POLİTİKA - 07 Şubat 2018 Çarşamba 15:20

Kalın: 'CHP içinde hala ‘PYD terör örgütü’ diyemeyenler var'

A
A
A
Kalın: 'CHP içinde hala ‘PYD terör örgütü’ diyemeyenler var'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ''Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz'' dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun PYD-YPG’nin terör örgütü olduğunu net bir şekilde ifade etmesi memnuniyet verici. Ama gecikmeli bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok çağrısından ve meydan okumasından sonra yapması manidar. Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Lideri Bahçeli’nin görüşme trafiğinin her an olabileceğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup toplantısında yaptığı eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kalın, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun PYD-YPG’nin terör örgütü olduğunu net bir şekilde ifade etmesi memnuniyet verici. Ama gecikmeli bir şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok çağrısından ve meydan okumasından sonra yapması manidar. Hala CHP içinde PYD-YPG’ye terör örgütü diyemeyen, hatta onlara dolaylı olarak destek veren, arka çıkan bir takım sesler olduğunu görüyoruz. Umarız bu konuda da Sayın Kılıçdaroğlu gerekli adımları atacaktır” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun Esat ile görüşülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kalın, “Bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil, şuanda öyle bir temasın kurulması da söz konusu değil. Bizi yönlendirme şeklindeki yaklaşımların çok gerçekçi olmadığını ifade etmek gerek” şeklinde konuştu.
Suriye sahasında yeni vekalet savaşlarının hayata geçirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Kalın, “ABD’nin PYD ve YPG’ye verdiği destek bunun örneklerinden birisi. DEAŞ tehdidi ortadan kalktıktan sonra bu desteğin hala devam ediyor olması, Sayın Trump’un Cumhurbaşkanımıza telefonda bizzat verdiği sözlere rağmen bu desteğin devam etmesi kamuoyunda akla başka sorular geliyor” ifadelerini kullandı.

“ABD yönetiminden somut beklentilerimiz var”
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'ın Türkiye ziyaretine ilişkin soru üzerine Kalın, “Sayın Tillerson’un ziyareti kendi talepleri üzerine gerçekleşiyor. Dışişleri Bakanımızın misafiri olarak gelecekler, muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da kabul edilecekler. Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster ülkemizi ziyaret edecek, benim misafirim olarak gelecek. Bu ziyaretler önemli. Biz ABD ile güvenin yeniden tesisi için bir çaba içindeyiz. Ama bu güveni sağlayacak olan aynı zamanda ABD yönetiminin sahada atacağı somut adımlardır” açıklamasında bulundu.
Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyen sebepleri açıklayan Kalın, “Bunların bir an önce sona erdirilmesini ve ilişkilerimizin tekrar müttefiklik ilişkileri içinde, güven esasına dayalı bir zeminde ilerlemesini arzu ediyoruz. Bunun için ABD yönetiminden somut beklentilerimiz var” dedi.

“Bu değerlendirmeleri bırakalım ilgili makamlar yapsınlar”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Afrin’e girilmemesi yönündeki açıklamalarına ilişkin de konuşan Kalın, “Afrin operasyonu ile ilgili gerekli askeri planlamayı yapan kurum bellidir. Onların yaptıkları planlamalar çerçevesinde bu harekat başarılı bir şekilde yürütülüyor. Bu tür görüşler dile getirilebilir, ama asıl olan askerimizin ortaya koyduğu planlar ve bunların uygulanmasıdır. Bu değerlendirmeleri bırakalım ilgili makamlar yapsınlar” diye konuştu.
Suriye hava sahasının kapatıldığı yönündeki iddialara cevap veren Kalın, “Sahadaki ihtiyaç neyse ona göre, uçuşlar, İHA’lar, SİHA’lar, diğer imkan ve kabiliyetler hayata geçiriliyor” şeklinde konuştu. Kalın, Türk tankını vuran silahın menşei ile ilgili incelemelerin devam ettiğini söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Afrin operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendiren Kalın, “Ülkelerin zaman zaman ‘operasyon uzamasın’ şeklindeki açıklamalarını not ederiz ama bizim öncelikle kaygımız, hedefimiz, bu operasyonun planlandığı şekilde hayata geçirilmesidir” ifadelerini kullandı.
Soçi ya da Astana süreci ile ilgili üçlü zirve üzerinde çalıştıklarını kaydeden Kalın, “Tarih, yer konusunda şuanda çalışmalar devam ediyor ama yakın bir zamanda böyle bir üçlü zirve yapılabilir” dedi.

“Her şeyden önce o Mehmetçiğe bir saygısızlıktır”
Tabipler Birliği ve Barolar Birliğinin isminde bulunan ‘Türk’ ifadesinin kaldırılması yönündeki gelişmelerin sorulması üzerine Kalın, “Tabipler Birliğinin son dönemde özellikle harekat ile ilgili sergilediği tutuma binaen kamuoyunda büyük bir infial oluştu. Başında ‘Türk’ ifadesi olması bir kenara Türkiye faaliyet gösteren bir STK’nın Türkiye’deki genel kamuoyunun hassasiyetlerini gözardı ederek başka kaygılarla açıklamalar yapması elbette kamuoyunda tepkiye yol açar. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu tepkiyi dikkate alarak bir çağrıda bulundu. Makul ve meşru eleştiriye bizim itirazımız yok. Siz bir eleştiri diye ortaya çıkıp bir kampanya yaptığınızda Türkiye’nin yaşadığı gerçekleri, cephede savaşan askerimizin aldığı riskleri göz ardı ederek, adeta umursamaz bir şekilde açıklamalar yaptığınızda bu kamuoyunda da, devlet nezdinde de tepkiye neden olur. Bu çevrelerin DEAŞ’a karşı yapılan operasyonlarda, El Kaide’ye karşı yapılan operasyonlarda çıkıp ‘biz savaşa karşıyız, DEAŞ ile El Kaide ile diyalog yapın’ tarzı bir bildiri yayınladığını gördünüz mü? Ama ne zaman işin ucu PKK’ya, PYD-YPG’ye, sol, Marksist, Leninist örgütlere dokunuyor, bu arkadaşlar hemen bir anda içlerindeki hümanist, liberal bir takım duyguları hatırlıyorlar. Bizim askerimiz orada bizim ülkemiz için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Onlar bu riski alırken birilerinin kalkıp kafalarındaki bir takım fantezileri hayata geçirmek için ‘biz savaşa karşıyız’ demeleri her şeyden önce o Mehmetçiğe bir saygısızlıktır. En azından bu hassasiyeti göstermeleri ve susmaları beklenir” diye konuştu.

“Bu sağlanırsa şüphesiz Türkiye'deki, AB algısı da değişecektir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen haftaki programına ilişkin bilgi veren İbrahim Kalın, Vatikan ziyareti ilgili de bilgiler verdi. Vatikan ziyaretinin 59 yıl sonra cumhurbaşkanı seviyesinde gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret olduğunu kaydeden Kalın, Vatikan ziyaretinden sonra İtalya ziyaretindeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
AB sürecine ilişkin son birkaç gün önemli gelişmeler yaşandığını söyleyen Kalın, “Bizim beklentimiz bu karşılanan 72 kriter çerçevesinde, yapılan resmi görüşmeler ve yazışmalar çerçevesinde bunun en kısa sürede hayata geçirilmesi. Bu sağlanırsa şüphesiz Türkiye'deki, AB algısı da değişecektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vize sistemi içerisinde serbest dolaşım hakkına sahip olması, aslında çok daha önceden elde edilmesi gereken bir müktesebattı. Fakat çeşitli gerekçelerle bu geciktirildi. Bunun 2018 yılı içerisinde hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi, Türkiye-AB ilişkilerine şüphesiz yeni bir ivme kazandıracaktır"

26 Mart'ta Varna'da, Bulgaristan'ın dönem başkanlığında Türkiye-AB Zirvesi’nin gerçekleşeceğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu zirveye katılacağını söyleyen Kalın, “Bu zirveler Türkiye'nin, AB ile ilişkilerinde çok önemli bir fonksiyona sahipti. Fakat birtakım siyasi gerekçelerle bu zirvelere son verilmişti. Şimdi bu zirvenin gerçekleşmesi, bu vize serbestisi anlaşmasıyla 2018'de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir ivmenin kazanılmasına önemli katkılar sağlayacaktır" diye konuştu.

“ÖSO meşru Suriye muhalefetinin önemli bir parçasıdır”
Son dönemde ÖSO’ya yönelik yapılan eleştirilere ilişkin konuşan Kalın, “Özgür Suriye Ordusu, meşru Suriye muhalefetinin önemli bir parçasıdır. Onları terörist, teröristlerle ilgili, terör örgütleriyle bağlantılı gibi göstermeye dönük hareketler ya da açıklamalar, yaklaşımlar aslında bizatihi Türkiye Cumhuriyetinin hayata geçirdiği Zeytin Dalı Harekatı'na gölge düşürme niyetini isal etmektedir" diye konuştu.

Türkiye’nin milli bekası ve geleceği ile ilgili siyasi partilere çağrıda bulunan Kalın, “Burada küçük siyasi hesapların mutlaka bir kenara konması, büyük fotoğrafın görülmesi, milli çıkarlarımız ve hedeflerimiz doğrultusunda tam bir kenetlenmenin yaşanması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız her defasında bu hususun altını çizmektedir. Fakat maalesef bazı çevrelerin, tamamen küçük siyasi hesaplarla bunun aksi yönünde açıklamalar yapmaya çalıştığını, Özgür Suriye Ordusunu 'terörle ilişkili' gibi göstermeye çalıştığını maalesef üzüntüyle izlemekteyiz. Halbuki Özgür Suriye Ordusu, Suriye muhalefetinin bir parçasıdır. Bugüne kadar Cenevre ve Astana süreçlerine de Suriye muhalefeti çatısı altında siyasi temsilcileri vasıtasıyla katılmışlardır. Onların herhangi bir meşruiyet sorunu söz konusu değildir. Özellikle harekatın devam ettiği şu dönemde, tekrar buradan bütün çevrelere, siyasi partilere çağrımız; bu milli birlik ve beraberlik duygusu içerisinde askerimizin, güvenlik güçlerimizin yanlarında olduğunu net bir şekilde ortaya koymalarıdır" şeklinde konuştu.

DERYA YETİM 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.