SAĞLIK - 08 Ağustos 2014 Cuma 09:47

Kaz Dağları, inciriyle de şifa dağıtıyor

A
A
A
Kaz Dağları, inciriyle de şifa dağıtıyor

Kaz Dağları’nda yetişen incirler, içindeki ‘ficin’ maddesi sayesinde kanserli hücrelerdeki metastazı durdururken, uzmanlar incirin kabuğuyla birlikte tüketilmesini tavsiye ediyor.

Dünyadaki incir üretiminin yüzde 72’sini karşılayan ülkemizde geçtiğimiz yıl yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde, incir sütündeki ‘ficin’ maddesinin kanserli hücrelerde metastazı durdurduğu ispatlandı. Dünyanın, oksijeni en bol ikinci bölgesi durumundaki efsanevi Kaz Dağları’nda yetişen incirlerin içindeki ‘ficin’ oranının yüksek ve kaliteli olduğunu söyleyen uzmanlar, incir meyvesinin kabuklarıyla birlikte tüketilmesini öneriyor. 2013 yılında yapılan ve literatüre giren bilimsel çalışmada ham madde temini ve uygulama yaparak, adını sağlık biliminde tıp literatürüne yazdırmayı başaran Balıkesir’in Edremit ilçesindeki ‘Kale Natürel’ isimli ar-ge firması, Kaz Dağları’ndaki bitki ve meyvelerin şifa kaynağı olduğunu bildirerek, insanları bölgeye davet etti.
Kaz Dağları’ndaki çok sayıda köyde yaşayan yerli halk ta bahçelerinde yetiştirdikleri incirleri toplayıp, yol kenarlarında ve köylü pazarlarında satışa sunarak geçimlerini sağlıyor. Bölge halkı, tatilciler ve araştırmacılar, Kaz Dağları gezileri sırasında yöre köylülerinin sattığı ürünleri gönül rahatlığıyla satın alıp tüketiyor.

“İNCİRİ, AÇ KARNINA VE KABUĞUYLA BİRLİKTE TÜKETİN”
İncirlerin iyice yıkandıktan sonra mutlaka kabuklarıyla birlikte tüketilmesini tavsiye eden ar-ge firması yetkilisi ve bilimsel çalışmalarıyla adını defalarca dünya biliminde duyurmayı başaran Faruk Durukan, “İncirin sütünde bulunan ficin, etkin maddedir. İnciri, kabuğuyla yenilmesini tavsiye ediyorum. Çünkü, 2013 yılında yapmış olduğumuz bilimsel çalışmada, incir sütünde bulunan ficinin, kanser önleyici ve kanserde metastazı durduran ajan olarak görev yaptığı bilimsel olarak ispatlandı. Ve ayrıca, bunun patent başvurusunda da bulunduk. Türkiye, dünya incir popülasyonunun yüzde 72’sine sahiptir. Ülkemizde bol olan bir meyvedir ve şimdi de incir mevsimidir. Bu inciri kabuğuyla birlikte, özellikle aç karnına herkesin yemesini tavsiye ederim. İncirin içindeki süt, kabuk ile meyvenin şekerli kısmı arasındadır. Dolayısıyla, yıkanıp ta kabuğuyla yenilmesi uygundur. Ama bu kabuğundaki sütü derinize sürerseniz, deriniz tahriş olur. Fakat, yenilerek tüketildiğinde, ağızdaki tükürükler, sütün yapısını değiştirerek vücutta herhangi bir toksit oluşturmaz ve zararsız hale gelir” dedi.
Kaz Dağları’ndaki yol kenarlarında incir satan köylülerle sohbet eden Faruk Durukan, üretim yapan köylülere, incir ağaçlarında doğal gübre kullanmalarını tavsiye etti. 

SERHAT ŞENKÖKÇÜ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.