SAĞLIK - 16 Şubat 2015 Pazartesi 12:40

Kanserde 2 yıl erken teşhis mümkün hale geldi

A
A
A
Kanserde 2 yıl erken teşhis mümkün hale geldi

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) geliştirilen MULTIMODAL HYPERSPECTROSCOPY (MHS) Işıkla Tarama Teknolojisi, Rahim Ağzı Kanserinin erken evrede tespit edilmesinde devrim niteliğinde gelişmeler sağladı.

Yöntem, dünya ile aynı anda Türkiye’de kullanılmaya başlandı. Ankara Özel Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Işıkla Tarama Teknolojisi ile Dijital Servikal Haritalama sistemini birleştirdi. Bu sayede rahim ağzı muayenesi ile şüpheli görülen durumların ileri incelemeleri aynı anda yapılıyor. Gerek görülürse eş zamanlı biyopsi alma imkanı da sağlayan bu teknolojiler, sonuçları hemen veriyor.

BİR KAÇ DAKİKADA SONUÇ ALINIYOR
Ankara Özel Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde eşzamanlı olarak uygulanmaya başlanan Işıkla Tarama Teknolojisi ile Servikal Haritalama yöntemi, rahim ağzı kanserinin erken tanısında devrim niteliğinde büyük kolaylık sağlıyor. Buna göre Işıkla Tarama Teknolojisi yardımı ile rahim ağzı taranıyor. Bu tarama yöntemi smear testine nazaran çok erken evrede, yani atipik hücre dökülmesi gerçekleşmeden evvel dahi kanser öncülü hücresel değişiklikleri yakalayabiliyor. Ayrıca bu yönteme dair bilimsel çalışmalar da özellikle rahim ağzı kanalındaki kanser öncülü değişikliklerin yüzde 100 doğruluk oranı ile tespit edilebileceğini kanıtlamıştır. Bu suretle uzmanlar, geleneksel tekniklere göre 2 yıl öncesinden rahim ağzı kanseri veya öncü lezyonlarının tanısının ve takip eden süreçlere hızlıca geçişin mümkün olabileceğini belirtmişlerdir. Muayenede tarama yöntemlerine dair bilgi veren Ankara Özel Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Direktörü Prof. Dr. Aydan Biri şu şekilde konuştu.” 1-2 dakika içerisinde muayene masasında uygulanan Işıkla Tarama Teknolojisi hiçbir ön hazırlık gerektirmiyor ve sonuçlar hemen veriliyor. Dolayısıyla gereken tedaviler hemen başlatılıyor. Geleneksel teknik olan smear testinde ihtiyacımız olan örnek alma, örneğin yeterli olması ve inceleme için bulunması gereken hücre tiplerini içermesi, bekleme süresi gibi durumlar bu yöntemde gerekmiyor. Özellikle derin tabakadaki hücresel değişikliklerin olup olmadığı rahatlıkla tespit ediliyor. Geleneksel yöntemlere göre 2 yıla varan erken tanı avantajını yüksek oranda ve kesin olarak sağlıyor. Ayrıca sonuçlar hastaya anında raporlanarak teslim ediliyor. Hastalığın erken evrede tespit edilmesi durumunda, hastalar ileri inceleme ve tedavi yöntemleri için hızlıca yönlendirilerek, minimal cerrahi yöntemler ile tedavi edilebilmeleri mümkün oluyor.”

İLERİ İNCELEME EŞZAMANLI OLARAK GEÇEKLEŞİYOR
Ankara Özel Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği hekimlerinden Prof. Dr. Tamer Mungan kanser öncülü hücresel değişikliklerin saptanması durumunda yapılan uygulamalara değinerek,”Kanser öncülü hücresel
değişikliklerin tespiti sonrasında, hasta daha detaylı inceleme için kolposkopiye
yönlendiriliyor. Rahim ağzındaki anormallikler yoğun ışık ve mikroskop altında asetik asit solüsyonu uygulanarak gözlemlenip ve inceleniyor, dokuların beyazlaşma derecesine göre gerektiğinde biyopsi alınıyor. Ancak, bu yöntemde biyopsi alanının belirlenmesi ve değerlendirmelerdeki sübjektiflik nedeniyle yüzde 50’lere varan yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçlar alınabiliyor. Öte yandan yeni uygulanmaya başlanan bir teknoloji olan (DySISmap) Dijital Servikal Haritalama sistemi ile de, rahim ağzında oluşan şüpheli bölgelerin gerçek zamanlı, ileri incelemesi objektif olarak Dinamik Spektral Analiz yöntemi ile yapılıyor.
Rahim ağzında, 1 milimetre kare içinde 120 bin piksel keskin görüntü her 7 saniyede kayıt altına alınarak, kolposkopik değerlendirmenin çok daha mükemmeli elde ediliyor ve şüpheli lezyonlar işaretleniyor. Yapılan renk kodlu servikal haritalama ile olası atipik bölgelerden, biyopsi alınması eş zamanlı olarak mümkün oluyor. Aynı zamanda, bu renk kodlu haritalama ve biyopsi sonucu kaydedilerek hastaya rapor ediliyor.”dedi.
 

KADINLARDA EN SIK GÖRÜLEN KANSERLERDEN
Rahim ağzı kanserinin kadınlarda sık görülen kanserlerden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Tamer Mungan,”Gelişmiş ülkelerde rutin tarama programları sayesinde kadın kanserleri içinde 3’üncü Sırada yer alırken, gelişmekte olan ülkelerde ilk sıralarda görülüyor. Dünya genelinde, kadın kanserleri içinde rahim ağzı kanseri taranabilmesi ve dolayısıyla erken tanı konulabilmesi açısından oldukça önemlidir. Geç tanı konulduğunda ölümcül sonuçlar veren bu kanserler erken dönemde tanı ile tamamen tedavi edilebiliyor. Erken tanıya yönelik geleneksel değerlendirme yöntemleri ile yüzde 40’ lara varan olgu atlaması ve yanlış değerlendirmeler nedenine bağlı olarak önemli sıkıntılar da yaşanmıyor değil. Geleneksel rahim ağzı kanseri değerlendirme metodu smear adı verilen sitolojik bir incelemedir. Bu yöntemle yüzde 60-65 oranında erken tanı mümkün olabiliyor. Bu yöntemin ana mantığı, yüzeye dökülen hücrelerdeki atipik değişikliklerin değerlendirilmesidir. Diğer bir deyişle, eğer hücresel bozukluklar derinde ise ve yüzeye dökülmemişse, geleneksel yöntemlerle tespiti mümkün olamamaktadır. Böylelikle, yüzde 20 ila yüzde 45’ e varan yanlış negatif sonuçlar nedeniyle, ileri inceleme ve tedavi yöntemlerine hızlı bir şekilde geçiş gecikmekte, dolayısı ile erken dönemde uygulanabilecek kolay tedavi süreci de gecikmektedir. Diğer yandan mevcut geleneksel yöntemler yüzde 35 oranında da yanlış pozitif sonuçlar verebilmekte ve bu nedenle gereksiz müdahalelerin yapılması söz konusu olmaktadır.”şeklinde önemli bilgiler paylaştılar.

“DÜZENLİ JİNEKOLOJİK MUAYENE OLMAZSA OLMAZ.”
Düzenli jinekolojik muayenenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Aydan Biri,”Aktif cinsel yaşamı başlayan tüm kadınlar her yıl düzenli jinekolojik muayeneyi hayatının olmazsa olmaz kuralı haline getirmelidir. Rahim ağzı kanseri oldukça yavaş ilerlediği gibi erken evrede maalesef çok belirti vermiyor ve büyük oranda rutin tarama ve muayenelerde tespit ediliyor. Bu aşamada tespit edilen kanser öncüsü erken lezyonlar yüzde 100 tedavi edilebiliyor. Fakat rutin kontrollerin ve tarama testlerinin atlandığı durumlarda kanser öncüsü lezyonların, kansere dönüşümü söz konusu oluyor. Bu durumda belirtiler ortaya çıkıyor. Bunlar genelde; özellikle cinsel ilişki sonrası kanama olmak üzere, anormal kanamalar şeklinde karşımıza çıkıyor. Adet arası kanama, normalden daha fazla kanama ve daha uzun süren adet dönemleri, cinsel ilişki sonrası kanama, menopoz sonrası kanama, devamlı vajinal akıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı, bacaklarda ağrı gibi bulgular verebiliyor. Tekrar üzerinde durmak gerekirse, düzenli tarama ile erken teşhis edilebilen ve önlenebilen tek jinekolojik kanser türü rahim ağzı kanseridir. Bu yüzden rahim ağzı bölgesinde oluşabilecek hücresel anormallikleri erken dönemde tespit ederek, kansere dönüşmeden tedavi etmenin en önemli ayağını düzenli ve etkili bir jinekolojik muayene ve tarama programı oluşturmaktadır. Önemli olan şu ki, rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir ve en çok dikkat edilmesi gereken husus erken tanıdır.”şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Yeni doğan bebek" vurgununda detaylar ortaya çıktı Yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıran şebekeye yönelik operasyonda detaylar ortaya çıktı. Aralarında doktor, hemşire ve hastane yöneticilerinin bulunduğu şebekenin yüzde 20 komisyonla çalışarak bebekleri kamudan özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ettikleri belirlendi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mali Suçlarla Mücadele şube ekiplerinin İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenlediği operasyonlarda yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıra şebeke çökertilmişti. Soruşturmaya ilişkin detaylar ortaya çıktı. Yapılan soruşturmada aralarında doktorlar, hemşireler ve hastaneye yöneticilerinin de bulunduğu 300 kişilik şebekenin yeni doğan bebekleri çeşitli gerekçeler göstererek kamudan özel hastanelere sevk ettikleri, yoğun bakım ünitelerinde günlerce tuttukları ve devlete yüklü miktarda fatura çıkardıkları tespit edildi. Aralarında Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de bulunduğu çok sayıda doktorun yüzde 20 komisyonla çalışarak haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. Operasyon için düğmeye basan ekipler haklarında gözaltı kararı bulunan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 41 kişiden 40’ını ’ini İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenledikleri baskınlarda yakaladı. 259 kişinin ise savcılığa ifadeye çağrıldı. Şebekenin 2 yıl içerisinde yüzlerce bebeği naklettikleri Beylikdüzü Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu gibi özel hastaneler de mercek altına alındı. Firari bir şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürerken, zanlıların “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” ve “rüşvet” suçlarından emniyetteki sorguları devam ediyor.
İstanbul Üsküdar’da okul çıkışı öğrenciler birbirine girdi Üsküdar Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde beden eğitimi dersinde voleybol topuna ayakla vurulması nedeniyle öğrenciler arasında kavga çıktı. Okul çıkışında birbirine giren öğrencilerin yumruklu, tekmeli ve bıçaklı kavgası başka bir öğrencinin cep telefonu kamerasına yansıdı. Olay, geçtiğimiz gün Üsküdar’da bulunan Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde saat 16.00 sıralarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, beden eğitimi dersinde öğrencilerden birinin voleybol topuna ayakla vurması nedeniyle bir grup öğrenci arasında tartışma çıktı. Öğrenciler arasındaki sözlü tartışma okul çıkışında bir anda şiddetlenerek kavgaya dönüştü. Yumruk ve tekmelerin havada uçuştuğu kavgaya bir kişi de bıçakla dahil oldu. Kavgayı çevredeki vatandaşlar ve okul öğretmenleri zorlukla ayırdı. Kavgaya karışan öğrencilerden E.O. ve S.B. kafasından yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine kavganın yaşandığı okula çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri olaya karışan öğrencilerin ailelerini okula çağırırken, olayla ilgili inceleme başlattı. "Şikayetçiyim" Kavgaya karışan öğrencilerden E.O.’nun babası Elvan Oğlakçı, "Ders esnasında çocuklar voleybol oynarken top nedeniyle tartışmışlar. Saat dört gibi dışarıya çıkınca yaklaşık 25 kişilik öğrenci ve öğrenci olmayan bir grup, üç kişiyi darp edip bıçak çekiyorlar. Okuldakiler çocukları kurtarıyor. Ama o anda herhangi bir adli işlem başlatılmıyor. Sağlık sorunu olsa bile bir müdahale yapılmıyor. Ben şikayetçiyim" dedi.