SAĞLIK - 17 Mayıs 2023 Çarşamba 10:31

'Karbonhidrat içeriği yüksek atıştırmalıklar çocuklarda bağışıklığı düşürüyor'

A
A
A
'Karbonhidrat içeriği yüksek atıştırmalıklar çocuklarda bağışıklığı düşürüyor'

Günümüzde fast-food olarak da bilinen abur cubur tarzı beslenme tüketiminin artmasının çocukların sağlığını tehlikeye attığını vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzman Diyetisyen Betül Yurdakul, “Özellikle beslenme çantalarında bulunan paketli gıdalar, içerisinde lif (posa) bulunmayan basit karbonhidrat içeriği yüksek atıştırmalıklar, çocukların günlük protein, vitamin, mineral gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalmaları sebebiyle bağışıklık sistemlerini olumsuz etkilemektedir” dedi.

Çocuklarda son yıllarda artan sağlıksız beslenme ve haraketsizliğin; obeziteden diyabete, kalp hastalıklarından büyüme geriliğine kadar çocukluk çağı ve yetişkinlik döneminde oluşabilecek sağlık sorunlarını tetiklediğini belirten İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir’den Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzman Diyetisyen Betül Yurdakul, uyarılarda bulundu.

Uzm. Dyt. Betül Yurdakul, “Halk arasında abur cubur olarak da bilenen fast-food gıdalar; besleyici değerleri düşük ve yüksek kalori içeren, başta obezite olmak üzere kalp hastalığı, alerji, diyabet, kanser gibi hastalıklara davetiye çıkaran gıdalardır” şeklinde konuştu.

"Obeziteye davetiye çıkarıyor"

Çocukların çok sevdikleri bazı fast-food yiyecekleri kimi zaman bilinçsizce tüketebildiklerine dikkat çeken Uzm. Dyt. Yurdakul, şunları söyledi: “Fast-food tarzı beslenme, ilerleyen dönemlerde çocuğunuzun sağlığını ve sağlıklı gelişimini olumsuz etkilemektedir. Küçük yaşlardan itibaren fast-food tarzı besinler tüketen çocukların ilerleyen dönemde; obezite ve pek çok sistemik hastalık ile karşılaşma olasılıkları sağlıklı beslenen çocuklara göre daha fazladır.”

"Tip 2 diyabet ve kalp damar hastalıklarına yol açabilir"

Çocuğun sağlıklı beslenme tarzını öğrenebilmesi için ebeveynlerine önemli görevler düştüğünün altını çizen Uzm. Dyt. Yurdakul, “Doymuş yağ, basit şeker, tuz oranı yüksek gıdaları tüketen çocuklarda fazla kilo ve hareketsizliğe eşlik eden tip 2 diyabet, büyüme geriliği, kalp damar hastalıkları, yetişkinlik döneminde yüksek kolesterol, karaciğer yağlanması, osteoporoz, polikistik over sendromu gibi sağlık problemleri görülebilmektedir” dedi.

"Yasak gibi bir algı oluşturmayın"

Çocukların besinlerle ilişkisini iyi yönde düzenlemek ve sağlıklı besin alternatifleri sunmak için öncelikle ebeveynlerin doğru beslenme için çocuklarına rol model olmasının önem taşıdığını hatırlatan Uzm. Dyt. Yurdakul, “Eğer çocuğunuza tutarlı bir biçimde sağlıklı yiyecekler sunarak evinizde dengeli bir beslenme bilinci oluşturabilirseniz; abur cuburların zararları hakkında bilinçlendirebilirsiniz. Önemli nokta, kural ya da yasakmış gibi bir algılama oluşturmadan ve baskı hissettirmeden abur cuburların zararları hakkında onları bilinçlendirmektir” ifadelerini kullandı.

"Süt ürünleri ve mevsim sebze-meyvelerine ağırlık verilmeli"

Uzm. Dyt. Yurdakul, abur cubur tüketimi yerine nasıl bir sağlıklı beslenme yolu izlenebileceğini ise şu sözlerle anlattı: “Çocuklara bisküvi, kek, çikolata, pasta, cips gibi yağ içeriği ve enerjisi yüksek besinler yerine; mevsim sebze ve meyveleri, süt ve süt ürünleri, ceviz, tam tahıl ürünleriyle planlanmış alternatifler sunabilirsiniz. Özellikle beslenme çantalarında bulunan paketli gıdalar, içerisinde lif (posa) bulunmayan basit karbonhidrat içeriği yüksek atıştırmalıklar, çocukların günlük protein, vitamin, mineral gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalmaları sebebiyle bağışıklık sistemlerini olumsuz etkilemektedir.”

"Yeterli protein alımı ihmal edilmemeli"

Gün boyunca çocuklara sunacağımız menüyü düşünürken, doldurmamız gereken bir tabak hayal edilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dyt. Yurdakul, “Bu tabağın bir yarısı yeşillik, sebze ve meyvelerle dolu olmalıdır. Diğer yarısında ise tercihen tam tahıllar ve baklagiller gibi kaliteli proteinlere öncelik vererek, balık, yumurta, et ve kümes hayvanları gibi yeterli protein alımı önermekteyiz” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Vali ile görüşmek isteyen engelli kadın özel araçla makamı getirildi Adıyaman’da Vali ile görüşmek isteyen engelli kadın evinden özel araç ile alınarak makama getirildi. Her hafta Salı günlerini ‘halk günü’ olarak belirleyen Adıyaman Valisi Osman Varol’un bu hafta özel bir ziyaretçisi vardı. Telefonla ile ilgililere ulaşan ve Vali Osman Varol ile makamından görüşmek istediğini belirten yüzde 96 bedensel engelli Sema Uladı’nın (57) talebi yerine getirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri, Esentepe Mahallesi TOKİ konutlarında yaşayan bedensel engelli Sema Uladı’yı almak için özel donanımlı araç ile evinden aldı. Valilik makamına getirilen Engelli Sema Uladı’yı kapıda karşılayan Vali Osman Varol, bir süre sohbet edip sorunlarını dinledi. Engelli Sema Uladı, “Valimizle görüşmek için başvuru yaptım. Valimizden Allah, Peygamber razı olsun. Beni evimden aldılar, buraya kadar getirdiler, çok teşekkür ediyorum” dedi. Kapıların sonuna kadar halka açık olduğunu vurgulayan Vali Osman Varol ise, “Yoğun bir tempomuz var Adıyaman’da, büyük bir afetten çıktık. Kamu tarafında çok ciddi bir mesai ve yoğunluk var ama bir taraftan da vatandaşlarımızın da bizlere aktarmak istediği, bizimle görüşmek istediği çok önemli hususlar var. Elimizden geldiğince zaten sokakta vatandaşlarımızın içinde, esnaf gezilerinde, sürekli olarak vatandaşlarımızı dinleme imkanı buluyoruz ama özellikle bir gününün belirli bir periyodunu, hatta eğer başvuru çok olursa bizle görüşme talebi, günün tamamını da vatandaşlarımıza ayırıyoruz. Bu kapsamda da Salı günleri burada kapımız açık. Daha önceden vatandaşlarımıza duyuruyoruz, biliyorlar. Devletimizin kapısı vatandaşımızın kapısıdır. Oranın her zaman vatandaşımızın kapısı olduğunu gösterip onların meselelerine, sorunlarına, ihtiyaçlarına çare bulmaya gayret ediyoruz. Sema ablamızı evine gidip orada da ziyaret edebilirdik. Ancak kendilerine özellikle makama gelmek istediler” dedi.
Muğla Başkan Aras’tan 1 Mayıs mesajı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, işçinin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ı kutlayan bir mesaj yayımladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras; ‘Yaptığımız ve yapacağımız her hizmette, emekçi kardeşlerimizin döktüğü alın terini her şeyin üzerinde tutarak, Muğla’mızın tüm değerlerini ve güzelliklerini onlarla birlikte büyüteceğiz. Emeğin ve kutsal alın terinin bayramı kutlu olsun. 1 Mayıs, işçi sınıfını işçi haklarını koruma, çalışma şartlarını iyileştirme, dayanışmayı ve demokrasiyi geliştirme gücünü hatırlatma günüdür. Şimdi ise bu gücü tekrar hatırlatmamız gerekiyor. Ekonomik kriz, yaşam standartlarının düşmesi, en temel ihtiyaçların dahi lüks algılandığı bir zihniyetle yönetilmek, işçi sınıfı ve sınıf temelli hakları temsil eden 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde, çalışma şartlarını ve hak ihlallerinin yeniden düşünülmesi açısından oldukça önemlidir. Hangi sektörde çalışıyor olursa olsun, vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda çalışması, çalışma barışının sağlanması, iş hayatında ayrımcılığa son verilmesi, herkesin emeğinin karşılığını alması devleti yönetenlerin birincil hedefi olmalı ve bu hedefler için somut adımlar atılmalıdır. Emekçinin, işçinin bayramı; emek hakkı için mücadele eden emekçilerimizin örgütlülüğünün güç kazanacağı, sağlık ve iş güvencesinin korunup geliştirileceği, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya diliyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü özgürce kutlayabilmemiz için geçmişte büyük mücadeleler veren kardeşlerimizi ise en derin saygılarımla anıyorum. Bu duygularla, bütün emekçilerin ve çalışanların bayramını kutluyorum” dedi.
Ankara Diş hekiminden uyarı: “Çürük dişler kalbe, eklem romatizmalarına sebep olan ve böbreğe zarar veren bakteriler üretirler” Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diş Kliniği’nde görev yapan Uzman Diş Hekimi Sait Pirbudak, “Ağızda bulunan çürük dişler vokal enfeksiyon kaynakları olarak kalbe, eklem romatizmalarına sebep olan ve böbreğe zarar veren bakteriler üretirler” dedi. Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diş Kliniği’nde görev yapan Uzman Diş Hekimi Sait Pirbudak, diş bakımı için uyarılarda bulundu. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Diş Hekimi Pirbudak, bilimden ve tıbbi bilgiden uzak palyatif çözümlerin geçici çözümler sağlasa da ileride vücuda ciddi zararlar verdiğini ifade etti. “Dişteki çürümeler her yaştaki insan da olabilir” Diş çürüklerine sebep olan etkenlerin çözülmediği takdirde, ağızdaki bakterilerin ürettiği asitler sonucu oluşan iltihap nedeniyle hekime gitme zorunluluğu oluşabileceğini ifade eden Pirbudak, “Dişteki çürümeler her yaştaki insan da olabilir. Çocuklarda ve gençlerde biraz daha yüzeysel çürüklerle karşılaşabildiğimiz gibi erişkin yaşlarda ise bu dişin yapısındaki florin azalmasına bağlı olarak köklerde ve daha derin çürüklerle kendini gösterebilen diş çürükleri ve problemlerle karşılaşabiliyoruz’’ dedi. “Bilimden uzak palyatif çözümler rahatlatıyormuş gibi gelebilir” İhmal edilmiş diş ağrısının şiddetinin fazla olabileceğinin altını çizen Pirbudak, “Bu hale gelmiş gecenin ilerleyen saatine hastayı rahatsız eden diş çürüğünün en büyük sebebi daha önce ihmal edilmiş ve uzunca bir süre giderilmemiş ve önlemi alınmamış Pulpa iltihaplarıdır. Dişin sinirlerinin iltihaplarıdır. Bu hale geldikten sonra yapılacak tek şey vardır. Mutlaka diş hekimine gidip o diş hekiminin yapacağı teşhis ile daha sonra uygulayacağı tedaviyi bir araya getirmesidir. Onun için bilimden, tıptan, diş hekimi kontrolünden ayrılmadan halk arasındaki çok etkili olmayan palyatif çözümler sizi başlangıçta rahatlatıyormuş gibi gelebilir ama daha sonra yüzünüzün gözünüzün şiştiği bir şekilde hekime başvurduğunuz zaman hekimin yapabileceği bir şey kalmamakta ve diş çekime kadar gidebilmektedir” diye konuştu. “Çürük dişler kalbe, eklem romatizmalarına sebep olan ve böbreğe zarar veren bakteriler üretirler” Bilimsel çalışmaların ve hekimlerin kontrolünden ayrılmamak gerektiğine dikkati çeken Pirbudak, “Ağızda bulunan çürük dişler vokal enfeksiyon kaynakları olarak kalbe, eklem romatizmalarına sebep olan ve böbreğe zarar veren bakteriler üretirler. Bu bakterilerle üretilen oradaki enfeksiyonlar, vücudun birçok yerine zarar verir. Sistemik sıkıntıları varsa ki dişte sistemik sıkıntıları olan insanlarda zaten tedbir alınmadan yapılan cerrahi müdahaleler ya da çekimler, hastanın sıkıntı yaşamasına, sağlık sorunları yaşamasına sebep olabiliyor. Unutmayalım ki diş ağrısının nerede ve ne zaman geleceği belli olmaz” açıklamasında bulundu.