SAĞLIK - 27 Temmuz 2014 Pazar 12:24

Kilo almamak için iki kelime: Teşekkür ederim

A
A
A
Kilo almamak için iki kelime: Teşekkür ederim

Ramazan ayındaki iftar yemeklerinin yerini geleneksel bayram sofralarının alacağını belirten Doruk Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevhan Uygun, iki kelime ile kilo almadan bayram geçirmenin mümkün olduğunu söyledi.

Ramazan ayındaki iftar yemeklerinin yerini geleneksel bayram sofralarının alacağını belirten Doruk Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevhan Uygun, iki kelime ile kilo almadan bayram geçirmenin mümkün olduğunu söyledi.

Ramazan ayı boyunca 2 ana öğüne düşen beslenme şeklinin bayramla birlikte normale döneceğini belirten uzmanlar, fazla yemek yeme eğiliminde olunmaması konusunda uyardı. Güne hafif bir kahvaltıyla başlanmasını tavsiye eden Uygun, bayram boyunca ikramlarda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların tercih edilmesini önerdi. Bayramda ağır gıdalardan kaçınılması gerektiğine de değinen Uygun, gidilen misafirliklerde sadece iki kelime olan 'Teşekkür ederim' denilerek ikramı geri çevrilmesini huy haline getirilmesini istedi. Teşekkür ederim kelimesiyle bayramı kilo almadan geçirilebileceğini ifade eden Uygun, “Bilhassa 40 yaşın üzerindeki vatandaşlar daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Yemeklerin 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün şeklinde tüketilmesi gerekir. Çeşitli sebze veya az yağlı et yemekleri, tam tahıl ekmeği, yoğurt ve salataların sofralarda mutlaka bulunması gerekir. Meyveleri ise ara öğünlerde tüketilmelidir" diye konuştu. 

"BESLENME DÜZENSİZLİĞİNE DİKKAT" 

Ramazan ayında metabolizmanın yavaşlaması ve hemen ardından gelen bayramla birlikte beslenme düzenindeki değişikliğe dikkat çeken Uygun, "Kızartma ve kavurma yöntemi ile pişmiş yiyecekler minimum düzeyde alınmalıdır. Daha çok ızgara, buğulama, haşlama gibi sağlıklı yöntemlerle pişmiş yiyecekler kilo alımının önlenmesine yardımcı olacaktır. Hafif yiyeceklerin sofralarda tercih edilmesi sindirim sitemine yardımcı olacağından sindirim sistemi hastalıklarını önlemede önemli olacaktır" dedi. 

"ZİYARETLERİNİZİ YÜRÜYEREK GERÇEKLEŞTİRİN" 

Gün içinde öğünlerin sıkıştırılmaması ve bir öğünde yenilen miktar azaltılması gerektiğine dikkat çeken Uygun, "Özellikle şekerli, yağlı, tuz içeriği yüksek besin tüketimi mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Bayramın geleneği haline gelen ve ikramlar arasında yer alan baklava, çikolata, şeker, çay ve kahve tüketimine dikkat edilmeli, mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır. Yapılan ziyaretlere kısa mesafe ise araç kullanmak yerine yürüme tercih edilmesi gerekir" diye yürümenin kilo almanın yanı sıra vermeye de faydalı olacağını söyledi. 

"GÜNDE EN AZ 2,5 LİTRE SU" 

Vücudun sıvı dengesini sağlamak için günlük en az 2,5 litre su tüketilmesi gerektiğini belirten Uygun, sofrada 4 temel besin grubundan olan süt ürünleri, et ürünleri, ekmek ve tahıl, sebze ve meyve tüketilmesinin vücut dengesini koruduğunu ve böylelikle kilo alma riskini azalttığını söyledi. Özellikle şeker çikolata ve tatlı türlerinin en az miktarda tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Uygun, "Bayramda şeker tüketimini en aza indirmek için ikram edilen şeker ve çikolataların yerine hakkınızı tatlı için saklayın. Sütlü ve meyveli tatlılar tercihiniz olsun. Ağır hamur tatlılarından yemek isterseniz bir parçayı aşmayın" diye açık kapı bıraktı. 

"GAZLI İÇECEKLERDEN UZAK DURUN" 

Uygun, kilo aldırıcı şekerli ve gazlı içeceklerden uzak durulmasını tavsiye ederken, bitki çayları, açık çay, ayran, taze sıkılmış meyve sularının sağlıklı ve alternatif içecekler olarak tüketilebileceğine dikkat çekti. Omega-3, posa, magnezyum, çinko, e vitamini gibi içerikleri ile sağlıklı olan kuruyemişlerin geleneksel bayram ikramları arasında yerini aldıklarını ifade eden Uygun, küçük kalori bombaları olan fındık, fıstık, badem, ceviz gibi kuruyemişlerin tüketiminde aşırıya kaçılmaması gerektiğinin altını çizdi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.