EKONOMİ - 24 Kasım 2017 Cuma 17:28

'İthal eti ben de istemiyorum'

A
A
A
'İthal eti ben de istemiyorum'

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "İthal eti hiç kimse, ben de başta olmak üzere istemiyorum. Ama Türk halkının bu proteine, benim torunlarımın, çocuklarımın bu proteine ihtiyacı var. Bu ithalin hiçbir zaman çözüm olmadığını bilen kardeşlerinizden birisiyim" dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Kars’ta, “Tarım Sektörü Değerlendirme Toplantısı”na katıldı. Kars Valiliği Gazi Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya Tarım ve Hayvancılık Sektörü, STK’lar ve üreticiler katıldı. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda tarım ve hayvancılık masaya yatırıldı. Toplantı sonrasında Bakan Ahmet Arslan ve Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, toplantıyla ilgili basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

İlk olarak söz alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kars’ın tarım ve hayvancılıkta şu anki durumunu ve beklentilerini ortaya koyduklarını belirtti.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, “Kars ili tarım ve hayvancılık ili, gıda her yeri ilgilendiriyor. Ama Kars tarım ve hayvancılık anlamında daha öne çıkıyor. Dolayısıyla bütün bu konuları değerlendirdiğimiz, istişare ettiğimiz geniş katılımlı bir toplantı yaptık. Hemşehrilerimizden 26 kişi, gerek sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gerek üretici 26 kişi söz aldı. Çok da güzel değerlendirmeler oldu. Hem bakanımızdan taleplerini, hem çözüm önerilerini ortaya koydular dolayısıyla onlara teşekkür ediyoruz. Biz de Kars adına sorumluluk alanlar, değerli valim, değerli milletvekilimle birlikte Kars’ın şu anki durumunu ve beklentilerini ortaya koyduk. Bizim beklentilerimiz şu, Kars tarım ve hayvancılık şehri. Özellikle Kars’ın erişimi, ulaşımı konusunda çok şey yapıyoruz. Çok mesafe aldık. En son Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nin açılmasıyla da Kars hem batı istikametinde, hem doğu istikametinde kesintisiz yük taşınabilen bir merkez haline geldi. Ve aynı zamanda yaptığımız Lojistik Merkez marifetiyle de Kars bir lojistik kenti de oldu. İşte Lojistik kenti olan Kars’ın bu avantajının, Karslının lehine, Kars’ın lehine çevirebilmemiz için tarım ve hayvancılığı daha modern yapmamız, buradan girdileri ve çıktıları artırmamız, entegre tesislerle de ürünleri başka pazarlara göndermemiz lazım” dedi.

"BARAJLAR KONUSUNDA HÜKÜMETİMİZİN ÇOK ÖNEMLİ DESTEĞİ VAR KARS’A"

Bakan Fakıbaba’nın Kars’ta Besi Sanayi Organize Bölgesi kurulmasıyla ilgili çok ciddi desek verdiğini ifade eden Bakan Arslan, “Proje başladı. Aslında bugün bizim niyetimiz değerli bakanımızla onun temelini atmaktı. Ancak kar Kars’ın bir gerçeği bize azizlik etti. Bugün temel atmayı daha sonraya bıraktık. Ama o projenin bizim için çok çok önemli olduğunu biliyoruz. Besi Organize Sanayi Bölgesi gerçekten modern hayvancılık yapabilmemiz adına ilimize çok ciddi katma değer oluşturacak. Yine Adalet Bakanımıza çok çok teşekkür ediyoruz. Yarı açık cezaevi içerisinde oluşturduğumuz kesimhane, modern kesimhane ve ona bağlı entegre tesislerinin de inşaatı çok hızlı sürüyor. Önümüzdeki yıl o da ilimize katkı koyacak hale gelecek. Bakan hep diyor ki, ‘su olmadan hayvan, hayvan olmadan et ve süt olmaz.’ Bu cümleyi biliyoruz, bu cümlenin üzerine barajlar konusunda hükümetimizin çok önemli desteği var Kars’a, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Kars’ta da aynı anda birçok baraj devam ediyor. Tabi bu barajlarla birlikte sulama kanalları, sulanabilir arazimizin, sulanır hale gelmesi bizim çok önemli, bu anlamda çok ciddi çalışmalarımız var. Bu çalışmalarla birlikte daha modern yem bitkiciliği yapabilmek ona bağlı olarak da daha modern hayvancılık ve besi hayvancılığı yapabilmek adına öteden beri Karslının bir inancı ve bir gayreti var” diye konuştu.

"İTHAL ETİ HİÇ KİMSE, BEN DE BAŞTA OLMAK ÜZERE İSTEMİYORUM"

Tarım ve Hayvancılık Sektörü Değerlendirme Toplantısı’nda en çok sorulan soruların başında ithal et geldiğini belirten Bakan Fakıbaba, "Köyde yaşayan insan üretecek, hayvancılık yapacak, sütçülük yapacak, tarım yapacak neticede girdileri, çıktılarından çok daha az olacak. Ve neticede diyecek ki, ‘ya Allah razı olsun, ben köyde yaşıyorum ama şehirden daha umutluyum.’ Esasında bakanlığa ben böyle bakıyorum. Yani biz nasıl köydeki insanları şehre göndermeyiz ve eskiden şehre köyden göç etmiş insanları, tekrar şehirden köye nasıl gönderebiliriz. Bütün amacımız bu, bu bağlamda çalışmalarımız devam ediyor. Allah’ın izniyle bu konuda hem Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Bakanlar Kurulumuzdan, milletvekillerimizle, valilerimizle bakanlarımızla beraber her gün çalışıyoruz. Sivil Toplum Örgütleriyle projelerimiz var. Bunlar gerçekleşecek. Ama mesele arkadaşların en fazla sormuş oldukları sorulardan birisi ithal et. Ben o arkadaşlara gayet iyi bir şekilde izah ettiğimi zannediyorum. Yani ithal eti hiç kimse, ben de başta olmak üzere istemiyorum. Ama Türk halkının bu proteine, benim torunlarımın, çocuklarımın bu proteine ihtiyacı var. Ben bunu maalesef karşılayamıyorsam, geçici bir süreliğine bakın, bu ithalin hiçbir zaman çözüm olmadığını bilen kardeşlerinizden birisiyim. Geçici bir süreliğine ve anayı artırmak, yani düveyi artırmak ve yeni yavrular elde etmek kaydıyla ve hayvancılıkla uğraşan kardeşlerimizi mutlu etmek kaydıyla biz bunu Allah’ın izniyle en fazla 3 sene içerisinde ülke olarak geçeceğimize inanıyorum. Hep beraber ele ele vereceğiz. Biz Kars için de, Edirne için de, Antalya için de, Diyarbakır için de ne gerekiyorsa onu yapacağız. Ben şuna inanıyorum. Çalıştığımız takdirde yapamayacağımız, Türkiye’de yaşan insanların halledemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Biz eti Allah’ın izniyle yetecek kadar kendimize üretiriz. Hatta fazlasını da ithal ederiz” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Bakan Fakıbaba’ya çeşitli hediyeler ve plaket verildi. Toplantı sonrasında Bakan Fakıbaba, Kars’tan ayrıldı.

Işık Çapanoğlu - Serkan Erkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.