GÜNDEM - 07 Şubat 2017 Salı 21:46

'İstanbul için 7,2'lik deprem sürpriz olmaz'

A
A
A
'İstanbul için 7,2'lik deprem sürpriz olmaz'

Çanakkale’de art arda meydana gelen depremlerle ilgili açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "Çanakkale için sürpriz olmayan depremler, dolayısıyla anormal bir durum yok. Marmara Denizi’nde İstanbul özelinde etkileyecek 7’nin üzerinde 7.2’lik bir deprem olması hiç sürpriz olmaz" dedi.

Çanakkale’de art arda meydana gelen depremler vatandaşa korku dolu anlar yaşatırken yapıların sağlam ve dayanıklı olup olmadığı, olası bir depreme karşı vatandaşların nasıl davranması gerektiğine dair birçok soruyu da beraberinde getirdi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Esenler Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda bir şehir depreme nasıl hazırlanmalı, olası bir depremde doğal afet sonrası yönetim ve vatandaşların davranışları temelinde birçok konu hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Özener, Çanakkale’de meydana gelen depremleri de değerlendirirken, depremlerin Ege Bölgesi için sürpriz olmadığını belirtti.

"Çanakkale için sürpriz olmayan depremler"
Çanakkale’de art arda gerçekleşen depremlerle ilgili konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "Çanakkale’deki depremler aslında beklediğimiz, Çanakkale için sürpriz olmayan depremler dolayısıyla 5- 5,5 depremler o bölge için doğal depremler, bu da onlardan bir tanesi Çanakkale üzerinde anormal bir durum yok" ifadelerini kaydetti.

"Kandilli olarak depremlerin lokasyonunu ve büyüklüğünü veriyoruz"
"Depremlerin Çanakkale Bölgesi için büyük bir depremin habercisi olabileceği" ile ilgili bir soruya cevap veren Prof. Dr. Haluk Özener, "Öyle bir şey maalesef söyleyemiyoruz, keşke söyleyebilsek. O büyüklükteki bir deprem Çanakkale, Ege Bölgesi için sürpriz değil, ne olmayacak ne de yüzde yüz olacak diyemiyoruz. Keşke onu söyleyebilsek de depreme çok daha hazırlıklı olabilsek. Her depremi kendi özelinde değerlendirmek de daha fayda olduğunu düşünüyorum. Kandilli olarak kendi kurmuş olduğumuz networklerde depremlerin lokasyonunu ve büyüklüğünü veriyoruz böyle değerlendirmekte fayda var" dedi.

"İstanbul özelinde 7’nin üzerinde 7.2’lik bir deprem olması hiç sürpriz olmaz"
Son dönemlerde gerçekleşen depremlerin büyük bir deprem olasılığıyla ilgisiyle konuşan Prof. Dr. Özener, "Normal koşullarda çok bir bağlantısı olduğunu söyleyemiyoruz bilimsel olarak ama yok da diyemiyoruz. Çanakkale’de deprem olsun olmasın İzmir’de deprem olsun olmasın Türkiye'nin herhangi bir yerinde deprem olsun olmasın bunlardan bağımsız olarak konuşursak şu anda Marmara Denizi'nde İstanbul özelinde etkileyecek 7’nin üzerinde 7.2’lik bir deprem olması hiç sürpriz olmaz. Burada öyle bir enerji birikmiş durumda dolayısıyla onunla bağlantılı ya da bağlantısız demeyelim. Deprem olacak her türlü şeye hazırız, her türlü veri var. Bilim insanları çok hazır, insanlar artık bina alırken, yatırım yaparken depremi de düşünüyorlar. Bu bir doğal afettir doğal afetin önüne geçemiyoruz ancak yapabileceğimiz deprem zararlarını azaltmak" diye konuştu.

"Bugün İstanbul’da 7.2 ya da 7.5‘lük deprem olsa yıkımları arasında fark olacak"
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın İzmir’de deprem olacağı yönündeki açıklamasını değerlendiren Prof. Dr. Haluk Özener, "Ahmet hocamızın hangi verileri baz alarak söylediğinin bilmiyorum. Vatandaş olarak yapılarımızı güçlendirmeliyiz veya zeminin özelliklerini bilerek mühendislik hizmetlerinden yeterince yararlanmamız gerekiyor. Bu gün İstanbul’da 7.2 ya da 7.5‘luk deprem olsa yıkımları arasında fark olacak ama bazen şöyle tartışmalar oluyor tek parça kırılacak iki parça kırılacak bilimsel olarak, enerji olarak çok büyük fark var ama hazırlık açısından çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum. Bugün deprem olacak gibi hazırlıklarımızı yapmalıyız. Dua edelim İstanbul’u bekleyen deprem biraz daha gecikir karar vericilerimiz biraz daha hızlanır ve depreme daha hazır bir İstanbula kavuşuruz. Çanakkale'yi deprem fırtınası olarak tanımlamak ne kadar doğru bilmiyorum ama olan depremlerin artçısının bir hafta on gün kadar ya da on beş gün kadar sürmesi sürpriz olmaz" şeklinde konuştu. 

Hasibe Karadağ - Mehmet Başa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.