POLİTİKA - 13 Mart 2017 Pazartesi 12:40

Kılıçdaroğlu: 'Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya'

A
A
A
Kılıçdaroğlu: 'Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da muhtarlar ile buluşmasında konuştu. Kılıçdaroğlu, birbirlerinin boğazını sıkacak, kavga edecek hallerinin olmadığını belirterek, “Medeni insanlar gibi oturacağız, tartışacağız. Mecliste sizlerin arasına geleceğiz, oturacağız, konuşacağız. Ben isterdim ki bu toplantıda benim gibi düşünmeyen bir siyasi parti lideri de olsun, oturup burada konuşalım medeni insanlar gibi. Ne eksiğimiz var? Avrupalı konuşuyor da biz niye konuşmayacağız? Dolayısıyla koalisyonlar ne zaman biter? Zaten koalisyonlar 15 yıldır yok, bu anayasa değişikliği de öyle koalisyonları bitirmek için gelen bir düzenleme değil. Dün Adana’da söyledim, lafla peynir gemisi yürümez. Bir şeyi yapacaksanız, oturup yapacaksınız. Rahmetli Ecevit, Kıbrıs’a çıkarken önceden açıkladı mı ben Kıbrıs’a çıkacağım diye? Hayır. Ne zaman açıkladı? Bizim askerler Kıbrıs’a ayak bastığı gün dedi ki; ‘Biz Kıbrıs’tayız’, bitti. Doğru mudur? Doğrudur. Şimdi bakanımız gidiyor Almanya’ya, bakanımız gidiyor Hollanda’ya, içeri almıyorlar, uçağı geri çeviriyorlar. Bu bizim onurumuza dokunuyor. Efendim en ağır şekilde bedelini ödeyecekler, nasıl ödeyecekler? Bekleyin, 16 Nisan’dan sonra. Niye 16 Nisan’dan sonra? İktidar tamam, muhalefet destek veriyor, sonuna kadar destekliyoruz. Niye o zaman gereğini yapmıyorsun? Hollanda ile ilişkilerin tamamını alın askıya. Almıyorlar. Niçin? Ben size bir örnek vereyim; İsrail bizim 9 vatandaşımızı açık denizde katletti mi? Katletti. Ezanı yasakladı mı? Yasakladı. Ne dediler? ‘Gazze’de abluka kalkmazsa İsrail’le bir araya gelmeyeceğiz’ dediler mi? Dediler, en yetkili ağızlar söyledi. Sonra ne oldu? Abluka kalktı mı? Kalkmadı. Türkiye’nin itibarı kaça satıldı? 20 milyon dolara, alın dediler 20 milyon doları sesinizi kesin. Bu benim ağırıma gidiyor” ifadelerini kullandı.

“İncirlik Üssü’nde Alman askeri var mı? Var. Çıkarıyor musun? Çıkarmıyorsun, konuşuyorsun”

“Almanya’ya gidildi, bakanımız alınmadı, propaganda yapamazsınız denildi” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Ne yapacaksınız? Almanya gününü görecek, nasıl görecek? İncirlik Üssü’nde Alman askeri var mı? Var. Çıkarıyor musun? Çıkarmıyorsun, konuşuyorsun. Ya bu millet konuşmaktan bıktı, ne yapacaksan çık adam gibi yap. Bu kadar açık. Biz de sana her türlü desteği vereceğiz. Efendim yapacağız, ne zaman? 16 Nisan’dan sonra. 16 Nisan’dan sonra diyecekler ki; ya bunu yine FETÖ karıştırdı, böyle bir şey olmaz, kusura bakmayın, gelin hep beraber tokalaşalım, bu işi idare edelim. Bakın burada söylüyorum, 16 Nisan’dan sonra göreceksiniz. Bunlar, Türkiye’nin itibarına gölge düşürüyor, doğru değildir bu davranışlar. Sadece muhtarları değil hiçbir insanı, hiçbir canlıyı küçük görme hakkımız yoktur ama bulunduğumuz yere ve ortama göre dilimiz vardır. Diplomasinin de bir dili vardır, Türkiye’de konuştuğun gibi Birleşmiş Milletlerde rahat konuşamazsın. Diplomasinin dili ayrıdır, doktorların dili vardır, onların dili de ayrıdır, avukatların dili vardır, onların da dili ayrıdır. Burada oturup konuşabiliriz, tartışabiliriz ama BM’de konuştuğunuz zaman konuşmanın içeriği dolu olmalı. Herkes demeli ki helal olsun şu cumhurbaşkanı haklı, bütün dünyaya ders verdi, bilgisiyle, birikimiyle, konuşmasıyla, irfanıyla ders verdi. BM kürsüsünde iç politika yaparsanız bu doğru değildir, orada dünyaya konuşuyorsunuz, Türkiye’ye değil. Kastettiğim odur, burada biz konuşuyoruz, benzer bir konuşma bana deseler ki BM’de yap, orada daha farklı bir dil kullanırım, kullanmak zorundayım. Diplomasinin dili vardır, büyükelçi bizim istediğimiz gibi konuşamaz. Bu sadece bizim ülkemize ait bir dil midir? Hayır, bütün dünyada böyledir.”

“Siyasi Ahlak Kanunu çıkması lazım”

İçinde yaşanılan sistemin mükemmel olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmeli. Yani Saadet Partisinin genel başkanı, Vatan Partisinin genel başkanı yüzde 1 oy aldığı taktirde Meclise gelip konuştuğunda ne eksiğimiz olur? Soru şu; yüzde 10 seçim barajını kim getirdi? Ben mi getirdim? Hayır. İktidar mı getirdi? Hayır. Kenan Evren ve arkadaşları, darbeciler getirdi. Biz darbeye karşı değil miyiz? Darbeye karşıyız. Darbe hukukuna karşı değil miyiz? Darbe hukukuna karşıyız. O zaman gelin değiştirelim. Hayır değiştirmeyelim. Niye? O zaman sen darbecileri savunuyorsun. Değiştirelim, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclise gelsin, Mecliste konuşma yapsın. Mecliste konuşsun, onun da düşüncelerini alalım. Akıl akıldan üstündür, belki benim bir eksiğim var o tamamlayacak. Bugünkü sistemin eksiği, Siyasi Ahlak Kanunu çıkması lazım. Yani siyasetçilerin ahlaklı olması lazım, siyasetçilerin ihale takipçisi olmaması lazım, siyasetçilerin yolsuzluk yapmaması lazım, siyasetçilerin kul hakkı yememesi lazım ve siyasetçinin hesap vermesi lazım. Siyasi Ahlak Kanunu var mı? Yok. Niye yok? Hazırlıyoruz, her seferinde veriyoruz, teklif ediyoruz, sağ olsun Sayın Ahmet Davutoğlu da dedi bunu getireceğim, söz verdi, o da gitti. Siyasi Ahlak Kanunu’na ihtiyacımız var. Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesine ihtiyacımız var, siyasetin finansmanı ile ilgili kanun değişikliğine ihtiyacımız var, bunlar olursa Parlamento daha güzel olur” şeklinde konuştu.

“Hiç kimse kendi görevinin dışına çıkmazsa çift başlılık olmaz”

“141 yıllık parlamento deneyimimiz var” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “141 yıllık deneyimi kaldırıyoruz, dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan yeni bir model diyoruz. Anayasa değişikliği, efendim bu değişiklik çıkarsa çift başlılık olmaz. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve benim bu sorumu cevaplayın, bugün çift başlılık mı var? 15 yıldır çift başlılık mı var? 20-30 yıldır çift başlılık mı var? Herkes kendi işini yaparsa biter, nerede çift başlılık? Sayın Cumhurbaşkanı kendi görevini yapar, Sayın Başbakan kendi görevini yapar, bakanlar kendi görevini yapar, ana muhalefet, muhalefet partileri kendi görevini yapar, her birisinin görevi kanunlarla, anayasayla belirlenmiştir. Hiç kimse kendi görevinin dışına çıkmazsa çift başlılık olmaz. Yeni modelde diyorlar ki; hem başkan olacak hem tarafsız olacak hem partili genel başkanı olacak. O zaman nasıl tarafsız olacak? Ben tarafsız mıyım? Hayır. Ben TBMM’de tarafsızlık üzerine yemin mi ediyorum? Hayır. Bizim yeminimizde tarafsızlık kuralı yoktur, tarafsızlık kuralı cumhurbaşkanınındır. Çünkü cumhurbaşkanı, 80 milyonu temsil eder. Peki cumhurun başkanı olan birisi aynı zamanda bir partinin başkanı olursa çift başlı olmaz mı? Çift başlı olur. Hem partisinin genel başkanı hem de cumhurun başkanı.”

“Hani diyorduk ya çatışma olmasın, en büyük çatışmayı getirecek”

Bu değişiklikle birlikte başka bir sorunun daha ortaya çıkacağını savunan Kılıçdaroğlu, “Diyelim ki seçim oldu, onun partisinin başkanı değil başka birisi kazandı, o zaman başkan ayrı telden, çoğunluk partisinin başkanı ayrı telden çalacak. Asıl büyük yarılma oradan olacak, bunu anlatmaya çalıştım, olay budur. Bu kadar basittir. Bu neyi getirir? Hani diyorduk ya çatışma olmasın, en büyük çatışmayı getirecek. Biz bu tehlikeye dikkati çekmek istedik, doğrusu da bu tehlikeyi bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim. Başkanla, bugünkü modeldeki cumhurbaşkanıyla Mecliste çoğunluğu olan parti birlikte ülkeyi çok daha zor yöneteceklerdir. Bugünkü modelde nedir? Cumhurbaşkanı tarafsızdır, başbakan çoğunluk partisini temsil eder, istediği kanun tasarısını Meclise getirir, Mecliste oturulur, tartışılır ve çözülür” dedi.

“Bütün muhtarların ömrü bir kararnameye bağlı”

Başkanlık sitemi geldiğinde muhtarlığın kalkıp kalkmayacağını sorduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu modelde başkan, arzu ettiği zaman TBMM’yi feshediyor. Hiçbir gerekçeye ihtiyaç duymadan. Çünkü anayasada şu gerekçeyle iptal edeceksin veya bu sorun çıktığında iptal edeceksin diye bir düzenleme yok. Mevcut anayasada diyor ki; evet cumhurbaşkanı Meclisi feshedebilir, yeni seçime götürebilir ama 45 gün içinde hükümet kurulmazsa. Yeni modelde bu yok. Muhtar kardeşlerim elini vicdanına koyup sorsunlar bu doğru mudur yanlış mıdır? Efendim muhtarlık kalkacak mı? Başkanın takdirine bağlı. Bütün muhtarların ömrü bir kararnameye bağlı, bir kararname çıkar, muhtarlıklar kaldırılmıştır, bitti, o kadar. Yetki veriyor muyuz? Veriyoruz tabii ki. Böyle bir yetkiyi bir kişiye vermek doğru mudur? Yanlış mıdır? Bir kişiye bu yetkiyi vermek yanlıştır diyorsanız hayır oyu kullanacaksınız, doğrudur diyorsanız gidip evet oyu kullanacaksınız bu kadar basit. Belki bazı muhtar arkadaşlarımız diyebilir, efendim olur mu muhtarlık çok eski bir kurumdur, demokrasinin en köklü kurumlarından birisidir, en temiz demokrasi burada tecelli eder, kimse muhtarlığı kaldıramaz. Size şu söylenecek, ya kardeşim diyecek başkan ben TBMM’yi fesih yetkisine sahibim muhtarlığı mı feshetmeyeceğim? Hepinizin düşünmesi lazım, ben size düşünerek sandığa gidin diyorum. Elimizi vicdanımıza koyacağız, düşünerek sandığa gideceğiz. Bu bir siyasi parti seçimi değildir. Bunun partilerle ilgisi yok, bu bütün partileri ilgilendiriyor Mecliste olsun olmasın, bütün vatandaşları ilgilendiriyor. Hepimizin oturup doğru karar vermesi lazım” açıklamasını yaptı.

“Başkanlık sistemi, bugünkü model dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bir modeldir”

Anayasa değişikliğinde partilerin neden bir araya gelmediğinin sorulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Evvelki yasama döneminde 4 siyasi parti bir araya geldi, anayasanın 80 maddesinin değiştirilmesi konusunda görüş birliği sağlandı ama çıkmadı. Sonradan dediler ki oturalım konuşalım. 15 Temmuz darbesinden sonra biz saraya gittik, Sayın Cumhurbaşkanı çağırdı ve oraya gittik. Ben, Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Başbakana, Sayın Devlet Bahçeli’ye, Cumhurbaşkanı Sözcüsü Sayın Kalın da oradaydı ve Cumhurbaşkanlığı Sayın Genel Sekreteri de oradaydı, yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu anlattım. Yargı bağımsızlığı sağlanabilirse bu memlekette mahkemeler adalet dağıtır dedim ve gelin anayasada önce bu yargı bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeleri yapalım, tamam dediler. Hepimiz anlaştık, ben de teşekkür ettim. İki toplandık, ondan sonra kimse toplantıya gelmedi, kabul edilmedi. Sonra dediler ki anayasa değişikliği için buyurun gelin, başkanlık sistemini getireceğiz. Dedik ki, biz başkanlık sistemine karşıyız, parlamenter demokratik sistemde neyi öngörüyorsanız gelin oturalım, konuşalım 140 yıllık tecrübemiz var. Olur ya bizim eksiğimiz, yanlışımız da olabilir, bir araya gelelim, oturalım, konuşalım, biz bu sorunu çözelim. Hayır dediler biz başkanlığı getireceğiz, biz onu uygun görmüyoruz dedik. Olay budur. Dolayısıyla başkanlık sistemi, bugünkü model dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bir modeldir.

Başkanlık sisteminin gerçek anlamda uygulandığı bir ülke var, o da Amerika Birleşik Devletleri. Neden? Çünkü kendi tarihi şartları onu öngörüyor. Bir başkan var, eyaletler var, eyaletlerin valileri var, eyaletlerin parlamentoları var, her parlamento kendi eyaletinin kanununu çıkarır. Yani çok parçalı bir yapı vardır. Zaten Birleşik Devletleri diyor, her bir eyaletin ayrı bayrağı da var. Şimdi biz bu başkanlık sistemini Türkiye’nin geleceği açısından, Türkiye’nin bekası açısından sağlıklı görmüyoruz, doğru da görmüyoruz. Yanlış görüyoruz” dedi.  

Goncagül Özcan - Pelin Üzek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı 22 Nisan’da Atina’da gerçekleştirilecek Milli Savunma Bakanlığı, son olarak Ankara’da gerçekleştirilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı’nın bir sonraki ayağının 22 Nisan Pazartesi günü Atina’da gerçekleştirileceğini duyurdu. Milli Savunma Bakanlığı tarafından basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelesine devam ettiğini hatırlatarak, “Suriye’nin kuzeyi dâhil son iki haftada 75 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Böylece 1 Ocak’tan bugüne kadar etkisiz hâle getirilen terörist sayısı 331’i Irak’ın, 417’si Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere 748 olmuştur” ifadelerini kullandı. “Hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 46 bin 305’e yükselmiştir” Sınır hattının cumhuriyet tarihinin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunduğuna dikkati çeken Tuğamiral Aktürk, “Son iki haftada yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 11’i terör örgütü mensubu olmak üzere 373 şahıs yakalanmış, 4 bin 784 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylelikle 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 2 bin 485’e, hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 46 bin 305’e yükselmiştir” diye konuştu. Barınma alanlarından kaçan 1 PKK’lı terörist daha teslim oldu Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 1 PKK’lı teröristin daha 4 Nisan’da Habur’daki hudut karakoluna teslim olduğunu hatırlatan Tuğamiral Aktürk, son iki hafta içerisinde yapılan operasyonlarda yaklaşık 45 kilogram uyuşturucu madde ile 7 adet tabancanın ele geçirildiğini söyledi. Tuğamiral Aktürk, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in programına ilişkin de şu bilgileri verdi: "Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi ile Şanlıurfa’ya giden sayın bakanımız 9 Nisan’da Şanlıurfa Valiliğini ziyaret etmiş, ardından 20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığında inceleme ve denetlemelerde bulunmuş ve Mehmetçiklerle iftar yapmış, 10 Nisan’da 20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığında bulunan Mehmetçiklerimizle bayramlaşmış, ardından gerçekleştirilen video telekonferansla yurt içinde ve sınır ötesinde görev yapan birlik komutanlarının bayramlarını kutlamıştır. 17 Nisan’da ülkemizin Bujumbura Büyükelçisini kabul eden sayın bakanımız, bugün de (18 Nisan) Savunma Sanayi Başkanlığında gerçekleştirilecek olan ‘İnsanlı Hava Platformları Projesi’ imza törenine katılım sağlayacaktır.” Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı 22 Nisan Pazartesi günü Atina’da yapılacak Son olarak Ankara’da gerçekleştirilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı’nın bir sonraki ayağının gelecek hafta Atina’da yapılacağını açıklayan Tuğamiral Aktürk, “Yunanistan ve Türkiye’den heyetlerin katılımıyla Güven Artırıcı Önlemler (GAÖ) Toplantısı, 22 Nisan Pazartesi günü Atina’da yapılacaktır. Ankara’daki toplantıda üzerinde mutabakata varılan Güven Artırıcı Önlemler çerçevesinde Trakya’daki sınır birlik komutanlarının karşılıklı ziyaretleri kapsamında Yunanistan 3’üncü Mekanize Piyade Tugay komutanı tarafından 16-17 Nisan’da Edirne’deki 54’üncü Mekanize Piyade Tugayı’na ziyaret gerçekleştirilmiştir. Bugün ve yarın da 4’üncü Mekanize Piyade Tugay komutanımız tarafından Yunanistan’daki 31’inci Mekanize Piyade Tugayı ziyaret edilmektedir. Karşılıklı olarak gerçekleştirilen bu ziyaretler Güven Artırıcı Önlemler kapsamında 2024 Uygulama Planı’nda mutabık kalınan 16 faaliyetin ilk ikisidir” şeklinde konuştu. Tuğamiral Zeki Aktürk, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan memorandum ile Karabağ bölgesinde ateşkesin kontrolü ve ihlallerin önlenmesi maksadıyla 30 Ocak 2021 tarihinde Ağdam Azerbaycan’da teşkil edilen Türk-Rus Ortak Merkezi’nin görevinin tamamlanmasına yönelik çalışmaların Rusya Federasyonu ve Azerbaycan ile koordineli şekilde devam ettiğini bildirdi. "Ülkemiz uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet etmiş, İsrail’e de bu katliamlarını durdurması için çağrıda bulunmuştur" İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar neticesinde yaklaşık 34 bin Filistinlinin katledildiğine vurgu yapan Tuğamiral Aktürk, “İsrail’in başlattığı bu saldırılar karşısında ülkemiz adaletli ve insani tutumunu sürdürerek vahşetin durdurulması ve bölge geneline sıçramaması adına uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet etmiş, İsrail’e de bu katliamlarını durdurması için çağrıda bulunmuştur. Bölgemizin daha fazla felakete sürüklenmemesi için gereken tüm adımların ivedi bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz” açıklamasında bulundu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulması maksadıyla ulusal ve uluslararası eğitim ve tatbikat faaliyetlerine de aralıksız devam edildiğini aktaran Tuğamiral Aktürk, TCG Bandırma ile Almanya Deniz Kuvvetlerine ait FGS Baden Württemberg fırkateynleri arasında ‘geçiş eğitimleri’ icra edilmiş, 15 ve 17 Nisan tarihlerinde hava sahamızda F-16’larımız eşliğinde ABD Hava Kuvvetlerine ait 2 adet B-1B uçağı ile havada yakıt ikmali ve müşterek taarruz kontrolör eğitimleri yapılmıştır” ifadelerini kullandı. Tuğamiral Aktürk, konuşmasına şöyle devam etti: “TCG Nusret müze gemimiz tarafından Türk deniz tarihinin tanıtılması, denizciliğin sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması kapsamında 20 Nisan’da Dikili, 22-23 Nisan’da İzmir, 26 Nisan’da Kuşadası ve 28 Nisan’da Bodrum liman ziyaretleri icra edilecek ve gemi halkımızın ziyaretine açılacaktır. Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100’üncü, Ertuğrul fırkateyninin Japonya seyrinin 134’üncü yıl dönümü kapsamında 8 Nisan’da Foça İzmir’de yapılan uğurlama töreniyle Japonya seyrine başlayan ve 20 ülke, 24 liman ziyareti gerçekleştirecek olan TCG Kınalıada korvetimiz, Cidde Suudi Arabistan liman ziyaretinin ardından 17 Nisan’da Cibuti’ye ulaşmıştır.” “Müşterek harita üretimi konulu iş birliği protokolü imzalanmıştır” Harita Genel Müdürlüğü ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında müşterek harita üretimi konulu iş birliği protokolü imzalandığını bildiren Tuğamiral Aktürk, “Harita Genel Müdürlüğü ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında ders kitapları ile eğitim araç gereçlerinde yer alan haritaların temel haritacılık prensiplerine ve milli menfaatlerimize uygun olarak üretilmesini sağlamak, aynı zamanda ‘Kültür ve Gönül Coğrafyası Atlası’nı hazırlamak amacıyla ‘müşterek harita üretimi’ konulu iş birliği protokolü 4 Nisan’da imzalanmıştır” ifadelerini kullandı. “İncirlik üssünün ismi ’10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı’ olarak değiştirilmiştir” İncirlik üssünün isminin değiştirildiğini de açıklayan Aktürk, “Adana İncirlik’te bulunan 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’nın ismi Hava Kuvvetlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda ’10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı’ olarak değiştirilmiştir” dedi. İran’ın İsrail’e yönelik saldırıları Milli Savunma Bakanlığı kaynakları ise İran’ın İsrail’e saldırı gerçekleştirdiği gece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önleyici bazı tedbirler alıp almadığına yönelik bir soru üzerine şunları söyledi: “Biz Milli Savunma Bakanlığı olarak bölgemizdeki savunma ve güvenlik konularını yakından takip ediyoruz. İlk andan itibaren tüm gelişmeler yakından takip edilmiş, muhtemel gelişmelere yönelik alınabilecek tüm tedbirler alınmıştır ve alınmaya da devam edilmektedir. Bakanımızın da ifade ettiği gibi; ülkemiz bölgemizde meydana gelen krizlerin önlenmesi ve yatıştırılmasında gerek ilgili ülkeler gerekse uluslararası platformlarda vazgeçilmez ve etkin bir aktördür. Türkiye, İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılara karşı tutarlı, insani ve adaletli tutumunu devam ettirmektedir. Bölgesel barışa ve istikrara önem veriyoruz ve bunun için gerekli adımları atıyoruz. Hadiselerin tırmanması olayları bölgesel bir savaşa dönüştürebilir. Ayrıca Gazze’de yaşanan katliamın uluslararası kamuoyunun gözünden kaçırılmaması yönünde hassasiyet gösteriyoruz. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan saldırılarına ve saldırılarının bölge ülkelerine de yansımasından endişe ederek uluslararası toplumu göreve çağırdık. Bölgemizin istikrarını bozacak, küresel çatışmalara neden olacak gelişmelerin yaşanmaması için çabalarımızı sürdürmekteyiz. İtidalli davranarak geniş bir bölgesel çatışmanın kapılarını aralayacak adımlardan kaçınmanın ve bölge ülkelerinde sağduyunun hâkim olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.” ABD uçakları ile İncirlik’te yapılan eğitimler Bakanlık kaynakları, ABD bombardıman uçaklarının geçtiğimiz günlerde İncirlik’te gerçekleştirdiği eğitimlere ilişkin bir soru üzerine, “15-17 Nisan tarihlerinde hava sahamızda F-16’larımız eşliğinde ABD’ye ait B-1B uçaklarıyla havada yakıt ikmali ve Müşterek Taarruz Kontrolör Eğitimleri gerçekleştirilmiştir. ABD uçakları 17 Nisan tarihinde ülkemizden ayrıldılar. Bahse konu eğitimler, ikili anlaşmalar ve müttefiklik kapsamında yılda birkaç kez yapılan eğitimlerdir. Ve icra edilen eğitim de çok daha önceden planlanmış olup, son dönemde bölgemizde meydana gelen gelişmelerle bir ilgisi bulunmamaktadır” yanıtını verdi. Kürecik’teki radar Bakanlık kaynakları, Kürecik’teki NATO radarının İran’ın İsrail’i vurduğu sırada İsrail’e bilgi aktarıp aktarmadığı yönündeki sorular üzerine, “Kürecik radarı tamamen ulusal güvenliğimiz gereği kurulmuş olup, NATO müttefiki ülkelerin korunmasını amaçlamaktadır. Bu radar sisteminden elde edilen bilgiler NATO prosedürleri çerçevesinde müttefiklerle paylaşılmakta, NATO müttefiki olmayan ülkelerle paylaşımı söz konusu değildir” cevabını verdi. Irak’ın kuzeyinde devam eden operasyonlar Bakanlık kaynakları, son günlerde Irak’ın kuzeyinde etkisiz hale getirilen terörist sayısında artış olmasına dikkat çeken sorulara yönelik olarak, “Bölgede operasyonlarımız 7/24 hız kesmeden devam ediyor. Daha önce de sayın cumhurbaşkanımızın ve sayın bakanımızın ifade ettikleri gibi Pençe-Kilit’te kilit bu yaz kapanacak. Ve bu kilit kapanırken hangi prensipler doğrultusunda çalışacağımızı bakanımız açıkladı. Öngörülemez, alışılmadık, PKK’nın reaksiyon gösteremeyeceği şekilde süratli operasyonlar devam ettirilecek” ifadelerini kullandı. Yunanistan’ın deniz parkı ilan etme girişimi ve Güven Artırıcı Önlemler toplantıları Bakanlık kaynakları, gazetecilerin “Yunanistan’ın deniz parkı ilan etme girişimi ve Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı”na ilişkin sorularına şu cevabı verdi: “Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından 8 Nisan 2024 tarihinde Ege Denizi ve İyon Denizi’nde iki büyük deniz parkı ilan edileceği duyurulmuştur. İlan edilmesi planlanan parklar hakkında Dışişleri Bakanlığımız diplomatik olarak gerekli girişimlerde bulunmuş, EGAYDAAK’lar üzerindeki tek taraflı fiilî durumların kabul edilmeyeceğini ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağını ifade etmiştir. Bakanlık olarak Ege Denizi’nde hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve Yunanistan’ın tek taraflı statü oluşturma çabalarını engellemek maksadıyla teyakkuz halinde bulunmaktayız. 22 Nisan’da Atina’da gerçekleştirilecek Güven Artırıcı Önlemler (GAÖ) Toplantısı’nda 2024 yılı GAÖ Uygulama Planı gözden geçirilecek ve 2025 yılı Uygulama Planı’nda yer alabilecek faaliyetlere ilişkin teklifler görüşülecektir.”