ASAYİŞ - 20 Aralık 2021 Pazartesi 09:12

Kilometresi düşürülmüş aracı sattığı iddia edilen sanığa 5 yıla kadar hapis istemi

A
A
A
Kilometresi düşürülmüş aracı sattığı iddia edilen sanığa 5 yıla kadar hapis istemi

İstanbul’da alıcıyı uyarmadan kilometresi düşürülmüş aracı sattığı iddia edilen Deniz Aydın hakkında iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame kapsamında Aydın’ın ‘dolandırıcılık’ suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul’da alıcıyı uyarmadan kilometresi düşürülmüş aracı sattığı iddia edilen Deniz Aydın hakkında iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame kapsamında Aydın’ın ‘dolandırıcılık’ suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 24 Ağustos 2020’de meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede müşteki Burcu S.’nin şikayet dilekçesine yer verilerek sanık Deniz Aydın’dan 2011 model bir aracı 136 bin TL karşılığında aldığı belirtildi. İddianamede sanık Aydın’ın aracı satarken Burcu S.’ye araçta hiçbir sorun bulunmadığını söylediği de aktarıldı. Müştekinin aracı satacağı sırada yaptığı araştırma sonucu, aracın daha önceden kilometresinin düşürülmüş olduğunu öğrendiği iddianamede belirtildi. Sanık Deniz Aydın başlatılan soruşturma kapsamında alınan ifadesinde bir alım satım sitesinde gördüğü ilan üzerine aracı satın aldığını ve ardından müşteki Burcu S.’ye sattığını belirterek “Müştekiler gerek iş yerine gelerek gerek de arayarak aracı iade etmek istediklerini, kilometre değişikliğinden dolayı midelerinin bulandığı ve huzursuz hissettiklerini söyledi. Ben de itiraz etmedim. Görüşmeyi yaptığımızda bana ‘biz bu aracı ev ile takas yapmak istedik ancak kilometre durumu sorun oldu’ dediler. Bu müşkül durumun müsebbibi olarak tutulmam söz konusu dahi değil. Şahısları bu iade işlemi ile de memnun edemedim. Araca yaptıklarını söyledikleri 5 bin TL’lik harcamayı geri istediler. Bunun üzerine aramızdaki anlaşma akti bozuldu. Süreç boyunca gösterdiğim iyi niyetin suiistimal edilmesine izin vermek istemedim. İsnat edilen suçlamaların tamamını reddediyorum” dedi.

İddianamede sanığın dosyaya sunduğu sözleşmede aracın plaka, marka, model, motor ve şase numarası bilgilerinin bulunduğu, yapılan vade başlığı altında "Not: Aracımızda kaza, darbe, boya yok, araçta hasar kaydı yok, aracın önceki sahipleri yeni motor yaptırdıkları için aracın kilometresini düşürmüşler. Aracın 148.500 - orijinal kilometre değil- alıcıya annesiyle beraber yazılı ve sözlü olarak söylendi" ibarelerinin yazılı olduğu belirtildi.

Müşteki Burcu S.’nin ise şikayete konu aracı Deniz Aydın isimli şahıstan satın aldığı esnada kilometresinin 145.000’de olduğunu söyleyerek “Kesinlikle kilometresinin daha önce düşürülmüş olduğu konusunda herhangi bir bilgi vermedi. Araçta herhangi bir kaza ve hasar kaydı da bulunmadığını söyledi. Buna güvenerek aracı 136 bin TL karşılığında satın aldım. Araçta herhangi bir hasar kaydı yoktu ancak uzun süre bakımsız kalması nedeniyle bir kısım arızalar meydana geldi. Bunların bakımı için 7 bin TL masraf yaptım. Yaklaşık 6 ay sonra aracı satmaya çalıştığımda satın almadan önce araçta kilometre değişikliği yapıldığını öğrendiğim. Bu durumu Deniz Aydın’a da söyledim. Kendisi bu durumu bilmediğini aracı daha önce satan şahıslar tarafından yapılmış olabileceğini söyledi. Satış esnasında kilometre düşüklüğü bilgisini vermedi. Sözleşme yaptığımızı hatırlıyorum ama bu sözleşmede sadece aracın ruhsat bilgileri vardı. Kilometre ve aracın kaza durumu ile ilgili bilgi kesinlikle yoktu. Bu kısımların sonradan doldurulmuş olduğunu düşünüyorum. Araçtaki kilometre değişikliğini öğrendikten sonra Deniz Aydın’dan aracı geri alıp ödediği bedelin iadesini istedim. Ancak kendisi oyalamaktan başka bir şey yapmadı. Araç hala bende. Kilometresi düşürülmüş aracı bu özelliğini gizleyerek değerinin üzerinde satın almama neden olan Deniz Aydın hakkında şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulundu.

Muayene raporları incelendiğinde aracın önceki sahipleri tarafından yaptırılan muayene işlemlerinde 145 bin 271 kilometrede olduğu da iddianamede aktarıldı.

Aracın eski sahibi Belma A. ise iddianamede yer verilen ifadesinde aracı 70 bin TL’ye satın aldığı sırada kilometresinin 140 bin olduğunu söyleyerek “Aracı aldıktan 5-6 ay sonra satacağım esnada kilometresinde oynama yapılmış olduğunu öğrendim. Bunun üzerine aracın satış ilanına kilometresinin 300 binde olduğunu, göstergede ise 140 bin kilometre yazılı olduğunu belirttim. Deniz Aydın isimli şahsa bu haliyle aracı sattım. Deniz Aydın aracı satın alırken kilometresinin düşürülmüş olduğunu biliyordu. Bunu sözleşmenin arkasına yazdım. Ancak bir suretini bulamadım” dedi.

İddianamede sanığın daha önce kilometre değişikliği yapılmış aracı bu özelliğini bilerek satın alıp kısa süre sonra araçtaki kilometre düşümü bilgisini gizleyerek müştekiye satıp haksız menfaat temin ettiği açıklandı.
İddianamede sanık Deniz Aydın’ın ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu açıklanarak ‘dolandırıcılık’ suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Aydın’ın önümüzdeki günlerde yargılanmasına başlanacak.

Mağdur Burcu S'nin avukatından açıklama
Mağdur Burcu S.'nin avukatı Burak Temizer ise, "Ülkemizde son süreçte gözlemlediğimiz üzere kilometresi düşürülmüş araç satmak suretiyle haksız menfaat elde eden birtakım satıcılar/galericiler maalesef çoğaldı. Özellikle araç alıp satmayla iştigal eden yani mesleği bu olan satıcıların bu şekilde kilometresi düşürmek şeklinde yaptıkları araç satışlarının Türk Ceza Kanunu bağlamında dolandırıcılık suçu olarak da kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu tip satışlar yerine göre tüketici/tazminat uyuşmazlığı da olmakla birlikte durumun detaylarına göre dolandırıcılık suçundan da ceza yargılaması yapılıyor olması caydırıcılık bakımından önem teşkil ediyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da hazırlanan proje bakanlıktan destek aldı Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) derneği tarafından hazırlanan proje, IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. IPARD III Programı 6. Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar TL tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneğin yüzde 100 hibeyle destekleneceği aktarıldı. Destek alan 156 dernek arasına Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği’de yer aldı. Bu kapsamda Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği, il genelinde aktif olarak faaliyet gösteren tek Yerel Eylem Grubu olma özelliğini taşıdı. Derneğin 2025-2030 dönemini kapsayan 5 Yıllık Yerel Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planı, proje uzmanı Bihter Yaldız Tut tarafından hazırlanarak kapsamlı analizler, katılımcı toplantılar ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillendirildi. Hazırlanan strateji ve eylem planları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Dernek, yıllık 60 bin Euro olmak üzere yüzde 100 hibe desteğiyle, 5 yıllık dönemde yaklaşık 15 milyon TL tutarında kırsal kalkınma kaynağını bölgeye kazandırma hakkı elde etti. Bu süreçte, Baskil Yerel Eylem Grubu Derneği ile Elazığ Toplum ve Proje Derneği (ETOPDER) arasında imzalanacak iş birliği protokolü çerçevesinde, 5 yıllık kalkınma programının etkin ve şeffaf bir şekilde uygulanması planlanıyor. Dernek Başkanı ve proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikaları çerçevesinde uygulanan LEADER Tedbiri, yerelden kalkınma yaklaşımını esas alan, katılımcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir modeldir. Bu yaklaşım doğrultusunda kurulan Yerel Eylem Grupları (YEG); kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve yerel halkın bir araya gelerek bölgesel ihtiyaçlara uygun kalkınma stratejileri geliştirmesini amaçlar. Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, IPARD Programı kapsamında uygulanan LEADER Tedbiri ile Yerel Eylem Grupları desteklenmektedir. YEG’ler; ilçelerde kaymakamlık oluru ve valilik onayı ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip dernek statüsünde yapılardır. İlçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve ilgili kamu kurumları bu yapıların doğal paydaşları ve tüzel üyeleri arasında yer alırken; kadınlar, gençler, çiftçiler, üreticiler, esnaf ve sivil toplum temsilcileri yönetim süreçlerine aktif olarak dahil edilmektedir. Bu yönüyle YEG’ler, ilçede yaşayan her kesimin temsiline dayalı kapsayıcı bir yönetişim modeli sunar" dedi. Proje uzmanı Bihter Yaldız Tut, "ETOPDER’in proje geliştirme, uygulama, izleme ve raporlama alanlarındaki kurumsal kapasitesi, stratejinin sahaya güçlü biçimde yansımasına katkı sağlayacaktır. Dernek olarak Baskil Yerel Eylem Grubu’nun kalkınma stratejilerinin hazırlanmasında hem de uygulanacak projelerin koordinasyonunda aktif rol üstlenerek, yerel kalkınmaya sürdürülebilir ve katılımcı bir vizyon kazandırmayı hedeflemekteyiz. IPARD III Programı döneminde uygulanacak bu strateji ile; tarım ve kırsal üretimin desteklenmesi, kadınlar ve gençler başta olmak üzere dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, yerel girişimciliğin ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi, sivil toplumun kapasitesinin artırılması, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir" ifadelerini kullandı.
Elazığ Elazığ’da ilginç bisiklet tasarımı: Polisler bile durdurup inceliyor Almanya’da 26 yıl yaşayan ve elektrik-elektronik mesleğiyle uğraşan, ardından memleketi Elazığ’a dönen Hacı Bayram Züğürt’ün yaptığı sıra dışı bisikletler görenleri şaşırtıyor. Kendisini vatandaşlar başta olmak üzere polisin durduğunu dile getiren Zügürt, "Sür bakalım diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar" dedi. Elazığ’da yaşayan 58 yaşındaki Hacı Bayram Züğürt, hayatının 26 yılını Almanya’da geçirdi. Elektrik ve elektronik alanında çalışan Züğürt, Türkiye’ye döndükten sonra bu mesleğin yeterli kazanç sağlamaması üzerine bisiklet işine yöneldi. Yaklaşık 15 yıl boyunca bisiklet tamiri ve satışı yapan Züğürt, özellikle kış aylarında boş kalan zamanlarını ilginç bisikletler tasarlayarak geçiriyor. Deneme amacıyla yaptığı yüksek bisikletin beklediğinden çok daha rahat olduğunu fark eden Züğürt, tasarımlarını geliştirdi. Yüksek bisikletlerin yanı sıra yatarak kullanılan bisiklette tasarlayan Züğürt, hem vatandaşların hem de polislerin ilgisini çekiyor. "Bu bisiklet insanı hiç yormuyor" Elektrik-elektronik altyapısında yaptığı tasarımlara büyük katkı sağladığını söyleyen Züğürt, " 26 sene Almanya’da kaldım. Türkiye’ye döndükten sonra 15 yıl boyunca bisiklet işi yaptım. Asıl mesleğim elektrik ve elektronik üzerinedir, ancak bu işten yeterli gelir elde edemediğim için bisiklet sektörüne yöneldim. Bisiklet işinde her gün paramı kazanıyordum. Özellikle kış aylarında, bisiklet işi olmadığında boş günlerimi bisikletlerle uğraşarak, denemeler yaparak geçiriyordum. O dönem bir yüksek bir bisiklet yaptım. Tamamen deneme amaçlıydı, ’Bu nasıl olacak?’ diye merak ettim. Sonra fark ettim ki bu bisiklet insanı hiç yormuyor. Saatlerce sürsem bile sorun olmuyor. Düz yolda giderken hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Normal bir bisikletim de var, o da kaliteli ama onu sürdüğümde yarım saat sonra mutlaka dinlenme ihtiyacı hissediyorum. Bu yeni yaptığım bisiklet ise sanki adam boyu bir insan omuzlarında geziyormuş gibi rahat" dedi. "Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar" Aldığı tepkilerin hem şaşkınlık hem de hayranlık içerdiğini dile getiren Züğürt, " Bisikletlerin daha yükseğinin yapılmasını tavsiye etmem, o iş cambazlığa girer. Bir bisikletimin sisteminde, üç bisikletin zinciri birlikte çalışıyor. Zinciri en yukarıdan, bisikletin ön tarafından alıp arka tekerleğe kadar tek parça halinde bağladım. Sürüşü çok rahat, sırtını yaslıyorsun ve bu durum adeta ömrünü uzatıyor. Ben kış aylarını bu tür denemelerle, üretmekle ve uğraşmakla geçiriyorum. Yolda polisler durduruyor, ’Sür bakalım’ diyorlar, sonra ’İn aşağı, bir daha bin’ deyip bakıyorlar. İnip tekrar biniyorum. Şaşırıyorlar. Şaka olsun diye ’Alt kat kiralık mı’ diyen bile oluyor. İnsanlar çok ilgi gösteriyor, kahvede oturanlar bile kalkıp dışarı çıkıyor, beni durdurup bisikleti görmek, tanımak istiyorlar" şeklinde konuştu. (RY-CK-
İstanbul "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı Rönesans Holding’in, 10’uncusunu düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" Yarışması bu yıl Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleşti. İklim değişikliği ile mücadele olarak belirlenen tema çerçevesinde ‘Azaltım’ veya ‘Uyum ve Dayanıklılık’ odağında projelerin kabul edildiği Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışması’nda yapı, ürün ve hizmet tasarımı kategorilerinde toplam dokuz proje ödül aldı. Rönesans Holding’in, gençlerin fonksiyonel, insan ihtiyaçlarını karşılayan ve bunun yanında doğaya saygılı çözümler sunan fikirler üretmelerini teşvik etmek ve daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına katkıda bulunarak geleceği şekillendirmek amacıyla düzenlediği "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" (SGT) Yarışması’nın 10’uncusu sonuçlandı. Esmiyor ve Impact Hub İstanbul iş birliği ile gerçekleştirilen ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerin ödüllendirildiği yarışmada, üç farklı kategoride toplam 9 proje ödül almaya hak kazandı. SGT Yarışması’nda finale kalan 14 ekip, 19 Aralık’ta jüri karşısına çıkarak projelerini sundu. Jüri değerlendirmesi sonucunda ‘Yapı Tasarımı’, ‘Ürün Tasarımı’ ve ‘Hizmet Tasarımı’ kategorilerinde dereceye giren ekipler belirlendi. Her kategoride birinci olan projeler 50 bin TL, ikinciler 40 bin TL, üçüncüler ise 30 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Üç kategoride dokuz proje ödüllendirildi Yapı Tasarımı kategorisinde; kriz anlarında dönüştürülebilir ve dayanışmayı güçlendiren modüler bir yapı sistemi öneren ‘Ekolojik Çekirdek Projesi’ birinci olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla toplumsal güven ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen ‘Ekinoks Projesi’ ikinci, doğal döngülerle sosyal etkileşimi bir araya getiren bütüncül yaşam alanı önerisi ‘DeepFlow Projesi’ ise üçüncü oldu. Ürün Tasarımı kategorisinde; tarımsal atıkları geri dönüştürerek çevre dostu bir gübre geliştirmeyi amaçlayan ‘BiyoPolTech’ birinci oldu. Jüri değerlendirmesinde alg teknolojisiyle oksijen üreten akıllı kent direği ‘Yeşil Direk’ ikinci, tek kullanımlık plastiklere alternatif olarak biyobozunur ambalaj sunan ‘Bak-pack Projesi’ ise üçüncü olarak seçildi. Hizmet Tasarımı kategorisinde ise atıkları hammaddeye dönüştüren blockchain tabanlı pazar yeri ‘Re-source’ birinci, iklim verilerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlık izleyen ‘Sağlık Odaklı İklim Haritaları (SOİH)’ ikinci, binalar için şeffaf ve dijital bir çevresel performans sistemi sunan ‘Yeşilport Projesi’ ise üçüncülük ödülünü kazandı. 157 aday, 67 başvuru, yoğun bir gelişim süreci Toplam 157 aday sisteme giriş yaparken; 41’i hizmet tasarımı, 13’er tanesi ürün ve yapı tasarımı olmak üzere 67 başvuru alındı. Ön değerlendirme sonucunda seçilen 14 proje, iki aylık kapsamlı bir kapasite geliştirme programına dahil edildi. Program kapsamında ekipler; sürdürülebilirlik, değer önerisi geliştirme, varsayım doğrulama, proje planlama, hikâye anlatıcılığı ve etkili sunum teknikleri başlıklarında eğitimler aldı. Her projeye mentor ve uzman desteği sağlandı. Alanında uzman jüri kadrosu Yarışmanın jüri kadrosunda; akademi, özel sektör ve sivil toplumdan alanında uzman isimler yer aldı. Yapı Tasarımı Kategorisi’nde Rönesans Holding Sürdürülebilirlik ve Çevre Direktörü Evrim Atalas, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Öğr. Üyesi Betül Bilge Özdamar, Rönesans Holding Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Baytan, PIN Architects Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna jüri üyesi olarak yer aldı. Ürün Tasarımı Kategorisi’nde ise TOBB ETÜ, Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Aydın Öztoprak, Toyi Kurucu Ortağı ve Tasarımcısı Elif Atmaca, Airqoon Kurucu Ortağı Barış Can Üstündağ ve Doç. Dr. Engin Kapkın jüri üyeliği yaptı. Hizmet Tasarımı Kategorisinde ise Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Belgin Kaygan, Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Ayşe Sabuncu, KODA Kurucusu ve Genel Koordinatörü Mine Ekinci, Pakt Ajans Kurucusu Anlamlandırıcı Serdar Paktin jüri üyesi olarak yer aldı. "Sürdürülebilir Geleceği Tasarla" 10 yılda, 150’nin üzerinde üniversite semineriyle 400 binden fazla öğrenciye yüz yüze, dijital kanallarla ise yılda ortalama 3 milyon öğrenciye ulaştı.