POLİTİKA - 25 Mayıs 2022 Çarşamba 21:38

İsveç ve Finlandiya ile NATO görüşmesi sonrası Sözcü Kalın'dan önemli açıklamalar

A
A
A
İsveç ve Finlandiya ile NATO görüşmesi sonrası Sözcü Kalın'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin somut bir adım atılması gerektiğini belirterek, "Bizim beklentimiz NATO’nun kendi içinde de tutarlılığı açısından da bu kuralların ve prosedürlerin doğru bir şekilde uygulanmasıdır. Bunun dışında bir oldu bitti ile aceleye getirerek, birtakım süreçlerin atlanması özellikle de Türkiye'nin güvenlik endişelerinin karşılanmadığı bir ortamda bir sürecin ilerletilmesi mümkün olmayacağını tekrar ifade ettik" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO heyetleriyle görüşmesinin ardından basın açıklaması gerçekleştirdi. Görüşmelerde Türkiye'nin beklentilerinin net bir şekilde ifade edildiğini kaydeden Kalın, “Kendilerine verdiğimiz mesajları şöyle özetleyebilirim; öncelikle NATO bir güvenlik ittifakıdır. Bir Ekonomik İşbirliği Örgütü ya da başka bir odağı olan bir örgüt değildir. Merkezinde, temelinde güvenliğin olduğu bir ittifaktır. Dolayısıyla bu ittifakın en temel konusu; üyelerinin güvenlik kaygılarının eşit ve adil bir şekilde karşılanmasıdır. Bu anlamda NATO'ya üye olacak başka ülkelerin de mutlaka mevcut olan üye ülkelerin güvenlik kaygılarını giderecek, bunları dikkate alacak ve bu kaygı endişeleri ortadan kaldıracak, bu ülkelerden kaynaklı terör tehditlerini bertaraf edecek adımları ivedilikle atmaları olduğunu ifade ettik. Tabii ki İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik başvurusu bu ülkelerin güvenlik konsepti tarihinde önemli bir dönüm noktasına tekabül ediyor" dedi.

“Yaklaşık 70 yıldır Türkiye bu ittifakın içerisinde”

İsveç'in NATO üyeliğinin tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Kalın, “İsveç bağlamında düşünürseniz yaklaşık 200 yıldır tarafsız olmayı benimsemiş ve diğer ittifaklara katılmamayı tercih etmiş bir ülkenin şimdi Ukrayna Savaşı sonrasında NATO'ya üye olması da bu ülkelerin tarihi açısından da NATO'nun tarihi açısından da önemli bir kırılma noktasıdır. Bizim NATO'nun 1952'den beri en önemli müttefiklerinden, üyelerinden birisi olduğumuzda aşikar bir gerçektir. Yaklaşık 70 yıldır Türkiye bu ittifakın içerisinde. İttifakın temel ilke ve prensipleri çerçevesinde ittifaka çok ciddi katkılar sunmuş ve ittifakın bugüne kadar gelmesinde de çok önemli roller oynamıştır" açıklamasında bulundu.

“PKK, PYD ve YPG arasında hiçbir farkın olmadığını, bunlar arasında yapılan ayrımların bizim açımızdan karşılığının olmadığını net bir şekilde ifade ettik"

Türkiye'nin NATO'nun en önemli müttefiklerinden biri olduğuna vurgu yapan Kalın, Türkiye’nin bu 70 yıllık süre boyunca da dünyanın değişik bölgelerindeki NATO misyonlarına katılmak suretiyle de bu konuda üzerine düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirdiğini ifade etti. Kalın, “Tabii terörün farklı yüzleri, biçimleri, şekilleri ve dönüşüm geçirerek karşımıza çıkan çehrelerine karşı da bizim kararlılıkla mücadele etmemiz NATO konseptinin de en temel ilkelerinden birisini teşkil etmektedir. Türkiye'nin güvenlik kaygıları özellikle Türkiye'ye karşı terörist mücadele sürdürmekte olan PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerinin özellikle Avrupa ülkelerinde bazı NATO üyesi ülkelerde ve şu anda gündemimizde olan Finlandiya ve İsveç’teki mevcudiyeti ile ilgilidir. Biz muhataplarımıza PKK, PYD ve YPG arasında hiçbir farkın olmadığını, bunlar arasında yapılan ayrımların bizim açımızdan anlamını ve karşılığının olmadığını açık ve net bir şekilde ifade ettik" değerlendirmesinde bulundu.

“İsveç, Finlandiya artı diğer Avrupa ülkelerinde FETÖ'nün mevcudiyetine karşıda mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tam bir kararlılık içerisinde sürdüreceğimizi ifade ettik"

Yakın bir döneme kadar Amerika Birleşik Devletleri'nin, Avrupa'nın pek çok istihbarat örgütlerinin kendi yazılı kayıtlarında, raporlarında değerlendirmelerinde PYD ve YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğu açıkça ifade edilmekte olduğunu söyleyen Kalın, “Bizim açımızdan burada herhangi bir değişiklik zaten söz konusu değildir. PKK'nın Avrupa'ya gittiğinde yahut Suriye gittiğinde farklı isimler altında kendini yeniden tanımlamaya çalışmasını bizim açımızdan hiçbir geçerliliğinin olmadığını ifade ettik. Aynı şekilde FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunu Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren örgüt olarak 251 insanımızın şehadetine, 1200 den fazla vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan menfur bir terör örgüt olduğunu da altını çizdik. İsveç, Finlandiya artı diğer Avrupa ülkelerinde FETÖ'nün mevcudiyetine karşıda mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tam bir kararlılık içerisinde sürdüreceğimizi ifade ettik" açıklamasında bulundu.

“10 yıl içerisinde talep ettiğimiz iade talepleri konusunu da gündeme getirdik”

"Beklentilerimiz bu terör örgütlerinin oradaki örgütsel, finansal, propagandaya dönük medyadaki varlığı ile ilgili somut adım atılması konularına odaklandı" diyen Kalın, "Bununla ilgili ilgili kurumlarımızın hazırladığı bilgileri, belgeleri muhataplarımız ve detaylı bir şekilde paylaştık. Bu bağlamda da özellikle bu iki ülkeden geçtiğimiz 10 yıl içerisinde talep ettiğimiz iade talepleri konusunu da gündeme getirdik. Bildiğiniz gibi bizim bugüne kadar İsveç'ten 28 Finlandiya’dan 12 iade talebimiz oldu. Fakat maalesef bugüne kadar bunların hiçbirisini olumlu bir cevap almadık. Bunların sebeplerini incelediğimizde dosyaları ve raporları önlerine koyduğumuzda da burada bizi ikna edecek hiçbir adli, hukuki gerekçe ortaya konmadığını gördük. Endişelerimizi muhataplarımızla bugün etraflı bir şekilde paylaştık aynı şekilde paylaştık. Bu bağlamda Türkiye'ye karşı uygulanan açık yada kapalı dar ya da geniş her türlü savunma sanayi ile ilgili yaptırımların derhal kaldırılması yönündeki beklentimizi de ifade ettik. Bu arada özellikle Amerika Birleşik Devletleri yöneticilerinin Obama döneminden beri sıkça gündeme getirdiği PKK'nın PYD ve YPG’den ayrı bir örgüt olduğu, PKK'nın terör örgütleri listesinde bulunduğu ama PYD ve YPG’nin terör örgütleri listesinde bulunmadığı; bu yüzden de bu PYD ve YPG yapılanmasına karşı adım atmalarını şu anda yasal olarak mümkün olmadığına dair argümanlarını da bizim açımızdan geçersiz, anlamsız, hükümsüz olduğunu bir kez daha ifade ettik" dedi.

“Türkiye'nin güvenlik kaygıları, somut adımlarla belli bir takvim çerçevesinde karşılanmadığı takdirde sürecin ilerleyeceğine dair mesajımızı çok net bir şekilde ifade ettik”

Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Örgütü gibi kuruluşların hazırladığı PYD ve YPG ile ilgili raporlara bakıldığı zaman bu örgütlerin Suriye'nin kuzeyinde kendi kontrolleri altında olan bölgelerde ne tür savaş suçunu işlediklerini, kendi vatandaşlarına yani Suriye vatandaşlarına karşı Kürtlere, Türkmenlere, diğer Araplara karşı ne tür suçlar işlediklerini de görüşmelerde detaylı bir şekilde anlattıklarını ifade eden Kalın, "Bunu zaten biz batılı muhataplarımıza dönem dönem hep dikkatlerine getiriyoruz. Burada YPG ve PYD’yi aklamak için onları adeta romantize edercesine bu raporların hasıraltı edilmesinin bizim için kabul edilemez olduğunu da açıkça ifade ettik. Özetle ve bütün bu konularda bir zihniyet değişikliğine, bir paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğunun da altını güçlü bir şekilde çizdik. Ezcümle Türkiye'nin güvenlik kaygıları, somut adımlarla belli bir takvim çerçevesinde karşılanmadığı takdirde sürecin ilerleyeceğine dair mesajımızı çok net bir şekilde ifade ettik. Ve bu noktada Cumhurbaşkanımızın bu sürecin başından itibaren yani geçtiğimiz yaklaşık 10 -12 günlük süre içerisinde verdiği mesajları ve çizdiği çerçeve esas alarak ilgili bütün kurumlarımızda muhataplarımızla bu konudaki beklentilerimizin son derece somut olduğunu ifade ettik" diye konuştu.

“Beklentimiz NATO’nun kendi içinde de tutarlılığı açısından da bu kuralların ve prosedürlerin doğru bir şekilde uygulanmasıdır”

Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini kaydeden Kalın, "Türkiye için terör PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerinin uzakta ilgisiz kalabileceğimiz erteleye bileceğimiz, öteleyebileceğimiz bir terör tehdidi olmadığını, tam tersine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve vatandaşlarına karşı her gün eylem arayışında olan, eylem girişiminde olan terör örgütleri olduğunu ifade ettik. Nitekim ve bu sabah emniyet güçlerimizin ele geçirdiği bir intihar bombacısının da haberini kendileriyle paylaştık. Bunların durmadığını, her an her gün bu tür çatışmalar yahut saldırılar için hazırlık içerisinde olduğunu da ifade ettik.

Son olarak şunun altını çizdiğimiz ile sizinle paylaşmak isterim 1999 senesinde NATO'ya üyelik süreci ile ilgili 1 temel ilkeler, kurallar ve prosedürler manzumesi açıklamıştı. 99 zirvesinde ele alınan bu kararla bundan sonra üyelerin ya da aday ülkelerin nasıl üye olacağına dair birtakım ilkeler, prensipler ve prosedürler belirlendi ve 1999 yılından beri de NATO'ya üye olan ülkelerin tamamı bu kurallara, bu prosedürlere tabi olmak suretiyle NATO'ya üye oldular. Bizim beklentimiz NATO’nun kendi içinde de tutarlılığı açısından da bu kuralların ve prosedürlerin doğru bir şekilde uygulanmasıdır. Bunun dışında bir oldubitti ile aceleye getirerek, birtakım süreçlerin atlanması Özellikle de Türkiye'nin güvenlik endişelerinin karşılanmadığı bir ortamda bir sürecin ilerletilmesi mümkün olmayacağını tekrar ifade ettik. Muhataplarımız bu konuyla ilgili notlarını aldılar, değerlendirmelerini yaptılar. Şimdi dönüp kendi liderlerine takdimde bulunacaklar. Bu raporları kendileri az ettikten sonra bizim onlarla temaslarımız devam edecek. Önümüzdeki günlerde de kendilerinin bizim bu taleplerimize nasıl cevap vereceğine dair cevaplarını aldıktan sonra da biz bu süreci bu görüşmeleri istişare ve müzakereleri karşılıklı olarak sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kalın, yeni görüşme için bir tarih belirlenip belirlenmediği ve NATO'nun da görüşmelere dahil olması durumun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, ilk toplantı olması dolayısıyla yeni görüşme için tarih ve format konusuna odaklanmadıklarını ve bunun yerine temel çerçevenin doğru oturtulması üzerine odaklandıklarını kaydetti.

“Bu toplantıdan şu anda henüz günü, saati belirlenmiş bir tarih yahut bir müzakere metni ve çıkmadı, biz bunu bilerek tercih ettik”

Kalın, “Tabii ki önümüzdeki günlerde görüşmeler ve istişareler devam edecek ama bu toplantıdan şu anda henüz günü, saati belirlenmiş bir tarih yahut bir müzakere metni ve çıkmadı. Biz bunu bilerek tercih ettik çünkü biz bir kere çerçevenin muhataplarımız tarafından açık ve net bir şekilde anlaşılması için bu müzakereleri yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu mesajı şimdi aldılar, şimdi kendi başkentlerine dönüp bu değerlendirmeleri liderlerine arz ettikten sonra bize yapacakları geri dönüşe göre biz bundan sonraki sürecin nasıl ilerleyeceğini kararlaştıracağız” dedi.

“Türkiye'nin güvenlik endişelerini karşılayacak adımların atılmasına bağlı olarak iletilmesini sağlamak yönünde bir kararlılık içerisindeyiz"

NATO Genel Sekreteri'nin de bu konuda bir önerisi olduğunu ifade eden Kalın, “Cumhurbaşkanımızın da NATO Genel Sekreteri ile bu bir telefon görüşmesi oldu. NATO’da böyle bir teklif gelirse bunu değerlendiririz. Nasıl bir teklif geleceğine bu bağlı. Haziran ayı sonunda da biliyorsunuz Madrid'de bir NATO liderler Zirvesi yapılacak. Ama şunu açık söyleyeyim; bizim zirveye kadar şu konuyu yetiştirelim, bu süreci yetiştirelim gibi bir zaman baskısı altında olmadığımızı ifade etmeliyim. Sürecin sağlam bir şekilde ilerlemesini, Türkiye'nin güvenlik endişelerini karşılayacak adımların atılmasına bağlı olarak iletilmesini sağlamak yönünde bir kararlılık içerisindeyiz" açıklamasında bulundu.

“Bakanlar düzeyinde görüşme olabilir liderler düzeyinde başka görüşmeler olabilir”

Görüşmelerin bakanlar düzeyinde ya da liderler düzeyinde gerçekleşebileceğini ifade eden Kalın, “Biz tabii Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçeve ve talimatları doğrultusunda da önümüzdeki günlerde bu süreci takip etmeye devam edeceğiz. Bakanlar düzeyinde görüşme olabilir liderler düzeyinde başka görüşmeler olabilir. NATO Zirvesi öncesinde olabilir, zirve de olabilir. Bu önümüzdeki sürecin akışkan ve dinamik olduğunu ifade edebilirim. Biraz süreç artık bundan sonra muhataplarımızın bize geri dönüş yapacağı, eylem planı, paketi, yahut önerileri çerçevesinde şekillenecek" dedi.

“Savunma sanayi ürünlerine dönük yaptırımların kaldırılması yönünde bir olumlu tavrı biz gördük”

Türkiye'ye dönük savunma sanayi yaptırımlarının kaldırılmasına yönelik de adımlar atılması gerektiğini ifade eden Kalın, “Savunma sanayi ürünlerine dönük yaptırımların kaldırılması yönünde bir olumlu tavrı biz gördük. Bu toplantıda tabii bu sevindirici bir gelişme bu pozitif gündeme dahil edebileceğimiz önemli bir başlık. Biz tabii Cumhurbaşkanımızın geçen olağanüstü NATO liderler zirvesinde dile getirdiği bir konuyu da burada altını çizerek ifade ettik. Ve bunu her platformda da tekrar ediyoruz. O da müttefiklerin birbirine ambargo uygulamasını prensip olarak doğru bulmuyor, müttefiklerin hele ki NATO ittifakı bir güvenlik ittifakı olarak terör gibi ortak tehditlere karşı kararlı ve azimli bir şekilde mücadele edecekse müttefiklerin birbirine yaptırım uygulaması asla kabul edilemez.

Bu ancak ve ancak ittifakı zayıflatır bizim düşmanlarımızı sevindirir. Bu ülkeyi biz prensip olarak NATO'daki diğer müttefiklerimizle de paylaşıyoruz. Dolayısıyla hem Amerika Birleşik Devletleri'ne hem diğer bize karşı açık, ya da kapalı, örtülü ya da açık ambargo uygulayan, kısıtlama uygulayan yavaşlatma taktikleri uygulayan, müttefikleri ve diğer ülkelere karşı da bunu bir prensip olarak ifade ediyoruz, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Çocuk cezaevinde ’Sanat Sokağı’ açıldı Samsun’un Kavak ilçesinde çocuk cezaevinde atölyelerin bulunduğu koridorun duvarları mahkum çocuklar ile üniversite öğrencilerinin yaptığı boyama etkinliği ile rengârenk hale getirildi. ’Sanat Sokağı’ ismi verilen bölümün açılışı yapıldı. Kavak Cezaevi yerleşkesinde bulunan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içerisinde Sanat Sokağı açıldı. Mahkum çocukların sanatla iyileşmesini, ıslah edilmesini amaçlayan proje ile cezaevi içerisindeki el sanatları, resim gibi birçok farklı atölyelerin bulunduğu koridor, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Görsel Sanatları Topluluğu’ndan resim bölümü öğrencileri ile mahkum çocukların iş birliği ile rengârenk hale getirildi. Sabahattin Ali, Mehmet Akif Ersoy, Neşet Ertaş gibi sanatçıların resmedildiği duvarlar beğeni topladı. Sanat Sokağı ismi verilen bölümün açılışı törenle yapıldı. "Yeniden topluma kazandırıp, ıslah edip ondan sonra dışarıya göndermek zorundayız" Açılışta konuşan Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, "Hocalarımız ve çocuklarımızın birlikte hazırlamış olduğu kültür sokağının açılışını yaptık. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin çok kıymetli hocalarından çocuklarımızı yetiştirmede, ıslah etmede çok büyük destek alıyoruz. Yavuz hocamla yapmış olduğumuz protokol gereğince buradaki öğretmenlerimize, hocalarımıza OMÜ’nün öğretim görevlileri çok ciddi destek vermektedir. Bu çocuklarımız suç işlese de, suça sürüklense de bizim çocuklarımızdır. Bunları yeniden topluma kazandırıp, ıslah edip ondan sonra dışarıya göndermek zorundayız. Burası bir cezaevinden ziyade bir eğitim yuvasıdır. Çocuklarımızı inşallah burada ıslah edip, eğitip, yeniden topluma kazandırarak evlerine gönderiyoruz” dedi. "Islah ederek topluma yeniden kazandırmak önemli" OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ise, "Başsavcım, Samsun açısından büyük bir şanstır. Samsun’da adaleti toplumla buluşturan, adaletin sevimli yüzünü göstermek, iletişim kanallarını açık tutma noktasında kurumlar arasında çok ciddi bir çaba sarf etti. OMÜ’nün sosyal sorumluluk anlamında böyle bir programı uygulaması ve sonucunda ödül takdim töreninde bir arada bulunmaktan son derece mutluyuz. Suça bir şekilde bulaşmış olabilir, nedenini çok fazla sorgulamanın pek bir anlamı yok ama bu kurum eğer ıslah ederek topluma yeniden kazandırmayı önemserse suç öbeği yükselmekten geriye doğru düşecektir. Eğer burada sadece vaktini geçirip ıslah olmadan, bir eğitime tabi tutulmadan, hayatla barışmadan süresini doldurarak buradan çıkması halinde toplum açısından hala risk olmaya devam edecektir" diye konuştu. Açılışta ayrıca Niksarlı Hacı Mehmed (Ahi Pehlivan) Vakfı’nın vakfiyesinde yer alan mahkumlara yılda bir kere tatlı ikram edilmesi hayır şartının yerine getirilmesi amacıyla Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce Kavak Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki çocuk mahkumlara tatlı ve içecek ikram edildi. Sanat Sokağı’nın açılışına Kavak Kaymakamı Erdem Karanfil, Samsun Vakıflar Bölge Müdürü Ali Erkan Öztürk ve OMÜ öğretim üyeleri katıldı.
Bursa Sahte genç kız profili açarak vatandaşları dolandıran 9 şahıs tutuklandı Bursa’da Whatsapp’ta sahte genç kız profili açarak 4 kişiyi 609 bin lira dolandıran çete çökertildi. 8 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 9 kişi, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, C.Y. (61), A.T. (25), Y.A. (36) ve M.U. (40) isimli şahısların toplam 609 bin lira dolandırılmasının ardından harekete geçti. Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde soruşturmayı derinleştiren Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, dolandırıcıların önce sahte genç kız profili açarak kurbanlarına ’Numaranızı rehberime kaydetmişim, hatırlayamadım? Kimsiniz?’ şeklinde mesaj attığını belirledi. Çete üyelerinin daha sonra kendilerini genç kızın babası olarak tanıtıp telefondaki kişileri tehdit ettiği, başka bir çete üyesinin de kendilerini avukat, uzlaştırmacı ya da savcı olarak tanıttığı tespit edildi. Şüphelilerin mağdurları "Yaşı küçük kız çocuğuna cinsel istismar suçundan ceza alacaksın” yalanı ile korkuttukları ve böylece tuzaklarına düşürdükleri belirlendi. Yalanı sürdüren dolandırıcılık çetesi üyelerinin 4 kişiden 609 bin lira aldıkları öğrenildi. Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, şüphelileri yakalamak için operasyon başlattı. Mersin, Şanlıurfa, Van, Bingöl, Hakkari, İstanbul, İzmir ve Antalya’da 11 ayrı adrese eş zamanlı düzenlenen operasyonda 9 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 14 adet cep telefonu ve sim kartı, 44 adet kredi ve hesap kartı, flash bellek, hafıza kartları, 1 adet silah şarjörü ile 9 mm çapında fişek ele geçirildi. Emniyetteki sorguları tamamlanan çete üyelerinden 7’si Bursa’da adliyeye sevk edilirken, A.K. Hakkari’de, Y.B. ise Bingöl’de adliyeye sevk edildi. Şüpheliler, çıkartıldıkları mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Samsun Çocuk cezaevinde ’Sanat Sokağı’ açıldı Samsun’un Kavak ilçesinde çocuk cezaevinde atölyelerin bulunduğu koridorun duvarları mahkum çocuklar ile üniversite öğrencilerinin yaptığı boyama etkinliği ile rengârenk hale getirildi. ’Sanat Sokağı’ ismi verilen yerin açılışı yapıldı. Kavak Cezaevi yerleşkesinde bulunan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içerisinde Sanat Sokağı açıldı. Mahkum çocukların sanatla iyileşmesini, ıslah edilmesini amaçlayan proje ile cezaevi içerisindeki el sanatları, resim gibi birçok farklı atölyelerin bulunduğu koridor, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Görsel Sanatları Topluluğu’ndan resim bölümü öğrencileri ile mahkum çocukların iş birliği ile rengârenk hale getirildi. Sabahattin Ali, Mehmet Akif Ersoy, Neşet Ertaş gibi sanatçıların resmedildiği duvarlar beğeni topladı. Sanat Sokağı ismi verilen yerin açılışı yapıldı. "Yeniden topluma kazandırıp, ıslah edip ondan sonra dışarıya göndermek zorundayız" Açılışta konuşan Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, "Hocalarımız ve çocuklarımız birlikte hazırlamış olduğu kültür sokağının açılışını yaptık. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin çok kıymetli hocalarından çocuklarımızı yetiştirmede, ıslah etmede çok büyük destek alıyoruz. Yavuz hocamla yapmış olduğumuz protokol gereğince buradaki öğretmenlerimize, hocalarımıza, OMÜ’nün öğretim görevlilere çok ciddi destek vermektedir. Bu çocuklarımız, suç işlese de, suça sürüklense de bizim çocuklarımızdır. Bunları yeniden topluma kazandırıp, ıslah edip ondan sonra dışarıya göndermek zorundayız. Burası bir cezaevinden ziyade bir eğitim yuvasıdır. Çocuklarımızı inşallah burada ıslah edip, eğitip, yeninde topluma kazandırarak evlerine gönderiyoruz” dedi. "Islah ederek topluma yeniden kazandırmak önemli" OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ise "Başsavcım, Samsun açısından büyük bir şanstır. Samsun’da adaleti toplumla buluşturan, adaletin sevimli yüzünü göstermek, iletişim kanalarını açık tutma noktasında kurumlar arasında çok ciddi bir çaba sarf etti. OMÜ’nün sosyal sorumluluk anlamında böyle bir programı uygulaması ve sonucunda ödül takdim töreninde bir arada bulunmaktan son derece mutluyuz. Suça bir şekilde bulaşmış olabilir, nedenini çok fazla sorgulamanın pek bir anlamı yok ama bu kurum eğer ıslah ederek topluma yeniden kazandırmayı önemserse suç öbeği yükselmekten geriye doğru düşecektir. Eğer burada sadece vaktini geçirip ıslah olmadan, bir eğitime tabi tutulmadan, hayatla barışmadan süresini doldurarak buradan çıkması halinde toplum açısından hala risk olmaya devam edecektir" diye konuştu. Açılışta ayrıca Niksarlı Hacı Mehmed (Ahi Pehlivan) Vakfı’nın vakfiyesinde yer alan mahkumlara yılda bir kere tatlı ikram edilmesi hayır şartının yerine getirilmesi amacıyla Samsun Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce Kavak Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki çocuk mahkumlara tatlı ve içecek ikram edildi. Sanat Sokağı’nın açılışına Kavak Kaymakamı Erdem Karanfil, Samsun Vakıflar Bölge Müdür Ali Erkan Öztürk ve OMÜ öğretim üyeleri katıldı.
Bursa Sahte genç kız profili açarak vatandaşları dolandıran 9 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi Bursa’da Whatsappta sahte genç kız profili açarak 4 kişiyi 609 bin lira dolandıran çete çökertildi. Çete üyelerinin kurbanlarını tuzaklarına düşürmek için kullandıkları mesajlar ortaya çıktı. 8 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonda 9 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler çıktığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, C.Y.(61), A.T.(25), Y.A.(36) ve M.U.(40) isimli şahısların sahte genç kız profilleri ile toplam 609 bin lira dolandırılmasının ardından harekete geçti. Polis fiziki ve teknik takip başlattı. Sahte barkodlu belge oluşturarak güven kazandılar Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde soruşturmayı derinleştiren Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, dolandırıcıların önce sahte kız profili açarak kurbanlarına ’Numaranızı rehberime kaydetmişim, hatırlayamadım? Kimsiniz?’ şeklinde mesaj attığını belirledi. Çete üyelerinin daha sonra kendilerini genç kızın babası olarak tanıtıp telefondaki kişileri tehdit ettiği, başka bir çete üyesinin de kendilerini avukat, uzlaştırmacı ya da savcı olarak tanıttığı tespit edildi. Şüphelilerin; mağdurları, "yaşı küçük kız çocuğuna cinsel istismar suçundan ceza alacaksın” yalanı ile korkuttukları ve böylece tuzaklarına düşürdükleri belirlendi. Yalanı sürdüren dolandırıcılık çetesi üyelerinin 4 kişiden 609 bin lira dolandırıcılık yaptığı kaydedildi. 8 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi Soruşturmayı tamamlayan Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri şüphelileri yakalamak için operasyon başlattı. Mersin, Şanlıurfa, Van, Bingöl, Hakkari, İstanbul, İzmir ve Antalya olmak üzere 8 ilde 11 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyon sonrası 9 şüpheli gözaltına alındı. Çok sayıda kredi ve hesap kartı ele geçirildi Şüphelilerin evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalarda 14 adet cep telefonu ve sim kartı, 44 adet kredi ve hesap kartı, flash bellek, hafıza kartları, 1 adet silah şarjörü ile 9 mm çapında fişek ele geçirildi. Emniyetteki sorgusu tamamlanan çete üyelerinden 7’si Bursa’da adliyeye sevk edilirken A.K. Hakkari’de Y.B. ise Bingöl’de adliyeye sevk edildi. Şüpheliler çıktıkları mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.