POLİTİKA - 28 Şubat 2017 Salı 15:44

Kılıçdaroğlu'ndan Suriyelilere vatandaşlık verilmesi ve Rakka konusunda referandum çağrısı

A
A
A
Kılıçdaroğlu'ndan Suriyelilere vatandaşlık verilmesi ve Rakka konusunda referandum çağrısı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi ve Rakka operasyonuyla ilgili referandum çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi verilmesin mi referanduma gidelim bu kadar açık bu kadar net. Rakka'ya gidelim mi gitmeyelim mi gel referandum yapalım, millete soralım; Rakka'ya bu ülkenin, Anadolu'nun gariban çocukları gitsin mi gitmesin mi. Milletin sözünü dinleyeceğim diyorsun gel beraber gidelim millete, soralım millete" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP olmasaydı taşeron işçilerin durumunu hiçbir siyasi partinin ağzına dahi almayacağını belirterek, “Ne zaman ki biz taşeron işçilerin haklarını savunduk, onlar 'biz de savunuyoruz' demeye başladılar” dedi.
Dün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve 129 çalışanının beraat ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “2011’de bir operasyon yapılmıştı iki ayrı operasyon. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başarılarından rahatsızlık duyuyorlardı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını ve çalışanlarını hapse atmak istiyorlardı. Sahte deliller ürettiler. Gizli tanıkları devreye koydular. Sayın Aziz Kocaoğlu 397 yıl hapis cezasıyla yargılandı ve dün kendisi ve arkadaşları beraat etti. Aziz Kocaoğlu'ndan niye rahatsızlık duyuyorlardı? Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uluslararası kredi notu Türkiye Cumhuriyeti devletinin kredi notundan daha iyi. İstanbul, İzmir ve Ankara’da metro yapılıyordu, metro inşaatları vardı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı havlu attı ben yapamıyorum dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı da havlu attı ben yapamıyorum dedi. Ulaştırma Bakanlığı devraldı yapıyor. Ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı bütçeleri bu iki kentin bütçesine göre daha düşük olmasına rağmen ‘ben yapacağım’ dedi. İstanbul’un üçte bir fiyatına Ankara’nın yarı fiyatına İzmir metrosunu yapıyor. Ankara’yı ve İstanbul'u gölgede bırakıyor. Ne olması gerekiyordu? Aziz Kocaoğlu'nun bu başarılarından ötürü yargılanması gerekiyordu” diye konuştu.

“28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak, 20 Temmuz darbesine de o kadar karşıyız"

“Bugün 28 Şubat, 28 Şubat’ta bir postmodern darbe yaşamıştı Türkiye” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Bazı kişilerin öğretim üyeleri, öğretmenler, kamu görevlileri ya inançları veya siyasal fikirleri dolayısıyla devletin dışına itilmişlerdi. Açık ve net söylüyoruz herkes duysun; herkesin görüşüne, inancına, kimliğine saygımız var. Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder, elinde sopayla vatandaşını dizayn etmez. 28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak, 20 Temmuz darbesine de o kadar karşıyız” açıklamasında bulundu.

“Biz mağdura sahip çıkıyoruz darbecilere değil"

20 Temmuz’dan sonra mağdur ailelerin sayısının 1 milyonu aştığını bildiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Biz mağdur ailelere sahip çıktığımız zaman bizi suçluyorlar. Siz FETÖ’ye sahip çıkıyorsunuz diyorlar. Biz mağdura sahip çıkıyoruz darbecilere değil. Bütün mağdur ailelere sesleniyorum, 1 milyonu aşkın mağdur ailelere; sizin hakkınızı bizi neyle suçlarlarsa suçlasınlar sizin yanınızda olacağız hiç endişe etmeyin. Pek çok akademisyenin görevine son verdiler. İbrahim Kaboğlu, anayasa hukuku hocası. Sadece Türkiye’de değil Fransa’da da ders veriyor. Üniversiteden attılar.

Pasaportuna el koydular, yurtdışına gidip üniversite ders veremiyor. Sen pasaportunu alırsan nedir bunun anlamı? Sadece Türkiye'de kalacaksın. Senin cezaevi sınırların Türkiye sınırları. Kaboğlu'nun ne günahı vardı. ‘Kurunun yanında yaş da yanmış olabilir’ diyor Sayın Başbakan Binali Yıldırım. 20'ye yakın intihar var. Türkiye iyi yönetilmiyor.

15 yıldır iktidardalar. 15 yıl önce insanlar kömüre muhtaçtı şimdi yine kömüre muhtaçlar. Kömüre muhtaç olan ailelere seslenmek istiyorum, 15 yıldır sizin geliriniz artmadı mı? Geliri 3 kat arttırdık diyorlar. Kendi gelirleri 6 kat arttı, muhtaç ailelerin geliri artmadı onlar yine kömüre muhtaç. Sakın şöyle anlamasınlar gidip propaganda yapmasınlar. ‘Efendim bunlara kömür verilmesin.’ Hayır efendim, kömür de, doğalgaz da verilsin, her türlü imkan sağlansın. Önemli olan kişinin gelirini yükseltip kimseye muhtaç hale getirmemektir. Gelir 3 kat arttı diyorsan o zaman bu ailelerin geliri niye artmıyor?”

“Gel referandum yapalım, millete soralım"

Ekonomide, dış politikada, eğitimde sorunlar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "15 yılda gelir 3 kat arttı diyorlar, 6,5 milyon işsiz var. Nasıl oluyor bu? Birileri için Türkiye cennet, birileri için cehennem konumunda. Madem kişi başına gelir 3 kat arttıysa, neren çiftçiler iki Trakya büyüklüğünde bir alanı ekmiyorlar? 15 yıldır tek başına iktidardasınız. Daha bundan büyük istikrar mı olur. 15 yıldır parlamentoda çoğunluğunuz var, arzu ettiğiniz kanunu çıkarıyorsunuz. 15 yılın sonunda ne oldu, işsizlik arttı. Terörsüz Türkiye devraldınız, Türkiye kan batağı içinde. Bütün komşularımızla aramızı bozdunuz. Bizim gençlerimiz, çocuklarımız Suriye için Suriye'de şehit oluyor. Anadolu’nun gariban ailelerinin çocukları. Onların gençleri Türkiye'de, nasıl oluyor bu? Bizim evlatlarımız işsiz, onların işi var. İşsiz genç arkadaşım hala isyan etmeyecek misin ben bu düzene ‘hayır’ diyorum demeyecek misin? 81 ilde Suriyeli var, niye kamplarda tutmuyorsun ? Bizim esnaf vergi veriyor, Suriyeli esnaf vergi vermiyor.

Bu mudur rekabet. Esnaf kardeşim sen de bu düzene 'hayır' demeyecek misin? Şimdi diyorlar ki 'Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğiz' diyorlar. İnsaf ya, niye veriyorsun vatandaşlık hakkı. Hangi gerekçeyle veriyorsun? Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi verilmesin mi referanduma gidelim bu kadar açık bu kadar net. Milletten korkma kardeşim gel Suriyeliler için referanduma gidelim. Milletten korkmayacaksınız. Kaç lira para harcadık Suriyeliler için 36 milyar lira. Bizim vatandaşımız hastaneye gider sıra bekler, Suriyeli sıra beklemez. Kendi ülkesinde bizim vatandaşımız ikinci sınıf vatandaş. Sevgili vatandaşım bu düzene hala 'hayır' demeyecek misin? Şimdi tutturmuşlar Rakka'ya gideceğiz.

Birileri talimat vermiş. Onlara göre üst akıldan talimat aldılar Rakka'ya gidecekler. Rakka'ya gidelim mi gitmeyelim mi gel referandum yapalım, millete soralım Rakka'ya bu ülkenin, Anadolu'nun gariban çocukları gitsin mi gitmesin mi? Milletin sözünü dinleyeceğim diyorsun gel beraber gidelim millete, soralım millete" ifadelerini kullandı. 

Pelin Üzek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.