SAĞLIK - 28 Mart 2022 Pazartesi 13:02

Kırık kalp sendromu en çok kadınları etkiliyor

A
A
A
Kırık kalp sendromu en çok kadınları etkiliyor

Kalp krizi gibi belirti gösteren, kayıp ve yas gibi durumlara bağlı ortaya çıkan ‘Kırık Kalp Sendromu’ hakkında açıklamalarda bulunan Manisa Şehir Hastanesi Kardiyoloji Hekimi Uzm. Dr. Mehmet Burak Özen, ölümcül olabilen kırık kalp sendromu yaşayan hastaların yüzde 90’ının kadın olduğunu belirtti.

Manisa Şehir Hastanesi Kardiyoloji Hekimi Uzm. Dr. Mehmet Burak Özen kalp krizi gibi belirti gösteren, kayıp ve yas gibi durumlara bağlı ortaya çıkan ‘Kırık Kalp Sendromu’ hakkında bilgilendirmede bulundu.

Kırık kalp sendromu en çok kadınları etkiliyor

“Yakınını kaybeden hastalarda daha çok ortaya çıkıyor”

Kırık Kalp Sendromunun diğer bilinen isminin Takotsubo Kardiyomiyopatisi olduğunu kaydeden Özen, “Çok yakınını kaybetme, üzücü bir haber alma ya da çok ciddi mali kayba uğrama, afetzede olma gibi durumlar, gelişen yoğun stres sonrası kalp krizine benzer laboratuvar ve EKG bulgularının olmasıyla ortaya çıkıyor. Bunu özellikle yakınını kaybeden hastalarımızda daha sık görüyoruz. Kırık kalp sendromu tanısı alan ve tedavi ettiğimiz bir hastamız yakın zamanda son bir ay içinde 5 yakınını kaybetmişti. Yakını kaybeden bir hastada kalp krizi riski ilk günde yüzde 20, devam eden haftada yüzde 7 oranında artıyor. Kırık Kalp Sendromu hastalarımızın yüzde 90’ı bayan. Bu hastalarımız da aynı kalp krizindeki gibi nefes darlığı ve göğüs ağrısı semptomuyla acile başvuruyorlar. Bu hastaların kalp grafikleri ve kan sonuçları kalp krizini gösterdiği için hastaları acil anjiyografiye alıyoruz. Hastaların yapılan anjiyografisinde damarlarını açık buluyoruz. Fakat hastanın özellikle kalbin uç kısmında bir balonlaşma, çalışmama durumu oluyor. Bu hastaları biz damarları açık olsa bile aynı kalp krizi gibi yönetiyoruz. Ne yazık ki bu hastalık ölümcül olabiliyor. Bu kalp krizi esnasında kalp yetmezliği ve ölümcül ritim bozuklukları gelişebiliyor. O yüzden bu hastalığı yoğun bakımda takip ediyoruz. Bu durumu atlatırlarsa kalplerini büyük oranda toparlıyor kalp krizinden farklı olarak. O yüzden yoğun stres altındaki hastalarımızda göğüs ağrısı ve nefes darlığı semptomları oluyorsa bunu yoğun strese ve yakınların kaybına bağlamamak lazım ve acil servise başvurmak gerekiyor. Kalp krizi gibi semptomları olan bu hastalara mutlaka acil serviste bizim kalp şeridi dediğimiz elektrokardiyografi ve kalp enzimlerinin ölçülmesi dediğimiz özellikle kalpteki troponin değerlerinin ölçülmesi lazım. Kırık kalp sendromunun ölümcül olabileceği akıldan çıkmamalı.” dedi.

Sadık Cangel
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kural tanımayan motosiklet ve bisiklet sürücüleri tepki çekiyor Eskişehir’de araç girişinin yasak olduğu ve yayaların yoğunlukta bulunduğu bölgelerde trafik kurallarını umursamadan etrafta dolaşan motosikletli ve bisikletlilere tepki gösteren vatandaşlar hem sürücülerin daha duyarlı olmasını hem de yetkililerin konuyla ilgili çalışma yapmasını istedi. Yağışların azalması ve hava sıcaklıklarının artmasının ardından motosiklet ve bisiklet sahibi vatandaşlar yeniden araçlarını kullanmaya başladı. Motosikletli kuryelerin yanına bir de normal vatandaşların eklenmesiyle birlikte kent trafiğinde artan motosiklet ve bisiklet sayısı dikkat çekerken esnaf ve yayalar hiçbir kuralı umursamadan etrafta dolaşan sürücülere tepki gösterdi. Özellikle İki Eylül Caddesi, Konuk Sokak ve Bayramyeri Sokak’ın araç trafiğine kapalı olmasına rağmen bu kuralın motosikletliler ve bisikletliler üzerinde uygulanmadığını söyleyen vatandaşlar, çoğu sürücünün gerekli ekipmanları kullanmayarak hem kendilerini hem de yaya bölgesinde hız yapıp korna çalarak çevredeki insanların canlarını tehlikeye attığını ifade etti. İşletmelerin önüne bilinçsizce park yapılmasının işlerini zorlaştırdığını belirten esnaf ise konuyla sadece sürücülerin değil yetkililerin de daha duyarlı davranması gerektiğini dile getirdi. “Yayalar sakince giderken bir de arkalarından ‘düt’ diye basınca insanlar sıçrıyor” Esnaf Sefa Gençer, motosikletlilerle ilgili bazı sıkıntılarının olduğunu aktardı. Özellikle gençlerin motosiklete çok hevesli olduğunu ancak araçlarını daha sakin sürmeleri gerektiğine vurgu yapan Gençer, “İnternet satışları ve kurye sistemi var. Her tarafımız motosiklet. Bazı alanlar trafiğe kapalı. Mesela İstiklal Mahallesi Konuk Sokak’ta trafiğe kapalıdır. Motosikletlilerin aceleleri var, bir yerlere yetişmeleri gerekiyor ama aynı zamanda bazı şeyleri ihlal ediyorlar. Burası trafiğe kapalı bir yer, motosiklete kapalıdır. Çok rahatsızız. Yayalar sakince giderken bir de arkalarından ‘düt’ diye basınca insanlar sıçrıyor. Motosikletlilere tavsiyemiz daha sakin ve rölantide olmaları, özellikle trafiğe kapalı ve yayanın bol olduğu yerlere girmemeleri. Motosikletlerin park alanlarına da dikkat edilmeli. Mesela esnafın önüne park yapmamaları gerekir. Örnek veriyorum, İki Eylül Caddesi’nde bir kaplumbağa heykeli var. Aileler akşama kadar çocuklarını oraya bindiriyor ve fotoğrafını çekiyor. Adam motosikletini oraya koyunca bunu da engellemiş oluyor” dedi. “Çarpıp birisini sakat da bırakabilirler, her şey olabilir” Vatandaş Can Coşkun, motosikletlilerin, elektrikli bisikletlilerin ve paketçilerin şehir trafiği içerisindeyken çok olumsuz hareketler yaptığından bahsederek, “Yollarına trafikte devam etmiyorlar. Örneğin burası Doktorlar Caddesi, trafiğe kapalı alan ama araba geçiyor. Burada polis ve zabıta var, kimse müdahale etmiyor. Bisiklet de geçiyor. Adam hem telefonla konuşuyor hem de kafasında kulaklık var. Kask da takmıyorlar, insanların hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Böyle durumlarda cezai işlem uygulanması gerekiyor. Şu araçların satışlarına devletin ayrıca bir el atması lazım. Çoluk çocuk herkesin elinde bisiklet, elektrikli motosiklet var. Paketçiler deseniz ona keza. Kimsede uygun ekipmanlar yok. Yayaların yürüdüğü yollarda bunların kısıtlanması gerekiyor. Çünkü bir nevi insanların hayatına kast ediyorlar. Çarpıp birisini sakat da bırakabilirler, her şey olabilir. Ama dediğimiz gibi, buna belediyenin ve devletin bir şekilde çare üretmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. “Kurye arkadaşlarımız da ekmeklerinin peşindeler ama durdukları yer esnafın işini engelliyor” Bayramyeri Sokak’ta bilinçsizce park edilen motosikletliler nedeniyle uzun süredir mağduriyet yaşayan işletmecilerden birisi olan Murat Kuru ise şu ifadeleri kullandı: “Trafiğe kapalı bir yolda her yerde motosikletler var. Bu çok basit bir yöntemle halledilebilir. Aylardır uğraşıyoruz, çok fazla insanla tartışma yaşıyoruz. Tabii yaşanılan durum buradaki huzuru da bozuyor. Birkaç defa belediyeye dilekçe verdik ve trafik ekipleriyle konuştuk. Maalesef çözüme ulaşmadı. Esnaf olarak keyfimiz kaçtı. Devamlı olarak aynı şikâyetle yerel yönetimlerle iletişime geçmeye çalışıyoruz. Bu kadar basit bir şeyin bu kadar uzatılmasını ben anlayamadım. Trafiğe kapalı bir yer burası. Her yerde levhalar var. Ama kurallara uyulmuyor. Bunun sağlanması için buraya girişlerin dubalarla kapatılması gerekiyor. 1 yıldan fazladan beri bütün esnaflar dilekçe vermesine rağmen henüz gelen giden yok. Bununla ilgili sürekli tartışma yaşayan da biziz. Kurye arkadaşlarımız da ekmeklerinin peşindeler ama durdukları yer esnafın işini engelliyor. Müşterilerin rahatça bir şey yemesi mümkün değil. Burada berber arkadaşın tam önünde duruyorlar, vatandaş içeriye girmek bile istemiyor. Çünkü çok fazla araç var. İnsanların buraya girmemesi demek esnafın kazanmaması demektir. Bu da sokağın huzurlu olmadığına işaret.”
Trabzon İhracat rekorları kıran Türk Somonu’nun hasadına başlandı İhracat rekorları kıran Türk Somonu’nun Trabzon’un Arsin ilçesi açıklarında denizde bulunan kafeslerden hasadına başlandı. Türk Somonu öncelikle yumurtaları büyümesi için baraj göllerindeki kafeslere koyuluyor. Kafeslerde büyümeye başlayan somonlar 100 ila 800 gram arasında bir ağırlığa gelince barajlardan alınarak denizlerdeki çelik kafeslere yerleştiriliyor. Belli aralıklarla beslenen somonlar yaklaşık 2,5 kilogram ağırlığına vardığında hasatları gerçekleştiriliyor. Trabzon’un Arsin ilçesinde de Türk Somonu’nun hasadının yapılması için bu gece teknelerle kafeslerin yanına giden su ürünleri yetiştiricileri, kafeslerdeki balıkları vinç ve ağ yardımlarıyla teknelerde bulunan buz dolu olan su tanklarına aldı. Buradan kıyıya çıkarılan somonlar, işlenmek için kamyonlarla balık fabrikalarına götürüldü. Fabrikadaki işlemleri tamamlanan Türk Somonları birçok ülkeye ihracat ediliyor. 2022 yılında 49 bin 196 ton ihraç edilen somondan 363 milyon 102 bin 216 dolar olan gelir elde edilirken, bu rakam 2023 yılında 63 bin 161 tona yükselirken, bunun karşılığında 396 milyon 315 bin 453 dolar ihracat geliri elde edildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ihracatçı firma Somon Üretim Sorumlusu Ayhan Yıldırım, Türk somonunda yurt dışından yoğun talep olduğunu söyledi. Ayhan Yıldırım, “Somon hasadından önce Fransa’dan ve Polonya’dan getirilen yumurtaları kuluçka halinde üreticilere dağıtıyoruz. Balıkların büyüklüğü 2 ila 5 gram arasına gelince barajlara indiriyoruz. Burada 11 ay boyunca 100 ila 800 gram arasına gelince denize indiriyoruz. 6 ay boyunca 2,5-3 kilogram civarına getirip ihracata hazırlıyoruz" dedi. Türk Somonu’nun yağsız ve Omega-5 oranı yüksek bir balık olduğunu belirten Yıldırım "Somonu ihraç ettiğimiz ülkelerin istediği oranda balık yapıp, onların istediği sağlıklı balık yetiştiriyoruz. Vietnam, Çin ve Rusya başta olmak üzere birkaç ülkede çok yoğun istek var. Türk Somonu bir lüks. Onların istediği gibi bir üretim yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erzincan Doğa harikası Girlevik Şelalesi’ne hayat veren gözeler, doğaseverlerin uğrak yeri oldu Dünyanın en görkemli şelalelerinden biri olan Erzincan’ın Çağlayan beldesindeki Girlevik Şelalesi’ne hayat veren gözeler, havaların ısınmasıyla ziyaretçilerin uğrak yeri oldu. Munzur Dağı eteklerindeki Kalecik köyünde yer alan 9 ayrı kaynak suyunun aktığı gözeler gezginlerin rotasında yer alıyor. Erzincan merkeze yaklaşık 34 kilometre uzaklıkta bulunan Kalecik köyünde bulunan ve 9 kaynak suyu ile birleşen gözeler adeta keşfedilmeyi bekliyor. Munzur Dağı eteklerinden gelerek 40 metreden döküldüğü Girlevik Şelalesi’ni besleyen kaynak doğaseverler için görsel bir şölen oluşturuyor. Muhteşem manzarası eşliğinde gözeler çevresinde, piknik yapanlara, doğa kampı yapanlara ve doğa yürüyüşü yapanlara rastlamak mümkün. ‘Anlatmak yetmez, görmek gerekir’ Arkadaşları ile birlikte doğa yürüyüşü yapmak için gelen Kalecik köyünde ki gözeleri tercih eden Vural Gümüş manzaranın tadını çıkardıklarını belirterek, “Erzincan’ın Kalecik köyündeyiz. Arkadaşlarla birlikte doğa yürüyüşüne geldik. Geçekten çok mükemmel bir köy. Erzincan’ın meşhur Girlevik Şelalesi’nin suyunun tamamen beslendiği ve bu suyun çıktığı yer tam olarak burası. Buraları görmek, gezmek gerçekten doğaseverler için çok eğlenceli ve keyif verici. Biz de bugün geldik arkadaşlarımızla birlikte gezdik. Burada piknik yapan insanlar da var. Gelip, gezilip görülesi bir yerlerden biri diyebilirim. Anlatmakla olmaz, ancak gezilerek görülebilir” dedi.