GÜNDEM - 03 Eylül 2014 Çarşamba 09:40

Kalbini omzunda taşıyor

A
A
A
Kalbini omzunda taşıyor

Kalbini taşıdığı Oliver’ın fotoğrafını omzuna dövme yaptırdı.

2006 yılında İngiliz turist Craig Oliver Beston’un kalbinin nakledilmesiyle hayata tutunan 25 yaşındaki İzmirli Tayfun Erdem, nakil olduğu tarihten bu yana kalbinin sahibi Oliver’ın ailesine ulaşmaya çalıştı. Uzun uğraşlar sonucunda Oliver’ın ailesine ulaşan Erdem, kalbini taşıdığı Oliver’ın fotoğrafını omzuna dövme yaptırdı.

2006 yılında 17 yaşındayken kalp yetmezliği tanısı ile tedavi altına alınan ve kalp nakli için bekleyen Tayfun Erdem, İngiltere’den Bodrum’a tatile gelen ve beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybeden 17 yaşındaki Craig Oliver Beston’un kalbiyle yaşama tutundu. 17 Ekim 2006 tarihinde yapılan kalp naklinin ardından bir gazetede ‘Karşıyakalı gence şifa kilometrelerce öteden geldi’ başlıklı haberi okuyan Erdem o tarihten bu yana Oliver’ın ailesini bulmak için Cumhurbaşkanı ve Başbakana yazılar yazdı, sosyal medyada platformlar oluşturdu, bloglarda Oliver’ın ailesine ulaşmak için yazılar yazdı.

İngiltere Konsolosluğu ve kiliseye dahi giden Erdem hiçbir sonuç alamayınca İngiltere’de yaşan tanıdıklarından Oliver’ın ailesini bulmalarını istedi. Yakınları sayesinde Oliver’ın ölüm ilanlarına ulaşan Erdem Oliver’ın babası Bob Beston’a Facebook’tan ulaştı. Babasıyla irtibata geçen Erdem, kalbini taşıdığı Oliver’ın fotoğrafını da ilk kez Facebook’tan gördü. Daha önce ensesine ‘Oliver 17.10.2006’ yazılı bir dövme yaptıran Erdem, şimdi de bir kalbin içinde Oliver’ın resminin bulunduğu dövmeyi omzuna yaptırdı. Oliver’ın ailesi isterse seve seve İngiltere’ye gideceğini söyleyen Erdem, ”Gururla taşıyorum dövmemi omzumda. Kalbi göğsümde, fotoğrafı da omzumda. İkisi de bedenimde. Kelimelere sığmaz o duygular” dedi.

“GURURLA TAŞIYORUM ONU OMZUMDA”
5 Ekim tarihinde doğan ve 17 Ekim’i de ikinci doğum günü olarak tanımlayan Erdem, Oliver’ın ölüm tarihinin hayata yeniden başlama tarihi olduğunu söyledi. Babasının Oliver’ın babasına Facebook’tan mesaj attığını belirten Erdem, “Babası şoke olmuş. Bizden biraz süreç istedi. Beni ve sağlığımı sormuş. Babasını Facebook’tan ekledim. Oliver’ın mezar fotoğraflarını gördüm. Oliver’ın fotoğrafını da görünce dövmecimi arayıp ‘Oliver’ın fotoğrafını buldum, dövmesini yaptıracağım’ dedim.

İki hafta önce dövmeyi yaptık. Dövmeyi yaptırdıktan sonra değişik duygular oldu. Dövmeyi yaptırdıktan sonra Facebook’tan paylaştım, ertesi de gün de babası paylaşmış. Yakınları yorumlar yapmış. Bana minnettar olduklarını söylemişler, teşekkür etmişler. ‘Tayfun Oliver’ı unutmamış diye yazmışlar. Onu görünce daha da gururlandım ama bu fotoğrafı herkes görsün diye yapmadım aslında kendim istediğim için yaptım. Gururla taşıyorum onu omzumda. Kalbi göğsümde, fotoğrafı da omzumda. İkisi de bedenimde. Kelimelere sığmaz o duygular” diye konuştu.

“AİLESİ İSTERSE KOŞTURARAK GİDERİM”
Oliver İngiltere’den Bodrum’a gelmeseydi şu anda yaşamayacağını dile getiren Erdem, “Belki 17 Ekim’de ölmeyecektim ama belki 25 Ekim’de belki 30 Ekim’de ölecektim. Çünkü ben hastaneye yattığımda 75 kiloydum, 16 ve 17 Ekim günü 40 kiloya düştüğümü hatırlıyorum. Kalp gelmeseydi belki 3-5 daha yaşardım. Ailesiyle görüşmek için girişimde bulundum ama babası zaman istedi çünkü şu anda şokta. O günden sonra ne babam ne de ben babasına mesaj çektik. Ben babasına artık mesaj çekmem. Belki içine hapsettiği duyguları ben açığa çıkardım. Ailesiyle konuştuktan sonra ‘iyi mi yaptım, kötü mü yaptım’ diye düşündüm ama gelmemi isterlerse koşturarak giderim” dedi.

“DUYGUSALLIĞIM OLIVER’DAN GELEN BİR MİRAS”
Kalp nakli olduktan sonra gördüğü rüyaları da anlatan Erdem şöyle konuştu:
“Hiç görmediğim bir eve gittim, hiç görmediğim kıyafetleri denedim. Hiç görmediğim bir evi dolaştım. Bu ev benim rüyalarıma girdi. Bu bir bağ mı bilmiyorum. Başına gelmeyen insan inanmaz belki ama ben en sonunda o evi buldum. Onun yaşadığı evi gördüm. Rüyalarımdaki eve üç aşağı beş yukarı benziyordu. Buna bağ mı denir bilmiyorum ama bir bağ var herhalde. Çünkü nakil olduktan sonra çok duygusallaştım. Belki bu bana Oliver’dan gelen bir mirastır. Ben başıma gelmeden önce organ nakli nedir bilmezdim. İnsan başına gelmeden bilmiyor. Bir insanın vücudunda toprak altında çürüyecek 7-8 organ var. Eğer 7-8 organ bağışlanırsa, bu 7-8 kişinin kurtulması demek.” 

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN - SİNAN YENİÇERİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dolmuşun açık bırakılın kapısından düşen kadın yaşam mücadelesi veriyor Adana’da dolmuşta ücret ödemek için ayağa kalktığı sırada açık bırakılan kapıdan aşağı düşerek ağır yaralanan yaşlı kadın hayatta kalma mücadelesi verirken, sürücü adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre kaza, 24 Nisan günü saat 14.30 sıralarında Sarıçam ilçesi Balcalı Mahallesi Güney Kampüs yolunda meydana geldi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kontrole giden Hatice Sabahi (75), evine dönmek için Vedat K.’nin kullandığı 01 J 0364 plakalı özel halk otobüsüne bindi. Sürücü direksiyon başında sigara içtiği sırada otobüs kapısı açık bir şekilde ilerlerken, Sabahi ulaşım kartını göstermek için ayağa kalktı. Manevra sırasında dengesini kaybeden Sabahi, açık olan kapıdan aşağı düşerek başını asfalta çarptı. İhbar üzerine kaza yerine gelen sağlık ekipleri, Sabahi’yi ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürdü. Sürücü ise gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Hastanede ameliyata alınan 6 çocuk annesi Sabahi’nin beyin kanaması geçirdiği, köprücük ve kürek kemiği ile göğüs kafesinde kırıklar olduğu belirlendi. Kafatasında biriken kan boşaltılan Sabahi, yoğun bakım ünitesinde entübe edildi. Sabahi’nin emekli öğretmen eşi Cemil Sabahi (74) ile çocukları hastaneye giderek, gelecek iyi haberi beklemeye başladı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sürücü Vedat K. ise çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Eşinin hayati tehlikeyi atlatamadığını anlatan Cemil Sabahi, “Bu apaçık cinayete teşebbüstür. Kapıyı neden açık bırakmış, bilemiyorum. Bir litre az mazot yakmak için mi böyle yapıyorlar? Ayrıca sigara içiyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Adli kontrol verilerek serbest bırakılmış. Eşimin beyin kanaması ameliyatla durduruldu. Uzun süredir de uyutuluyor. Üstelik vücudunda çok sayıda kırık var. Hayati tehlikeyi atlatabilirse kırıklarına bakılacak. Son derece berbat durumdayım” diyerek gözyaşı döktü. Oğlu Selahattin Sabahi (51) ise kapısı açık giden otobüsler konusunda tedbir alınması gerektiğini belirterek, “3 gündür hastanedeyiz, otobüsleri takip ediyorum ve hala kapıları açık geziyorlar. Buna bir son verilmesini istiyorum. Adana’nın bu ciddi sorununun çözülmesi lazım. Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın. Annemin hayati tehlikesi sürüyor. Kırıkları tedavi edilemiyor. Sürücüden şikayetçiyiz. Salıverilmesine anlam veremedim” dedi.
Adana Ceyhan Belediye Başkanı Aydar, verdiği sözleri bir bir yerine getiriyor Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, henüz göreve başlayalı bir ay bile dolmadan seçim döneminde verdiği vaatlerden 6’ncısının temelini atarak Namık Kemal Mahallesi’ne en büyük parkını yapmak için kolları sıvadı. 23 Nisan’da altyapı ve yol çalışmaları tamamlanan, içerisinde koşu, spor ve büyük bir oyun alanının bulunacağı park, 19 Mayıs’ta tamamlanarak çocuklara armağan edilecek. Kısa bir süre önce Ceyhan’ın iki yakasını birleştirmek için İbrahim Mete Bulvarı’ndan Namık Kemal Mahallesi’ni birbirine bağlayacak köprünün temelini atan Başkan Kadir Aydar, Kent Meydanı projesinin ilk kazmasını da kendisi vurmuştu. Büyük Ceyhan Oteli ve Namık Kemal Mahallesi’ne çift şeritli yol çalışmalarına da başlayan Aydar, Ceyhan’ı büyük bir köyden, büyük bir kent hedefine ilerleme yolunda ilçe halkının en büyük umudu oldu. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ayrıca ihtiyaç sahibi emeklileride unutmayarak söz verdiği bayram ikramiyesi için çalışmalarını tamamladı. İhtiyaç sahibi emeklilerin belediyeye başvuru yapmalarının ardından 5 bin liralık destek vereceğini açıkladı. Başkan Aydar’ın emekli ikramiye vaadi, 7 den 70e herkesin başkanı olduğunu kanıtlar nitelikte oldu. Ceyhan’da yarım kalan hikayesini tamamlayıp, kaybolan yıllarını telafi etmek adına belediyenin her bir emekçisiyle 7 gün 24 saat esasına dayalı çalışan Başkan Kadir Aydar, seçim döneminde verdiği vaatler arasında yer alan Namık Kemal Parkı Çocuk Parkı için kolları sıvadı. Mazbatasını alalı henüz bir ay bile dolmayan Başkan Aydar, vaatlerinden 6’ıncısını gerçekleştirmek için parkın temelini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda attı. Altyapı ve yol çalışmalarını tamamlayan Aydar, parkın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda hizmete açılacağını duyurdu. Başkan Aydar, “Bugün çocuklar bir müjde vermek istiyoruz. Bu alan, Namık Kemal Mahallesi’ndeki en büyük park olacak. Çocuklar için koşu, spor ve büyük bir oyun alanı olacak. Yolumuz bitti. Parkımızı 19 Mayıs’a kadar siz değerli Ceyhanlılar için hizmete açmaya çalışacağız. Çocuklara bugün müjdemiz olsun. Ne yapıyorsak, Ceyhan için. En büyük gücü Ceyhanlımın gözlerindeki umuttan alıyorum” dedi.
Hatay Konteyner kent alevlere teslim oldu, vatandaşlar korku dolu anlar yaşadı Hatay’ın Antakya ilçesinde depremzede vatandaşların yaşadığı 4 konteyner kullanılmaz hale gelirken afetzede vatandaşlar, asrın felaketinin ardından yeninden korku dolu anlar yaşadılar. Geçtiğimiz gün Hatay’ın Antakya ilçesinde depremzede vatandaşların kaldığı konteyner kentte çıkan yangında 4 konteyner kullanılamaz hale gelmişti. Konteynerlerin alevlere telsim olduğu yangında 7 konteyner ise hasar gördü. Depremin ardından yeniden korku dolu anlar yaşayan vatandaşlar, adeta ikinci kez felaketi yaşadılar. Konteyner kent sakinleri Mine Yapar ve Emel Yılmaz yaşadıkları korkuyu anlattılar. Yangının saniyeler içerisinde büyüdüğünü söyleyen Mine Yapar, "Dün bir anda ne olduğunu anlamadan yangın çıktı. Yangın saniyeler içinde büyüdü. Her yere sıçradı. Havaların ısınmasıyla bu felaketler daha çok artacak. Bir an önce ekipler devletimiz bir şeyler yapsın. Çok zor durumdayız. Bu yangın burada ilk oldu ama son olmayacak. 3 konteyner yandı, yaklaşık 7 konteyner de hasar aldı" dedi. Yangınlardan korktuklarını dile getiren Emel Yılmaz, "Yangın bir anda çıktı, evde oturuyorduk ve fark etmedik. Kokuyu da almamıştık. Yangın bir anda büyüdü, 3 konteyner yandı yaklaşık 7 konteyner’da hasar aldı. Buranın çözüme kavuşturulması lazım çünkü korku içinde yaşıyoruz. Yangınlardan korkuyoruz" şeklinde konuştu.
İstanbul Deriv, Rakshit Choudhary’yi eş-CEO’luğa terfi ettirdi Deriv, 25’inci yılını kutlamaya hazırlanırken liderlik modelini yeniliyor. Rakshit Choudhary, Kurucu ve CEO Jean-Yves Sireau ile ortaklık kurarak eş-CEO’luğa terfi ettirildi. Çevrimiçi ticaret şirketi Deriv, Rakshit Choudhary’nin Operasyon Direktörlüğünden (COO) Eş-Yönetici (CEO) tanıtımını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre eş-CEO modeli, her iki liderin de farklı güçlü yönlerinden ve çeşitli bakış açılarından yararlanacak. Eş-modeli seçmek sadece şirket için stratejik bir hareket değil, kuruluşun işi çevik tutmak için kritik karar alımına farklı bakış açıları ve ekip çalışmasını dahil etmesini sağlıyor. Bu ikili liderlik çerçevesi aynı zamanda karşılıklı saygı ve ortak hesap verebilirliğin standart uygulamalar olduğu bir ortam oluşturuyor ve bireysel özerkliği kolektif bir vizyonla dengeliyor. Deriv’nin Kurucusu ve eş-CEO’su Jean-Yves Sireau şunları söyledi: "Rakshit, Deriv’in işini derinlemesine anlayan harika bir lider, bu nedenle eş-CEO’luğa geçişi bizim için ileriye doğru atılmış doğal bir adım.’’ Rakshit Choudhary, yeni rolü hakkındaki düşüncelerini paylaştı: “Şirketin son 14 yıldır inanılmaz büyümesinin ve evriminin bir parçası olduğum için şanslıyım ve ticareti her yerde, herkes için erişilebilir hale getirme misyonuna ilk elden tanık oldum. Bunun merkezinde yenilikçi, güvenli ve erişilebilir kalmaya odaklanmak yer alıyor. Şirketi başarılı bir 25 yıla daha taşırken Deriv’i küresel olarak Jean-Yves ile birlikte büyütmeye devam etmeyi dört gözle bekliyorum.”