GÜNDEM - 11 Aralık 2017 Pazartesi 17:32

Kalp hastası genç anne yaşamak istiyor

A
A
A
Kalp hastası genç anne yaşamak istiyor

Aydın'ın Didim ilçesinde yaşayan kalp hastası ve bir çocuk annesi 19 yaşındaki Aylin Kütükçü, ameliyat olmak için yardımseverlerden destek bekliyor.

Didim Çamlık mahallesinde kirada oturan ve eşinden ayrı olan 19 yaşındaki Aylin Kütükçü, yaşamak için hayırseverlerin desteğini bekliyor. Doğumundan bugüne kadar sağlık sorunları ile mücadele eden Kütükçü 19 yaşına kadar birçok kez kalp krizi geçirdi. 8 defa anjiyo, 2 kez de bypass ameliyatı olan ve kalp kapakçığı değişerek kalbine stent takılan Aylin Kütükçü’de geçirdiği ameliyatlar sonucu kalp yetmezliği gelişti.
Hayırsever vatandaşlar tarafından toplanan yardımlarla yapay kalp nakli yapılan Kütükçü, yapay kalbin vücutla uyum sağlamaması üzerine Kütükçü’nün yapay kalbi yeniden değişti. İki yıl önce Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde kalbine stent takılan Aylin Kütükçü, 6 ay öncede bir kız çocuğu dünyaya getirdi ve kızına ‘Melek’ adını verdi. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha kalp krizi geçiren Aylin Kütükçü, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ve buradan İstanbul’daki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.

6 aylık dünyaya geldiğini ve bugüne kadar hayırsever vatandaşların yardımlarıyla ameliyatlar olduğunu belirten 19 yaşındaki Aylin Kütükçü, “Kalp yetmezliği teşhisi kondu. 8 kez anjiyo oldum. 2 kez bypass oldum. 2 yıl önce ameliyat oldum; tekrar hastaneden çağırdılar ama maddi gücümüz olmadığından ameliyat olamıyorum. Hayırseverlerden yardım istiyorum. Bir kızım var eşimden ayrıldım. Kızımın adı Melek annemle yaşıyorum. Bu rahatsızlık sürekli devam eden bir rahatsızlık bende; iki kat çıkınca yorulan bir insanım. Böyle yaşamın devam ediyor hayırseverlerden destek istiyorum” dedi.

"Kızımın yaşamasını istiyorum"

Çamlık Mahallesi’nde yaşayan anne Sebahat Altınok ise, “Kızım 6 aylıkken prematüre olarak dünyaya geldi ve doğduğunda 650 gramdı. Doktorlar o zaman yaşamaz dediler. Evde tek başıma doğum yaptım. Zonguldak’tan İstanbul Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı ve 3 ay kuvözde kaldı. 3 ay sonra anjiyo oldu. 1 ve 4 yaşındayken bypass oldu. 3 kez kalp krizi geçirdi. Doktorlar yaşamasına bile büyük şans olduğunu söylüyor. Geçen gün Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittik ama doktorlar maddi durumumuz olmadığından bakamıyorlar. Şu anda maddi gücümüz yok daha önceki ameliyatları da yardımseverlerde yaptırdı” dedi.

Kızını kaybetmek istemediğini belirten anne Altınok, şöyle konuştu: “Torunum annesiz büyümesin ben öksüz büyüdü o büyümesin. Bu son ameliyatı bunu yaptıramazsam onu kaybedeceğim çünkü riski artık çok yüksek. Doktorlarda ameliyatın çok riskli olduğunu söylüyorlar. Doktorlar elinden geleni yapacaklarını söylediler. Torunum benim canım; hepsi canım. Kızımı kaybetmek istemiyorum. İki aydır kirada oturuyorum. Kızımın kurtulması için 50 bin TL’ye ihtiyacımız var. İşadamlarından ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyorum ve kızımın yaşamasını istiyorum” 

Hüseyin Çalışkan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.
İstanbul Beşiktaş, Fenerbahçe’ye aynı sezonda iki kez kaybetmedi Beşiktaş, Süper Lig’de uzun süredir Fenerbahçe’ye karşı aynı sezon içinde iki mağlubiyet yaşamadı. Siyah-beyazlılar, son olarak 2014-2015 sezonunda sarı-lacivertli takımla oynadığı iki maçtan da yenilgiyle ayrılmıştı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, yarın Fenerbahçe’nin konuğu olacak. Sarı-lacivertliler, lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını koruyarak şampiyonluk yarışında yara almamak için galibiyeti hedeflerken, siyah-beyazlı ekip de hem sezonu ilk 4’te bitirebilmek hem de taraftarını mutlu etmek adına 3 puan almak istiyor. Beşiktaş rakibine aynı sezonda iki mağlubiyet yaşamıyor Bu zorlu mücadele öncesi ise ilginç bir istatistik göze çarpıyor. Beşiktaş, ligde Fenerbahçe’ye karşı uzun süredir aynı sezon içerisinde oynadığı maçlarda iki yenilgi yaşamadı. Kartal, en son 2014-2015 sezonunda sarı-lacivertlilere 2-0 ve 1-0’lık skorlarla kaybetmişti. Bu süreçte iki takım arasındaki 16 karşılaşmanın 4’ünü Beşiktaş, 3’ünü Fenerbahçe kazanırken, 9 mücadelede beraberlikle sona erdi. 2014-2015 sezonundan sonra oynanan derbilerde alınan sonuçlar şöyle: 2015-2016 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 2 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 0 2016-2017 Fenerbahçe: 0 - Beşiktaş: 0 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2017-2018 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 1 2018-2019 Fenerbahçe: 1 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 3 2019-2020 Fenerbahçe: 3 - Beşiktaş: 1 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2020-2021 Fenerbahçe: 3 - Beşiktaş: 4 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2021-2022 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 2 Beşiktaş: 1 - Fenerbahçe: 1 2022-2023 Beşiktaş: 0 - Fenerbahçe: 0 Fenerbahçe: 2 - Beşiktaş: 4
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta depremde enkaz altında kalan ve belden aşağısı tutmayan kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde enkaz altında kalan ve yatağa bağımlı hale gelen kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor. Dulkadiroğlu ilçesi Mehmet Akif Mahallesi’nde 5 katlı binanın 5. katında depreme yakalanan 31 yaşındaki Ayşe Çelik, üzerine beton gelmesi sonucu omurilik zarar gördü ve yatağa bağımlı hale geldi. Şuan Havaalanı Konteyner Kentte yaşayan Ayşe Çelik,"Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime duvar geldi. Yatağıma mahkum kaldım. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar" dedi. 11 yaşlarındaki ikiz çocuklarının Eren ve Kerem’in kendisine baktığını söyleyen Çelik,"Ben Kahramanmaraş depreminde Mehmet Akif Mahallesi’nde idim. Ben 5 katlı binanın 5. katında enkazda kaldım çocuklarımla birlikte.Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime odanın duvarı geldi. Aldığım darbeler sonucunda omurilik zarar gördü. Ameliyat oldum. 4 aya yakın Mersin’de hastanede yattım. Şuan çocuklarımla birlikte Havaalanı konteynırkent’teyim. Ben böyle olunca eşimle ayrıldık. Şuan bana çocukların bakıyor"ifadesini kullandı. Çelik," 11 yaşındaki ikizlerim ilgileniyor. Yemeğimi hazırlıyorlar, ihtiyaçlarımı gideriyorlar, tekerlekli arabama binerken bana yardımcı oluyorlar. Duş almam konusunda bana yardımcı oluyorlar. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar. 11 yaşındalar ve şuan omuzlarına kocaman bir yük aldılar. Kendilerini suçluyorlar bazen. Bizim yüzümüzden bu şekilde oldu diye. Kendilerini suçladıkları için de hep bana diyorlar anne,’keşke biz olsaydık diyorlar’ Ama bu Allah’tan geldi" dedi. 11 yaşındaki Eren Çelik,"Ben 5. sınıfa gidiyorum. İkiz kardeşimle birlikte bulaşıkları yıkıyoruz, yemek yapıyoruz. Anneme kahvaltı hazırlıyoruz. Evi temizliyoruz" diye konuştu. 11 yaşındaki Kerem ise, "Ben 5 sınıfa gidiyorum. Anneme yardımcı oluyoruz her konuda. Annemin kahvaltısını hazırlıyoruz. Yemek pişiriyoruz. Annem depremden dolayı bu hale geldi. Yatağa bağımlı hale geldi. Deprem oluyordu annem de bizim üzerimize yattı. Anneme yer kalmayınca annemin üzerine duvar düştü. yatağa bağımlı hale geldi. Anneme yardımcı olmaya çalışıyorum fizik tedavi hareketlerini yapmaya çalışıyorum. Benim çok param olursa annem yurt dışına gönderirim. Tedavi için" ifadesini kullandı.
Manisa Manisa’da Sefo coşkusu Bu yıl 484’üncü kez düzenlenen Uluslarlarası Manisa Mesir Macunu Festivali etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisalılarla buluştu. Sevilen şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendiren Sefo, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran Manisalılara unutamayacakları bir gece yaşattı. UNESCO’nun İnsanlığının Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan ve bu yıl 484’üncü kez gerçekleştirilen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nde karnaval havası yaşanmaya devam ediyor. Festival etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisa’da sahne aldı. Binlerce Manisalının katıldığı konseri Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, eşi Nurcan Zeyrek ve kızı Nehir Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da takip etti. Manisalılara muhteşem bir gece yaşatan ünlü sanatçı Sefo, şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendirdi. Konser sırasında Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ve Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da sahneye çıkarak sanatçıya çiçek ve mesir macunu takdim etti. Manisalılara seslenen Şehzadeler belediye Başkanı Gülşah Durbay, “Söz verdik, Manisa’yı gençliğin ve festivallerin kenti yapmaya. Kıymetli sanatçımız Sefo’ya teşekkür ediyorum ve festivalimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ise, sözlerine Manisa’yı ve Manisalıları çok sevdiğini söyleyerek başladı. Başkan Ferdi Zeyrek, “Ben de inanın ki çok eğleniyorum. Sefo bu akşam Manisa’mı kırdı geçirdi. İyi ki geldin. Bundan sonra Sefo gibi birçok ünlü sanatçımız Manisa’mızda olacak. Artık hep birlikte çok eğleneceğiz, çok mutlu olacağız, hep güleceğiz” ifadelerini kullandı.
Balıkesir Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda Bandırma rüzgarı Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’nda Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, sektördeki önemli konuları ele alarak gündeme taşıdı. 19-20-21 Nisan tarihlerinde düzenlenen Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’na Türkiye genelinden 821 delege katılım sağladı. Balıkesir Delegesi olarak toplantıya katılan Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, 7 kişiden oluşan divan kuruluna seçildi. Toplantının kapanış konuşmasını gerçekleştiren Çağrı Aldemir konuşmasını üç ana başlık altında topladı. Çağrı Aldemir İlk olarak yeni mezun mimarların odaya üye olmasının sağlanması için neler yapılması gerektiğini açıkladı ve kendi çalışmalarından örnekler verdi. İkinci olarak yapı denetim havuz sistemindeki aksaklıklardan söz etti. Üçüncü olarak mevcut otopark yönetmeliğinin eski yapı stoğunun yenilenmesinin önündeki en büyük engel olduğundan söz ederek bu problemlerin çözülmesi konusunda mutlaka Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşülüp çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Çağrı Aldemir, konuşmasını teşekkürlerle tamamladı. Çağrı Aldemir, “49.Dönemde göreve gelen yeni yönetim kurulunu tebrik eder, TMMOB Delegeliğine seçilen Balıkesir Şube Başkanımız Betül Dikici, Onur Kuruluna seçilen Nurdan Topoğraf ve Denetleme Kuruluna seçilen Birol Yıldızdağ’ı da kutlarız,” dedi.