EKONOMİ - 24 Nisan 2017 Pazartesi 09:05

Kıdemde 30 gün tamam devlet katkısı mümkün

A
A
A
Kıdemde 30 gün tamam devlet katkısı mümkün

Çalışma hayatının en hassas konularından olan kıdem tazminatı, fon tartışmaları ile yeniden gündemde.

Daha önce pek çok kez gündeme gelen kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi için hazırlanan düzenlemenin genel çerçevesi, Bakan Müezzinoğlu tarafından açıklandı. Bugünkü yazımda kıdem tazminatı fona dönüşürse ne değişecek, şimdiki sistemle ne fark olacak, işçi ve işverenin neler yapması gerekecek gibi kıdem tazminatı fonuyla ilgili bütün sorulara cevap vermeye çalışacağım.

1 Kıdem tazminatı fona dönüşürse istifa eden işçi tazminat alabilecek mi?

Kıdem tazminatının fona dönüşmesinin amaçlarından bir tanesi tüm işçilerin kıdem tazminatı alabilmesinin sağlanması. Bugünkü sistemde genel olarak istifa ederek işinden ayrılan işçiler kıdem tazminatı alamıyorlar ve işyerlerindeki bütün kıdemleri yanıyor. Birkaç istisnai durumda, kadın işçilerin evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi, erkek işçilerin askere gitmesi ve bütün işçilerin emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları sağlaması halinde istifa ederek kıdem tazminatı alınması mümkün.

Örneğin 10 yıl aynı iş yerinde çalışan ve daha cazip koşullarda iş bulduğu için işinden istifa ederek ayrılan işçi 10 yıllık çalışmasının karşılığını alamadan ayrılmış oluyor. Kıdem tazminatı fona dönüşürse işçi yine istifa sonrası kıdem tazminatını alamayacak ancak 10 yıllık kıdemi kaybolmamış olacak. Kıdem tazminatını hak ettiği zaman bütün çalışmasının karşılığını alabilecek.

2 Kıdem tazminatı fona dönüşürse kıdem tazminatı miktarı azalacak mı?

Kıdem tazminatının fona dönüşmesi tartışması yeni değil. Bu konuda geçmişte en sert tartışmalar kıdem tazminatı miktarının azalması noktasında yaşandı. İşçi sendikaları 30 günden bir gün bile geri adım atılırsa genel grev çağrısı yapacaklarını açıkladılar. Bugünkü düzenlemede çalışılan her bir yıl için bir aylık yani 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu. Bakan Müezzinoğlu konuyla ilgili verdiği röportajda 30 günün korunacağını ifade etti.

Dolayısıyla kıdem tazminatı fona dönüşürse işçilerin kıdem tazminatının miktarı açısından bir kaybı olmayacak. Bu noktada 30 günden geri adım atılmayacak olması işçi kesimini de rahatlatacaktır.

3 Kıdem tazminatı fonuna kim prim ödeyecek?

Kıdem tazminatı fona dönüşürse, işverenler çalıştırdıkları her bir işçi için bu fona belirlenen oranda prim ödeyecekler. Böylece işverenlerin kıdem tazminatı yükü hesaplanabilir olacak. Her ay belirli bir rakam fona aktarılacak ve işçinin işten ayrılması halinde işverenin karşısına yüklü bir miktar kıdem tazminatı çıkması engellenmiş olacak.

Diğer yandan işçiler de kendi adına biriken parayı takip edebilecek. Bu sayede kıdem tazminatı konusunda şeffaflık sağlanmış olacak. Kıdem tazminatında bir yıla karşılık 30 günlük ücret tutarında tazminat alınabilmesi için işverenlerin ödemesi gereken prim oranı yaklaşık yüzde 8,33. Yani işveren fona asgari ücretli çalışan bir işçi için yaklaşık 148 TL prim ödeyecek.

4 Kıdem tazminatı fonuna devlet de prim ödeyecek mi?

Kıdem tazminatı fonuna ilişkin düzenlemenin detayları henüz netleşmedi. Kıdem tazminatı fona dönüşürse işverenin bu fona prim ödeyeceği net. Ancak devlet isterse kıdem tazminatı fonuna prim ödeyerek elini taşın altına koyabilir.

Bugünkü uygulamada devlet işsizlik sigortası fonuna prim ödüyor. Kıdem tazminatı fonuna da prim ödemesini öngören bir yapı fon için en ideal formül olacaktır. Bu sayede işçilerin fon konusundaki endişeleri baştan giderilmiş olacaktır. Ayrıca işverenin üzerindeki prim yükünün azaltılması da sağlanacak ve istihdam yaratmanın zorluğu azaltılacaktır.

5 Kıdem tazminatı fona dönüşürse hangi hallerde kıdem tazminatı alınabilecek?

Kıdem tazminatı fonu ile ilgili detaylar henüz netleşmedi. Ancak Bakan Müezzinoğlu’nun röportajına ve edinilen bilgilere göre kıdem tazminatı emeklilik halinde alınabilecek. İşçi kıdem tazminatında kendisi adına biriken parayı üzerine eklenen getirilerle birlikte emekli olduğunda alabilecek.

Bunun dışında emeklilik için yaş dışındaki diğer şartların sağlanması halinde fonda biriken paranın yarısının alınabilmesi de mümkün olacak. Kıdem tazminatı fonunun bu şekilde yasalaşması halinde işçiler iki durumda kıdem tazminatını alabilecekler.

6 İşçinin kıdem tazminatı fonunda kazancı ne olacak?

Kıdem tazminatının fona dönüşmesi işçiler açısında bazı faydalar getirecek. Şuan mutlu olmadığı işinde kıdem tazminatını yakmamak için çalışmaya devam eden işçi, kıdem tazminatı fona dönüşürse bu endişeyi taşımadan işinden istifa ederek ayrılabilecek. Çalıştığı sürelere ilişkin prim her ay kıdem tazminatı fonuna yattığı için “işten ayrılırsam tazminatım yanar” diye düşünmeyecek. Bu sayede işçilerin daha verimli ve mutlu oldukları işlerde çalışması mümkün olacak.

Ayrıca kıdem tazminatının fona dönüşmesi sonrası işçinin bir günü bile kaybolmayacak. İşçinin çalıştığı her bir gün için kıdem tazminatı fonuna prim yatırılacak ve işçi emekli olduğunda bütün çalışma süresi üzerinden kıdem tazminatı alabilecek. Bugünkü sistemde olduğu gibi kıdemin yanması söz konusu olmayacak. Dolayısıyla işçiler kıdem tazminatı alamamak, kıdem tazminatının ödenmemesi gibi sorunlarla uğraşmayacaklar. İnternet ortamında kendi adlarına biriken parayı her ay görebilecekler.

7 İşçinin kıdem tazminatı fonunda kaybı ne olacak?

Şu an için bazı hallerde istifa ve işverenin işten çıkarması halinde kıdem tazminatı alınabilirken, kıdem tazminatı fona dönüştüğünde yalnızca emeklilik ve emeklilik için yaş dışındaki diğer koşulların sağlanması halinde kıdem tazminatı alınabilecek. Bunun yanında bugün kıdem tazminatı alabilen işçiler çalıştıkları bütün sürenin karşılığını son brüt ücretlerin üzerinden kıdem tazminatı olarak alabiliyorlar.

Kıdem tazminatı fona dönüştüğünde çalışılan dönemdeki ücret üzerinden fona prim yatırılacak. Ancak fonda biriken paranın nemalandırılması ile bu noktadaki fark kapanacak.

8 İşverenin kıdem tazminatı fonunda kazancı ne olacak?

Kıdem tazminatı fona dönüşürse işverenler her ay çalıştırdıkları her bir işçi için fona prim ödeyecekler. Böylelikle kıdem tazminatını finansal tablolarına yansıtabilecekler ve bu gideri yönetebilecekler.

Bu sayede işçinin askere gitmesi halinde hemen ödemeleri gereken kıdem tazminatını öngörüp gerekli tedbirleri alabilecek.

9 İşverenin kıdem tazminatı fonunda kaybı ne olacak?

Bugünkü sistemde ne yazık ki pek çok işçi kıdem tazminatı alamıyor. Eğer kıdem tazminatı fona dönüşürse işveren bugünkü sistemde ödemediği kıdem tazminatları için de her ay fona prim ödeyecek.

Dolayısıyla işverenin de bu konudaki mali yükü artmış olacak.

10 Kıdem tazminatı fona dönüşürse bu konudaki davalar azalacak mı?

Bugün iş mahkemelerin dava yükünün önemli bir kesimi kıdem tazminatı. Kıdem tazminatının hesaplanması, ödenmesi, hangi süreler üzerinden ödenmesi gerektiği gibi konular çoğu kez işçi ve işvereni mahkemede karşı karşıya getiriyor.

Kıdem tazminatı fona dönüşürse iş mahkemelerinin dava yükü önemli ölçüde azalacaktır.

Cem Kılıç - Milliyet

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir NEVÜ’de ’Uluslararası Çin Dili Günü’ etkinliği düzenlendi Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde (NEVÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Çin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Çin Kültür Kulübü ve Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği iş birliği ile ’Uluslararası Çin Dili Günü’ etkinliği düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe; NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Zhou Meifen, NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Çin Dilli ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sema Gökenç Gülez, Çin Dili Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatma Ecem Ceylan, üniversitenin akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sema Gökenç Gülez, 20 Nisan’ın UNESCO tarafından 2010 yılında 6 resmi dilden biri olan ‘Çin Dili’ olarak ilan edildiğini ve ilan edilen bugün ile insanların bugün hakkında ilginç bilgileri edinmelerine, tarihlerini ve kültürlerini daha iyi anlamalarının amaçlandığını söyledi. Dilin kültürün taşıyıcısı olduğunu ve kültürün dil ile bağlantılı olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sema Gökenç Gülez, ülkeler arasındaki iş birliğinin dilden, tarihe saygıdan geçtiğini belirtti. Gökenç Gülez; "Dünyada ana dil olarak en çok konuşulan dillerden biri olan Çince kendine has özellikleri olan bir dildir. Çin yazısı ve Çin dilinin içerisinde, Çin’in zengin kültürünü görmek mümkündür. Bizlerde bugün hazırladığımız gösterilerle sizlere Çin’in ve Çin dilinin kapısını aralıyor ve Çin kültürünü ve Çin dilini keşfetmeyi arzuluyoruz. Desteklerinden ötürü Rektörümüz Prof. Dr. Semih Aktekin’e, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Zhou Meifen hanımefendiye teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. Çin Dili Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fatma Ecem Ceylan, 2021 yılından itibaren kurulan Çin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğrencilerinin katılmış olduğu Çince Köprüsü Yarışması, kompozisyon, şiir, şarkı ve kaligrafi gibi uluslararası yarışmalarda elde ettiği başarılara değindi. Rektörümüzün destekleriyle 3 öğretim üyesiyle ve 30 öğrencimizle eğitim - öğretime başlayan anabilim dalımızda bu yıl 4 öğretim üyesi, 2 yabancı öğretim görevlisi ve 99 öğrencinin bulunduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Ecem Ceylan, bu süreçte ana bilim dalının ilk kuruluşundan itibaren desteklerini esirgemeyen Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliğine de şükranlarını sunduğunu belirtti. Açılışta konuşan Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Zhou Meifen, “İlk kez geldiğim Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin bölgenin tarihi ve doğal dokusunu tema alan fiziki yapılanmasına hayran kaldığımı belirtmek isterim. Bugün düzenlenen bu etkinliğin teması Çin ve Türkiye arasında medeniyetler köprüsü kurmaktır. Çin halkı her zaman barışı seven bir millettir ve tüm uluslarla birlikte uyum içerisinde olduğu ve dünyanın birlik içerisinde olduğu daha iyi bir dünya fikrini savunmaktadır. Türkler de aynı şekilde. Çin ve Türkiye uzun geçmiş yılları olan ve iki kadim medeniyettir. Medeniyetlerin de ilerlemelerine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Dil medeniyetlerin taşıyıcısıdır ve birbirimizin dilini öğrenmek birbirimizin tarihini ve kültürünü daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bu aynı zamanda iki ülke arasında dostluğu pekiştirir. Sizler de öğrenciler olarak Çinceyi öğrenmeyi önemsiyorsunuz, bu açıdan Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak sizlere daha fazla destek vermeye devam edeceğiz” dedi. Türkiye’deki üniversiteler arasında sayılı Çince bölüme sahip üniversite olarak ulusal ve uluslararası etkinliklere büyük önem verdiklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Semih Aktekin ise; "UNESCO tarafından diller arasında başlıca diller tespit edilmiş ve bunlarda arasında Çin dili de kadim kültürüyle dünyanın eski dilleri arasında yer almakta. Dolayısıyla bu çerçevede Türkiye’de sayılı Çince bölümlerine sahip üniversite olarak böylesi önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı ayrıca mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış Kapadokya’nın merkezinde bulunan üniversitemizi uluslararası kültür, sanat ve turizmde Kapadokya’ya yakışır bir hale getirmek için her türlü çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede de Çin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nı açmak için eksik hocalarımızı tamamlamakla birlikte YÖK’e başvurarak bölümümüzü açtık. Bu sene üçüncü dönemi olan bu bölümümüz ve öğrencilerimiz ulusal ve uluslararası düzeyde katıldıkları tüm yarışmalarda üniversitemizi en iyi şekilde temsil ederek önemli başarılar elde ettiler. Üniversite olarak Çin’de bulunan üniversitelerle de ikili iş birlikleri yürütüyoruz ve bu ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği ile görüşmelerimiz devam etmekte. Bizim Türk medeniyetinde olduğu gibi Çin medeniyeti de kadim bir kültüre sahip. Bu kültürün tarihini, sanatını ve coğrafyasını bilmek aynı zamanda insanlık tarihinin önemli bir kısmını bilmek demek. Bu anlamda üniversitemizin Çin Dili ve Edebiyatı Bölümü bundan sonra da önemli ve güzel başarılara imza atacak. Bu bölüm dışındaki öğrencilerimize de farklı kültürleri öğrenmeleri açısından kütüphanemizin zengin kaynaklarından faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Böylelikle başka ülkelerin tarihini, kültürünü ve dilini öğrenmeniz sizlerin kariyer hayatına ve ufkunuzun gelişmesine büyük ölçüde katkıda bulunacaktır” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından öğrenciler Çin dili ve kültürüne dair şarkı, şiir, dans, kaligrafi, dövüş sanatı gösterisi ve geleneksel Çin Kıyafetleri Defilesi’nin yer aldığı etkinlikler gerçekleştirdi. Aynı zamanda Çin kültürüne dair geleneksel el sanatları, Çin kaligrafisi, yeşil çay ikramı, Çin burçları, Çince dövme gibi faaliyetlerin sergilendiği etkinlik çerçevesinde çeşitli yarışmalar da düzenlenirken, yarışmalarda birinci olan öğrenciler hediyelerini NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Zhou Meifen ve Çin Dilli ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sema Gökenç Gülez’den aldı.
Denizli Sözünü tutan CHP Lideri Özel, büyükşehir belediyesine kırmızı motosikletle gitti Denizli’de kazandıkları belediyelere ziyaret ve tebrik etmeye gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İl Başkanının seçim sürecinde verdiği söz üzerine il binasından Denizli Büyükşehir Belediyesine kadar kırmızı motosiklet ile geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart seçimlerinden zaferle çıkan belediye başkanlarını tebrik etmek amacıyla Denizli’ye geldi. Genel Başkan Özel’in Denizli’de ilk durağı CHP İl Başkanlığı oldu. CHP Lideri Özgür Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesi Denizli Büyükşehir Belediyesi seçimlerini partisinin kazanması durumunda CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’a söz verdiği üzere kırmızı motosiklet ile belediye binasına geldi. Vatandaşların yoğun sevgi gösterileri arasında Delikliçınar Meydanı’ndan giriş yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret ederek çalışmalarında başarılar diledi. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nden önce Denizli’de gerçekleşen mitingde CHP İl Başkanı Ali Osman Horzum’un “Büyükşehir Belediyesini kazanmamız halinde meydanda kırmızı motosiklet ile tur atacağım” sözleri akıllara geldi. İl Başkanı Horzum’un bu sözleri üzerine Genel Başkan Özel, Büyükşehir Belediyesine motosiklet ile geldi. Kapıda daire başkanları ve personel ile selamlaşan Başkan Özel, daha sonra başkanlık makamına geçerek Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu tebrik etti.
Muğla Marmaris’te bir kadını bıçaklayarak öldüren şahıs adliyeye sevk edildi Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yaşındaki İlknur Çetin, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından bıçaklanarak hayatını kaybederken, ayağı kırık ve alçıdayken olayı gerçekleştiren ve polis ekipleri tarafından kaçtığı motor ile yakalanıp gözaltına alınan A.İ.K. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Olay, dün sabah saatlerinde bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen A.İ.K. (38), İlknur Çetin’in iş yerine gelerek Çetin’i konuşma bahanesi ile dışarı çağırdı. Çetin’in dışarı çıkması ile kadına saldıran A.İ.K., birden fazla yerinden ölümcül darbeler ile kadını bıçaklayarak ağır yaraladı. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Çetin’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından geldiği motora binerek olay yerinden kaçan A.İ.K. ise polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Ayağı kırık şekilde saldırmış Saldırgan A.İ.K.’nin bir ayağının kırık olduğu ve platin takılı olduğu halde Çetin’in iş yerine gelerek olayı gerçekleştirdiği bilgisine ulaşılırken, ayağı alçıda olan şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar, üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini arttırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdareden destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün ki bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" “Tarım İnebolu” adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, “Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.