GÜNDEM - 07 Ocak 2017 Cumartesi 21:34

İzmir'deki terör saldırısının tanıkları konuştu

A
A
A
İzmir'deki terör saldırısının tanıkları konuştu

İzmir’de, adliye binasında meydana gelen terör saldırısında ölümden dönen yaralılar, yaşadıkları anları anlattı. Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavi gören Avukat Gökhan Mertol, “Olay yerinin 10-15 metre ilerisindeydim. Yere düştükten sonra bir müddet çınlama sesi ne yapacağımı bilemedim" derken, Avukat Bülent Karagöz de, "Başımı ellerimle kapatarak o şekilde korumaya çalıştım" dedi.

İzmir’deki adliye binasında meydana gelen bombalı terör saldırısında, trafik polisi Fethi Sekin ve adliye çalışanı Musa Can şehit olmuş, 9 kişi ise yaralanmıştı. Patlamada, Ege Üniversitesi Hastanesi tedavi altında olan yaralılardan Avukat Gökhan Mertol de ölümden döndü. Patlamanın 10 metre ilerisinde gerçekleştiğini anlatan Mertol, “O gün tahliye vardı, bir tanede haczim vardı. Bir tane haczimi hallettikten sonra başka bir hacze tahliyeye gittim. Oradan geldikten sonra araçla adliyeye geldim. Polis kontrol noktasını geçtim. Sağa aracı park ettim araçtan indim. İndikten sonra arkadan bir ses duydum. Yaralanan bir polis arkadaşın ya da bir tane polis arkadaşın teyit ettiğine göre ‘bomba’ diye bağırmış; ama ben o sesin ne olduğunu tam olarak anlayamamıştım. Arkama baktım şöyle; hiçbir şey anlamadım ondan sonra önümü döndüğümde arkadan patlama sesi büyük bir patlama sora şarapnel parçaları etrafa dağılan şeyler falan toz duman” dedi.

"10 saniye daha geç olsaydı"
Avukat Gökhan Mertol, polis Fethi Sekin sayesinde büyük bir facianın önlendiğini ifade ederek, “Yere düştükten sonra bir müddet çınlama sesi ne yapacağımı bilemedim. Ön tarafta birisi vardı onun yardımıyla kenara çekildim, kenara geçtim. Ondan sonrada zaten bir 10-15 dakika sonra hastaneye getirdiler. Fethi Bey’i görmedim; ama o esnada o dedim ya işte o polis memuru bağırmış ‘bomba’ diye. Onun sayesinde yani daha büyük bir olay önlenmiş oldu. Olay yerinin 10-15 metre ilerisindeydim. Sağa aracımı park ettim, adliyeye girecektim bende o girişten girecektim aslında. Bir 10 saniye daha geç olsaydı belki bende olayın ortasında kalacaktım” şeklinde konuştu.
Mertol, şöyle devam etti:
“Ben baktım elimde kan var. Ondan sonra anladım yaralandığımı anlamamıştım başka. Vatanımızı, milletimizi bölmeye çalışan bir sürü terör örgütü var. Hem içte, hem de dışta; ama başaramayacaklar inşallah vatanımız, milletimiz; bayrağımız dalgalanmaya devam edecek.”

“Koşmaya başlamasından 2-3 saniye sonra da zaten patlama oldu”
Yaralılar arasında bulunan Vatan Partisi Konak İlçe Başkanı Avukat Bülent Karagöz de yaşadığı korku dolu dakikaları anlattı. Vücudunda onlarca şarapnel parçası bulunan ve halen Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavisi devam eden Karagöz, patlamanın etkisiyle savrulduğunu söyledi. Teröristlerin araçtan indikten sonra patlama olduğunu anlatan Karagöz, “Araçtan bir kişi inip koşarak uzaklaşmaya başladı. Koşmaya başlamasından 2-3 saniye sonra da zaten patlama oldu, alev. Daha sonra araç parçaları yağmaya başladı. Bu arada ben patlamanın etkisiyle savruldum ve kendimi yere attım. Daha sonra silahlı çatışma başladı. Silah sesleri bir süre devam etti” şeklinde konuştu.

“Şarapnel parçası sol kasığımdan vücuduma girdi”
Çok kan kaybettiğini söyleyen Karagöz, “O ara artık bilemiyorum ya kurşun, ya da şarapnel parçası sol kasığımdan vücuduma girdi çok kan kaybettim; ama 112 acil çok çabuk geldi hastaneye yetiştirdiler beni. Yere yatıp başımı ellerimle kapatarak o şekilde korumaya çalıştım. Çantamın içerisinde baro ajandasıydı. Sol tarafımdaydı çantam. Herhalde mermi ya da şarapnel parçası oraya saplanmış. Ben Fethi Bey’i araba çarptığı anda gördüm zaten sonrasını göremedim. Patlama olunca savruldum ve bütün parçalar havadan yağmaya başlamıştı” diye konuştu.

“Türkiye’de bir kargaşa ortamı oluşturmaya çalışıyorlar”
Başbakan Binali Yıldırım’ın da kendisini ziyaret ettiğini anlatan Karagöz, Türkiye’de kargaşa ortamı oluşturmaya çalıştıklarını ifade etti. Karagöz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Terörün arkasındaki esas kuvvet ABD, FETÖ, PYD, FETÖ. Hepsi Amerika’nın Türkiye’yi bölmeye yönelik kullandığı piyon örgütler. Sayın Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlarımızda geldiğinde kendilerine söyledim. İncirlik ve diğer Türkiye toprağı üzerinde bulunan hiçbir askeri üssümüzde Amerikan askeri varlığına artık izin verilmemeli; çünkü bu piyon örgütler Amerika’dan aldığı kuvvetle bu terör örgütlerini oluşturarak can güvenliği konusunu birinci mesele haline getirip Türkiye’de bir kargaşa ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Hükümetin bu konudaki kararlı tutumunu daha da ilerletmesi gerekir. Millet zaten bir beklenti içerisinde. Son dönemde Amerika’nın Türkiye’ye yönelik bu eylemlerine yönelik kararlı bir duruş sergilemelerini milletçe takdir gördüğünü söyledim kendilerine. Onlarda teşekkür ettiler.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.