ASAYİŞ - 06 Ekim 2015 Salı 13:12

İzmir’de sahte can yeleği satan işyerlerine şok baskın

A
A
A
İzmir’de sahte can yeleği satan işyerlerine şok baskın

İzmir’de, Suriyeli mültecilerin Ege Denizi’nden geçmek için kullandığı merdivenaltı üretilen, hemen hemen her iş yerinde satılan sahte can yeleklerine polis ekipleri baskın yaptı. Suda hemen batan binlerce can yeleğine el konulurken can yeleği satan işyerlerine ceza kesildi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ege Kıyılarında yaşayan ve Ege Denizi’ni geçerek Avrupa ülkelerine gitme ümüdiyle ucuz 'Sahte can yelekleri' ile denize açılan Suriyeli mültecilerin yoğunlukta olduğu bölgede satılan merdiven altı üretim 'Sahte can yelekleri' ile ilgili çalışma başlattı. Bakanlık Ankara’dan 5 kişilik ekibi İzmir’e gönderip, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ile ortak araştırma yaptı. Ekipler, dün öğle saatlerinde, Suriyelilerin özellikle yoğun olduğu Basmane, Kemeraltı ve Hisarönü semtlerinde can yeleği satan iş yerlerine baskınlar düzenledi.

SAHTE CAN YELEĞİ SATANLARA CEZA

İşyerlerine yapılan baskınlarda, ilk gün işyerlerinde ve depolarında, standart dışı olduğu tespit edilen toplam bin 387 adet can yeleğine el konuldu. Öte yandan sahte her can yelekleri için işyeri sahiplerine bin 800 lira ceza kesileceği belirtildi. Meşei belli olmayan ve standart dışı olan can yeleklerini sattıkları tespit edilen toplam 11 şahıs ile ilgili olarak 5607 sayılı kanuna muhalefet suçundan işlem yapılırken şahıslar sevkedildikleri adli makamlarca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

''HERKES SATIYOR BEN NİYE SATMAYAYIM?''

Basmane semtinde baskın üzerine baskın yapan polis ekipleri, bir işhanındaki boş olan ve içeri görülmesin diye gazete kağıtları ile kapatılmış boş işyerinden şüphelendi. Burada arama yapan polis ekipleri, satılmaya hazır bekletilen paket halinde çok sayıda can yeleği de ele geçirdi. Bir başka iş yerinde yakalanan sahte can yelekleri üzerine iş yeri sahibi, polisin ‘Neden satıyorsunuz bunları?’ demesine ‘herkes satıyor, ben neden satmayayım?’ diye cevap verdiği ileri sürüldü. Sahte can yeleklerini giyim mağazaları haricinde, bakkal ve bilgisayar parçaları satan işyerlerinde de satılması baskın yapan polisleri şaşırttı.

SAHTE CAN YELEKLERİ SUYA DAYANMIYOR

Öte yandan, piyasaya sahte can yeleklerinin 5 kişinin sürdüğü ileri sürüldü. Sahte can yeleklerinin ayakkabı ve çanta imalathanelerinde belli bir para karşılığında fason olarak diktirip sattığı belirtildi. Polis ekipleri, sahte can yeleklerini piyasaya süren kişileri belirledikleri, bu kişileri yakalama çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Bir can yeleğinin en ucuzunun 90 lira olduğunu ve açık denizler için 150 newton’a dayanıklı modellerin kullanılması gerektiğini belirten yetkililer, piyasada bulunan sahte can yeleklerinin 35-80 lira arasında satıldığını ve hiç birinin dayanaklı olmadığını açıkladı. Mültecilere satılan can yeleklerinin ölüm yeleği olduğu bildirildi. Öte yadan, polis ekiplerinin ‘sahte can yeleklerle’ ilgili çalışmalarının devam ettiği, piyasada satılan sahte can yeleklerinin hepsinin toplanacağı ve imha edileceği bildirildi. 

ATAKAN ŞEN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.