 3 yıl önce hiçbir yatırımcının Türk start-up’larına yatırıma sıcak bakmadığını belirterek, İstanbul’un teknoloji alanında potansiyelinin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Finansal Times gazetesinde yer alan haberde online perakendede bu yılın en sıcak fikrinin Silikon Vadisi’nden değil İstanbul’dan olduğu belirtildi. 'Türkiye nasıl Avrupa teknolojisinin yıldızı oldu’ başlığıyla yayınlanan gazetenin haberinde teknoloji yatırımcıları, ABD’de yatırımcıların online market teslimatına yönelik start-up’lara milyarlarca dolar yatırırken, 10 dakikada teslimatla bu sektörün önde gelen şirketlerinden Getir’in değerinin şu anda 7.5 milyar dolara ulaştığına dikkat çekildi. Gazete haberinde Getir'in kurucu ortağı Nazım Salur’un da görüşlerine yer verildi. Salur’a göre, 2018'de hiçbir risk sermayedarı bir Türk start-up'ından gelen çağrılara cevap vermezdi. Bu yüzden şirketin denizaşırı ülkelere açılmasının 3 yıl ertelenmesine neden olduğu belirtilen haberde Salur’un "Doğru finansman orada değildi. (Yeni pazarlara) Güçlü olarak girmek ve kazanmak istedim. Bunun için de hem insan hem para kaynağına ihtiyaç var” sözlerine yer verildi.

Salur’un, İstanbul'un ‘gerçek bir uluslararası şehir’ olduğu göz önüne alındığında teknoloji alanında daha fazla başarı elde edememesine şaşırdığını ve bazılarının da "kendilerini Big Tech'e çok erken satmaktan" dolayı suçladığını söylediği belirtilen haberde, Salur’un “Büyük şirketler asıl 10 yıldan sonra kurulur. İlk 10 yıl sizin ilkokul eğitiminizdir. 20 yıllık bir zaman dilimini göz önünde bulundurmanız gerekir” ifadeleri yer aldı.

İstanbul Avrupa’nın Silikon Vadisi

Haberde şirketin kaderindeki geçen yılki ani değişimin, Türkiye'nin teknoloji endüstrisindeki büyük değişimin de bir parçası olduğuna dikkat çekildi. FT’nin haberinde şu ifadeler yer aldı: “Geçen yazdan bu yana, e-ticaret platformları ile oyun geliştirici şirketlerin de içinde olduğu Türk teknoloji şirketleri, değerlerinin, start-up başarısı için küresel bir kilometre taşı olarak görülen milyar doları aştığını gördü. Geçen ay Nasdaq'ta gerçekleştirilen ilk halka arzın ardından şu anda değeri 4,4 milyar dolar olan Hepsiburada'nın kurucusu Hanzade Doğan, “Türkiye e-ticaret pazarı bir dönüm noktasında” diyor. ”Türkiye'deki e-ticaret yayılımının üç yıl önce yüzde 3,5'ten bugün yüzde 10'a yükseldiği tahmin edildiği belirtilen habere göre, bunun arkasındaki nedenlerden biri olarak da pandeminin etkisiyle küresel çapta çevrimiçi perakendenin aşırı büyümesi gösteriliyor. Haberde, Trendyol'un bu hafta SoftBank ile birlikte 1,5 milyar dolarlık fonlama turunu yöneten General Atlantic'in Genel Müdürü Melis Kahya Akar’ın, “Covid kademe atlattı. Türk şirketlerinin daha küresel düşünmeye başlaması için artık tüm parçalar yerine oturdu” ifadeleri yer aldı. Bu başarı uzun yıllara dayanan çalışmanın ürünü. Ancak yatırımın heyecanı, İstanbul'u Londra, Paris ve Berlin gibi diğer Avrupa teknoloji kümelerinin yanına koyarken, bu yeni keşfedilen başarı uzun yıllara dayanan bir çalışmanın ürünü olduğu belirtilen haberde, Orta ve Doğu Avrupa’ya özel bir fonu olan Earlybird'ün teknoloji yatırımcısı Hendrik Brandis’in "Bu hareketlenme 10 yıl önce, ortaya bir şeylerin çıkacağı belli olduğu zaman başladı" sözlerine yer verildi.

Haberde, şu anda 16,5 milyar dolar değer biçilen ve çoğunluk hissesi Alibaba'ya ait olan Trendyol’un, gıda dağıtım sektörüne doğru genişlemeden ve dijital bir cüzdan çıkarmadan önce faaliyetlerine 2010 yılında çevrimiçi bir moda perakendecisi olarak başladığı anlatıldı. Doğan’ın, kimi zaman Türkiye'nin Amazon'a cevabı olarak görülen Hepsiburada'nın 2000 yılında kurulduğunu ve büyük ölçüde kendi kendini finanse ettiğini söylediği belirtildi. Sonuç olarak, yerli şirketlerin geliştiği ve sonunda uluslararası ilgiyi çekecek kadar büyüdükleri belirtilen haberde, Doğan’ın "Piyasayı olağan şüphelilerin eline bırakmadık" sözlerine yer verildi. Habere göre, Türkiye'de günümüzdeki teknoloji yöneticilerinin çoğu ilk deneyimlerini iki şirketten birinde yaşadı: "2011'de Türkiye'de kurulan ve bir yıl sonra aniden piyasadan çekilen Alman start-up inkübatörü Rocket Internet ve 2010 yılında kurulan ve geçen yıl Zynga tarafından 1.8 milyar dolara satın alınan mobil oyun geliştiricisi Peak Games".

İstanbul Avrupa’nın Silikon Vadisi

Haberde, Rocket ve Peak tedrisatından geçmiş ve şimdi de Londra merkezli oyun şirketi Tripledot Studios’un kurucularından olan Akın Babayiğit’in “Rocket'te işe aldığımız bu çok zeki, aç, süper analitik insanların çoğu sonradan ya Trendyol'a ya da Peak'e katıldı” sözleriyle birlikte iki Türk şirketinin teknoloji alanındaki yetenekler için “üniversite” gibi olduğunu söylediği yer aldı. Babayiğit’in, Peak'in başarısının özellikle Türkiye'nin start-up ekosistemi için "her şeyi değiştirdiğini" söylediği haberde “Peak Games, insanlara küresel düşünüp kazanmanın mümkün olduğunu gösterdi” ifadesine yer verildi. Habere göre, 2017'deki ilk anlaşmasından bu yana, San Francisco merkezli Zynga, bölgedeki birkaç "hyper casual” (basit bir mekaniği olan, genelde ücretsiz ve asgari tasarıma sahip oyunlar) oyun geliştiricisinden biri olan Rollic Games de dahil olmak üzere Türkiye'deki operasyonları ile dört satın alma işlemine 2.3 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Bu anlaşmaları yöneten Zynga yöneticisi Bernard Kim’in "Zynga'nın Türkiye'ye yatırım yapan herhangi bir yabancı şirket için köprübaşı olduğuna inanıyorum" dediği belirtildi.

"Getir dışında büyük bir şirket görmüyoruz"
Haberde şu ifadeler yer aldı: “Rocket, Peak ve Trendyol start-up okullarının bir başka mezunu da 2019'da kurulan Dream Games'in kurucu ortaklarından Soner Aydemir. Yap-boz uygulaması Royal Match'in yapımcısı Haziran ayında Türkiye'nin yeni unicorn'u oldu. Aydemir, Peak'in rekor kıran hit oyunları Toy Blast ve Toon Blast'i oluşturan ekibinin sayesinde, “Herkes bize yatırım yapmak istedi" dedi.

Candy Crush Saga geliştiricisi King'in eski operasyon şefi ve şimdi Dream'i destekleyen risk sermayesi şirketi Index Ventures'un ortağı olan Stephane Kurgan, “Türkiye'de şu anda dünya standartlarında bir oyun geliştirici topluluğunuz var” dedi. Ancak Aydemir'in, ürün geliştirmedeki deneyim eksikliğinden bir işi hızla büyütmek için rol model eksikliğine kadar, Türkiye'nin teknoloji start-up’larına yönelik yetersizlikler konusunda hala endişeleri olduğunu belirtildiği haberde, “Çok genç bir sektör. Getir dışında Türkiye'de organizasyonunu katlayarak geliştirmeyi başaran büyük bir şirket görmüyoruz” ifadeleri yer aldı. Diğer girişimciler, yeni bir şirket kurmanın altı ay sürebileceği anlamına gelebilecek aşırı bürokrasiden ve Trendyol'u Amazon kadar sert bir şekilde vurabilecek yeni bir dijital hizmet vergisi de dahil olmak üzere karmaşık vergi sisteminden şikayetçi olduğu belirtildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.