ASAYİŞ - 02 Ekim 2014 Perşembe 11:47

Kızgın damat evleri ateşe verdi

A
A
A
Kızgın damat evleri ateşe verdi

Kastamonu’da eşini kendisine vermediği gerekçesiyle kayınvalidesine kızıp evleri ateşe veren kızgın damadın yaktığı evlerde oturan aileler, 1,5 yıldır çadırda yaşam mücadelesi veriyor.

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde Paşa köyünde geçtiğimiz yılın Ağustos ayında evden ayrılan eşini geri getirmek için kaynanasının evine giden kızgın damat, kaynanasının eşini kendisine vermediği için kızdı. Bunun üzerine kızgın damat, evleri ateşe verdi. Çıkan yangın sonrası 7 ev, 6 ahır ve 6 samanlık tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi.

Evleri yandıktan sonra Türk Kızılayı tarafından köylere çadır kuruldu. Yaklaşık 1,5 yıldır bu çadırlarda yaşam mücadelesi veren aileler, yeni evlerin yapılmasını istedi. Ancak her arsanın 10’dan fazla mirasçısı olmasından dolayı boş arsalara yapılması planlanan evler, mirasçıların imza vermediği gerekçesiyle 1,5 yıldır yapılmayı bekliyor.

Türk Kızılayının kurduğu çadırda 1,5 yıldır 7 kişilik bir aileyle yaşam mücadelesi veren Fatma Çetinkaya (46), çadırda 4 çocuğu, eşi ve kaynanası ile birlikte yaşadığını söyledi. Çetinkaya, “Köyümüzün damadı, eşini vermiyor diye kaynanasını kızıp evi ateşe veriyor. Kızgın damat, kaynanasını yakmadı bizi de yaktı. Kaynanasının evinde hiçbir eşyası yoktu. 16 Ağustos 2013’te evimiz yandı. Bizim, 16 mirasçımız var, imza vermedikleri için evimiz yapılmadı. Burada tek göz bir odada 7 kişi ile birlikte yaşamaya çalışıyoruz” dedi.
Elektrik paralarının geldiğini ve bunu ödeyecek durumunun olmadığını ifade eden Fatma Çetinkaya, “1 yıllık elektrik faturamız bin 150 TL tutuyor. Eğer bu parayı ödeyemezsen elektriklerimizi kesecekler. Ödemeye de durumumuz yok. Bir yerden bir gelirimiz yok. Devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Elektriklerimiz de kesilirse biz, bu çadırın içerisinde ne yapacağız” şeklinde konuştu.

80 yaşındaki Elife Yıldız ise, “Namaz kıldıktan sonra aşağıya indim. Ondan evin yandığını gördüm. Kaynanasına kızıp evi ateşe vermiş. Çok korktum. Geçtiğimiz yıl bu zamanları evimiz yandı. Devletimiz evlerimizi yaptırmıyor. Sürekli gelip bakıyorlar ama henüz başlamış bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Haydar Gökgöz de bir yıldır bu eziyette yaşadıklarını, belirterek, "Hayvanlarımız kepaze oldu. Kendimizi kepazelik çekiyoruz. Bir ev yaptıramadık, böyle yaşamaya devam ediyoruz. Biz, yaklaşan kış ayı öncesinde evlerimizin kısa sürede yapılmasını istiyoruz” dedi.

Öte yandan, olay sonrası hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılan Yakup Ö. hakkında mahkeme heyeti, evleri yakmaktan dolayı 13 yıl 4 ay, silahla kapı kırmadan dolayı 2 yıl, silahla tehditten dolayı 3 yıl 9 ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 6 yıl ve yağmaya teşebbüs suçundan 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu kapsamda Yakup Ö.’ye mahkeme heyeti tarafından toplamda 30 yıl 7 ay hapis cezası verildi.

AKİF DOĞAN - VEDAT YUNUS İKİZOĞLU 
KASTAMONU
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.