GÜNDEM - 10 Mart 2023 Cuma 11:52

Kıbrıs’ın deprem gerçeği tüm boyutları ile ele alındı

A
A
A
Kıbrıs’ın deprem gerçeği tüm boyutları ile ele alındı

Yakın Doğu Üniversitesi’nde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla düzenlenen “Kıbrıs’ın Deprem Gerçeği ve Yapılması Gerekenler” panelinde KKTC’nin depreme nasıl hazırlanması gerektiği ile ilgili muhteviyatlı bir yol haritası oluşturuldu.

KKTC’nin depremle mücadelesinde yol haritası oluşturmak hedefiyle düzenlenen panelin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, KTMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, Yerbilimleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili ve Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş yaptı.

“Rum lider Nikos Hristodulidis’e deprem konusunda iş birliği yapmayı önerdim”

Panelin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Yaşadığımız depremlerde birçok acıyı aynı anda yaşadık. On binlerce insanı kaybettik. Gazimağusa’dan şampiyon meleklerimizi kaybetmemiz hepimizi derinden sarstı. Hepimizin tekrar başı sağ olsun” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Böylesine önemli bir panelin düzenlenmesi herkes için yararlı olacak. Cumhurbaşkanlığı olarak, farklı komitelerimizin de desteği ile Prof. Dr. Cavit Atalar’ın başkanlığında depremle ilgili çalışmaları aktif olarak sürdürmekteyiz” ifadelerini kullandı. Depremin önlenebilir bir doğal afet olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Artık hiçbir şekilde taviz vermek yok. Hızla gelişen teknoloji ve bilimi doğru şekilde kullanarak gerek binalar gerek zemin etüdü gerek ise yapı malzemeleri hızla kontrol altına alınmalı. Bizler kendi tedbirlerimizi alarak insanlarımızı korumak zorundayız. Geçenlerde, Rum lider Nikos Hristodulidis’le de bir araya geldim. Kendisine deprem konusunda iş birliği yapmayı önerdim. Depremin, geçmiş yıllarda Güney Kıbrıs’ta daha etkili olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, bir birimize nasıl yardımcı olabiliriz diye düşünülmesi gerektiğini dile getirdim” açıklamasını yaptı.

“Adamızın jeolojik yapısını ve taşıdığı deprem riskini doğru tespit etmemiz gerekiyor.”

Üniversite Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ konuşmasına “Kuzey Kıbrıs’ımızdan ülkemizi temsil etmek üzere Adıyaman’a giden gencecik çocuklarımız, aileleri ve öğretmenleri ile depreme farklı kentlerde yakalanan pek çok vatandaşımız da bu elim felakette maalesef hayatını kaybetti. Bir kez daha, hayatlarını kaybeden insanlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. KKTC’nin taşıdığı deprem riski ile mücadele için bir yol haritası oluşturulmasına katkıda bulunmak için bir aradayız. Doğru zemin analizleri ve bilimsel bir yapı mühendisliği ile yaşanabilecek maksimum büyüklükteki bir depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi, mevcut yapıların analizlerinin yapılarak, güçlendirme ihtiyaçlarının belirlenmesi ve güçlendirme işlemlerinin tamamlanması önümüzdeki en önemli hedef olarak karşımızda duruyor. Ülkemizde yaşanabilecek muhtemel bir deprem felaketini, en az hasarla atlatabilmek için; adamızın jeolojik yapısını ve taşıdığı deprem riskini doğru tespit etmemiz gerekiyor” dedi.

“Felakete dönüşüp dönüşmemesi aldığımız önlemlerle doğru orantılıdır”

KTMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu ise “Deprem doğal bir olaydır, bir felaket değildir. Depremin felakete dönüşüp dönüşmemesi bizlerin neye ne kadar önem vererek önlem aldığımızla doğru orantılıdır” diyen Yağcıoğlu, “Doğal bir olay, tek bir hata ile felakete dönüşmez. Uzun ve sistematik bir şekilde yapılan hatalar zinciri ancak bu şekilde ağır sonuçlar getirir. Gerekli tüm kurumların ve yapılan tüm projelerin denetimden geçmesi gerekiyor. Disiplin ve sorumluluk içinde önüne geçilemeyecek hiçbir sorun yoktur. Bir an önce üstümüze düşen görevleri yapmamız gerekiyor” dedi.

“Yapı denetimini bir an önce yasal mevzuat haline getirelim”

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili konuşmasına “6 Şubat hepimiz için çok acı bir gündü. Ancak bu acı gün, göz göre göre geldi. Gerekli önlemleri almazsak depremlerin bizlere yaşatacağı kayıplar devam edecek. Yer bilimcileri olarak elimizdeki verileri takip ederek ülkemizi ve milletimizi bazı konularda uyarmaya çalışıyoruz” dedi. Bilime inanmak gerektiğini vurgulayan Başkan Oğuz Vadilili, “Bizler yer bilimcileri olarak olabilecek sorunları ya da tehlikeleri ülkemize ve devletimize bildiriyoruz. Bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları da ara vermeden yapıyoruz. Bir kez daha söylemek istiyorum. Yapı denetimi şarttır. Eğer bu ülkede depremleri felaket olarak yaşamak istemiyorsak yapı denetimini bir an önce yasal mevzuat haline getirelim” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs bir deprem adasıdır”

Panelin birinci oturumunda “Kıbrıs ve Deprem” konusunda sunum yapan Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, Kıbrıs haritası üzerinde deprem bölgeleri ile ilgili bilgiler aktardı. “Trodos ve Beşparmak Dağları, kayalık zemin olduğu için doğal olarak depremden en az etkilenecek kısımlardır. Adanın Kuzeyinde Mesarya Ovası Bölgesi ve kıyı kesimler ise depremden daha fazla etkilenecek bölgeler olarak görülüyor. Bu bölgeyi Güney’e genişlettiğimizde Limasol ve Larnaka kıyılarını da ekleyebiliriz” dedi. Kıbrıs’ın tam anlamıyla bir deprem adası olduğunu vurgulayan Oğuz Vadilili, “Kıbrıs yayı dediğimiz dalma batma zonu, adanın batısı ve güney batısındaki 35-40 derece eğimiyle son derece aktif durumdadır. Baf bölgesi bu noktada önemlidir. Ölçüm yapılabilen dönemde bu yay üzerinde 6 ve üzeri büyüklükte 9 deprem kaydedilmiştir. Dalma-batma zonunun güney doğu ve doğu segmentini oluşturan Limasol - Larnaka deniz alanı ve Hatay üçlü kavşak arası kısmında ise eğim 20-25 derecesine sahip. Bu eğim farkından dolayı bu kısımdaki depremler ölçülebilen son 100 yıllık dönemde önemli depremler olarak kayıtlara geçmemiştir. Ancak tarihte geriye gittiğimizde paleosismoloji bilgisi ile bu bölgede de çok büyük depremlerin yaşandığı bilgisini görüyoruz. Dolayısıyla, son 100 yıllık verilere bakarak bu bölgede risk düşüktür demek tehlikeli sonuçlar oluşturabilir ” ifadelerini kullandı.
KKTC’yi karada kesen, Girne -Misis zonunun sekmenti durumunda olan Değirmenlik Fayı ve buna paralel gelişen Dardere fayı olduğunu da söyleyen Vadilili, “Bu faylar da kuveterner faylarıdır. Belki tekrarlanma periyotları binlerce yıl alıyor ama bunları da diri fay olarak değerlendirmek gerekmektedir” dedi.
Mevcut haritalarda Kıbrıs’ta ölçülen depremlerin, güney bölgesinde daha büyük söyleyen Oğuz Vadilili, “Kıbrıs adası için depremin ivme haritalarının tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konu oldukça önemlidir. Örneğin adamızın Mağusa Körfezi ile Hatay-Suriye arasındaki bölgedeki faylar uzun zamandır deprem oluşturmamıştır. Bu tip faylar, sismik boşluk olarak adlandırılır ve tekrarlama periyodunu tamamladığında büyük depremler üretebilir. Bundan dolayıdır ki haritalar hazırlanırken Kıbrıs yayı batıdan doğuya bir bütün olarak kabul edilmelidir. Paleosismoloji den faydalanılmadır. Kıbrıs bir deprem adasıdır” ifadelerini kullandı.

“Hangi bölgelerin riskli olduğu daha net bir şekilde belirlenebilir.”

İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş ise Kıbrıs adasının da deprem gerçeği ile karşı karşıya olduğunu ve Kıbrıs’ın tarihine baktığımızda önemli depremler yaşandığını ve bölge olarak Salamis, Baf, Mağusa ve Larnaka’nın etkilendiğini vurguladı. Prof. Dr. Gökçekuş “Kıbrıs için deprem olmaz diyemeyiz ve olduğu zaman ise yıkıcılığını bilemeyiz. Zaman kaybetmeden birçok farklı bilim dalından birçok uzmanı biraraya getirerek, sismik risk kaymasının yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Böylelikle hangi bölgelerin riskli olduğunu daha net bir şekilde belirlenebilir” dedi.

Yapıların depreme karşı dirençlerinin analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gökçekuş, Yapı Malzemeleri ve Zemin Mekaniği Laboratuvarı’nı kamunun ve halkın kullanımına da açtıklarını hatırlatarak, “Mevcut yapıların sağlamlığını değerlendirmeye kampüsümüzde bulunan binalarla başladık. Karot makinesi ile yapılardan aldığımız numuneleri laboratuvar ortamında basınç testlerinden geçirerek dayanıklılığını ölçüyoruz. Bütün verileri ilgili bilgisayar yazılımları ile analiz ederek binaların güçlendirilme ihtiyaçlarını belirliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.